Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1568 E. 2022/1647 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1568
KARAR NO: 2022/1647
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/05/2022
ESAS NO: 2022/277
KARAR NO: 2022/419
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 15/09/2022
KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 31/05/2022 tarih ve 2022/277 E – 2022/419 K kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davacının … plakalı aracın bakımı için 05/06/2021 tarihli … seri nolu, 11/01/2021 tarihli …seri nolu, 22/02/2021 tarihli … seri nolu, 09/03/2021 tarihli … seri nolu, 04/05/2021 tarihli … seri nolu faturalara ilişkin alacaklarından bakiye kalan 15,000,00 TL alacağının temini amacıyla Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibine geçildiğini, borçluların ise böyle bir borçlarının olmadığını beyan ederek icra takibine itiraz ederek icra takibini durdurduklarını, davalı borçluların, müvekkiline ait işyerinden takip konusu faturaların içeriğinde belirtilen nitelik ve miktarda ürün satın alıp – tamir işlemini yaptırdıkları halde bu faturaların 15.000,00 TL’lik kısmını ödemediklerini, davalı – borçluların faturaların 19.000,00 TL’lik kısmını müvekkilinin tüm iyi niyetli taleplerine rağmen ödemediğini ileri sürerek, davalı borçluların yaptığı haksız ve hukuka aykırı itiarzın iptalini ve takibin devamını, davalı borçluların kötü niyeti sabit olduğundan takip konusu alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraflara müştereken ve müteselsilen olmak üzere yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görevsiz mahkemede açıldığını, görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davanın ticari dava kapsamında olduğundan, dava açılmadan önce ticari uyuşmazlıklarda zorunlu arabuluculuk başvurusunun yapılmasının şart olduğunu, davacının dilekçe ekine eklediği faturaların … ve ortakları yani ortaklık adına kesildiğini, takibin … ve … adına yapıldığını, takibe dayanak faturalar ile icra takibinin bu davanın tarafları ile uluşmadığını, müvekkilleri ile davacı arasındaki ilişki kapsamında doğmuş tüm alacakların süresinde ödendiğini, müvekkillerinin davacıya bir borcunun olmadığını, müvekkillerinin yaptığı ödemelerin dilekçe ekine sunulan ve banka kanalıyla karşılıkları ödenen senetler ile sabit olduğunu, faturaya konu malların tümünün müvekkillerine teslim edildiğine ilişkin faturalarda müvekkillerinin imzasının bulunmadığını, faturanın tek başına alacağın varlığına delil olmadığını ileri sürerek, davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddini, davacı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Dava, fatura alacağı nedeniyle başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67/1. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir. İşbu dava Kayseri 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/244 Esas 2022/51 Karar sayılı görevsizlik kararı üzerine davacı tarafın HMK’nun 20.maddesinde belirtilen yasal süre içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi sonucu mahkememize tevzii edilmiştir. Davanın tüm tarafları tacir olduğu gibi, fatura içeriğinde yer alan … plakalı aracın taşıma işinde kullanılan halk otobüsü olduğu, davanın ticari dava olduğu görülmüş ve mahkememizin görevli olduğu anlaşılmıştır. Dava, faturadan kaynaklı itirazın iptali davası olup, 6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi gereğince ticari davalardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olması ve davacının işbu davayı açmadan önce arabulucuya başvurmamış olması zorunludur (bu yönde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2020/1101 Esas 2020/1208 Karar sayılı ilamı). Somut olayda dava tarihi 23/08/2021 olup, davacı tarafça bu tarihten önce ara bulucuya başvurulmamış ve dava dilekçesinin ekine son oturum tutanağı eklenmemiştir. 6325 Sayılı Kanun’un 18/A maddesinin 1. ve 2. bendinde arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ve davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu yani dava açılmadan önce ara buluculuk sürecinin anlaşamama ile tamamlanması gerektiğinin düzenlendiği, dava dilekçesinin verildiği 23/08/2021 tarihinden önce ara buluculuk son tutanağının düzenlendiğine ilişkin dosyada belge ve açıklama olmadığı, davacı tarafça Kayseri 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/244 Esas 2022/51 Karar sayılı görevsizlik kararı üzerine ara buluculuk sürecine başvurulduğu, son tutanağın 02/03/2022 tarihinde düzenlendiği, oysa yukarıda bahsedilen emredici hükümler uyarınca söz konusu dava şartının sonradan tamamlanmasının mümkün olmaması karşısında (bu yönde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2021/1255 Esas 2021/1439 Karar sayılı ilamı) ara bulucuya başvurulmadan işbu davanın açıldığının anlaşılması nedeniyle 6102 sayılı TTK’nun 5/A. maddesi ile 6325 sayılı kanunun 18/A. maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden karar vermek gerekerek -Arabulucuya başvurulmadan işbu davanın açıldığının anlaşılması nedeniyle 6102 sayılı TTK’nun 5/A. maddesi ile 6325 sayılı kanunun 18/A. maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden REDDİNE, -Davalının şartları oluşmayan tazminat talebinin reddine, …” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 31.05,.2022 – Tarihli 2022/277 E. ve 2022/419 K. Sayılı kararı usul ve yasaya aykırı olduğunu bozulması gerektiğini sayın mahkemece “ somut olayda dava tarihi 23/08/2021 olup, davacı tarafça bu tarihten önce ara bulucuya başvurulmamış ve dava dilekçesinin ekine son oturum tutanağı eklenmemiştir.” denilerek açmış oldukları itirazın iptali davasının usulden reddine karar verildiğini, dairenizce tespit edileceği üzere itirazın iptali davalarının Kayseri 1 . Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığını 2021/244 Esas 2022/51 Karar sayılı dosyası ile görevsizlik kararı verildiğini, bu karardan sonra taraflarınca arabuluculuk sürecine başvurulduğunu ve 02/03/2022 tarihinde son tutanak düzenlendiğini, taraflarınca dosya görevli mahkemeye gönderilmeden ve davanın esasına girilmeden dosyaya sunulduğunu mahkemece tensip zaptının 31.03.2022 tarihinde düzenlendiğini arabuluculuk son tutanağı ise … tarimhinde düzenlenip dosyaya sunulduğunu , bu hususta Yargıtay 17.h.d. 04.02.2021 Tarihli 2020/3187 E. ve 2021/762 K. sayılı ilamında “tazminat davası trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemi – davanın esasına girilmeden arabuluculuk işlemlerinin tamamlandığı – dava şartı yokluğundan red kararı verilmesinin isabetsiz olduğu şeklinde olduğunu ayni üsüle ilişkin ve yine ekte sunuları, Bölge Adliye Mahkemelerince verilen emsal kararlarının bulunduğunu (İstanbul Bolge Adlıye Mahkemesinin 14. Hukuk Dairesinin 2021/321 E. Ve 2021/797 K.,bölge Adliye Mahkemesi Ankara 20. Hukuk Dairesi Esas No: 2021/1747 Karar No: 2021/1498 Karar Tarihi: 25.11 2021,bölge Adliye Mahkemesi Antalya 4. Hukuk Dairesinin Esas No: 2021/2847 Karar No: 2021/1904 Karar Tarihi: 17.11.2021 emsal kararlarının bulunduğunu, açıklanan nedenlerle ve gerek Yargıtay’ın istikrar kazanmış kararları, gerekçe bölge adliye mahkemelerinin istikrar kazanmış kararları gözönüne alındığında yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunun sabit olduğunu bu sebeple yerel mahkemenin kararının bozulmasına, dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere hükmü bozulan ilk derece mahkemesine gönderilmesini, aksi taktirde istinaf mahkemenizde davanın yerilen görülüp talepleri doğrultusunda davalarının kabulüne yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilme ine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili tarafından sunulan istinafa cevap dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin kararının usul ve yasaya uygun olduğunu HMK madde 115/1’e göre “mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.” hmk madde 115/2’de ise “mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.” şeklinde belirtildiğini , dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddi gerektiğini, iş bu dava ticari dava kapsamında olduğundan, dava açılmadan önce ticari uyuşmazlıklarda zorunlu arabuluculuk başvurusunun yapılması şartının bulunduğunu, bu kapsamda iş bu dava için dava şartı olan zorunlu arabuluculuk başvurusu yapılmamış olması sebebiyle, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddi kararının yerinde olduğunu, Yargıtayın yerleşik uygulamasının bu yönde olduğunu davacı davayı açmadan tarafların tacir olduğunu ve uyuşmazlığın ticari bir uyuşmazlık olduğunu bilebilecek durumda olduğunu buna rağmen dava açmadan önce dava şartı olan arabuluculuğa başvurmaması, davanın usulden reddini gerektirdiğini mahkeme kararı isabetli olduğunu davanın usulden reddi yerinde olmakla, esasa girilse dahi davanın reddi gerekeceğini müvekkiller ile davacı arasındaki ilişki kapsamında doğmuş tüm alacaklar süresinde ödenmiş olup, müvekkillerin davacıya bir borcu bulunmadığını müvekkillerin yaptığı ödemeler dilekçe ekine sunulan ve banka kanalıyla karşılıkları ödenen senetler ile sabit olduğunu faturaya konu malların tümünün müvekkillere teslim edildiğine ilişkin faturalarda müvekkillerinin imzalarının bulunduğunu, davacı tarafından mal tesliminin ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini, faturanın tek başına alacağın varlığına delil olamayacağını, belirtilen hususlar ve eklenen kararlar doğrultusunda usul ve yasaya uygun olan yerel mahkeme kararının onanmasına, davacının hukuki dayanaktan yoksun istinaf talebinin reddine karar verilmesini yanaktan yoksun istinaf talebinin reddiyle, usul yasaya uygun olan yerel mahkeme kararının onanmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Dava, faturaya dayalı alacaktan kaynaklı ilamsız icra takibinde itirazın iptali talebine ilişkindir. Dosya kapsamında toplanan deliller, ilk derece mahkemesinin olay nitelendirilmesi ve gerekçesi nazara alındığında, arabuluculuk şartının yasal sürede yerine getirilmemesi nedeni ile davanın usulden reddine ilişkin kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle davacının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun HMK nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 31/05/2022 tarih ve 2022/277 E – 2022/419 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davacı tarafça peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 15/09/2022