Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1571 E. 2022/1770 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1571
KARAR NO: 2022/1770
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/04/2022
ESAS NO: 2021/232
KARAR NO: 2022/261
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/09/2022
KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 06/04/2022 tarih ve 2021/232 E – 2022/261 K kararına karşı süresi içinde davacı /davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, müvekkili kooperatifin ortağı iken 21/06/2015 tarihli genel kurulda devam eden konut inşaatlarının maliyeti ve kooperatif giderlerinin karşılanabilmesi için her bir üyenin 9.500,00-TL ödemesine oy birliği ile karar verildiğini, genel kurulda alınan kararların tüm ortakları bağlayıcı mahiyette olduğunu, kooperatif üyelerine tahsis ve teslim edilecek taşınmazların inşaatlarının etap etap yaptırıldığını, henüz dairelerine teslim alamamış 150 kadar üyesinin dairelerinin inşaatının devam ettiğini, davalının bu yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle aleyhinde … İcra Müdürlüğü’nün 2020/148015 esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, borçlunun süresinde yaptığı haksız itiraz ile takibin durduğundan bahisle davanın kabulüne, … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına vaki itirazın iptaline, takibin devamına ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı kooperatif tarafından talep edilen alacaktan müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin üye olduğu tarihten itibaren kooperatife karşı tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, anılan genel kurulun geçersiz olduğunu, kooperatif tip sözleşmesinin 61-63 maddelerinde ortaklara kesin maliyet yapıldıktan sonra inşaat maliyeti istenemeyeceğini, kooperatifin 18/11/2018 tarihli genel kurulun 6. maddesinde önceki kesin maliyeti iptal ettiğini ve yeni kesin maliyet yapmaya karar verdiğini, hal böyle olunca inşaat maliyeti adı altında istenen bedelin sonraki yapılacak kesin maliyet içerisinde olması gerektiği için ayrı şekilde talebinin mümkün olmadığını, davacı tarafın açtığı davasının reddine ve icra takibi başlatmasında kötü niyetli olması nedeniyle asıl alacağın %20’si oranındaki kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “..davacı taraf, konut maliyeti ve genel gider borcu adı altında müvekkilden alacağı olduğunu iddia ederek alacağın tahsilini talep ettiğini, müvekkilinin talep edilen alacaktan sorumlu olmadığını, müvekkilinin davacı kooperatife üye olduğu tarihinden itibaren tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini ve aidatlarını düzenli olarak ödediğini kooperatifin kesin hesap sonucu belirlemiş olduğu bedeli ödediğini, kooperatifle ibralaşmış, herhangi bir borcu kalmadığını ve kooperatifçe üyelikten çıkarılmasına karar verildiğini , kesin maliyet hesabına ilişkin borcu ödedikten sonra ferdileşme yoluyla kura’ya karşılık gelen taşınmaz müvekkil adına tescil edildiğini 25.06.2014 tarihli noter ihtarnamesi ile 2012 yılında yapılan olağan genel kurul 6.maddesin de alınan karar ile ” tapusu alan ve borçlarını ödeyen üyelerin üyelikten çıkmalarına karar verilmesi” hükmü uyarınca üyelikten istifa ettiğini, yönetim kurulu tarafından bu husus kabul edilerek 2015-2018 yılları arasında yapılan genel kurul hazirun listesine alınmadığını, müvekkilime genel kurul daveti tebligatları da gönderilmediğini, müvekkilim aleyhine olan ve oy birliği ile alındığı ifade edilen kararlar müvekkilin bilgisi ve rızası dışında gerçekleştiğini, yerel mahkemece istifa tarihinden bu zamana kadar genel kurula davet edilmeyen ve genel kurul kararı ile üyelikten çıkmasına karar verilen müvekkilin üyeliğinin devam ettiği sonucuna varılarak hatalı tespitte bulunulmuş ve bu tespit sonucunda hukuka aykırı olarak davanın kabulüne karar verildiğini bir üyeye kesin maliyet kooperatif tarafından belirtilip, bu miktar ödendiğinde, ferdileştirme ile daire üyeye geçmiş ise bu kesin maliyet genel kurulda oylanıp bir karar alınmadıkça ve esas sözleşme de belirtilen usulde gerçek doğru bir kesin maliyet hesaplanıp üyelere tebliğ yapılıp kesinleştirilmedikçe önceki maliyet geçerli bir kesin maliyet olduğunu, bu sebepten dolayı kooperatif , kesin maliyet bedelini ödemiş ve ferdileştirme yolu daire kendisine geçmiş olan üyeden ek bir bedel talep edilemeyeceğini, kooperatif tarafından talep edilen 9.500.00.tl’nin içeriğinin ne olduğu ne için talep edildiği dosya içeriğinden anlaşıldığını, eğer talep edilen ek maliyet ise yukarıda bahsettiğimiz nedenlerden dolayı ve genel kurulda ek maliyet ile ilgili bir gündem oluşturulmadan bu konu hakkında görüşülmeden karar alınamaz ve müteahhide ödenmesi istenemeyeceğini kooperatifin ek maliyet hesabı , gerçek ve doğru olmayan kesin maliyet halinde mümkün olacağını bir yönetim kurulu üyesinin aidat belirlenir iken ortaya ek maliyet ile ilgili teklif sunması ve bununda genel kurulda kabul edilmesi ile ek maliyet belirlemesi yapmanın mümkün olmadığını, bu esas sözleşmenin öngördüğü kesin maliyet belirleme usulüne aykırıdır ve geçersiz olduğunu aynı zamanda koopk m.23’teki emredici nitelikteki eşitlik ilkesine aykırı olup ve butlan yaptırımına tabi olduğunu, uygulamada da sıklıkla görüldüğü üzere kooperatifler ana sözleşmede belirtilen kesin maliyet metodunu belli bir süre inşaatları aidat ile finanse etmekte, sonra geri kalan inşaatlar için uygulama yoluna gitmekte, böylece aldıkları kesin maliyet şeklindeki toplu para ile ortaklarının bir kısmını daire sahibi yapmakta ve diğer üyeler için kaynak yaratmakta olduğunu, çoğu zaman yapılan hesap ileri yıllardaki maliyete uymayınca eski kesin hesap iptal edilip, yeniden kesin maliyet hesabı yapıldığını, uyuşmazlık konusu olayda da 2011 yılı kesin maliyeti iptal edilip, 2018 de tekrar kesin maliyet yapılmaya çalışıldığını , bam kararına göre ise davacı kooperatif her ne kadar kesin maliyet demiş olsa de ve ana sözleşmede m.61-63 uygulasa dahi inşaatlar devam ediyorsa bunun kesin maliyet olmayacağını, genel kurulda inşaat maliyetlerine yönelik alınacak her karar da tüm ortakları bağlayacaktır şeklindeki bölge adliye mahkemesi tarafından verilen karar hakkaniyet ilkesine tamamen aykırı olup, kooperatif ortağı ile kooperatif arasındaki ortaklık sözleşmesinde yer alan ahde vefa ilkesine de uymadığı gözetilmesi genel kurulda yönetim kurulu tarafından beyan edilen ama hiçbir şekilde hesaplanmamış maliyetler ve vb. giderler üyelere sırf genel kurul karar aldı diye talep konusu yapılamayacağını yerel mahkemenin 06.04.2022 tarihli celsesinde tarafımızca dava konusu kooperatif genel kurulunun iptaline yönelik Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/10 Esas, 2021/940 Karar Sayılı dosyada genel kurulunun iptaline yönelik karar çıktığı, dosyanın üst mahkeme kanun yolu açık olmasında dolayı bekletici mesele yapılması gerektiği talep edilmiş ise de bekletici mesele talebimiz gerekçesiz olarak reddedildiği kooperatifin davacısı olduğu aynı uyuşmazlık konulu kayseri 2.asliye ticaret mahkemesi 2021/221 esas sayılı dosyada ” Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/10 Esas Sayılı dosyasında alacağa dayanak olan genel kurul kararının iptal edilmiş olması nedeniyle, söz konusu dosyanın mahkememizin işbu dosyası yönünden bekletici mesele yapılmasına” şeklinde karar verildiği. ancak istinaf edilen huzurdaki davada ise bekletici mesele talebimiz reddedildiğini, söz konusu durum büyük çelişki yaratmakta hukukun evrensel ilke ve esaslarından yargı birliği ilkesine aykırılık teşkil ettiğini, belirttikleri ve dosyanın incelenmesinde görülecek nedenlerle hukuka aykırı olan kayseri 1. asliye ticaret mahkemesi’nin 2021/232 esas, 2022/261 karar sayılı kararın kaldırılmasına, istinaf talebimizin kabulü ile davanın reddine karar verilmesini ayrıca çevre kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına ilişkin verilen kanun teklifi tbmm genel kurulda oylanarak kabul edilmiş ve resmi gazete de yayımlanmasına karar verilmiştir. kanun teklifine göre ” konutun tapu devrinin yapılmasından sonraki dönemler için yapı kooperatifi tarafından yönetim giderleri haricinde her ne ad altında yapılan borçlandırmalara ilişkin işlemlerin hükümsüz olduğu ” karar verilmiştir. söz konusu kanun teklifi yasalaşarak ve 15.06.2022 tarihinde resmi gazetede yayınlandığını, söz konusu kanun ile birlikte müvekkil aleyhine sonuçlanan ve istinaf isteminde bulunduğumuz dosyanın bekletici mesele yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Bu karara karşı davalı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı kooperatifin 21/06/2015 tarihli genel kurulunda alınan 7.maddesinin iptal edildiğini, davalının da davacısı olduğu bir kısım kooperatif üyelerince açılan Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/10 esas sayılı genel kurul iptali davasında mahkemece davacıların davası haklı görülerek davalı … Konut Yapı Kooperatifi’nin 21/06/2015 tarihli genel kurulunda alınan 7 numaralı kararının iptaline karar verildiğini, kesin hükümden dolayı davanın reddi gerektiğini, davacı kooperatif tarafından, kooperatifin 21.06.2015 tarihli genel kurulunda her bir üyeden 9.500,00 TL alınmasına ilişkin kararın yerine getirilmemesi iddiasıyla Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/873 Esasına kayıtlı, tapu iptal ve tescil konulu davası açıldığını, davanın yerel mahkemece reddedildiğini, yukarıdaki değerlendirme, dava konusu edilen 9.500 TL nin talep edilip edilemeyeceğine ilişkin olduğunu, kaldı ki ibra sözleşmelerinde, genel giderde peşin olarak hesaplanmış ve tahsil edildiğini, üyelerin genel gider borcu da bulunmadığını, kooperatif vekilince önce istinaf yoluna başvurulduğunu, istinaf mahkemesinin esastan reddetmesi üzerine temyiz yoluna başvurulduğunu, Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin 2018/1364 esas 2020/4371 karar sayılı ilamı ile anılan mahkeme kararı onanarak kesinleştiğini, kooperatifin bunun üzerine 15/03/2019 tarihinde yine davalıya karşı 18.11.2018 tarihli olağan genel kurulda son çıkarılan kesin maliyet maliyet hesabının ödenmemesi iddiası ile dava açıldığını, bu davanın Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesinde 2019/138 esas 2020/335 karar sayılı ilamı ile reddedildiğini, tarafları ve konusu aynı olan iki adet kesinleşmiş mahkeme kararları mevcut olduğunu, bu nedenle huzurdaki davanın kesin hüküm mevcut olmasından dolayı reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu edilen alacağın likid olması gerektiğini, yukarıdaki karar incelendiğinde söz konusu 9.500,00 TL nin ne olduğu, ne amaçla ödenmesinin istendiği anlaşılamadığını, kooperatifin talep ettiği bu miktar ek maliyet olarak talep edilmekte ise; bu hususun aidat başlığı adı altında görüşülüp karara bağlanması hukuken mümkün olmadığını, ayrıca bu şekilde talep edilen ödemenin müteahhide yapılmasının da istenemeyeceğini, keza ne aidatın ne de ek maliyetin, genel kurul kararı ile üçüncü bir şahsa devredilmesinin mümkün olmadığını, kesin maliyetten eksik hesaplama ile kalan kısmın ise; kooperatif esas sözleşmesinin 61-63. Maddelerinde yer alan usul ile belirlenmesi gerektiğini, bu durumda da daha önce yapılan, fakat gerçek ve doğru olmayan kesin maliyet halinde mümkün olduğunu, anılan kararın butlan olduğunun açıkça ortada olduğunu, tüm butlanlık itirazlarının yerel mahkemece dikkate alınmamış ve hatalı hüküm kurulduğunu, davalının, hesaplanan kesin maliyeti ödemek suretiyle tapusunu aldığını, kooperatiften istifa ettiğini ve hiçbir yükümlülüğü kalmadığını, bu işlemlerin Kooperatif Genel Kurul Kararı çerçevesinde gerçekleştiğini, kooperatif tarafından yeniden kesin maliyet yapılması yönünde karar alındığından, dava konusu maliyet bedelinin istenmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafından sonradan belirlenen ek maliyet bedelinin usule aykırı ve geçersiz – olduğunu, yerel mahkemece dava konusu inşaat maliyet gideri yani ek maliyet bedeli olarak değerlendirildiğini, bu değerlendirmenin hatalı ve kooperatif ana sözleşmesine aykırı olduğunu, kooperatifçe alınan kararın önceki kesin maliyetin yanlış hesaplandığı hususunda alınan bir karar ise yeniden bilanço hesabı yapılıp esas sözleşmeye uygun hesaplamalar çıkarılıp üyelere kesinleştirmesi gerektiğini, davalının üyeliği sona erdiğinden bu ek maliyetin kendisi açısından kesinleşmediğini, davacı kooperatifin, kesin maliyet ibra sözleşmesinden sonra, uzunca bir süre istifa tarihine kadar üyelik nedeniyle aidat istemediğini, bilançolarda, hesap cetvellerinde, faaliyet raporlarında, genel kurulda ve üye kayıt defterlerinde davalı adına borç kaydı bulunmadığını, yine kooperatifin, benzer durumda olan üyeler hakkında, eşitlik kuralına aykırı şekilde işlem yapmakta olduğunu, davalıdan talep ettiği alacağı benzer diğer üyelerden talep etmediğini, davacı kooperatifin ibralaşılan üyeden tekrar talepte bulunabilmesi için Kooperatifler kanunu ve hukuk çerçevesinde kararlar alması gerektiğini belirterek; ayrıca 15 Haziran 2022 tarihinde resmi gazetede yayınlanan 7410 sayılı Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 2. Maddesi de dikkate alınarak Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 28/04/2022 tarih ve 2020/514 E. 2022/362 sayılı kararın kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili tarafından sunulan istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davalı tarafa müvekkili tarafından kooperatife borcundan kaynaklı … Müdürlüğünden takip başlatıldığını , davalı tarafça borca ilişkin başlatılan iş bu takibe itiraz edildiğini, itiraz üzerine yukarıda esas numarası ile tarafımızdan itirazın iptali davası açıldığını açılan dava lehimize sonuçlanmış olup kabul edilmiştir. Davalı tarafça 7410 sayılı kanun ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa eklenen geçici madde 11 maddenin uygulanması istenmiştir. Ancak bu kanun maddesi açıkça Anayasaya aykırı olduğu, bu kanun çerçevesinde Her ne kadar Kayseri ilinden bahsedilip genel bir düzenleme gibi bir görüntü verilmeye çalışılsa da kişi veya zümreye özgü kanun çıkartıldığını , Kayseri ilindeki kooperatifler belirlenebilir durumda olup bu belirleme kanunun şahsa yönelik olduğunu göstermektedir. Zümre veya kişi için kanun çıkartılması Anayasada yer bulan Kanunlar önünde eşitlik ilkesini tam anlamı ile ihlal ettiğini ayrıca bu kanun maddesi kooperatifler kanunu ve kooperatifler ana sözleşmesine aykırı şekilde düzenlendiğini bu düzenlemenin uygulanması durumunda kooperatif üyeleri eşit duruma gelmeyeceğini Sadece Kayseri İlinde kooperatifler ile ilgili çıkartılan kanunun bölgesel kanun görümünde olsa da münhasıran kooperatif ve kooperatif üyelerini kapsayıcı mahiyette düzenlendiğinde esasen kişiye özgü kanun mahiyetinde bir durum oluşturduğunu bu hususun anayasaya aykırı olduğunu kanunlaştırılan geçici 11.maddede kooperatifçe tahakkuk ettirilen borcun ödenmesi ibaresi yer almış ise de gelişen ekonomik süreçler çerçevesinde kooperatifçe çıkartılan borçların piyasa gerçeklerinden uzaklaşması pratik olarak günümüzde yaşandığından bu düzenleme ile çıkartılan borcu ödeyen kooperatif üyelerinden kalan imalatı tamamlayacak oranda bir bedel tahsil edilmemesi durumunda kalan üyelerin bu parayı tamamlaması gibi bir sonuç doğacağı için kanun ile anayasaya aykırı olarak tam bir eşitsizlik durumu yaratılacağını “Konut sahibi olmak isteyen kooperatif ortakları son bağımsız bölüm bitip teslim edilene kadar kooperatif ortağı olmaya devam etmesi gerektiğini, Kooperatif inşaatlar bitmeden bağımsız bölümü teslim alıp istifa eden üyelerden bağımsız bölümü geri alma hakkına sahip olduğunu, İnşaatlar devam ederken başkaca aidat alınmayacağına ilişkin vaadlerin kooperatif tarafından geçerli kabul edilemeyeceği, maliyetin artması halinde kooperatifin ortaklarından bu bedelin talep edileceği yargıtay içtihatları ile kabul edilmiştir.” yargıtay 6.hukuk dairesi’nin 2021/6310 Esas, 2022/185 Karar sayılı ilamında bu husus açıkça derç edildiğini kooperatif ana sözleşmesinin 61. Ve 62.maddesinin mutlak butlan ile batıl olduğu yargıtay tarafından kabul edildiğini mutlak butlan ile batıl olduğu ortada olan ana sözleşme hükmüne göre kooperatifçe çıkarılan hesabın ne kooperatif tüzel kişisinin ne de henüz evi teslim edilmemiş olan üyeleri bağlamayacağı sabit iken geçici 11.madde de kooperatifçe çıkarılan borçtan bahsedilip bu bedelin ödenmesi ile borçtan kurtulabileceğine dair öngörülen şart yasa yapma sistematiğine aykırı olduğunu geçici 11.madde ile kesinleşmiş mahkeme kararlarına dahi müdahalede bulunarak kanunların geriye yürümezliği ilkesi ihlal edildiğini yasa metninde kesinleşen mahkeme ilamları karşısında borçlu olunmadığının tespitine dair dava yetkisi oluşturulduğunu HMK da yargılamanın yenilenmesi kurumu sıkı şekil şartları ile düzenlenmiş olup bu kanuni düzenleme ile kanunlar arasında çelişki yaratılmış, sadece Kayseri bölgesindeki kooperatifler için kooperatif üyelerine yeni bir kanuni düzenleme yapılması ile yargılama yenilenmesi davası ile alınabilecek sonucu kanuni bir düzenleme ile alınması ihtimali oluşturulduğunu, Anayasının 2.maddesinde yer alan hukuk devleti ilkesinin ihlalini doğurduğunu esinleşmiş mahkeme kararları ile alacak elde eden kooperatiflerin bu paraları iade edilmesi konusuna yol açacak şekilde yapılan düzenleme yine hukuk devletinde olması gereken hukuki güvenlik ilkesine aykırı olduğunu açıklanan nedenlerle; 7410 sayılı kanun ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa eklenen geçici 11. maddesinin somut norm denetimi yapılarak anayasaya aykırılık gerekçesi ile Anayasa mahkemesine gönderilmesine ve bu yönde ara karar kurulmasını talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Dava, kooperatif üyeliğinden kaynaklanan alacak istemi ile başlatılan ilamsız icra takibinde borca itirazın iptali talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 15.06.2022 tarih ve 31867 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7410 sayılı Çevre Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. maddede; “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla, Kayseri ilinde aşağıdaki şartları taşıyan yapı kooperatifleriyle sınırlı olmak üzere bu madde hükmü uygulanır.
a) İnşaatların etaplar halinde yapılarak teslim edilmesi,
b) Terkin edilmemiş olması,
c)Yapımı tamamlanan etapta bağımsız bölüm malikine kooperatifçe tahakkuk ettirilen bedelin ödenmiş olması,
ç) Kooperatif tarafından üyeye konutunun tapu devrinin yapılmış olması,
şartlarının birlikte sağlanması halinde; konutun tapu devrinin yapılmasından sonraki dönemler için yapı kooperatifi tarafından yönetim giderleri hariç olmak üzere her ne ad altında olursa olsun yapılmış borçlandırmalar veya bu kapsamda üçüncü şahıslara kooperatif tarafından yapılan alacağın devrine ilişkin işlemler hükümsüzdür.
Birinci fıkra kapsamındaki şartları birlikte sağlayan kişilere karşı yapı kooperatifinin veya bu alacağı devralan üçüncü kişilerin yapı kooperatifi nedeniyle açmış oldukları her türlü alacak veya tazminat davaları ile bu kapsamda yapılan ilamsız icra takipleriyle ilgili olarak; ilgilinin talebi halinde bu davalarda verilen ve henüz kesinleşmemiş mahkeme kararları ile kesinleşen dava ve takiplere dayanılarak başlatılan icra işlemleri, haciz, satış ve tahliye uygulamaları durdurulur. Bu alacaklar kapsamında kesinleşen ilamlara dayanılarak devam eden takipler ile kesinleşen icra takiplerine son verilmesi için birinci fıkra uyarınca bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde borcun bulunmadığına dair davanın açıldığına ilişkin belgenin ibraz edilmesi zorunludur; borcun bulunmadığına ilişkin kesinleşen ilamın icra dairesine ibraz edilmesi halinde takip sonlandırılır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Belirtilen düzenleme kapsamında davacı talebinin anılan yasal düzenleme uyarınca araştırılması, değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceğinden davalı istinafı yerinde görülmüş, HMK’nın 353/1-a.6.maddesi gereğince kararın kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-HMK’nın 353/1-a.6 md. gereğince, KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen06/04/2022 tarih ve 2021/232 E – 2022/261 K sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yatırılan 307,61 TL istinaf karar harcının talebi halinde davalıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf yoluna başvurma harcının ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, KESİN olarak oybirliği ile karar verildi. 22/09/2022