Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1591 E. 2022/1742 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1591
KARAR NO: 2022/1742
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/05/2022
ESAS NO: 2019/670
KARAR NO: 2022/388
DAVANIN KONUSU: Alacak (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ:21/09/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 03/10/2022
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 17/05/2022 tarih ve 2019/670 Esas 2022/388 Karar sayılı ilamına karşı ,davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin 20.02.2011 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında biten ve teslim edilen konutların geçici maliyetlerinin tespiti için komisyon kurulması, belirlenen maliyetin ve şerefiye bedellerinin ilgili üyelere tebliğ edilmesi yönünde karar aldığını, söz komusu karar gereğince 196 dairenin geçici maliyetleri çıkartılarak üyelerden tahsil edildiğini, genel kurul tarafından şimdiye kadar kesin maliyet bedellerinin belirlenmesine ve üyelerden tahsiline yönelik bir karar alınmadığını, sadece 196 üyeden geçici maliyet bedeli alındığını, söz konusu geçici maliyet raponu incelendiğinde kesin maliyet raporunda bulunması gereken özelliklerin bulunmadığını, hesaplamaların eksik ve hatalı olduğunu, geçici maliyet niteliğinde olduğunu, söz konusu hesaplamada arsa sahiplerine yapılan dairelerin maliyetlerinin ortaklara pay edilmediğini, arsa sahiplerine verilecek dairelerin maliyetlerinin dairesini teslim almamış üyeler üzerine bırakıldığını, yapılan hesaplamada belirlenen kat, cephe ve şerefiye bedelinin de gerçeği yansıtmadığını, davacı tarafından bugüne kadar 196 adedi üyelere, 197 adedi arsa sahiplerine olmak üzere 393 daire teslimi yapıldığını, halihazırda 152 kooperatif üyesi ve 157 arsa sahibi olmak üzere 309 dairenin imalatının yarımı kaldığını ve tesliminin yapılamadığını, daire testimi yapılan üyelere ferdileştirme suretiyle tapularının verikliğini, ancak hesaplamanın yanlış yapılması sebebiyle kooperatif borçlarının ve arsa sahiplerine verilecek konut maliyetlerinin dairesini henüiz almamış üyelere kaldığını, bu hatanın ortadan kaldırılması için kooperatifin 21.04.2019 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında şimdiye kadar yapılan tüm geçici/kesin maliyet bedellerinin iptali ve yeniden maliyet yapılmasına yönelik karar alındığını, bu kararın herhangi bir muhalefet şerhi olmadan oy birliği ile alındığını, genel. kurul kararının iptaline yönelik bir dava açılmadığını ve karanın kesinleştiğini, yönetim kurulu tarafından kesin maliyet hesabı yapılması için süreç başlatıldığını, hesaplanan kesin maliyetlerin ana sözleşmenin 61. Maddesindeki usule uygun şekilde üyelere tebliğ edildiğini, 15 günlük itiraz süreci ve devamındaki usul uygulanarak tüm üyelere paylarına düşen kesin maliyet borcunun tebliğ edilerek ödeme yapmalarının talep edildiğini, verilen süre içinde ödemelerini yapmayan üyelerle ilgili yasal süreç başlatıldığını, davalının da verilen süreye rağmen borcunu ödemediğini, kooperatifin en yetkili organının genel kurul olduğunu ve aldığı kararların tüm üyeleri bağlayacağını, son genel kurulda alınan kararın amacının üyeler arasındaki eşitliği sağlamak olduğunu, davacı kooperatifin henüz tasfiye aşamasına girmediğini, inşaat faaliyetlerinin devam ettiğini, davacının tamamlamış olduğu daireleri ve tapusunu üyelere verdiğini, davalının üyeliğinin devam ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 5.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan almarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALI VEKİLİ’NİN İLK DERECE MAHKEMESİNE VERMİŞ OLDUĞU CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Müvekkilinin kooperatif üyesi olmadığını, kooperatif tarafından çıkarılan kesin maliyet bedeli dahil kooperatife olan borcun ödediğini ve 2011 yılında kat mülkiyeti tapusunu aldığını, davalının 2011 yılından sonra yapılan genel kurul toplantılar ve hazirun listesinde ismi bulunmadığını, genel kurutlara davet edilmediğini, davalının üyelikten ilişiğinin bu şekilde kesildiğini, davalının kooperatife yeniden üye olmak gibi bir talebinin olmadığını, davacının 21.04.2019 tarihli genel kurulda alınan kararın kötü niyetli olduğunu, davacının davalıya 14.04.2011 tarihinde taahhütname ve ilişik kesme belgesi verdiğini, bu belge incelendiğinde koaperatifçe kesin maliyet bedelinin belirlendiği, ödemenin yapıldığı ve tarafların birbirini ibra ettiğinin görüleceğini, davacının önceki kesin hesapların hatalı olduğundan iptal edildiğimi belirttiğini, ancak bunun resmi tespitlerle gösterilmesi gerektiğini, aksi halde istenilen her durumda yeniden kesin maliyet çıkarılabileceğini, ana sözleşmenin 20, maddesinde ortakların sorumluluğunun 2 yıl ile sınırlı olduğunu ve davacı talebinin zamanaşımına uğradığını, kooperatiflerde açık kapı ilkesinin geçerli olduğunu, her ortağın çıkma iradesini kullanabileceğini, 61. Maddeye göre ayrılmak isteyen ortakların ödemesi gereken kesin maliyet ve şerefiye bedelini ödeyerek borcu kalmayan daha sonraki genel kurullara çağtılmayan, hazirun listesinde yer almayan davalının kooperatiften çıktığının davacının kabul ettiğinin açık olduğunu, davacının eşitlik ilkesine aykırı hareket ettiğini, 21.04.2019 tarihli genel kurul hazirun listesinde tüm üyelerin yer almadığını, bir kısım üyelerin listeye alınmadığını, ilk kesin maliyetin bütün ortaklara tebliğ edilmesinin eşitlik ilkesi gereği olduğunu, hazirunda yer almayan üyelerin hangi nedenle yer almadığı hususunun muğlak olduğunu, 06.05.2018 tarihli genel kurulda davalının adının olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmistir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda “…kooperatif dava dilekçesinde belirlenen gerekçesiyle geçersiz olan ana sözleşmenin 61-62 maddesi uyarınca kesin maliyet hesabı çıkartıp bu bedeli davalı taraftan talep etmiş ise de henüz tüm inşaatlar bitmeden yapılacak kesin maliyet hesabı hiç bir zaman kesin maliyet sonucu vermeyeceği her genel kurul sonrasında yapılacak hesaplamaya göre ortaklardan yeniden talepte bulunma zorunluluğunun doğacağı, bu nedenlerle kooperatif inşaatların bitmesini müteakip yapılacak kesin hesap sonucunda belirlenen bedeli bağımsız bölümü teslim alan ortaktan talep edebileceği, bu nedenle eldeki davanın reddi hususun Yargıtay 2021/6310 esas, 2022/185 sayılı yargıtay ilamında da belirtildiği açıkça ortadadır. Bu nedenlerle ve Yargıtay Karar İlamları doğrultusunda davanın reddine…” dair karar verilmiştir.
İş bu kararı davacı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/670 Esas sayılı dosyasında görülen davanın usulden reddine ilişkin karar verilmesi gerekirken esastan reddine karar verilen kararda davalı lehine maktu vekalet ücreti yerine nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu yönüyle kaldırılması gerektiğini, kanun ve içtihatlar gereğince davanın erken açılmış olması nedeniyle usulden reddi halinde davalı lehine maktu vekalet ücretini geçmemek üzere nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, yerel mahkemece hatalı şekilde davalı lehine maktu vekalet ücreti üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedildiğini, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararında hatalı şekilde hükmedilen davanın esastan reddine ilişkin hükmünün kaldırılmasına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, davacı kooperatif tarafından, kooperatif üyesi olan davalı aleyhine kooperatif genel kurulu kararı uyarınca oluşturulan komisyon tarafından belirlenen kesin maliyet hesabı doğrultusunda davalıdan talep edilen alacağa ilişkindir.
Her ne kadar mahkemece davanın alacak talebi yönünden kabulüne karar verilmişse de;15.06.2022 tarih ve 31867 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7410 sayılı Çevre Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. maddede; “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla, Kayseri ilinde aşağıdaki şartları taşıyan yapı kooperatifleriyle sınırlı olmak üzere bu madde hükmü uygulanır.
a) İnşaatların etaplar halinde yapılarak teslim edilmesi,
b) Terkin edilmemiş olması,
c)Yapımı tamamlanan etapta bağımsız bölüm malikine kooperatifçe tahakkuk ettirilen bedelin ödenmiş olması,
ç) Kooperatif tarafından üyeye konutunun tapu devrinin yapılmış olması şartlarının birlikte sağlanması halinde; konutun tapu devrinin yapılmasından sonraki dönemler için yapı kooperatifi tarafından yönetim giderleri hariç olmak üzere her ne ad altında olursa olsun yapılmış borçlandırmalar veya bu kapsamda üçüncü şahıslara kooperatif tarafından yapılan alacağın devrine ilişkin işlemler hükümsüzdür.
Birinci fıkra kapsamındaki şartları birlikte sağlayan kişilere karşı yapı kooperatifinin veya bu alacağı devralan üçüncü kişilerin yapı kooperatifi nedeniyle açmış oldukları her türlü alacak veya tazminat davaları ile bu kapsamda yapılan ilamsız icra takipleriyle ilgili olarak; ilgilinin talebi halinde bu davalarda verilen ve henüz kesinleşmemiş mahkeme kararları ile kesinleşen dava ve takiplere dayanılarak başlatılan icra işlemleri, haciz, satış ve tahliye uygulamaları durdurulur. Bu alacaklar kapsamında kesinleşen ilamlara dayanılarak devam eden takipler ile kesinleşen icra takiplerine son verilmesi için birinci fıkra uyarınca bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde borcun bulunmadığına dair davanın açıldığına ilişkin belgenin ibraz edilmesi zorunludur; borcun bulunmadığına ilişkin kesinleşen ilamın icra dairesine ibraz edilmesi halinde takip sonlandırılır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Bu durumda, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın anılan yasal düzenleme uyarınca araştırılması, değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmekte olup (aynı yönde Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 2022/2097 E – 2022/3711 K sayılı ilamı), hükmün bu nedenle kaldırılmasına ve istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle sonuç olarak; 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a.6.maddesi gereğine Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-HMK’nın 353/1-a.6 md. gereğince, KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 17.05.2022 tarih ve 2019/670 E – 2022/388 K sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf eden Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talebi halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf yoluna başvurma harcının ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
8-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, KESİN olarak oybirliği ile karar verildi. 21/09/2022