Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1695 E. 2022/1764 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1695
KARAR NO: 2022/1764
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/04/2022
ESAS NO: 2020/514
KARAR NO : 2022/362
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 22/09/2022
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 28/04/2022 tarih ve 2020/514 E – 2022/362 K kararına karşı süresi içinde davacı /davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının davacı kooperatifin ortağı iken kooperatifin 21/06/2015 tarihli genel kurulunda devam eden konut inşaatlarının maliyeti ve kooperatif giderlerinin karşılanabilmesi için her bir üyenin 9.500,00-TL ödemesine dair karar alındığını, davalının yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, itiraz üzerine icra takibinin durduğunu, davacı kooperatifin 21/06/2015 tarihli genel kurulunun 6. ve 7. gündem maddeleri birlikte değerlendirildiğinde kooperatifin kalan inşaatlarının tamamlanması ve kooperatifin varlığını sürdürebilmesi için her bir üyeden yaklaşık olarak belirlenen 9.500,00-TL’nin kooperatife veya kooperatif yönetim kurulunun izni ile yükleniciye avans olarak ödenmesine karar verildiğini, anılan genel kurul ile vaki genel kurulda alınan tüm kararların davalı yönünden kesinleştiğini, davalı tarafından kesin hesap borcunun ödendiği iddia edilmiş ise de kesin hesap üye borç tablosu belgesinde üyenin borcunun belirlendiği tarihin açıkça yazıldığını, yapılan hesabın tapu tescili öncesi ortağın borcunun belirlenmesine yönelik olduğunu, davacı kooperatif imalatlarına devam etmesi, inşaat maliyetlerinin artması ve imalatlarını zamanında yetiştirememesi hasebiyle kira borcu altına girmesi, davalının konutuna 2012 yılında çıkartılan geçici maliyet hesabının ana sözleşmeye aykırı olması, kooperatifin devam etmesi nedeniyle genel giderlerin artması gibi nedenlerle davalının daha önce yaptığı ve adına isabet eden ödemelerin yetersiz kaldığını, bu nedenlerle icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız ve yersiz olduğunu, daha önce Kayseri 1. ATM’nin 2016/877 Esas sayılı dosyasında yargılama yapıldığını, aynı nedene dayalı davanın reddedildiğini ve kesinleştiğini, bu nedenle aynı nedene dayalı olarak bir kez daha talep edilemeyeceğini, davalının davacı kooperatife üyelikten doğan tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve kendisine düşen daireyi tapuda devraldığını, davalının çağrılmadığı ve katılmadığı bir takım genel kurullarda kararlar alındığını, ek ödemeler çıkarıldığını, hukuki dayanağı bulunmayan bu ödemelerin davalı ve davalı gibi birçok üyeyi mağdur ettiğini, davacı kooperatifin kendi aralarında neye göre yapıldığı bilinmeyen bir kesin hesap raporu çıkardığını, bu raporun denetimden geçirilmeden ve üyelerin bilgisine sunulmadan üyelere borç olarak yansıttığını, önceki davada alınan bilirkişi raporunda da davalıdan herhangi bir ücret talep edemeyeceklerinin net şekilde ortaya konulduğunu, bu nedenlerle davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; davacı kooperatif tarafından davalı hakkında 21/06/2015 tarihli genel kurul toplantısının 7. maddesi gereği belirlenen bedelin ödenmesi için takip yapılmış olduğu ve davalının itirazı üzerine mahkememizde dava açıldığı anlaşılmakla, her ne kadar toplanan delliller sonucu alınan bilirkişi raporunda, davacı kooperatifin dava konusu alacağı talep etme hakkının 18/11/2018 tarihli genel kurulun 6. gündem maddesi dikkate alınarak hukuki dayanağı olmadığı belirtilmiş ise de, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin 2018/687 E, 2019/672 K sayılı ve 18/04/2019 tarihli kararında belirtildiği üzere söz konusu alacak talebinin inşaat finansman gideri niteliğinde bir alacak olması, davanın itirazın iptali davası olması nedeni ile alacağın takip tarihindeki şartlar itibari ile değerlendirilmesinin gerekmesi, sonradan alınan genel kurul kararının talep konusu alacağa etkisinin olmaması, davacı kooperatifin 18/11/2018 tarihli genel kurul kararında 9.500,00 TL bedel talebinin devamına karar verilmiş olması nedeni ile borçtan sorumluluğunun devam etmesi hep birlikte dikkate alınarak davacının takip konusu alacak nedeni ile alacaklı olduğu anlaşılmış ve böylece davanın kabulüne, vaki itirazının iptaline, takibin devamına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Davalıya tebliğ edilen ve kooperatif genel kurulu kararı uyarınca belirlenen takip konusu alacağın likit nitelikte olduğu gözetilerek yasal koşulları oluşan icra inkar tazminatı talebin de-Davanın KABULÜ ile, Davacının davalı hakkında başlatmış olduğu Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya kapsamında davalı borçlunun yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİNE, takibin devamına, -Davacının icra inkar tazminatının kabulü ile, alacağın (18.007,84-TL) %20’si tutarında olmak üzere 3.601,50-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, *** …” şeklinde karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı kooperatifin 21/06/2015 tarihli genel kurulunda alınan 7.maddesinin iptal edildiğini, davalının da davacısı olduğu bir kısım kooperatif üyelerince açılan Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/10 esas sayılı genel kurul iptali davasında mahkemece davacıların davası haklı görülerek davalı … Konut Yapı Kooperatifi’nin 21/06/2015 tarihli genel kurulunda alınan 7 numaralı kararının iptaline karar verildiğini, kesin hükümden dolayı davanın reddi gerektiğini, davacı kooperatif tarafından, kooperatifin 21.06.2015 tarihli genel kurulunda her bir üyeden 9.500,00 TL alınmasına ilişkin kararın yerine getirilmemesi iddiasıyla Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/10Esasına kayıtlı, tapu iptal ve tescil konulu davası açıldığını, davanın yerel mahkemece reddedildiğini, yukarıdaki değerlendirme, dava konusu edilen 9.500 TL nin talep edilip edilemeyeceğine ilişkin olduğunu, kaldı ki ibra sözleşmelerinde, genel giderde peşin olarak hesaplanmış ve tahsil edildiğini, üyelerin genel gider borcu da bulunmadığını, kooperatif vekilince önce istinaf yoluna başvurulduğunu, istinaf mahkemesinin esastan reddetmesi üzerine temyiz yoluna başvurulduğunu, Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin 2012/3842 esas 2012/5460 karar sayılı ilamı ile anılan mahkeme kararı onanarak kesinleştiğini, kooperatifin bunun üzerine 15/03/2019 tarihinde yine davalıya karşı01/07/2012 tarihli olağan genel kurulda son çıkarılan kesin maliyet maliyet hesabının ödenmemesi iddiası ile dava açıldığını, bu davanın Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesinde 2019/138 esas 2020/335 karar sayılı ilamı ile reddedildiğini, tarafları ve konusu aynı olan iki adet kesinleşmiş mahkeme kararları mevcut olduğunu, bu nedenle huzurdaki davanın kesin hüküm mevcut olmasından dolayı reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu edilen alacağın likid olması gerektiğini, yukarıdaki karar incelendiğinde söz konusu 9.500,00 TL nin ne olduğu, ne amaçla ödenmesinin istendiği anlaşılamadığını, kooperatifin talep ettiği bu miktar ek maliyet olarak talep edilmekte ise; bu hususun aidat başlığı adı altında görüşülüp karara bağlanması hukuken mümkün olmadığını, ayrıca bu şekilde talep edilen ödemenin müteahhide yapılmasının da istenemeyeceğini, keza ne aidatın ne de ek maliyetin, genel kurul kararı ile üçüncü bir şahsa devredilmesinin mümkün olmadığını, kesin maliyetten eksik hesaplama ile kalan kısmın ise; kooperatif esas sözleşmesinin 61-63. Maddelerinde yer alan usul ile belirlenmesi gerektiğini, bu durumda da daha önce yapılan, fakat gerçek ve doğru olmayan kesin maliyet halinde mümkün olduğunu, anılan kararın butlan olduğunun açıkça ortada olduğunu, tüm butlanlık itirazlarının yerel mahkemece dikkate alınmamış ve hatalı hüküm kurulduğunu, davalının, hesaplanan kesin maliyeti ödemek suretiyle tapusunu aldığını, kooperatiften istifa ettiğini ve hiçbir yükümlülüğü kalmadığını, bu işlemlerin Kooperatif Genel Kurul Kararı çerçevesinde gerçekleştiğini, kooperatif tarafından yeniden kesin maliyet yapılması yönünde karar alındığından, dava konusu maliyet bedelinin istenmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafından sonradan belirlenen ek maliyet bedelinin usule aykırı ve geçersiz – olduğunu, yerel mahkemece dava konusu inşaat maliyet gideri yani ek maliyet bedeli olarak değerlendirildiğini, bu değerlendirmenin hatalı ve kooperatif ana sözleşmesine aykırı olduğunu, kooperatifçe alınan kararın önceki kesin maliyetin yanlış hesaplandığı hususunda alınan bir karar ise yeniden bilanço hesabı yapılıp esas sözleşmeye uygun hesaplamalar çıkarılıp üyelere kesinleştirmesi gerektiğini, davalının üyeliği sona erdiğinden bu ek maliyetin kendisi açısından kesinleşmediğini, davacı kooperatifin, kesin maliyet ibra sözleşmesinden sonra, uzunca bir süre istifa tarihine kadar üyelik nedeniyle aidat istemediğini, bilançolarda, hesap cetvellerinde, faaliyet raporlarında, genel kurulda ve üye kayıt defterlerinde davalı adına borç kaydı bulunmadığını, yine kooperatifin, benzer durumda olan üyeler hakkında, eşitlik kuralına aykırı şekilde işlem yapmakta olduğunu, davalıdan talep ettiği alacağı benzer diğer üyelerden talep etmediğini, davacı kooperatifin ibralaşılan üyeden tekrar talepte bulunabilmesi için Kooperatifler kanunu ve hukuk çerçevesinde kararlar alması gerektiğini belirterek; ayrıca 15 Haziran 2022 tarihinde resmi gazetede yayınlanan 7410 sayılı Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 2. Maddesi de dikkate alınarak Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 28/04/2022 tarih ve 2020/514 E. 2022/362 sayılı kararın kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı / Davalı vekili tarafından sunulan istinafa cevap dilekçesinde özetle;
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:HMK’nın 355. maddesine göre “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.Dava, kooperatif üyeliğinden kaynaklanan alacak istemi ile başlatılan ilamsız icra takibinde borca itirazın iptali talebine ilişkindir.Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
15.06.2022 tarih ve 31867 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7410 sayılı Çevre Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. maddede; “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla, Kayseri ilinde aşağıdaki şartları taşıyan yapı kooperatifleriyle sınırlı olmak üzere bu madde hükmü uygulanır.
a) İnşaatların etaplar halinde yapılarak teslim edilmesi,
b) Terkin edilmemiş olması,
c)Yapımı tamamlanan etapta bağımsız bölüm malikine kooperatifçe tahakkuk ettirilen bedelin ödenmiş olması,
ç) Kooperatif tarafından üyeye konutunun tapu devrinin yapılmış olması,
şartlarının birlikte sağlanması halinde; konutun tapu devrinin yapılmasından sonraki dönemler için yapı kooperatifi tarafından yönetim giderleri hariç olmak üzere her ne ad altında olursa olsun yapılmış borçlandırmalar veya bu kapsamda üçüncü şahıslara kooperatif tarafından yapılan alacağın devrine ilişkin işlemler hükümsüzdür.Birinci fıkra kapsamındaki şartları birlikte sağlayan kişilere karşı yapı kooperatifinin veya bu alacağı devralan üçüncü kişilerin yapı kooperatifi nedeniyle açmış oldukları her türlü alacak veya tazminat davaları ile bu kapsamda yapılan ilamsız icra takipleriyle ilgili olarak; ilgilinin talebi halinde bu davalarda verilen ve henüz kesinleşmemiş mahkeme kararları ile kesinleşen dava ve takiplere dayanılarak başlatılan icra işlemleri, haciz, satış ve tahliye uygulamaları durdurulur. Bu alacaklar kapsamında kesinleşen ilamlara dayanılarak devam eden takipler ile kesinleşen icra takiplerine son verilmesi için birinci fıkra uyarınca bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde borcun bulunmadığına dair davanın açıldığına ilişkin belgenin ibraz edilmesi zorunludur; borcun bulunmadığına ilişkin kesinleşen ilamın icra dairesine ibraz edilmesi halinde takip sonlandırılır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Belirtilen düzenleme kapsamında davacı talebinin anılan yasal düzenleme uyarınca araştırılması, değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceğinden davalı istinafı yerinde görülmüş, HMK’nın 353/1-a.6.maddesi gereğince kararın kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-HMK’nın 353/1-a.6 md. gereğince, KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 28/04/2022 tarih ve 2020/514 E – 2022/362 K sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yatırılan 307,53 TL istinaf karar harcının talebi halinde davalıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf yoluna başvurma harcının ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, KESİN olarak oybirliği ile karar verildi. 22/09/2022