Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1610 E. 2022/1717 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1610
KARAR NO: 2022/1717
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/05/2022
ESAS NO: 2021/686
KARAR NO: 2022/357
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil-Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/09/2022
İSTİNAF KARAR
YAZIM TARİHİ: 21/09/2022
KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen kararına karşı süresi içinde davacı/davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı kooperatifle sözleşme yaptığını, ödemelerini sözleşmeye göre yaptığını, buna rağmen davalı şirketin müvekkiline tapu devrini yapmadığını, kooperatif üyeliğinin müvekkilinin kıza … üzerine olup ödemelerin onun üzerine gerçekleştirildiğini, 14/04/2009 tarihinde ise talep üzerine kooperatif yönetiminin hisse devrini … ‘dan alarak müvekkili …’e devrine karar verildiğini, müvekkilinin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesine rağmen davalının üzerine düşen yükümlülüğü kötü niyetli olarak sürüncemede bıraktığını ileri sürerek; … Mah. … ada … ada … parsel üzerinde bulunan … blok … . Kat … nolu taşınmazın hacizlerden arındırılmış şekilde tapusunun müvekkiline devrine, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde kooperatifin gereği gibi ifa edilmemesinden kaynaklı sözleşmeden dönülmesi ve bu kapsamda müvekkilinin ödediği bedel, şimdilik 500,00 TL ve menfi zararla birlikte tapunun güncel rayiç bedeli üzerinden fazlaya ilişkin belirsiz alacak davası olarak şimdilik 500,00 TL, eve yapılan iyileştirmeler ve masraflar için şimdilik 500,00 TL olmak üzere toplamda 1.500,00 TL olarak iadesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Alacağın zamanaşıma uğradığından davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, kesin maliyet bedeli henüz hesaplanmadığından belirli olmayan maliyet hesabına göre davacıya daire teslim edilmeyeceğinin belirlenebilecek konumda değilken davacının daire sahibi olma talebinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davacının ikinci talebinin de olmasının mümkün olmadığını, davacının halen kooperatifin üyesi olduğunu, müvekkilinin alacaklıya muaccel hale gelmiş bir borcu bulunmadığını, davacının muaccel bir alacağının varlığı kabulü halinde dahi bu alacaktan genel giderler düşülmeden tamamının talep edilmesinin haksız olduğunu ileri sürerek; davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretini davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İddia ve savunmalar, yapılan yargılama, toplanan deliller, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyet raporu ve tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Davacı vekili yargılama sırasında 26.04.2022 tarihli dilekçesi ile davacı … adına sunmuş olduğu dilekçe ile … ‘nin asli müdahil olarak davaya eklenmesini istemiştir. Dilekçesi … adına düzenlenmiş ve dilekçe ekinde … ‘nin vekaletnamesini sunduğu görülmüştür. Asli müdahale yönünden ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda, hem fer’i hem de asli müdahale düzenlenmiştir (65 vd). Her iki müdahalenin, davadaki konumu ve sonuçları farklıdır. Asli müdahale, iki taraf arasında devam etmekte olan bir davada, üçüncü bir kişinin o davanın konusunu oluşturan hak veya şey üzerinde kısmen veya tamamen kendisinin hak sahibi olduğunu ileri sürmesi ve bu hakkını, harcını da ödeyerek bağımsız bir davanın konusu yapmasıdır. Başka bir ifadeyle; asli müdahale talebi, bir davanın konusunu oluşturan şey veya hakkın, tamamen veya kısmen o davanın taraflarına değil, müdahale talebinde bulunana ait olduğu iddiasını içerir ve bağımsız bir dava niteliğinde olması nedeniyle de harca tabidir. Müdahillik sıfatının kazanılması için mahkemenin kabulüne de ihtiyaç bulunmamaktadır. Müdahale talebini içeren dilekçenin harçlandırılması ile asli müdahale tamamlanmış ve dava açılmasının bütün sonuçları doğmuş olur. Yukarıda açıklandığı üzere usulen harçlandırılmış, asli müdahil adına dilekçe ile asli müdahil davası açılabileceğinden asli müdahil adına sunulmuş bir dilekçe ve harç bulunmadığından bu hususta karar verilmemiştir. Davacı … ‘in davasının aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine, Usulen harçlandırılmış asli müdahale davası olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,..” şeklinde karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; asli müdahale, asıl davadan ayrı bir dava olarak kabul edileceğini, asli müdahale, açılmış bir davanın konusu üzerinde, davanın her iki tarafından (davacı ve davalı) da bağımsız, tarafların iddialarına karşıt bir hakkın sahibi olduğunu iddia eden üçüncü kişinin davaya katıldığını, davaya asli müdahale durumunda, yargılama sonunda asıl dava ve müdahale davası konusunda iki ayrı karar verilecek ve bu karar hem asıl davanın tarafları, hem de asli müdahil için bağlayıcı hukuki sonuçlar doğuracağını, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından asli müdahale talebine ilişkin ve asli müdahale talebinde bulunan … için asli müdahale talebinin onaylandığı veyahut söz konusu harç hakkında ara karar kurulmadığını, mahkeme tarafından ara karar kurulmaması usul işlemlerine aykırılık teşkil etmekte ve bu sebeple davanın reddedilmesi kanuna aykırı olduğunu, ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu bu gerekçesi usul ekonomisine de aykırılık teşkil etmekte anayasa tarafından güvence altına alınan adil yargılanma hakkının da ihlali anlamına geldiğini, müvekkil davalı kooperatifine ait … Mahallesi … ada … ada … parsel üzerinde bulunan … Blok 100m2 dosya içerisinde yer alan sözleşmeye binaen … kat … nolu dairenin verilmesi hususunda anlaşıldığını, dosya içerisinde bulunan sözleşmede de yapılan tüm ödeme planındaki ödemeler davalı kooperatife yapıldığı görüldüğünü, ancak buna rağmen davalı şirket sözleşmeye aykırı davranmış ve müvekkile tapu devrini yapmadığını, kooperatif üyeliği müvekkilin kızı … üzerine olup ödemeler onun adına gerçekleştirildiğini, dosya içerisinde bulunan 17/03/2022 tarihli bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere 07/04/2009 tarihinde dava dışı … tarafından kooperatife dilekçe vererek dava konusu taşınmazı müvekkile devretmek istediğini belirttiğini, 14/04/2009 yılında ise talep üzerine kooperatif yönetimi hisse devrini … ‘dan alarak müvekkil …’e devrine karar verildiğini, söz konusu işlem alacağın devri sözleşmesine ilişkin olduğunu, Alacağın temliki, alacak hakkını devredenin mal varlığından çıkararak devralanın mal varlığına dahil eden, sözleşmeye dayalı bir tasarruf işlemi olduğunu, böylece temlik ile devreden borç ilişkisinden çıkacağını ve onun yerine alacaklı sıfatı ile devralan kişi geçeceğini, bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere dava dışı alacaklı … alacağını birden çok kişiye devretme anlamına gelen devir sözleşmeleri yaptığını ancak kanun gereği ilk yapılan devir sözleşmesi geçerli olacağını ve alacak bu sözleşmedeki müvekkile geçtiğinin kabul edilmesi gerektiğini, Bilirkişi raporunda yapılan inceleme de müvekkilin kooperatif üyesi olmadığı, kooperatif üyesinin dava dışı … olduğu tespit edildiğini, dolayısıyla müvekkilin söz konusu kooperatifte üyeliği olma şartı aranmadan alacağın devri üzerinde hak iddia etmesi mümkün olduğunu, kooperatif üyeliği müvekkilin kızı … üzerinde olup ödemeler onun adına gerçekleştirildiğini, müvekkil borcu yoktur yazısı aldıktan sonra da kooperatif tarafından çevre düzenlemesi ve mesken adı altında 8.000, TL daha ödeme talep edildiğini ve müvekkil tarafından istenen bedeller yatırıldığını, müvekkil iyi niyetli olarak söylenen tüm ödemeleri yaparken davalı kooperatif diğer tüm üyelerin tapu devrini yaparken müvekkile devir işlemini yapmayıp kötü niyetli olarak oyaladığını, davalı kooperatifin müvekkili kötü niyetli olarak oyalamasının sebebi ise kooperatifin borçlarından müvekkile ait bağımsız bölümüne koyulan hacizlerden kaynaklı olduğunu, taşınmaz üzerinde yer alan hacizler ise müvekkilin kusurundan kaynaklanmadığını, kooperatif borcu olması sebebiyle de sorumluluk kooperatifin mal varlığıyla sorumluluğu olduğunu, evin içerisine dolap yaptıran ayrıca balkona dolap yaptıran, cam balkon ile kapatan müvekkil için toplamda yapılan 20.000 TL değerindeki iyileştirme tespiti yapılarak bilirkişi marifetiyle rayiç bedelinden hesaplanan miktarın değere katılması gerektiğini, istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına, davalı kooperatif adına borçların müvekkilin borçları bittikten sonra kötü niyetli olarak müvekkile tahsisi yapılmayan bağımsız bölüme koyulması sebebiyle; hacizlerden arındırılmış şekilde tapunun müvekkile tescilini, yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinafa cevap dilekçesinde özetle; öncelikle alacak zamanaşımına uğradığından davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, husumet yönünden ise yerel mahkeme kararında belirtildiği üzere, kooperatif üyeliği devam eden kişi … olup, davacının kooperatif üyeliği bulunmadığından davacının husumete ilişkin istinaf taleplerinin reddi gerektiğini, davacı 55.500 TL ödeme yaptığını ve kendisinin bu ödeme ile birlikte başka hiçbir borcu kalmadığını ileri sürse de o süreçte tapu teslim edilemediğinden kesin maliyet hesabı yapılamadığını, davacı halen kooperatif üyesi/ortağı olduğunu, müvekkil kooperatifin alacaklıya muaccel hale gelmiş bir borcu bulunmadığını, davacının üyelikten istifa etmediğini ve genel kurulda çıkma işlemi yapılmadığını, davacının muaccel bir alacağının varlığını kabulü halinde dahi bu alacaktan genel giderler düşülmeden tamamının talep edilmesi haksızdır.davacı taşınmazın kendisine teslim edilmediğini, bu nedenle de tapu devrini ve tapunun eklenen değerlerle rayiç bedelinin hesaplanarak bedelin iadesini talep etmiş olsa da, davacı kötü niyetli olarak bu şekilde beyanda bulunmuş olup, taşınmaz devrini kabul etmediğini, davacının 20.000 TL iyileştirme bedeli olarak adlandırdığı, bedele ilişkin talepleri yerinde değildir. davacının müvekkilden muaccel olmuş hiçbir alacağı yoktur. bu nedenle reddi gerektiğini, davacının istinaf taleplerinin reddi ile yerel mahkeme kararının onanmasına, yargılama giderleri ve vekalet cüretinin karşı taraf yükletilmesine karar verilesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dava, tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde taşınmaz bedeli ile yapılan iyileştirme bedelinin tahsili taleplerine ilişkindir.Somut olayda davacı, dava konusu olan dairenin kendisine ait olduğunu, ancak kooperatif üyeliğinin asli müdahale talebinde bulunan kızı …üzerinde olduğunu ve ödemelerin de kızı adına yapıldığını, üyeliğin 2009 yılında kendisine devredildiğini belirterek taşınmazın adına tesciline, olmadığı taktirde iyileştirme masrafları ve taşınmazın rayiç bedelinin tahsilini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda Kooperatif kayıtları ve bilirkişi raporuna göre 21/03/2009 tarihli kooperatif yönetim kurulu kararıyla asli müdahale talebinde bulunan davacının kızı … ‘ın kooperatif üyesi olarak kabul edildiğini, kooperatif üyeliğinin …adına olduğu, bu nedenle davacının kooperatif üyeliğinin bulunmaması nedeniyle aktif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davacının davasının dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.Davacı vekili yargılama sırasında davacı adına sunmuş olduğu 26.04.2022 tarihli dilekçesi ile davacının kızı olan … ‘nin asli müdahil olarak davaya eklenmesini istediği, dilekçe ekinde davacının kızı … i’nin vekaletnamesini de sunduğu görülmüştür.Asli müdahale kurumu 6100 sayılı HMK’nun 65 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Asli müdahale, iki taraf arasında devam etmekte olan bir davada, üçüncü bir kişinin o davanın konusunu oluşturan hak veya şey üzerinde kısmen veya tamamen kendisinin hak sahibi olduğunu ileri sürmesi ve bu hakkını, harcını da ödeyerek bağımsız bir davanın konusu yapmasıdır. Başka bir ifadeyle; asli müdahale talebi, bir davanın konusunu oluşturan şey veya hakkın, tamamen veya kısmen o davanın taraflarına değil, müdahale talebinde bulunana ait olduğu iddiasını içerir ve bağımsız bir dava niteliğinde olması nedeniyle de harca tabidir. Müdahillik sıfatının kazanılması için mahkemenin kabulüne de ihtiyaç bulunmamaktadır. Müdahale talebini içeren dilekçenin harçlandırılması ile asli müdahale tamamlanmış ve dava açılmasının bütün sonuçları doğmuş olur.
Yukarıda açıklandığı üzere, davacı vekilince yargılama sırasında sunulan 26.04.2022 tarihli dilekçe ile davacının kızı olan … ‘nin vekaletnamesini de sunarak, kendisinin asli müdahil sıfatıyla davada yer almasını istediği, her ne kadar bu dilekçe başlığında asli müdahale talebinde bulunan … ‘nin adı yer almamakta ise de, mahkemece söz konusu usuli eksikliğin giderilmesi ve Harçlar Kanununun 30 ve 32. Maddeleri uyarınca harç eksikliğinin giderilmesi hususunda asli müdahale talebinde bulunan vekiline süre verilmesi gerekirken, asli müdahil adına sunulan ve harçlandırılan bir dilekçe bulunmadığından bahisle, bu hususta karar verilmemiş olması isabetsiz olmuş, bu nedenle sair istinaf itirazları incelenmeksizin yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle sonuç olarak; 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.6.maddesi gereğine Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-HMK’nın 353/1-a.6 md. gereğince, KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 12/05/2022 tarih ve 2021/686 E – 2022/357 K sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre esastan bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talebi halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf yoluna başvurma harcının ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
8-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, KESİN olarak oybirliği ile karar verildi.21/09/2022