Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1627
KARAR NO: 2022/1882
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/09/2021
NUMARASI: 2019/669 E.- 2021/630 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 30/09/2022
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 06/09/2021 tarih ve 2019/669 E – 2021/630 K kararına karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 20.02.2011 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında biten ve teslim edilen konutların geçici maliyetlerinin tespiti için komisyon kurulması, belirlenen maliyetin ve şerefiye bedellerinin ilgili üyelere tebliğ edilmesi yönünde karar aldığını, söz konusu karar gereğince 196 dairenin geçici maliyetleri çıkartılarak üyelerden tahsil edildiğini, genel kurul tarafından şimdiye kadar kesin maliyet bedellerinin belirlenmesine ve üyelerden tahsiline yönelik bir karar alınmadığını, sadece 196 üyeden geçici maliyet bedeli alındığını, söz konusu geçici maliyet raporu incelendiğinde kesin maliyet raporunda bulunması gereken özelliklerin bulunmadığını, hesaplamaların eksik ve hatalı olduğunu, geçici maliyet niteliğinde olduğunu, söz konusu hesaplamada arsa sahiplerine yapılan dairelerin maliyetlerinin ortaklara pay edilmediğini, arsa sahiplerine verilecek dairelerin maliyetlerinin dairesini teslim almamış üyeler üzerine bırakıldığını, yapılan hesaplamada belirlenen kat, cephe ve şerefiye bedelinin de gerçeği yansıtmadığını, davacı tarafından bugüne kadar 196 adedi üyelere, 197 adedi arsa sahiplerine olmak üzere 393 daire teslimi yapıldığını, halihazırda 152 kooperatif üyesi ve 157 arsa sahibi olmak üzere 309 dairenin imalatının yarım kaldığını ve tesliminin yapılamadığını, daire teslimi yapılan üyelere ferdileştirme suretiyle tapularının verildiğini, ancak hesaplamanın yanlış yapılması sebebiyle kooperatif borçlarının ve arsa sahiplerine verilecek konut maliyetlerinin dairesini henüz almamış üyelere kaldığını, bu hatanın ortadan kaldırılması için kooperatifin 21.04.2019 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında şimdiye kadar yapılan tüm geçici/kesin maliyet bedellerinin iptali ve yeniden maliyet yapılmasına yönelik karar alındığını, bu kararın herhangi bir muhalefet şerhi olmadan oybirliği ile alındığını, genel kurul kararının iptaline yönelik bir dava açılmadığını ve kararın kesinleştiğini, yönetim kurulu tarafından kesin maliyet hesabı yapılması için süreç başlatıldığını, hesaplanan kesin maliyetlerin ana sözleşmenin 61. Maddesindeki usule uygun şekilde üyelere tebliğ edildiğini, 15 günlük itiraz süreci ve devamındaki usul uygulanarak tüm üyelere paylarına düşen kesin maliyet borcunun tebliğ edilerek ödeme yapmalarının talep edildiğini, verilen süre içinde ödemelerini yapmayan üyelerle ilgili yasal süreç başlatıldığını, davalının da verilen süreye rağmen borcunu ödemediğini, kooperatifin en yetkili organının genel kurul olduğunu ve aldığı kararların tüm üyeleri bağlayacağını, son genel kurulda alınan kararın amacının üyeler arasındaki eşitliği sağlamak olduğunu, davacı kooperatifin henüz tasfiye aşamasına girmediğini, inşaat faaliyetlerinin devam ettiğini, davacımn tamamlamış olduğu daireleri ve tapusunu üyelere verdiğini, davalının üyeliğinin devam ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 5.000-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalının cevap dilekçesinden özetle; davacı kooperatife olan borcunu 12.05.2011 tarihinde ödediğini ve tapusunu aldığını, halen aynı dairede oturduğunu, davacıya toplam 58.423-TL ödemede bulunduğunu, bu tutarı …’tan kredi çekerek karşıladığını, davacı kooperatife borcu olmadığını, davacının haksız yere kazanç sağlamak amacıyla 179.612-TL fazladan talepte bulunduğunu, davacının davalıya borcu olmadığına yönelik ilişik kesme belgesi ve taahhütname yaptığını ancak belgeyi kendisine vermediğini, davacımn çıkartmış olduğu kesin maliyet raporu bulunduğunu ve davacı iddialarını kabul etmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkeme kararında; “…Davalının, davacı kooperatife 125 m2 daire almak için üyelik başvurusu yaptığı ve davacı kooperatifin normal statülü ortağı olduğu,kooperatin 21/02/2010 tarihli genel kurulunun 16.maddesinde” daire kesin maliyetlerini kooperatif tarafından oluşturulacak bağımsız bir kesin hesap komisyonu tarafından tespit edilmesi ve dairesini teslim alanların kalan borçlarını ödeyerek kooperatifle ilişkisinin kesilerek tapuların ortaklara tescilinin yapılması hususunda yönetim kuruluna yetki verilmesinin kabul edildiği,bu genel kurul kararı doğrultusunda geçici maliyet ve şerefiye payına genel giderler eklenerek üyelerin ödemesi gereken maliyetin hesaplandığı,davalının … ada … parselde kain 25 numaralı bağımsız bölüm için 99.810,00 TL ödeme yapıldığının tespit edildiği,daha sonra davacı kooperatifin 21/04/2019 tarihli genel kurul toplantısının 10.gündem maddesiyle daha önce çıkarılan kesin maliyet bedellerinin iptaline kooperatif ana sözleşmesinin 61.maddesine göre teslim edilen ve edilecek olanların teknik komisyon marifetiyle yeniden kesin maliyet hesaplaması için yönetim kuruluna yetki verilmesinin kabul edildiği ve bu genel kurul kararı doğrultusunda yeniden kesin maliyet hesabının yapıldığı,2011 yılında çıkarılan maliyet raporlarının 714 üyeli kooperatifin 44 dairesi için yapıldığı,bir başka maliyet hesabının ise 912 üyeli kooperatifin teslim edilecek 126 dairesi için yapıldığının tespit edildiği,23/11/2011 tarihli geçici raporda daha önce yapılan 150 m2 dairelerin geçici maliyetinin 119,929 TL olarak hesaplandığı daha sonra enflasyon oranı kullanılarak kesin maliyetin çıkarıldığı ayrıca 125 m2 dairelerle 150 m2 daireler için aynı genel giderlerin üyelere yansıtıldığı, bu nedenle ana sözleşmenin 61. maddesindeki kesin hesabın somut olayda sözkonusu olmadığı, yapılan hesabın tapu tescili öncesi ortağın borcunun belirlenmesine yönelik olduğu, davalıya çıkarılan borç miktarının o tarih itibariyle davalı ve onun durumundaki diğer ortakların kooperatifin inşaat ve diğer tüm borçlarından paylarına düşen gerçek payı ifade etmediği bununda 1163 sayılı Kanun ve 23. maddesinde belirtilen eşitlik ilkesine aykırılık teşkil edeceği, davacı kooperatifin 18/06/2019 tarihli kesin maliyet hesabını davalıya gönderdiği,ancak bu kesin maliyet hesabı yapılırken kooperatif genel giderlerin de dahil olduğu kooperatif borç miktarının üyelere düşen dairelerin m2 ‘leri gözetilerek hesaplanması gerekirken tüm üyelere eşit olarak dağıtılmış olması nedeniyle yargılama aşamasında kooperatif borç payına ilişkin 04/03/2020 tarihli kesin maliyet ek raporunun dosyamıza sunulmuş olduğu,bu itibarla kesin maliyet ek ve ana raporun şeklen 61. Maddedeki usule uyularak yapıldığı, davalının da dahil olduğu kampanyadan yararlanan üyeler için bir hesap yapıldığı, bu hesabın da hakkaniyete uygun olduğu,Yargıtay 23. HD’nin 2013/829 Esas 2013/1810 Karar sayılı 22/03/2013 tarihli ilamından da anlaşıldığı üzere genel kurulca, ödeme günü belirlenerek, (belirlenmemişse ayın sonu ödeme günü olup) aidatın veya şerefiye bedelinin süresinde ödenmesine, süresinde ödenmemesi halinde ise temerrüt faizi uygulanmasına ilişkin alınan kararın kesinleşmesi halinde, bu kararın tüm ortakları bağlayacağı, Genel kurul kararları, üyeler ile kooperatif arasında yapılmış bir sözleşme niteliğinde olup, kooperatif ve üyeler arasında ayrıca faiz oranları ile ilgili sözleşme yapılmasına gerek olmadan genel kurullarca kararlaştırılan parasal yükümlülüklere ilişkin kararlar daha sonraki yıllarda değiştirilmediği ve iptal edilmediği sürece genel kurula katılmasa dahi tüm üyeleri bağlacağı, davacı kooperatifin 21/04/2019 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararın iptal edildiğine dair itiraz olmadığı gibi bu hususta dosya kapsamında bir delilin de bulunmadığı,bu nedenle alınan genel kurul kararının tüm üyeleri bağlayacağı,Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda davalının ödemesi gereken kesin maliyet borcunun 162.692,26 TL olduğu tespit edildiğinden davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir.Davacının davasının kabulü ile; 162.692,26 TL alacağının 5.000,00-TL’ sinin dava tarihi olan 29/10/2019 tarihinden, 157.692,26 TL’sinin ıslah tarihi olan 02/07/2021 tarihinden itibaren işleyecek aylık %1,5, yıllık %18 oranında gecikme faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,…” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davalı … Konut Yapı Kooperatifine ait olan taşınmazın tüm borcunu …’in ödediğini, hatta kooperatif tarafından kesin maliyet hesabının çıkarıldığını ve müvekkilinin taşınmazının genel toplamda 106.431,53-TL borcunun olduğunun tespit edildiğini, yapılan ödemelerin düşüldükten sonra 21.03.2011 tarihi itibarıyla müvekkilinin 64.302,15-TL borcu kaldığını, …’in… şubesinden konut kredisi çektiğini ve kooperatifin tüm borcunu ödediğini, ayrıca davalı kooperatif 20.02.2011 tarihli genel kurul toplantısında, kesin maliyet hesabına göre toplam borcunu ödeyen tüm kooperatif ortaklarının taşınmazlarının teslimine de karar verdiğini, tüm bu gelişmelerden sonra, taşınmazın bulunduğu binanın davalı kooperatif tarafından tamamlandığını ve müvekkili tarafından da taşınmazın tüm borcu ödendiği için 12.05.2011 tarihinde tapuda taraflar arasında gayrimenkulün devrinin yapıldığını, huzurdaki davanın erken açılmış bir dava olduğunu, davacının tüm taleplerini kabul anlamını taşımamak kaydıyla; kooperatifin iş bu dava ile karar altına alınmasını istediği hususların bu aşamada talep edilmesinin mümkün olmadığını, erken açılan dava sebebiyle yargılamanın esastan reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin sahip olduğu dairenin bulunduğu binanın tamamlanmış ve mal sahiplerine teslim edildiğini, teslim tarihinin baz alınarak yapılan maliyet hesaplamasında herhangi bir hata yada hukuka aykırılık bulunmadığını, bu uygulama ile kooperatifin ağır aksak yapısının ortadan kaldırılmakta, kooperatife toplu bir para akışının meydana geldiğini ve eksikliklerin hızla tamamlanabildiğini, yine kooperatif ana sözleşmesinin 61/e maddesi uyarınca; tüm konutlar tamamlanmadan önce kura neticesinde, tamamlanmış konut tahsis edilen ortak, sözleşmenin 61 maddesine göre hesaplanan kesin maliyet bedelinin %10’u fazlasını ödeyerek tapusunu teslim alıp ortaklıktan ayrılabileceğini, Kooperatifler Kanunu uyarınca; anasözleşme, mevcut kanuna aykırı olmadıkça akit serbestisi çerçevesinde istenilen hükümlerle düzenlenebildiğini, bu durumda kooperatif tarafından kesin maliyet bedeli ile %10 oranında erken teslim bedeli ve giderler için ödeme yaparak ortaklıktan çıkmaya imkan veren ana sözleşme hükmünün hukuka uygun bir karar olduğunu, buna karşın; konut tesliminden 10 yıldan fazla bir zaman geçmiş olmasına ve nizasız taşınmaz kullanılmasına rağmen, her ne sebeple olursa olsun üyenin elinden tapunun geri alınmasının asıl hukuka aykırı olacağını, iş bu davanın esasına yönelik olarak Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2021/ 6310 Esas ve 2022/ 185 Karar sayılı ilamı ile Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 2022/ 830 Esas ve 2022/ 873 Karar sayılı ilamı ve yine Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 2022/777 Esas ve 2022/ 806 Karar sayılı ilamı ve yine Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 2022/832 Esas ve 2022/ 874 Karar sayılı ilamlarının emsal oluşturduğunu, iş bu davalarda davacının aynı olup … Konut Yapı Kooperatifi olduğunu, davalıların farklı olsalar da müvekkilinin de dahil olmak üzere davalıların tamamının aynı binada malik olduklarını, Kooperatif esas sözleşmesinin tüm davalılar için aynı olduğunu, bu sebeple hem Yargıtay 6. Hukuk Dairesi kararının, hem de Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi kararlarının birebir emsal oluşturduğunu, taraflar için birebir aynı olan emsal kararlar uyarınca davacının davasının reddinde karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi gerekçeli kararının istinafen yapılacak yargılaması sonucunda bozulmasına, davacının davasının tüm sonuçlarıyla reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.
Dava kooperatif genel kurulu kararı uyarınca oluşturulan komisyon tarafından yapılan kesin maliyet hesabı doğrultusunda davalıdan talep edilen alacağa ilişkindir.
15.06.2022 tarih ve 31867 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7410 sayılı Çevre Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. maddede; “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla, Kayseri ilinde aşağıdaki şartları taşıyan yapı kooperatifleriyle sınırlı olmak üzere bu madde hükmü uygulanır.
a) İnşaatların etaplar halinde yapılarak teslim edilmesi,
b) Terkin edilmemiş olması,
c)Yapımı tamamlanan etapta bağımsız bölüm malikine kooperatifçe tahakkuk ettirilen bedelin ödenmiş olması,
ç) Kooperatif tarafından üyeye konutunun tapu devrinin yapılmış olması,şartlarının birlikte sağlanması halinde; konutun tapu devrinin yapılmasından sonraki dönemler için yapı kooperatifi tarafından yönetim giderleri hariç olmak üzere her ne ad altında olursa olsun yapılmış borçlandırmalar veya bu kapsamda üçüncü şahıslara kooperatif tarafından yapılan alacağın devrine ilişkin işlemler hükümsüzdür.Birinci fıkra kapsamındaki şartları birlikte sağlayan kişilere karşı yapı kooperatifinin veya bu alacağı devralan üçüncü kişilerin yapı kooperatifi nedeniyle açmış oldukları her türlü alacak veya tazminat davaları ile bu kapsamda yapılan ilamsız icra takipleriyle ilgili olarak; ilgilinin talebi halinde bu davalarda verilen ve henüz kesinleşmemiş mahkeme kararları ile kesinleşen dava ve takiplere dayanılarak başlatılan icra işlemleri, haciz, satış ve tahliye uygulamaları durdurulur. Bu alacaklar kapsamında kesinleşen ilamlara dayanılarak devam eden takipler ile kesinleşen icra takiplerine son verilmesi için birinci fıkra uyarınca bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde borcun bulunmadığına dair davanın açıldığına ilişkin belgenin ibraz edilmesi zorunludur; borcun bulunmadığına ilişkin kesinleşen ilamın icra dairesine ibraz edilmesi halinde takip sonlandırılır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu durumda, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın anılan yasal düzenleme uyarınca değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmekte olup, davalının istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir. (Yargıtay 6. H. D. 2022/2170 Esas 2022/3718 Karar)
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-HMK’nın 353/1-a.6 md. gereğince, KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 06/09/2021 tarih ve 2019/669 E – 2021/630 K sayılı kararın KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının talepleri halinde kendilerine iadesine ,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve isitnaf kanun yoluna başvurma harcının ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-H.M.K. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirilmlerin, H.M.K. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, KESİN olarak oybirliği ile karar verildi.30/09/2022