Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1651 E. 2022/1585 K. 07.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1651
KARAR NO: 2022/1585
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/05/2022 (Ara karar)
NUMARASI: 2022/166 Esas
ASIL DOSYADA
DAVANIN KONUSU: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) |Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/07/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 07/07/2022
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde; “Müvekkil … tarafından Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/ 179 Esas sayılı dosyası üzerinden açılan davalı … Anonim Şirketi’ne karşı açılan davada Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/04/2022 tarihli, 2022/ 179 Esas ve 2022/ 289 Karar sayılı kararı ile; HMK’nun 166/1. maddesi uyarınca aralarında şahsi ve fiili irtibat bulunması nedeni ile söz konusu davanın huzurdaki dava dosyası ile birleştirilmesine, ihtiyati tedbir talebimizin birleştirilen dava olan huzurda görülen dava dosyasında değerlendirilmesine karar verilmiştir.Bu nedenle ihtiyati tedbir talebimiz ile ilgili beyanlarımızı sunmaktayız. Birleşen davamızda; müvekkil … ile davalı şirket hissedarı … arasında hisse devir sözleşmesi imzalandığı, işbu hisse devir sözleşmesinin 1.2. maddesi uyarınca davalı şirkette nama yazılı mevcut bulunan 50.000 paya karşılık sermaye hissesinin %30’luk kısmı olan 15.000 adet payın 15.000 TL bedelle bedeli tamamen devir tarihinde ödenmek suretiyle devralındığı, anonim şirketlerde hisse devir işlemlerinde şekil şartı aranmadığı hukuken geçerli devir işlemine rağmen müvekkil … tarafından devralınan hisselerin pay defterine tescilinin gerçekleşmediği, bunun üzerine müvekkil … tarafından Ankara 2. Noterliği’nin … tarihli ve … yevmiye sayılı ihtarnamesinin keşide edildiği; ancak davalı şirketçe iş bu ihtarnameye de cevap verilmediği, davalı şirketçe hukuksuz olarak 15/02/2022 tarihinde Olağan üstü Genel Kurul Toplantısı yapıldığı ve sermaye artışı kararı alındığı, ancak 24/10/2020 tarihli hisse devir sözleşmesi ile devralmış olduğu hisseleri sebebiyle … ‘ın davalı şirket hissedarı olmasına rağmen … ‘a devrolunan hisselerin pay defterine tescil edilmediği gibi, bu hisse devir sözleşmesinde kararlaştırılan sermaye artırımı için oy birliği şartına da aykırı olarak sermaye artırımı kararı alındığı, pay sahibi olan … ‘a çağrı yapılmaksızın toplanan 15/02/2022 tarihli Olağan üstü Genel Kurulda alınan kararların yokluk ile malul olduğu ve bu kararların usul ve yasalara aykırılık teşkil ettiği belirtilerek müvekkil … ‘a devrolunan hisselerin pay defterine tesciline, 15/02/2022 tarihli olağan üstü genel kurul toplantısında alınan hukuksuz sermaye artırımı kararının iptaline ve sermaye artırımı kararının uygulanmasının yürütülmesinin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesi dava ve talep edilmiştir. Söz konusu taleplerimiz hakkında bir karar verilmemiş olmakla birlikte huzurdaki dava ile birleşen davanın ikame edilmesinden sonra davalı şirket, davalardaki iddialarımızı ikrar ve sermaye artırımına ilişkin genel kurul kararının iptalini gerektirir sebeplerin bir kısmını karşılama çabası mahiyetinde olmak üzere, daha önce hiç genel kurul toplantısı yapılmadığı için 25.04.2022 günü saat 10:00’da davalı şirket merkezinde 2019-2020 ve 2021 yılları olağan genel kurulu toplantısını gerçekleştirmiştir. ancak müvekkil … ‘a devredilen hisselerin tescili yapılmamış olduğu için genel kurul toplantısına davet edilmemiş, hisse devir anlaşmasına da aykırı davranılmıştır.Davalı şirketin tek kişiden oluşan ve hakim ortak konumunda olan yönetim kurulunun çağrısı üzerine yapılmış olan bu 25.04.2022 tarihli genel kurul toplantısı, huzurdaki davadaki taleplerimizin haklılığını gösterdiği gibi, dava konusu 15.02.2022 tarihli olağan üstü genel kurul kararlarının dürüstlük kuralına aykırı davranılmış olduğunun da ispatı mahiyetindedir.Şöyle ki, “hakim ortak olan”, tek kişilik yönetim kurulu (… ); önce 15.02.2022 tarihinde olağan üstü genel kurul toplantısı yapmak suretiyle usulsüz bir şekilde sermaye artırım kararı almış, böylelikle müvekkillerin hisselerini sulandırıp etkinliğini azaltmış olduğu için diğer ortak olan … ‘in kız kardeşi … ile birlikte hareket ederek kendi kendini ibra edebilmek ve usulsüz sermaye artırım kararını meşrulaştırabilmek için geçmiş 3 yılın olağan genel kurul toplantısını yapmaya karar vermiştir.Sermaye artırım kararıyla ilgili özel denetim talebi bulunmasına ve dava konusu edilmiş olmasına rağmen; bir anda daha önce hiç yapılmamış olan genel kurul toplantısının yapılmaya karar verilmesinin ardında başka bir neden aramaya gerek bulunmadığı açıktır.Keza 25.04.2022 günü saat 10:00’da davalı şirket merkezinde 2019-2020 ve 2021 yılları olağan genel kurulu toplantısında; toplantı başkanı olarak … seçilmiş olup müvekkil … ‘ın hisseleri eritilmiş oluğu ve diğer müvekkil … ‘ın hisseleri tescil edilmemiş olduğu için diğer ortak olan kız kardeşiyle birlikte kendi kendisini ibra ettirmiştir. Söz konusu genel kurul kararının da iptalini teminen dava yoluna gidilecektir.Ancak Sayın Mahkemenin bu hukuksuzluğa daha fazla izin vermeyerek sermaye artırımına ilişkin dava konusu 15.02.2022 tarihli olağan üstü genel kurul kararının teminatsız olarak tedbiren yürütülmesinin geri bırakılmasına karar vermesi, görüleceği üzere hem müvekkiller hem de davalı şirket açısından ileride telafisi imkansız zararlara uğranmasının önüne geçilmesi bakımından elzem bulunmaktadır. Aksi durum, olası bir iptal kararının etkinsizleştirilmesi sonucunu doğuracağı gibi TTK’nın azınlığa tanımış olduğu hakların kullanımı açısından da geri dönülmez bir sonuca yol açabilecektir.Öte yandan Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmış olan ve işbu dava dosyasıyla birleştirilmesine karar verilen 2022/ 179 Esas sayılı davada, davalı şirketin tek kişilik yönetim kurulu başkanı … ‘in 24.10.2020 tarihli Hisse Devir Sözleşmesi ile hisselerinin bir kısmını … ’a satmış olduğu, hisse bedelinin tamamının … ‘e ödenmiş olduğu; ancak olağanüstü genel kurul toplantısı vesilesiyle bu devrin tescil edilmediğinin anlaşılması üzerine pay devrinin tescili ve sermaye artırım kararının iptalinin talep edildiği gözetildiğinde, davalı şirket yönetiminde tek başına söz sahibi olan … ‘in dürüstlük kuralına aykırı şekilde hareket etmek suretiyle hissedarların paylarını eritmeye ve haklarını kullanamaz hale getirmeye çalıştığı açıkça ortaya çıkmaktadır. Tüm bunlara ek olarak birleşen dosyaya sunmuş olduğumuz dava dilekçemiz ile de detaylı olarak açıklandığı üzere; müvekkil … ile imzalanan hisse devri sözleşmesi ile sermaye artırımı kararının oy birliği ile alınacağı kararlaştırılmasına rağmen; müvekkile dava konusu genel kurul için çağrı mektubu gönderilmeyerek müvekkilin toplantıya katılımı engellenmiş olup oy birliği esası sağlanmadan sermaye artırımı kararı alınması sebebiyle ve Türk Ticaret Kanununun 414. maddesine aykırılık teşkil etmesi sebebiyle alınan bu kararlar yokluk ile malul olduğundan; davalı şirketin sermaye artırımı kararının uygulanmasının tedbiren ve teminatsız olarak durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekmektedir.Açıklanan hususlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davalı şirket hakim ortağı olan ve tek yöneticisi konumunda olan bir kişinin yukarıda izah edilen hukuksuz tutumlarının dürüstlük kurallarına uymadığı ve hatta kötü niyet teşkil ettiği açık olduğundan, birleşen dava yönünden tedbir talebimizin kabulü ile davaya konu sermaye artırım kararının yürütmesinin geri bırakılmasına ilişkin teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini arz ve talep ediyoruz.
Yukarıda açıklamış olduğumuz ve Sayın Mahkemece re’sen gözetilecek nedenlere dayanılarak: Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/04/2022 tarihli, 2022/ 179 Esas ve 2022/ 289 Karar sayılı kararı ile; HMK’nun 166/1. Maddesi uyarınca aralarında şahsi ve fiili irtibat bulunması nedeni ile söz konusu davanın huzurdaki dava dosyası ile birleştirilmesine , ihtiyati tedbir talebimizin birleştirilen dava olan huzurda görülen dava dosyasında değerlendirilmesine karar verilmiş olduğundan birleşen dava yönünden ihtiyati tedbir talebimizin teminatsız olarak kabulüne, davalı şirketin dava konusu 15/02/2022 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısı kararları ile alınan sermaye artırımı kararının uygulanmasının tedbiren ve teminatsız olarak durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, karar verilmesini saygılarımızla vekaleten arz ve talep ederiz.” şeklinde talepte bulunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkeme kararında; “…Talep, anonim şirket genel kurul kararlarının iptali davası içinde TTK’nun 449. maddesi uyarınca, genel kurul kararlarının yürütülmesinin geri bırakılması istemine ilişkindir.
TTK’nun 449. maddesindeki düzenleme, ihtiyati tedbirin özel bir türünü içermektedir.TTK’nun 449. maddesi uygulanırken, tamamlayıcı hüküm olarak, HMK’nun ihtiyati tedbire ilişkin hükümlerinden yararlanılmalıdır.HMK’nun 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. “Aynı Kanun’un 390/3. maddesi, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” düzenlemesini içermektedir.Genel kurul iptali davalarında TTK’nun 445. maddesi gereğince, alınan kararların yasaya, anasözleşmeye veya objektif iyiniyet kurallarına aykırı olduğunun da iddia ve ispat edilmesi gerekmektedir. 6102 sayılı TTK’nun “İptal sebepleri” başlıklı 445. maddesine göre “446’ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.” düzenlemesi mevcut olup, aynı kanunun “İptal davası açabilecek kişiler” başlıklı 446. maddesinde ise, “a) Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, b) Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri, c) Yönetim kurulu, d) Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri, iptal davası açabilir.” hükmü mevcuttur. 6102 sayılı TTK’nun “Butlan” başlığını taşıyan 447. maddesi, “Genel kurulun, özellikle; a) pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran, b) Pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran, c) anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan, kararları batıldır.” hükmünü haizdir.
Az yukarıda anlatılanlar ışığında somut olayda 15/02/2022 tarihli genel kurulda alınan kararların uygulanmasının yürütmesinin geri bırakılması hususunda, dosyanın mevcut kapsamı itibariyle ihtiyati tedbir konusunda yeterli kanaat oluşturacak delil bulunmadığı, davacı tarafın iddialarının yargılamayı gerektirdiği ve yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği, tedbir kararı verilmemesi halinde davacının hakkını elde etmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden şu aşamada bahsedilmesinin mümkün olmadığı, tedbir kararı verilmemesi halinde ciddi bir zararın doğacağına dair emarelerin de bulunmadığı, ayrıca taraf menfaatleri de gözetilmek suretiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Birleşen dosyada davacı … ‘ın ihtiyati tedbir talebinin reddine,…” şeklinde karar verilmiştir.
Bu ara karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;Somut olayda müvekkili … ‘ın 24.10.2020 tarihli hisse devir sözleşmesi ile devir tarihinde tek ortaklı bulunan ve hisse devri sözleşmesi tarihinde nama yazılı 50.000 payı bulunan davalı şirketin 15.000 adet payını #15.000TL# bedel ile devralarak devir bedelini tam ve eksiksiz olarak ödemiş olmaısna rağmen;. … ‘a devrolunan bu hisseler pay defterine işlenilmediği gibi dava konusu genel kurul toplantısına ilişkin çağrı mektubunun da … ‘a gönderilmediğini, bunun üzerine tarafımızca Ankara 2. Noterliğinin … tarihli ve … yevmiye sayılı ihtarnamesinin keşide edilerek”iş bu ihtarnamenin davalı şirkete tebliğini müteakip derhal ve en geç 3 gün içerisinde :Hisse devrinin pay defterine işlenmesi için yönetim kurulu kararı alınması, hisse devrinin pay defterine kaydedilerek tescil ve ilanı, aksi takdirde şirket aleyhine ifa davası, tescil davası ve sair davaları açacağımızı, bundan doğmuş ve doğacak olan mahrum kalınan kazanç, katılım payı, kar payı ve sair alacaklarına ilişkin ve 3. Kişilere karşı doğmuş ve doğacak olan zararlarına ilişkin her türlü maddi – manevi tazminat, dava ve talep haklarımız ile fazlaya ilişkin hukuki, cezai, icrai, tazmini dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydıyla yasal yollara başvuracağımızı, bu takdirde alacaklarımıza hisse devri sözleşmesinin yapıldığı tarih olan 24/10/2020 tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi işletileceğini, yargılama gideri, arabuluculuk masrafları ve avukatlık ücretinin davalı şirkete yükletileceği”nin İhtaren bildirildiğini, taraflarınca keşide olunan iş bu ihtarnameye davalı şirketçe hiçbir cevap verilmediği gibi müvekkiline devrolunun hisselerin pay defterine tescilinin de gerçekleştirilmeyerek dava konusu 15/02/2022 tarihli Olağan üstü Genel Kurul Toplantısının gerçekleştirildiğini ve bu toplantı sonucunda sermaye artırımı kararının alındığını, oysa ki müvekkili … ile imzalanan Hisse Devir Sözleşmesinde; sermaye artırımının sadece oybirliği ile gerçekleştirilebileceğinin kararlaştırıldığını, davalı şirketin, bu sözleşmeye aykırı olarak, hisse devir bedelinin tamamını tahsil ettiği halde, müvekkili … ‘ın devralmış olduğu hisseleri pay defterine tescil etmeksizin, oybirliği şartına da aykırı şekilde çoğunluk oluşturarak, sermaye artırımı kararı aldığını, üstelik müvekkili … tarafından açılan ve İlk Derece Mahkemesinin dosyasında birleşen Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/ 179 Esas sayılı dosyası üzerinden müvekkili … ‘ın devralmış olduğu 15.000 adet payı üzerine 3. Kişilere devir ve temlikini önleyici nitelikte ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiş olunmasına rağmen; davalı şirket 25/04/2022 tarihinde 2019-2020 -2021 yılı Genel Kurul Toplantısı gerçekleştirerek bu tedbir kararına aykırı şekilde dava konusu genel kurulda alınan sermaye artırımı kararını gerekçe göstererek ibra kararı aldığını ve müvekkili … ‘ın hisselerini erittiğini, dava konusu genel kurul tutanağı, müvekkilce gönderilen ihtarname, müvekkili ile imzalanan Hisse devir Sözleşmesi, müvekkilce devralınan hisseler için yapılan ödemeyi gösterir banka dekontu, ticaret sicil kayıtları, 25/804/2022 tarihli genel kurul tutanağı, davalı şirketin pay defteri, davalı şirketin karar defteri, davalı şirketin yönetim kurulu kararları, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi kayıtları ve sair bilgi ve belgeler ile yasalarda aranan”yaklaşık ispat koşulu” ; yaklaşık ispattan çok daha fazla olacak şekilde ispatlandığını, bu nedenle ihtiyati tedbir kararı için aranan “yaklaşık ispat” koşulu gerçekleşmiş olup aksi yöndeki kararda hukuki isabet bulunmaması nedeniyle ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, tedbir kararı verilmemesi halinde müvekkilinin hakkını elde etmesi önemli ölçüde zorlaşacak ve hatta imkansızlaşacağından teminatsız olarak ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, davaya konu Genel Kurul kararı TTK hükümerine ve özellikle dürüstlük kurallarına aykırı olduğundan tedbiren durdurulması gerektiğini ileri sürerek Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 10.05.2022 tarihli, müvekkil … ‘ın ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararına karşı istinaf başvurularının kabulüne, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10.05.2022 tarihli ihtiyati tedbir taleplerinin reddine ilişkin ara kararının kaldırılmasına, müvekkili … ‘ın ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile 15/02/2022 tarihinde gerçekleştirilen Olağanüstü Genel Kurul toplantısında alınan kararların tedbiren teminatsız olarak durdurulmasına, aksi kanaatte olunması halinde Mahkemece takdir olunacak teminat karşılığında ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Derdest dava, davalı şirketin 15/02/2022 tarihli olağanüstü genel kurul kararlarının hükümsüzlüğünün tespiti ile iptali, bilgi alma talebinin cevapsız bırakılması ve bu hakkın kullandırılmaması sebebiyle mahkemece genel kurul dışında bilgi verilmesi için davalıya talimat verilmesi, davalı şirkete özel denetçi atanması taleplerine ilişkindir.Davacı, dava dilekçesi ile, dava konusu olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararların uygulanmasının teminatsız olarak ihtiyati tedbiren durdurulmasını talep etmiştir.Mahkeme 10/05/2022 tarihli gerekçeli ara karar ile T.T.K 445 ila 449 ve HMK 389 vd maddeleri gereğince aranan gerekli ve yaklaşık ispata dair koşulları bulunmadığından bahisle davacı vekilinin söz konusu ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiş, davacı vekili işbu ara kararını süresinde istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde ileri sürülen istinaf sebepleri, mahkemece verilmiş ve istinaf edilmiş gerekçeli ara kararda yazılı açıklamalar ile bu aşamadaki mevcut derdest dava dosya kapsamı birlikte incelenip değerlendirilidiğinde; Derdest davanın niteliğine, talep edilen ihtiyati tedbirin vasfına ve bu aşamadaki mevcut derdest dava dosya kapsamına göre, davacı vekilince istenen söz konusu ihtiyati tedbir talebinin kabulü için yasaca aranan gerekli ve yaklaşık ispata dair yeterli koşulları bulunmadığından reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.Açıklanan nedenlerle ve mahkemece de, istinaf edilen ara kararı ile davacı tarafın söz konusu ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş olduğundan, istinaf edilen ara kararda mahkemece yazılı ayrıntılı açıklamalar, yasal sebepler gerekçeler de birlikte gözetildiğinde, istinaf edilen ara kararda usul, yasa ve bu aşamadaki mevcut derdest dava dosya kapsamı yönlerinden herhangi bir isabetsizlik ve aykırılığın bulunmadığı, ara kararının hukuka uygun olduğu, bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından, istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 gereğince reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 2022/166 E, 10/05/2022 tarihli ara kararının hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davacı tarafça peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının derdest dava sonunda ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda değerlendirilmesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan incelemeyle H.M.K’nın 362/1-f ile 391/3 maddeleri uyarınca KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 07/07/2022