Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1615 E. 2022/1766 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1615
KARAR NO: 2022/1766
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/04/2022
ESAS NO: 2020/495
KARAR NO: 2022/361
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 22/09/2022
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 28/04/2022 tarih ve 2020/495 E – 2022/361 K kararına karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;; davalının davacı kooperatifin ortağı iken kooperatifin 21/06/2015 tarihli genel kurulunda devam eden konut inşaatlarının maliyeti ve kooperatif giderlerinin karşılanabilmesi için her bir üyenin 9.500,00-TL ödemesine dair karar alındığını, davalının yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle Kayseri 1. İcra Müdürlüğünün … Esas (yenileme ile 2019/5717 Esas) sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, itiraz üzerine icra takibinin durduğunu, davacı kooperatifin 21/06/2015 tarihli genel kurulunun 6. ve 7. gündem maddeleri birlikte değerlendirildiğinde kooperatifin kalan inşaatlarının tamamlanması ve kooperatifin varlığını sürdürebilmesi için her bir üyeden yaklaşık olarak belirlenen 9.500,00-TL’nin kooperatife veya kooperatif yönetim kurulunun izni ile yükleniciye avans olarak ödenmesine karar verildiğini, anılan genel kurul ile vaki genel kurulda alınan tüm kararların davalı yönünden kesinleştiğini, davalı tarafından kesin hesap borcunun ödendiği iddia edilmiş ise de kesin hesap üye borç tablosu belgesinde üyenin borcunun belirlendiği tarihin açıkça yazıldığını, yapılan hesabın tapu tescili öncesi ortağın borcunun belirlenmesine yönelik olduğunu, davacı kooperatif imalatlarına devam etmesi, inşaat maliyetlerinin artması ve imalatlarını zamanında yetiştirememesi hasebiyle kira borcu altına girmesi, davalının konutuna 2012 yılında çıkartılan geçici maliyet hesabının ana sözleşmeye aykırı olması, kooperatifin devam etmesi nedeniyle genel giderlerin artması gibi nedenlerle davalının daha önce yaptığı ve adına isabet eden ödemelerin yetersiz kaldığını, bu nedenlerle icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız ve yersiz olduğunu, daha önce Kayseri 1. ATM’nin 2019/139 Esas sayılı dosyasında yargılama yapıldığını, aynı nedene dayalı davanın reddedildiğini ve kesinleştiğini, bu nedenle aynı nedene dayalı olarak bir kez daha talep edilemeyeceğini, davalının davacı kooperatife üyelikten doğan tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve kendisine düşen daireyi tapuda devraldığını, davalının çağrılmadığı ve katılmadığı bir takım genel kurullarda kararlar alındığını, ek ödemeler çıkarıldığını, hukuki dayanağı bulunmayan bu ödemelerin davalı ve davalı gibi birçok üyeyi mağdur ettiğini, davacı kooperatifin kendi aralarında neye göre yapıldığı bilinmeyen bir kesin hesap raporu çıkardığını, bu raporun denetimden geçirilmeden ve üyelerin bilgisine sunulmadan üyelere borç olarak yansıttığını, önceki davada alınan bilirkişi raporunda da davalıdan herhangi bir ücret talep edemeyeceklerinin net şekilde ortaya konulduğunu, bu nedenlerle davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; davacı kooperatif tarafından davalı hakkında 21/06/2015 tarihli genel kurul toplantısının 7. maddesi gereği belirlenen bedelin ödenmesi için takip yapılmış olduğu ve davalının itirazı üzerine mahkememizde dava açıldığı anlaşılmakla, her ne kadar toplanan delliller sonucu alınan bilirkişi raporunda, davacı kooperatifin dava konusu alacağı talep etme hakkının 18/11/2018 tarihli genel kurulun 6. gündem maddesi dikkate alınarak hukuki dayanağı olmadığı belirtilmiş ise de, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin 2018/687 E, 2019/672 K sayılı ve 18/04/2019 tarihli kararında belirtildiği üzere söz konusu alacak talebinin inşaat finansman gideri niteliğinde bir alacak olması, davanın itirazın iptali davası olması nedeni ile alacağın takip tarihindeki şartlar itibari ile değerlendirilmesinin gerekmesi, sonradan alınan genel kurul kararının talep konusu alacağa etkisinin olmaması, davacı kooperatifin 18/11/2018 tarihli genel kurul kararında 9.500,00 TL bedel talebinin devamına karar verilmiş olması nedeni ile borçtan sorumluluğunun devam etmesi hep birlikte dikkate alınarak davacının takip konusu alacak nedeni ile alacaklı olduğu anlaşılmış ve böylece davanın kabulüne, vaki itirazının iptaline, takibin devamına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Her ne kadar davalı taraf savunmasında Kayseri 1.ATM 2019/139 Esas sayılı dosyası kapsamında yargılama yapıldığını ve davanın reddine karar verildiğini savunmuş ise de davalının ileri sürdüğü dava dosyası getirtilerek yapılan incelemede söz konusu alacak davasının konut maliyet alacaklarından kaynaklı daha önce alınmış bir genel kurul kararına dayalı olarak yürütüldüğü ve sonra alınan genel kurul kararı ile önceki kararın iptal edildiği, geçmiş dönem genel giderlere ilişkin yapılan ve iptal edilen kesin maliyet alacağına ilişkin talebin yapılan yargılama sonucu yerinde olmadığı ve bu sebeple davanın reddine karar verildiği ve fakat dava ve takip konusu alacağın ise takip tarihi ve dava tarihi itibariyle geçerli kooperatifin yetkili organlarınca alınmış karara istinaden hesaplanan davalıdan tahsili istendiği anlaşılmakla davalının bu yöndeki savunmasına itibar edilmemiştir. Davalıya tebliğ edilen ve kooperatif genel kurulu kararı uyarınca belirlenen takip konusu alacağın likit nitelikte olduğu gözetilerek yasal koşulları oluşan icra inkar tazminatı talebin de kabulüne karar verilerek -Davanın KABULÜ ile, Davacının davalı hakkında başlatmış olduğu Kayseri (Kapatılan) 1. İcra Müdürlüğünün 2019/5717 Esas sayılı dosya kapsamında davalı borçlunun yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİNE, takibin devamına, -Davacının icra inkar tazminatının kabulü ile, alacağın (12.065,00-TL) %20’si tutarında olmak üzere 2.413,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, …” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin , davacı kooperatife üye iken üyelikten doğan tüm edimlerini yerine getirerek kendisine düşen daireyi devralmış ve kooperatif ile herhangi bir borç ilişkisi kalmadığını . ancak davacı kooperatif, genel kurulda alınan karar gereği kooperatife inşaat finansman gideri niteliğinde 9.500,00 tl ek ödeme yapılması gerektiğini bildirerek müvekkile karşı icra takibi başlatmış, tarafımızca da icra takibine itiraz edilmiştir. buna mukabil davacı eldeki itirazın iptali davasını açmış, yerel mahkemece davanın kabulüne ve itiraz ile duran takibin devamına hükmedildiğini yerel mahkeme tarafından verilen kararın gerekli ve yeterli bir gerekçelendirme içermediğini, zira gerekçede yalnızca bilirkişinin ifadelerine yer verildiğini, yaptıkları savunmaların dikkate alınmadığını, müvekkile genel kurul çağrısı iletilmediği halde yokluğunda alınan kararlar ile bağlı olmasının beklenildiğini, usulüne uygun yapılmayan genel kurul toplantısı ve alınan kararlar müvekkil tarafından kabul edilmediğini, kaldı ki müvekkile inşaat finansman gideri adı altında esas sözleşmeden bağımsız olarak borç yüklenmesi hukuka aykırı olduğunu , genel kurul kararının usulüne uygun olarak alındığı ve müvekkilin dava tarihinde dava konusu miktar ile sorumlu olduğu kabul edilse dahi 15.06.2022 tarihi itibariyle bu sorumluluğu ortadan kalkmıştır. zira 7410 sayılı kanun ile 1163 sayılı kooperatifler kanunu’na geçici 11. madde eklendiğini e“geçici madde 11- bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla, kayseri ilinde aşağıdaki şartları taşıyan yapı kooperatifleriyle sınırlı olmak üzere bu madde hükmü uygulanır. a) inşaatların etaplar halinde yapılarak teslim edilmesi, b) terkin edilmemiş olması, c) yapımı tamamlanan etapta bağımsız bölüm malikine kooperatifçe tahakkuk ettirilen bedelin ödenmiş olması, ç) kooperatif tarafından üyeye konutunun tapu devrinin yapılmış olması, şartlarının birlikte sağlanması halinde; konutun tapu devrinin yapılmasından sonraki dönemler için yapı kooperatifi tarafından yönetim giderleri hariç olmak üzere her ne ad altında olursa olsun yapılmış borçlandırmalar veya bu kapsamda üçüncü şahıslara kooperatif tarafından yapılan alacağın devrine ilişkin işlemler hükümsüzdür. birinci fıkra kapsamındaki şartları birlikte sağlayan kişilere karşı yapı kooperatifinin veya bu alacağı devralan üçüncü kişilerin yapı kooperatifi nedeniyle açmış oldukları her türlü alacak veya tazminat davaları ile bu kapsamda yapılan ilamsız icra takipleriyle ilgili olarak; ilgilinin talebi halinde bu davalarda verilen ve henüz kesinleşmemiş mahkeme kararları ile kesinleşen dava ve takiplere dayanılarak başlatılan icra işlemleri, haciz, satış ve tahliye uygulamaları durdurulur. bu alacaklar kapsamında kesinleşen ilamlara dayanılarak devam eden takipler ile kesinleşen icra takiplerine son verilmesi için birinci fıkra uyarınca bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde borcun bulunmadığına dair davanın açıldığına ilişkin belgenin ibraz edilmesi zorunludur; borcun bulunmadığına ilişkin kesinleşen ilamın icra dairesine ibraz edilmesi halinde takip sonlandırılır.” yeklinde olduğunu somut olayda, yukarıda yer verilen geçici kanun maddesinin uygulanması için gerekli şartların yer aldığını, kooperatifçe inşaat etaplar halinde yapılıp teslim edilmiş ve müvekkilin tüm borçlarını ödeyip konutu devraldığını, kooperatifin varlığını sürdürdüğü ve terkin edilmemiş olduğu da aşikardır. anılan madde hükmünce müvekkilden inşaat finansman gideri adı altında talep edilen bedelin tahsil edilebilmesinin mümkün olmadığını, m kanun kooperatif tarafından bir üyenin tapu devrinden sonra borçlandırılabilmesini her ne ad altında olursa olsun yasaklandığını yalnızca yönetim giderleri istisna tutulduğunu, müvekkilden talep edilen bedel yönetim gideri olmadığından işbu davanın reddedilmesi gerektiğini arz ve izah edilen nedenlerle ve sayın yüksek mahkemece araştırılacak diğer nedenlerle birlikte, yerel mahkeme kararının bozularak davanın reddedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili tarafından sunulan istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davalı tarafa müvekkili tarafından kooperatife borcundan kaynaklı Kayseri Genel İcra Müdürlüğünden takip başlatıldığını , davalı tarafça borca ilişkin başlatılan iş bu takibe itiraz edildiğini, itiraz üzerine yukarıda esas numarası ile tarafımızdan itirazın iptali davası açıldığını açılan dava lehimize sonuçlanmış olup kabul edilmiştir. Davalı tarafça 7410 sayılı kanun ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa eklenen geçici madde 11 maddenin uygulanması istenmiştir. Ancak bu kanun maddesi açıkça Anayasaya aykırı olduğu, bu kanun çerçevesinde Her ne kadar Kayseri ilinden bahsedilip genel bir düzenleme gibi bir görüntü verilmeye çalışılsa da kişi veya zümreye özgü kanun çıkartıldığını , Kayseri ilindeki kooperatifler belirlenebilir durumda olup bu belirleme kanunun şahsa yönelik olduğunu göstermektedir. Zümre veya kişi için kanun çıkartılması Anayasada yer bulan Kanunlar önünde eşitlik ilkesini tam anlamı ile ihlal ettiğini ayrıca bu kanun maddesi kooperatifler kanunu ve kooperatifler ana sözleşmesine aykırı şekilde düzenlendiğini bu düzenlemenin uygulanması durumunda kooperatif üyeleri eşit duruma gelmeyeceğini Sadece Kayseri İlinde kooperatifler ile ilgili çıkartılan kanunun bölgesel kanun görümünde olsa da münhasıran kooperatif ve kooperatif üyelerini kapsayıcı mahiyette düzenlendiğinde esasen kişiye özgü kanun mahiyetinde bir durum oluşturduğunu bu hususun anayasaya aykırı olduğunu kanunlaştırılan geçici 11.maddede kooperatifçe tahakkuk ettirilen borcun ödenmesi ibaresi yer almış ise de gelişen ekonomik süreçler çerçevesinde kooperatifçe çıkartılan borçların piyasa gerçeklerinden uzaklaşması pratik olarak günümüzde yaşandığından bu düzenleme ile çıkartılan borcu ödeyen kooperatif üyelerinden kalan imalatı tamamlayacak oranda bir bedel tahsil edilmemesi durumunda kalan üyelerin bu parayı tamamlaması gibi bir sonuç doğacağı için kanun ile anayasaya aykırı olarak tam bir eşitsizlik durumu yaratılacağını “Konut sahibi olmak isteyen kooperatif ortakları son bağımsız bölüm bitip teslim edilene kadar kooperatif ortağı olmaya devam etmesi gerektiğini, Kooperatif inşaatlar bitmeden bağımsız bölümü teslim alıp istifa eden üyelerden bağımsız bölümü geri alma hakkına sahip olduğunu, İnşaatlar devam ederken başkaca aidat alınmayacağına ilişkin vaadlerin kooperatif tarafından geçerli kabul edilemeyeceği, maliyetin artması halinde kooperatifin ortaklarından bu bedelin talep edileceği yargıtay içtihatları ile kabul edilmiştir.” Yargıtay 6.hukuk Dairesi’nin 2021/6310 Esas, 2022/185 Karar sayılı ilamında bu husus açıkça derç edildiğini kooperatif ana sözleşmesinin 61. Ve 62.maddesinin mutlak butlan ile batıl olduğu yargıtay tarafından kabul edildiğini mutlak butlan ile batıl olduğu ortada olan ana sözleşme hükmüne göre kooperatifçe çıkarılan hesabın ne kooperatif tüzel kişisinin ne de henüz evi teslim edilmemiş olan üyeleri bağlamayacağı sabit iken geçici 11.madde de kooperatifçe çıkarılan borçtan bahsedilip bu bedelin ödenmesi ile borçtan kurtulabileceğine dair öngörülen şart yasa yapma sistematiğine aykırı olduğunu geçici 11.madde ile kesinleşmiş mahkeme kararlarına dahi müdahalede bulunarak kanunların geriye yürümezliği ilkesi ihlal edildiğini yasa metninde kesinleşen mahkeme ilamları karşısında borçlu olunmadığının tespitine dair dava yetkisi oluşturulduğunu HMK da yargılamanın yenilenmesi kurumu sıkı şekil şartları ile düzenlenmiş olup bu kanuni düzenleme ile kanunlar arasında çelişki yaratılmış, sadece Kayseri bölgesindeki kooperatifler için kooperatif üyelerine yeni bir kanuni düzenleme yapılması ile yargılama yenilenmesi davası ile alınabilecek sonucu kanuni bir düzenleme ile alınması ihtimali oluşturulduğunu, Anayasının 2.maddesinde yer alan hukuk devleti ilkesinin ihlalini doğurduğunu esinleşmiş mahkeme kararları ile alacak elde eden kooperatiflerin bu paraları iade edilmesi konusuna yol açacak şekilde yapılan düzenleme yine hukuk devletinde olması gereken hukuki güvenlik ilkesine aykırı olduğunu açıklanan nedenlerle; 7410 sayılı kanun ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa eklenen geçici 11. maddesinin somut norm denetimi yapılarak anayasaya aykırılık gerekçesi ile Anayasa mahkemesine gönderilmesine ve bu yönde ara karar kurulmasını talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Dava, kooperatif üyeliğinden kaynaklanan alacak istemi ile başlatılan ilamsız icra takibinde borca itirazın iptali talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
15.06.2022 tarih ve 31867 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7410 sayılı Çevre Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. maddede; “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla, Kayseri ilinde aşağıdaki şartları taşıyan yapı kooperatifleriyle sınırlı olmak üzere bu madde hükmü uygulanır.
a) İnşaatların etaplar halinde yapılarak teslim edilmesi,
b) Terkin edilmemiş olması,
c)Yapımı tamamlanan etapta bağımsız bölüm malikine kooperatifçe tahakkuk ettirilen bedelin ödenmiş olması,
ç) Kooperatif tarafından üyeye konutunun tapu devrinin yapılmış olması,
şartlarının birlikte sağlanması halinde; konutun tapu devrinin yapılmasından sonraki dönemler için yapı kooperatifi tarafından yönetim giderleri hariç olmak üzere her ne ad altında olursa olsun yapılmış borçlandırmalar veya bu kapsamda üçüncü şahıslara kooperatif tarafından yapılan alacağın devrine ilişkin işlemler hükümsüzdür.
Birinci fıkra kapsamındaki şartları birlikte sağlayan kişilere karşı yapı kooperatifinin veya bu alacağı devralan üçüncü kişilerin yapı kooperatifi nedeniyle açmış oldukları her türlü alacak veya tazminat davaları ile bu kapsamda yapılan ilamsız icra takipleriyle ilgili olarak; ilgilinin talebi halinde bu davalarda verilen ve henüz kesinleşmemiş mahkeme kararları ile kesinleşen dava ve takiplere dayanılarak başlatılan icra işlemleri, haciz, satış ve tahliye uygulamaları durdurulur. Bu alacaklar kapsamında kesinleşen ilamlara dayanılarak devam eden takipler ile kesinleşen icra takiplerine son verilmesi için birinci fıkra uyarınca bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde borcun bulunmadığına dair davanın açıldığına ilişkin belgenin ibraz edilmesi zorunludur; borcun bulunmadığına ilişkin kesinleşen ilamın icra dairesine ibraz edilmesi halinde takip sonlandırılır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Belirtilen düzenleme kapsamında davacı talebinin anılan yasal düzenleme uyarınca araştırılması değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceğinden davalı istinafı yerinde görülmüş, HMK’nın 353/1-a.6.maddesi gereğince kararın kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-HMK’nın 353/1-a.6 md. gereğince, KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 28/04/2022 tarih ve 2020/495 E – 2022/361 K sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yatırılan 206,10 TL istinaf karar harcının talebi halinde davalıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf yoluna başvurma harcının ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, KESİN olarak oybirliği ile karar verildi. 22/09/2022