Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1745 E. 2022/2293 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1745
KARAR NO: 2022/2293
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/12/2021
ESAS NO: 2019/126
KARAR NO: 2021/1153
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/10/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 31/10/2022
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/12/2021 tarih ve 2019/126 Esas – 2021/1153 sayılı kararı davacı vekili ile davalı … vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davacı tarafından İncesu İcra ve İflas Müdürlüğünün … İflas dosyasında 08/09/2016 tarihindeki ihaleden alınan ve 02/09/2016 tarihinde tapuda tescil edilen taşınmazlar üzerinde bulunan … , … , … , … binalarındaki binanın taşıyıcılığının ayrılmaz yapı elamanları olan ve binaya ait yapım uygulama projelerinde açık bir şekilde çizilen ve detayları verilen çelik kolon, vinç yürüme yolları, ara çelik çapraz malzeme ve taşıyıcı özelliği olmayan ancak binaya ait fonksiyonlardan olan raylar, binanın çatı , pencere, elektrik ve mekanik tesisatlarının bakım ve onarımı için yapılmış olan insan yürüme yollarının … A.Ş İflas idaresinin menkul gayrimenkulleri muhafaza ve gözetim görevini yerine getirememesi sonucu davalı … … Ltd. Şti tarafından sökülmesi, kesilerek alınması bu nedenle binaların kullanımı için yeniden yapımınında şart olması nedeniyle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan dava tarihinden itibaren yasal faizleri beraber müşterek ve müteselsilen tahsilini, davalı … A.Ş İflas idaresinin müflise ait malları koruma görevini iflas idaresinin görevlerini gereği gibi yerine getirmemesinden dolayı kusuru bulunması, binalardaki asli unsuru olan binaya ait çelik kolon, vinç yürüme yolları, ara çelik çapraz malzemeler, raylar, vinç insan yürüme yollarının yeniden yapımı için geçecek süreden dolayı davacının uğradığı 50.000,00 TL maddi zararın dava tarihinden itibaren yasal faizleri ile beraber davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davalılardan … Ltd. Ştinin halen gayrimenkulleri tahliye etmemesi bu durumdan diğer davalının usule uygun olmayan işlemleri nedeni ile sorumlu olması, taşınmazların halen taraflarına teslim edilmemesi nedeniyle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik aylık 5.000,00 olmak üzere taşınmazın taraflarına teslim edileceği güne kadar sayın mahkemece belirlenecek ecrimisil bedelinin davalılardan dava tarihinden itibaren yasal faizleri ile beraber müşterek ve müteselsilen tahsilini, tensiple beraber Kayseri-Adana yolu 43. Km Kayseri adresindeki taşınmazlarda eksikliklerin tespiti ile beraber hali hazırda sökülmüş, fabrika sahasında bulunan bir kısım raylarında tespitinin bu raylar üzerine tedbir konulması ve öncelikle yediemin olarak taraflarına teslimini bu raylarında davacı firmaya aidiyetine karar verilmesini, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı … … Ltd . Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; İncesu İflas Müdürlüğünün … iflas dosyasında iflas idaresince müflis olan … A.Ş ‘ye ait taşınır ve taşınmaz malların satımı için ihaleye çıkıldığını ve müflise ait gayrimenkullerin 09/08/2016 tarihinde açık artırma ile davacı … Ltd Şti ye bir kısmı hurda olan menkullerin ise 08/03/2016 tarihinde yapılan açık artırma ile … e ihale edildiğini, daha sonra davalı …… Tic. Ltd . Şti nin ihale alıcısı … ‘den bedeli karşılığında ihale edilen menkul malları satın aldığını, davalının satın aldığı menkul malları bulunduğu yerlerden alma süresi içinde iken iflas idaresinin gelerek davalı aleyhine tutanak tanzim ettiğini ve 5 Ekim’e kadar çıkması için süre verdiğini, davalının da baskı altında tutanağı imzaladığını, hatta davanın açıldığı ve ihtiyati haczin verildiği tarihte dava konusu taşınmazların iflas Müdürlüğüne teslim zamanının dahi sona ermediğini, dolayısıyla davacının alacaklı sıfatına sahip olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; “……Bu genel açıklamalar çerçevesinde davacının alacak ve tazminat talepleri değerlendirildiğinde; davacının İncesu İcra ve İflas Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyasından 09/08/2016 tarihinde yapılan Cebri Arttırma ( İhale ) suretiyle davalılardan Müflis şirkete ait … İlçesi, … Mah. … Mevki, … Ada, … Parsel sayılı taşınmazı satın aldığı bu taşınmaza ilişkin ihalenin 16/08/2016 tarihinde kesinleştiği ve ihalenin kesinleştiği tarihten sonraki bir evrede taşınmazın ihale şartlarında bulunmadığını ve taşınmazın bir kısım eklentilerini yerinde bulunmadığı ileri sürerek ayıba karşı tekeffül hükümleri çerçevesinde doğan zarardan kaynaklı olarak zararın tazmini isteminde bulunmuş ve bu talebini ıslah dilekçesi ile birlikte arttırarak 3.415.352,78-TL’ye yükseltmiş ise de TBK m.280 hükmü çerçevesinde davacının cebri artırma suretiyle yapılan satıştan kaynaklı olarak, ayıba karşı tekeffülden doğan zararların tazmini istemi ile davalı müflis şirketten talepte bulunamayacağı, taşınmazın cebri arttırma suretiyle satışının gerçekleştiği, ihale şartnamesinde belirtilen ve mükellefiyetler listesinde yazılı olan şartlar ile birlikte taşınmazın satın alındığı, ihale tarihi itibariyle mülkiyetin davacıya geçtiği, davacının bu aşamadan sonra 7 günlük şikayet süresi içinde taşınmaz başında gerekli muayene ve gözden geçirme külfetini yerine getirerek taşınmazın niteliklerinin ihale şartnamesinde ve mükellefiyetler listesinde belirtilen şekilde olmadığı, taşınmazın hem tapu kaydının hem de fiziki unsurlarının şartnamede belirtiği şekilde olmadığını ileri sürerek ihalenin feshini talep edebileceği halde bu süre geçirildikten sonra ayıba karşı tekeffülden kaynaklı ve taşınmazın belirtilen nitelikleri taşımadığından bahisle, tazminat isteminde bulunmuş olup, bilirkişi heyetinin düzenlemiş olduğu 06/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere müflise ait fabrikaların hangarlarında bulunan bir kısım malzeme ve ekipmanların ihalenin feshine ilişkin tarihten sonra kesilip sökülmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı ve bunun fiziken de mümkün olmadığı böylece kesilip sökülen malzemelerin tamamının ihale öncesi gerçekleştiği dolayısıyla muayene ve ihbar külfetinin hem ihaleye giriş sırasında hem de ihalenin gerçekleştiği tarih ve bu tarihten itibaren işleyen 7 günlük şikayet süresi içerisinde davacıya ait olduğu ve fakat davacının bu süre içerisinde muayene ve ihbar külfetini yerine getirmeyerek ve bu sebeple ihalenin feshini talep etmeyerek taşınmazın ihale şartnamesinde bulunduğu halde fiili olarak üzerinde bulunmayan eklentilerden yoksun olarak satın ve teslim aldığı, ayıba tekeffülden doğan talep ve dava hakkının bulunmadığı kanaatine varılmakla bu talebin reddine karar vermek gerekmiştir. Aynı surette davacının söz konusu malzeme ve ekipmanların yeniden yapımı için geçecek süreden dolayı uğramış olduğu kâr mahrumiyeti (yoksun kalınan kâr) niteliğindeki 50.000,00-TL’lik maddi tazminat talebinin ise ayıba karşı tekeffülden doğan tazminat talepleri kapsamında bir zarar ve ziyan talebi olduğu gözetilerek ve yukarıda belirtilen gerekçeler çerçevesinde yerinde görülmeyerek reddine karar verilmiştir.Davacının diğer talebi olan haksız işgal tazminatı ( ecrimisil) yönünden yapılan yargılama sonucu taşınmazın davacıya geç tesliminden kaynaklı taşınmazın malikinin ve taşınmaz üzerindeki bir kısım taşınır malları cebri artırma suretiyle satın alan diğer davalı şirketin birlikte sorumluluğunun bulunduğu, taşınmazın mülkiyeti ihale tarihinde alıcı olan davacıya geçmekle birlikte davalıların haksız işgalden kaynaklı tazminat yükümlülüğünün haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren işleyeceği diğer bir deyimle tazminat alacağının haksız fiil tarihinden itibaren doğacağı, bu suretle dava konusu taşınmazın mülkiyetinin davacıya geçiren ihalenin 16/08/2016 tarihinde kesinleştiği dikkate alındığında bu tarihten itibaren davalı … Ltd. Şti’nin haksız fiilin gerçekleştirdiği tarih olarak kabul edilmesi gerektiği, diğer davalı müflis şirketin ise satıcı ve taşınmazın önceki maliki olarak alıcı davacının taşınmazı teslim alamamasındaki gecikmeden diğer davalı ile birlikte sorumlu oldukları ve sonuç olarak bilirkişi ek raporu ile belirlenen tutar olan 140.017,49-TL üzerinden davalıların müteselsilen sorumlu oldukları gözetilerek, bu talebin dava dilekçesi ve ıslah dilekçesi doğrultusunda kabulüne karar vermek gerekmiş, davanın kısmen kabulüne,…” dair karar verilmiştir.
İşbu kararı davacı vekili ile davalı … vekili süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; ihalenin feshini istemekte davacının hukuki yararı bulunmadığını, somut olayda ihalenin feshi sebepleri oluşmadığını, davacı yönünden ihaleden kaynaklı bir zarar söz konusu olmadığını, davaya konu A1, A2, A5, A17 binalarındaki binanın taşıyıcılığının ayrılmaz yapı elamanları olan ve binaya ait yapım uygulama projelerinde açık bir şekilde çizilen ve detayları verilen çelik kolon, vinç yürüme yolları, ara çelik çapraz malzeme ve taşıyıcı özelliği olmayan ancak binaya ait fonksiyonlardan olan raylar, binanın çatı, pencere, elektrik ve mekanik tesisatlarının bakım ve onarımı için yapılmış olan insan yürüme yollarının “ihale sonrasında” davalı firma tarafından yerlerinden sökülerek götürülmüş olduğu için zarar oluştuğunu, somut olayda artırmaya hazırlık aşamasında, ihale aşamasında hatalı bir işlem söz konusu olmayıp ihaleye fesat karıştırma yahut taşınmazın önemli niteliklerinde hataya düşülmesinin söz konusu olmadığını, ihale yapıldığını, kesinleştiğini ve sonrasında meydana gelen hadiseler nedeni ile dava yoluna gidildiğini, davaya konu unsurların g.menkulün “mütemmim cüzü” niteliğinde olduğunu, sonuçta, gerek belirtilen bilirkişi heyeti raporları, binaların projeleri, gerekse yaptığımız değerlendirmelere göre, A1, A2, A5 ve A17 nolu fabrika binalarının Çelik kolonlarının, Vinç yürüme Yolları’nın (ray vs), Ara Çelik Çapraz Destekler’ in, binanın çatı, pencere, havalandırma sistemleri, binanın bakım ve onarımı için gereken İnsan Yürüme Yolları’nın binaların ayrılmaz bir parçası olduğununu belirtildiğini, TMK’nun 684. maddesi hükmüne göre mütemmim cüz (bütünleyici parça) niteliğindeki şeyler, bütünden ayrı haczedilemeyeceğini, kaldı ki ihalenin feshi yoluna başvurulduğu taktirde İcra Mahkemesi tarafından basit usulle inceleme yapılacak olup; davaya konu unsurların taşınmazdan ne zaman sökülerek alındığı, bunun dışında kim tarafından alındığı hususunu incelemeyecek olup davacı ile davalılar arasındaki ihtilafın bu yolla çözülemeyeceğini, bu nedenle de ihalenin feshi davası açmakta davacının hukuki yararı bulunmadığını, Davaya konu unsurlar davalı … tarafından sökülerek alındığını, zira; İncesu İcra Müdürlüğü tarafından … sayılı dosya ile satış işlemlerine geçildiğini ve 14/07/2016 tarihinde 1. Satış, 09/08/2016 tarihinde 2. Satış gerçekleştirildiğini ve davacı tarafından g. menkulün satın alındığını, davaya konu unsurlar her ne kadar b.kişi raporunda kamera kayıtlarına istinaden çok kısa sürede sökülmesi ve taşınması hayatın olağan akışına aykırı olarak değerlendirilmişse de kamera kayıtlarının sadece belli bir döneme ilişkin olduğunu, bu görüntülerinde davalı …’ ın yerleşke içerisine girerek keşif yaptığı ve davaya konu unsurları tespit edip götürmüş olduğunu ispatladığını, davalı … 10/10/2016 tarihli cevap dilekçesinde davaya konu unsurların menkullere ilişkin yapılan ihalede satılan vinç ve sair unsurların mütemmim cüzü niteliğinde olduğunu belirttiğini, bu nedenle de davacının taşınmazına ait mütemmim cüzleri söküp götürmekte bir sakınca görmemişler, zira kendilerine ait olduğunu düşündüklerini, dosya içerisine dahil olan 23/09/2016 tarihli “tahliye ve teslim tutanağı” incelendiği taktirde davacı vekilinin ihaleye konu olmuş bazı mütemmim cüzlerin hangarlarda yer almadığından bahisle ihtirazi kayıt koyarak evrakı imzaladığını, davalı … yetkilisi … ise hangarlardaki unsurları eksiksiz ve tam olarak teslim aldıklarını kabul ettiğini, Çelikhanlar bu hangarları içerisindeki unsurlar tam olarak teslim aldıktan sonra eksikliklerin meydana gelmiş olması ve sonraki sürece ilişkin olarak söz alarak “bütün sorumluluğun kendisinde olduğunu” kabul ve taahhüt ettiğini belirterek; yerel mahkeme kararının kaldırılarak itirazlar doğrultusunda hüküm tesis edilmesini talep etmiştir.İflas masası vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16.02.2012 Tarih, 2011/429 E.- 2012/75 sayılı kararı ile … AŞ.’nin iflasına karar verildiğini, İflas tasfiyesinin İncesu İcra ve İflas Müdürlüğü’nün … iflas sayılı dosyasından yürütüldüğünü, İflas tasfiyesi kapsamında, iflas idaresinin 19.02.2016 tarihli kararı ile, müflis şirkete ait … KAYSERİ adresinde bulunan fabrika binası içindeki menkullerin, fabrika koşullarından dolayı yıprandığı, sürekli hırsızlık olayları gündeme gelmekle makinelerin neredeyse tamamının parçalarının, kablolarının söküldüğü ve çalışmaz hale geldiği, söz konusu menkullerin teferruat ve mütemmim cüz olma vasfını yitirdiği, bu hususların bilirkişi raporu ile de saptanmış olması, ayrıca menkullerin muhafazası için güvenlik giderlerinin masaya külfet getirdiği, fabrikanın kapladığı alanda bulunan taşınmazlardan bazılarının 3. Şahıslara ait olan başkaca taşınmazlara tecavüzlü olması ve bu konuda ihtilaf olması sebepleri de gözetilerek, İ.İ.K. hükümleri gereğince açık arttırma usulü ile satışına karar verildiğini, söz konusu menkullerin, 08/03/2016 tarihinde yapılan ihale ile davadışı … ’e ihale olunduğunu, akabinde, iflas dosyasında mübrez bilirkişi raporları doğrultusunda, iflas idaremizin 17.05.2016 tarihli kararı ile, müflis şirkete ait 67 adet taşınmazdan oluşan fabrikanın satışına karar verildiğini, İflas idaresince 14.07.2016 tarihinde yapılan birinci satışa iştirak olunmaması nedeniyle, satışın ikinci güne bırakıldığını ve 2. Satış gününde (09.08.2016 tarihinde) söz konusu taşınmazlar davacı … Ltd. Şti.’ne ihale olunduğunu, söz konusu ihalenin kesinleştiğini, ihalenin kesinleşmesinin akabinde davacı şirket tarafından, diğer davalı … Ltd. Şti. tarafından taşınmaza zarar verildiği ve iflas masasının menkul ve gayrimenkuller ile ilgili gözetim ve muhafaza görevini yerine getirmediğinden bahisle, işbu dava açılmış ve mahkemece yapılan yargıma neticesinde; “Davanın kısmen Kabulü ile, ecrimisil alacağının (haksız işgal tazminatı) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin (ayıba karşı tekeffülden doğan tazminat talebinin) reddine” karar verildiğini, söz konusu kararın davacı vekilince istinaf edildiğini, istinaf sebeplerinin hukuka aykırı olması nedeni ile reddine ve yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmesini, davacı, satış ilanında ve satış şartnamesinde belirtilen tüm hususları bilerek, dosya içindeki tüm belge ve bilgilere vakıf olarak, taşınmazı satın aldığını, davaya konu fabrika niteliğindeki taşınmazların satışında iflas idaresince, taşınmazın satışına dair satış ilanı, satış şartnameleri, bilirkişi raporları, taşınmazlara ilişkin tapu kayıtları vb. bilgileri İncesu İcra ve İflas Müdürlüğü’nün… iflas sayılı dosyasında herkesin incelemesine açık bulundurulduğunu, ayrıca, satış şartnamesi ve satış ilanına, satışa iştirak edeceklerin, İflas Satış Dosyasını, Tapu Kayıtlarını (kütük ve yazışma dosyalarını), bilirkişi raporlarını, Belediye İmar ve Kadastro Müdürlüğü kayıtlarını, şartname, ilan ve tebligatları incelemek suretiyle ihaleye katıldığını kabul ettikleri, söz konusu kayıtlar uyarınca ve tecavüzlerden dolayı taşınmazların maruz olduğu her türlü kısıtlama ve kayıtlamayı alıcıların şimdiden kabul ettikleri ve bununla ilgili İflas Masasına ya da İncesu İcra ve İflas Müdürlüğü’ne herhangi bir hak talep etmeyeceklerini şimdiden gayrıkabili rücu kabul ve beyan ettiklerini, davacı, satış ilanında ve satış şartnamesinde belirtilen tüm bu hususları bilerek, dosya içindeki tüm belge ve bilgilere vakıf olarak, 09/08/2016 tarihinde satın aldığını, satılan taşınmazın bir milyon metrekare olduğunu, içerisinde 30 civarında (Fabrika Binaları, Hangarlar, Cami, Lojman v.s.) ana yapı bulunduğunu, bu taşınmazın bütününün içerisinde sadece 4 binadaki eksiklikler, iflas dosyasından alınan kıymet takdirine de yansımış, taşınmazın değeri bu eksiklikler nazara alınarak belirlenmiş, davacı da eksiklikleri bilerek ve bu değerlendirmeyle takdir edilmiş kıymeti üzerinden taşınmazı uygun fiyata aldığını, davacının iddialarının maddi gerçeğe aykırılık teşkil ettiğini, davacının, taşınmazı 09/08/2016 tarihinde yapılan ihale ile satın aldığını, davacının taşınmazı 16/08/2016 tarihinde gezdiğini ve incelediğini beyan ve kabul etmekte, eksikliklerin satış gününden sonra meydana geldiğini ileri sürdüğünü, bu durumda satış tarihinden inceleme tarihine kadar geçen 7 günlük sürede yaklaşık 1000 ton malzemenin yerinden kesilerek alınmasının imkansız olduğunu, kaldı ki; davaya konu taşınmazların, davacıya ihale edildikten sonra ve henüz ihale kesinleşmeden önce (satıştan 3 gün sonra), davacının kendisi tarafından görevlendirilen güvenlik elemanlarınca korunması sağlandığını, davacının kendi görevlendirdiği güvenlik elemanlarının koruması altında olan taşınmazlarda meydana gelen hasar ve zararlardan, iflas idaresinin sorumlu tutulamayacağı gibi, eksik olduğu iddia olunan malzemelerin, satıştan sonra taşınmazdan alınmasının da mümkün bulunmadığını, ayrıca, fabrika binasında hırsızlık vakıalarının yaşandığını, menkullerin kafa tabir edilen pek çok aksamının çalındığını, makinelerin parçalandığını, fabrika bahçesinde bulunan binaların camlarının kırıldığını, elektrik aksamlarının söküldüğünü, ana taşıyıcı çelik kolonların ve çapraz bağlantılarının kesildiği vb. hususların satıştan önce iflas dosyasından alınan bilirkişi raporları ile de sabit olduğunu belirterek; Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21.12.2021 tarih ve 2019/126 E. – 2021/1153 K. sayılı ilamının onanmasına, yargıla giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … vekili istinaf dilekçesinde ve istinafa cevap dilekçesinde özetle; öncelikle, bilindiği üzere; İcra İflâs Kanunu hükümlerine göre gerçekleştirilen ihaleler sonucu iktisap edilen taşınmaz, borçlu tarafından veya hacizden evvelki bir tarihte yapıldığı resmi bir belge ile belgelenmiş bir akte dayanmayarak üçüncü kişiler tarafından işgal edilmekte ise, bunların tahliyesini sağlayarak ihale alıcısına taşınmazın teslimi Kanunun 135. maddesinin 2. Fıkrasında düzenlendiğini, İİK m. 135 sadece haciz yolu ile takipteki taşınmaz ihalelerinde değil aynı zamanda iflâs yolu ile takiplerde (m. 244) de uygulanır. İİK m. 135/2 hükmü gereğince taşınmazda bulunan üçüncü şahıs, icra müdürlüğünce düzenlenen tahliye emrinin kendisine tebliğinden itibaren 15 günlük süre içersinde taşınmazı tahliye etmek zorunda olduğunu, ecrimisil ise yine bilindiği gibi; malı haksız yere ve kötüniyetli olarak kullanan, geri verme yükümlülüğünü de yerine getirmeyen kişilerden talep edilebilecek olduğunu, ecrimisilin esasında malikin ayni hakkına dayanarak söz konusu malını kullanma yetkisinin elinden alınması neticesinde öngörülen bir yaptırım olduğunu, olayda davalı taşınmazlarda İflas İdaresi tarafından yapılan menkul ihalesi neticesi yani hukuki bir hakka dayalı olarak bulunduğunu, İflas İdaresi tarafından davalıya verilmiş ve geçirilmiş bir süre de olmadığını, o halde resmi bir işleme yani bir “hakka” dayalı olarak taşınmazda bulunan davalının şagil olarak kabulü ve ondan ecrimisil istenebilmesi hukuken mümkün olmadığını, davalının yasal hakkına istinaden taşınmazda bulunduğunu, kabul anlamına gelmemekle beraber, davacının kazandığı ihale nedeniyle davalı şirketin taşınmazın tahliyesi gerektiğini düşünsek dahi davalıdan ecrimisil istenebilmesi için öncelikle, İİK 135/2 gereği müvekkile, 15 günlük yasal ihtarat çıkartılmak zorunda olduğunu, akabinde verilen süre içerisinde taşınmaz tahliye edilmezse ecrimisil söz konusu olacağını, ancak iflas dosyasından da görüleceği üzere olayda davalıya yapılmış tahliye ihtaratının bulunmadığını, yasal düzenlemelere göre ihale ile taşınmazı satın alan kişi veya kurum taşınmazın mülkiyetini ihalenin kesinleşmesi halinde ihale tarihinde kazanmış olur. Somut uyuşmazlıkta, cebri ihale 20.03.2012 tarihinde yapılmış olup davalılardan … tarafından açılan ihalenin feshi davası reddedilerek 20.12.2013 tarihinde kesinleşmiştir. Bu durumda, ihale alıcısı davalı …’e mülkiyetin 20.12.2013 tarihinde geçtiği ve ihale tarihinden itibaren davalı-karşı davacının ecrimisil isteyebileceği açıktır.İİK’nun 135/2. maddesinde ise “Taşınmaz borçlu tarafından veya hacizden evvelki bir tarihte yapıldığı resmi bir belge ile belgelenmiş bir akte dayanmayarak başkaları tarafından işgal edilmekte ise onbeş gün içinde tahliyesi için borçluya veya işgal edene bir tahliye emri tebliğ edilir. Bu müddet içinde tahliye edilmezse zorla çıkarılıp taşınmaz alıcıya teslim olunur” denilmiştir. Anılan yasa hükmüne göre, ihale yoluyla satılan taşınmazın kayıt maliki dışındaki üçüncü kişiler tarafından işgali halinde uygulanma olanağı bulmaktadır.Alıcıya ihale edilen taşınmaz kayıt maliki dışındaki kişi yada kişiler tarafından işgal edilmekte ise İİK’nun 135/2 maddesindeki açıklamaları içeren ihtarnamenin işgalciye gönderilerek 15 günlük süre tanınması ondan sonra ecrimisil isteğinde bulunulması gerektiğini, öte yandan; ecrimisilden taşınmazı haksız kullanan veya kullandıran sorumludur.” Yargıtay 1. HD 13.05.2019 T. E: 1534, K: 2933 dava dilekçesi ekinde de sunulan tutanaktan da görülecektir ki; davalıya sadece haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak davacı tarafın baskısı sonucu 23.09.2016 tarihinde bizzat gelinerek taşınmazı 05.10.2016 tarihine kadar boşaltması için İncesu İflas Müdürlüğünce süre verildiğini, davalının süresi içerisinde taşınmazı apar topar tahliye ve teslim ettiğini, (Ek 1) dolayısıyla kanuni mükellefiyetler yerine getirilmemesine rağmen davalının dava konusu taşınmazı tahliye etmiş olması, ortada haksız kullanım olarak nitelendirilebilecek bir durum da bırakmadığını, kabul anlamına gelmemekle beraber, ayrıca bilirkişi tarafından kira bedeli olarak belirlenen bedeller taşınmazın konumu, yıpranma durumu vb gözetildiğinde afaki olduğunu, taşınmazın ihale öncesinde de atıl vaziyette bırakılmış olup yıllık kira bedelleri hiç bir emsal gösterilmeden afaki olarak tespit edildiğini, Yargıtay 1. HD 2014/16769 E. 2016/5022 K., davacı tarafın rapora itirazı değerlendirilerek ek rapora gidildiğini ve itirazlar bakımından yapılan incelemede yine aynı kanaate varıldığını belirterek; öncelikle ecrimisil talebinin haksız ve dayanaksız olduğunun kabulü ile mahkeme kararının bu kısmının kaldırılarak davanın tamamı bakımından reddine olarak tüm sonuçlarıyla hüküm kurulmasını talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Davacı, davalılardan ihale ile aldığı taşınmazlardaki sökülen aksamın karşılığı olarak tazminat, sahibi oldukları yeri tahliye etmeyen … Ltd. Şti ve bu tahliye etmemeden sorumlu olan diğer davalının da ecrimisil ödemesini talep etmiştir.Bilirkişi tarafından düzenlenen raporda ihale edilen taşınmazlara ilişkin fotoğraflar incelenmiş olup böylece kesilip sökülen malzemelerin tamamının ihale öncesinde gerçekleşmiş olduğu kanaatine varıldığı belirtilmiştir. Aynı zamanda dosyada yer alan ihale evrakları arasında bulunan 16.10.2015 tarihli kıymet takdir raporunda davacıya ihale edilen taşınmazlar üzerindeki yapının ve arsa değerinin belirlendiği, taşınmazların bütünleyici parçalarının belirtilmediği, bu suretle kıymet takdirine esas olarak taşınmazın üst ve arzına bedel biçildiği, davacının bu bedel üzerinden bu suretle ihaleye konu yeri aldığı anlaşılmıştır. Davaya konu söz konusu kesilen ve kaldırılan tesisatın, bütünleyici parçada olsa gayrimenkullerle birlikte ihale edildiğini gösteren bir kıymet takdir raporunun bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu kapsamda sökülen çıkarılan tesisattan ötürü davalı … Ltd. Şti’nin yetkililerinin mala zarar verme ve hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan yargılandıkları, beraat ettikleri de anlaşılmakla bu işlemlerin kim tarafından gerçekleştiğinin belli olmadığı görülmüştür. Tüm bunlar ışığında davacının tazminat talebinin reddi yönündeki ilk derece mahkemesi kararının yerinde olduğu, davalıların bundan sorumlu olmadığı kanaatine varılmıştır.Davacının ihalenin kesinleşmesi tarihinden itibaren taşınmazlarda hak sahibi olarak taşınmazın kullanımını kendisine tahsis etmeyen, buna engel olan davalılardan dava tarihine kadar ecrimisil talep etmesi yerinde olup, 23.09.2016 tarihli tahliye ve teslim tutanağında davacının taşınmazı kullanamamasından kaynaklı haklarını saklı tuttuğu görülmekle dava konusu taşınmazın 16.08.2016 ihalenin kesinleştiği tarihinden 28.09.2016 dava tarihine kadar olan süre için fabrika yapıları için ecrimisil hesaplanması ve bu ecrimisilden davalının sorumlu olduğu yönündeki ilk derece mahkemesi kararının yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda davacı ve davalı tarafın söz konusu istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nın 353/1-b.1.maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 21/12/2021 tarih ve 2019/126 E. – 2021/1153 sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL nispi istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davacı tarafından peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Alınması gerekli olan 9.564,59 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davalı tarafından peşin yatırılmış 2.391,15 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.173,44 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalı … alınarak Hazineye Gelir kaydına,
4-İstinaf başvurusunda bulunan davacı ile davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın tebliğ işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 27/10/2022