Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1606 E. 2022/1716 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1606
KARAR NO: 2022/1716
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/11/2021
ESAS NO: 2019/946
KARAR NO: 2021/1071
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil-Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/09/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 22/09/2022
KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 25/11/2021 tarih ve 2019/946 E – 2021/1071 K kararına karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Kayseri’de faaliyet gösteren yapı kooperatifi olduğunu, Kooperatif tarafından şimdiye kadar usulüne uygun olarak kesin maliyet bedellerinin belirlenmesine ve üyelerden talep edilmesine yönelik herhangi bir karar alınmadığını, davalı üye ve kooperatiften dairesini alan diğer 196 üyeden yalnızca geçici maliyet bedellerinin alındığını, müvekkili kooperatif tarafından şimdiye kadar 196’sı kooperatif üyesi 197’si arsa sahibinin olmak üzere toplam 393 daire teslim edildiğini, hazihazırda 309 dairenin de yarım kalmış olduğunu, henüz tapusunu almamış 109 üye bulunduğunu, 506 dairenin maliyetinin geriye kalan 109 üyeye yüklendiğini, kooperatiften istifa eden üyelere olan borçların, evlerini teslim alan üyeler için yapılan inşaatlarda kullanılan banka kredisi borçlarının, vergi sgk vs. borçların dairesini teslim alan üyelerin kesin maliyet bedeli hesabına eklenmediğini ve tüm bu borçların dairesini teslim almamış üyelere bırakıldığını, kooperatif tarafından yapılan 21/04/2019 tarihli genel kurul toplantısında alınan tüm kararların muhalefet şerhi olmaksızın oy birliğiyle alındığını, hesaplanan kesin maliyetlerin ana sözleşmenin 61.maddesindeki usule bire bir uygun şekilde üyelere tebliğ edildiğini ve 15 günlük itiraz süreci ve devamındaki prosedürün de tüm üyelere tanınarak ilgili sürecin 61.maddeye uygun olarak tamamlanmasının sağlandığını, davalının kooperatif ile yapmış olduğu görüşmelerde kooperatiften dairesini teslim alması ile birlikte ilişiğinin kesildiğini, kooperatife hiçbir borcunun bulunmadığını beyan ettiğini ve üye olmadığını iddia ettiğini, davalının üyeliğinin sona erdirilmesi ilişkin kooperatif kayıtlarına ulaşıldığını, hiçbir istifa beyanı, noter ihtarı bulunmadığı gibi kooperatif yönetimince alınmış ihraç kararı da bulunmadığını, davalı ile yapılan arabuluculuk görüşmesi ve kendisine yapılan ihtarlara rağmen belirtilen süre içerisinde davalı tarafından müvekkili kooperatife daire ve tapu devri yapılmadığı gibi muaccel olan kesin maliyet borcunun da ödenmediğini ileri sürerek; davalının müvekkili kooperatiften almış olduğu Kayseri ili … ilçesi … mahallesi … ada … parsel … blok bağımsız bölüm no:18’de kayıtlı bulunan mesken vasıflı taşınmazın tapu kaydına davalıdır şerhi konulmasına, davalının kooperatif üyesi olmadığı iddiası mahkemece kabul edilecek olursa davalının kooperatif tarafından belirlenen kesin maliyet bedelini ve kooperatife karşı diğer yükümlülüklerini yerine getirmeden daire tapusunu aldığı için Kayseri ili … ilçesi … mahallesi … ada … parsel … blok bağımsız bölüm no:…’de kayıtlı bulunan taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili kooperatif adına tescil edilmesine, davalının kooperatif üyesi olduğunun kabulü ile tescil talebinin reddedilmesi halinde davalının kooperatife karşı kesin maliyet ve diğer hususlardan doğan edim borçları nedeniyle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000,00 TL kesin maliyet bedeli alacağının arabuluculuk başvuru tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı kooperatifin 2010 hesap yılına ilişkin olarak 20/02/2011 tarihinde yapılan Genel Kurul toplantısı ile müvekkili üye dahil olmak üzere bir kısım üyelerden dairelerin kesin maliyeti çıkarılarak talep ve tahsil edildiğini, 1 aylık hak düşürücü süre olduğunu 20/02/2011 tarihli Genel Kurul Toplantısının iptali amacıyla açılmış hiçbir dava bulunmadığını, alınan kararın kesinleştiğini, kesin maliyet bedellerinin kooperatife ödendiğini, müvekkilinin kooperatiften dairesini aldığını ve davalı kooperatife hiçbir borcunun kalmadığını, bir daha kooperatifle ilgili hiçbir genel kurula da davet edilmediğini, müvekkilinin tapusu davacıdan devraldıktan sonra davacının yapmış olduğu kat karşılığı inşaat sözleşmeleri ve yeni üye kayıtlarıyla ilgili genel kurul toplantılarına davet edilmediği için bu alınan kararlardan da bilgisi bulunmadığını, bu sebeple davet edilmediği genel kurul toplantılarından alınan kararlardan sorumlu tutulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İddia ve savunmalar, yapılan yargılama, toplanan deliller ve tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Toplanan delillerden davalının davacı kooperatifin üyesi olduğu, benimsenen bilirkişi raporunun içeriğine göre davalının daha önceden ödediği tutarın yeniden hesaplanması sonucu davalının ödemesi gereken kesin maliyet bedelinin 170.683,00 TL olduğu anlaşılmıştır. İzah edilen tüm nedenlerle davacının davalıdan 170.683,00 TL talep edebileceği anlaşılmıştır. Genel kurulca, ödeme günü belirlenerek, (belirlenmemişse ayın sonu ödeme günü olup) aidat bedelinin süresinde ödenmesine, süresinde ödenmemesi halinde ise temerrüt faizi uygulanmasına ilişkin alınan kararın kesinleşmesi halinde, bu kararın tüm ortakları bağlayacağı açıktır. Davacı vekili 06/04/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile öncelikle tapu iptal tescil davasının kabulünü, mahkeme aksi kanaatte ise toplam 170.683,00 TL kesin maliyet alacağının, 5.000,00 TL’sine dava tarihinden bakiyesine ıslah tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacının ıslah ile arttırdığı tutar, daha önceden davacının tapu iptal tescili talebi nedeni ile taşınmazın değeri üzerinden tamamlanan harç sınırında kalmış, yani harç daha önceden tamamlanmıştır. Yargılama sonunda tüm dosya kapsamına göre davacının üyesi olan davalıdan kooperatif üyeliğinden kaynaklı kesin maliyet bedeli alacağını talep edebileceği, benimsenen bilirkişi raporuna göre davacının talep edebileceği kesin maliyet bedelinin 170.683,00 TL olduğu, kesin maliyet bedelinin tebliğ tarihinden itibaren 1 ay sonra muaccel olacağını, davalıya yapılan tebligatın 27/07/2019 tarihli olduğu gözönüne alındığında davalı borcuna 28/08/2018 tarihinden itibaren genel kurulda kararlaştırılan yıllık %18 (aylık %1,5) oranı üzerinden gecikme faizi uygulanacağı sonuç ve kanaatine varılmış ve davacının terditli taleplerinden ikinci talebi olan alacak davasının kabulü ile toplam 170.683,00 TL kesin maliyet alacağının, 5.000,00 TL’sine dava tarihinden bakiyesine ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yıllık % 18 (aylık % 1,5) oranında gecikme faizi ile beraber davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Davacının davalı aleyhindeki terditli taleplerinden ilk talebi olan tapu iptal ve tescil talebinin reddine, Davacının davalı aleyhindeki terditli taleplerinden ikinci talebinin kabulü ile 170.683,00 TL’nin dava dilekçesinde talep edilen 5.000,00 TL’lik kısmına dava tarihinden, bakiyesine ise ıslah tarihi olan 06/04/2021 tarihinden itibaren işleyecek yıllık %18 oranında gecikme faizi ile beraber davalıdan alınarak davacıya verilmesine …” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davalı Kooperatif tarafından 2010 hesap yılına ilişkin olarak 20/02/2011 tarihinde yapılan Genel Kurul toplantısı ile Müvekkil üye de dahil olmak üzere bir kısım üyelerden dairelerin kesin maliyeti çıkarılarak talep ve tahsil edildiğini, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. Maddesinde geçen 1 aylık süre hak düşürücü süre olup 20.02.2011 tarihli Genel Kurul toplantısının iptali amacıyla açılmış hiçbir dava bulunmamakta ve alınan kararlar kesinleşmiş bulunduğunu, bu kapsamda verilen yetki uyarınca yönetim kurulu tarafından ilgili hazırlıklar yapıldığını ve alınan kararlar ile kesin maliyet hesaplamaları yapıldığını, hesaplanan kesin maliyetler ana sözleşmenin 61. Maddesindeki usule birebir uygun şekilde üyelere tebliğ edildiğini ve 15 günlük itiraz süreci ve devamındaki prosedür de tüm üyelere tanınarak, ilgili sürecin 61. Maddeye uygun olarak tamamlanması sağlandığını, bu kapsamda müvekkile tebliğ olan ve payına düşen kesin maliyet bedeli borcu müvekkil tarafından davalı kooperatife ödendiğini, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 81. Maddesinin 2. Fıkrası gereğince konut yapı kooperatiflerinin yapı kullanma izinlerinin alınmasını müteakip en geç 1 yıl içerisinde ortakların Kat Mülkiyeti Kanununa göre ferdi mülkiyete geçmeleri gerekmekte olup ortaklara kat mülkiyet tapuları ferdileşme ile verildiğini, müvekkil kooperatiften dairesini teslim aldığını, davalı kooperatife hiçbir borcu da kalmadığını ve bir daha kooperatifle ilgili hiçbir genel kurula da davet edilmediğini, müvekkil tapusunu davacıdan devraldıktan sonra davacının yapmış olduğu kat karşılığı inşaat sözleşmeleri ve yeni üye kayıtlarıyla ilgili genel kurul toplantılarına davet edilmediği için bu alınan kararlardan da bilgisi olmadığını, bu sebeple davet edilmediği genel kurul toplantılardan alınan kararlardan sorumlu tutulması usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca müvekkil 21/04/2019 tarihli genel kurula da davet edilmemiş alınan kararlarda Müvekkile tebliğ olmadığını, davalı Kooperatif tarafından ilanen tebliğ yapıldığını, usulüne uygun olarak müvekkile tebligat yapılmadığını, itiraz komisyonu da usulüne uygun olarak oluşturulmadığını, hukuka aykırı olarak yeniden hesaplanan kesin maliyetler kesinleştirildiğini, yerel mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu hazırlarken de eksik incelemede bulunduğunu, ferdileşme gerçekleştikten sonra müvekkilin üyeliği sona erdiğini, kooperatife ait deftereler incelendiğinde müvekkilin üyelik kaydının silindiği bu sebeple de daha sonra davacı kooperatif tarafından yapılan hiçbir genel kurula davet edilmediği görüleceğini, ayrıca davalı kooperatif tarafından müvekkile ait üyelik kaydı silindikten sonra tekrar kayıtlara eklenmiş olabileceği hususunda da bilirkişi tarafından yeterli araştırma yapılmadığını, bilirkişi tarafından eksik inceleme ile müvekkilin kooperatifin aidat ödemeli standart üyesi olduğu ve istifa veya çıkarıldığına dair yönetim kurulu kararının olmadığı kanaatine varıldığını, müvekkilin davacı kooperatif tarafından hiçbir genel kurula çağrılmaması da müvekkilin davacı kooperatif tarafından üye olarak kabul edilmediğini gösterdiğini, davalı kooperatif tarafından kötü niyetli olarak sadece kesin maliyet raporları ilanen tebliğ yapıldığını, bu sebeple de müvekkil süresi içerisinde usulsüz olan bu kesin maliyetlere itiraz edemediğini, davacı kooperatif tarafından ferdileşme sonrası tapularını alan üyelerin çoğuna ilanen tebliğ yapıldığını, üyelerden hiçbiri yeni yapılan kesin maliyete itiraz edemediğini, müvekkile yapılan tebligat adres yetersizliği ile iade olmuşsa da müvekkil kooperatife üye olduktan itibaren tüm tebligatlar ve genel kurul davetleri ferdileşmeye kadar yine bu adrese yapılmış olup müvekkilde tebliğ aldığını, ferdileşme ile tapu alan diğer üyelere de kesin hesabın tebliğ edilememiş olduğu düşünüldüğünde davacı kooperatif kötüniyetli olarak kesin hesap maliyetine üyelerin itirazını engellemek için kesin hesap maliyetlerini bilerek tebliğ etmediğini, davacı kesin hesap raporunu müvekkile tebliğ etmek isteseydi müvekkile ait olan ve kooperatifte bulunan telefon bilgilerinden de ulaşarak genel kurula davet edebileceğini, ayrıca davacı kooperatif tarafından defalarca kesin maliyet hesabı yapılmış olup bu durumda yine davacının kötü niyetini göstermekte olup dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, yerel mahkemece verilen hukuka aykırı kararın ortadan kaldırılmasına ve yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, kaldırılmasını ve yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı tarafa teamiline karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, davacı kooperatif tarafından, kooperatif üyesi olan davalı aleyhine terditli olarak açılan tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde kooperatif genel kurulu kararı uyarınca oluşturulan komisyon tarafından belirlenen kesin maliyet hesabı doğrultusunda davalıdan talep edilen alacağa ilişkindir.
Her ne kadar mahkemece davanın alacak talebi yönünden kabulüne karar verilmişse de;15.06.2022 tarih ve 31867 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7410 sayılı Çevre Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. maddede; “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla, Kayseri ilinde aşağıdaki şartları taşıyan yapı kooperatifleriyle sınırlı olmak üzere bu madde hükmü uygulanır.
a) İnşaatların etaplar halinde yapılarak teslim edilmesi,
b) Terkin edilmemiş olması,
c)Yapımı tamamlanan etapta bağımsız bölüm malikine kooperatifçe tahakkuk ettirilen bedelin ödenmiş olması,
ç) Kooperatif tarafından üyeye konutunun tapu devrinin yapılmış olması şartlarının birlikte sağlanması halinde; konutun tapu devrinin yapılmasından sonraki dönemler için yapı kooperatifi tarafından yönetim giderleri hariç olmak üzere her ne ad altında olursa olsun yapılmış borçlandırmalar veya bu kapsamda üçüncü şahıslara kooperatif tarafından yapılan alacağın devrine ilişkin işlemler hükümsüzdür.
Birinci fıkra kapsamındaki şartları birlikte sağlayan kişilere karşı yapı kooperatifinin veya bu alacağı devralan üçüncü kişilerin yapı kooperatifi nedeniyle açmış oldukları her türlü alacak veya tazminat davaları ile bu kapsamda yapılan ilamsız icra takipleriyle ilgili olarak; ilgilinin talebi halinde bu davalarda verilen ve henüz kesinleşmemiş mahkeme kararları ile kesinleşen dava ve takiplere dayanılarak başlatılan icra işlemleri, haciz, satış ve tahliye uygulamaları durdurulur. Bu alacaklar kapsamında kesinleşen ilamlara dayanılarak devam eden takipler ile kesinleşen icra takiplerine son verilmesi için birinci fıkra uyarınca bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde borcun bulunmadığına dair davanın açıldığına ilişkin belgenin ibraz edilmesi zorunludur; borcun bulunmadığına ilişkin kesinleşen ilamın icra dairesine ibraz edilmesi halinde takip sonlandırılır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Bu durumda, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın anılan yasal düzenleme uyarınca araştırılması, değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmekte olup (aynı yönde Yargıtay 6.Hukuk Dairesi’nin 2022/2097 E – 2022/3711 K sayılı ilamı), hükmün bu nedenle kaldırılmasına ve istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle sonuç olarak; 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a.6.maddesi gereğine Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-HMK’nın 353/1-a.6 md. gereğince, KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 25/11/2021 tarih ve 2019/946 E – 2021/1071 K sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yatırılan 2.914,84 TL istinaf karar harcının talebi halinde davalıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf yoluna başvurma harcının ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
8-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, KESİN olarak oybirliği ile karar verildi.21/09/2022