Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1565 E. 2022/1873 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1565
KARAR NO: 2022/1873
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/04/2022
NUMARASI: 2020/102 E. 2022/291 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 30/09/2022
KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 13/04/2022 tarih ve 2020/102 E – 2022/291 K kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Kayseri ilinde konut yapı kooperatifi olarak faaliyet gösterdiğini, davalının kooperatifin üyesi olduğunu, davalının müvekkili kooperatife olan borçları nedeniyle hakkında Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığını, davalının itirazı nedeniyle takibin durmasına karar verildiğini, davalıya Kayseri ili, … ilçesi, … pafta, … ada, … parsel, … Blok … Kat … bağımsız bölüm numaralı taşınmazın teslim ve tescil edildiğini, müvekkili kooperatifin 09.12.2018 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul gündeminin 4. maddesinin ”daha önceleri oluşturulan teknik heyet yani komisyon tarafından çıkartılan 27.04.2014 tarihinde yapılan olağan genel kurulda gündem maddelerinden olan 12. maddesinde görüşülerek genel kurulca kesin hesap olarak kabul edilen 106.303,00-TL’nin yerine yine Kayseri 1. Noterliğince … tarih ve … yevmiye nolu ve imzaları doğruluğu bakımından onaylanarak, yönetim kuruluna teslim edilen konut kesin maliyetlerinin yani 143.423,75-TL’nin kooperatifin değişik ana sözleşmesinin 61 ve 63 maddeleri hükmü doğrultusunda endeksleme yapılmadığının tespit edilmesi sebebiyle çıkartılan konut kesin maliyetlerinin iptal edilerek yeniden kooperatifin ana sözleşmesinin değişik 61. ve 63. maddesine uygun olarak endeksleme yapılmasına karar verilmiştir.” şeklinde olduğunu, alınan kararlar çerçevesinde davalıya gerekli ihtarnamelerin gönderildiğini ve borcun muaccel hale geldiğini, davalı borçlunun icra takibine yaptığı itirazın haksız ve hukuka aykırı olduğundan bahisle öncelikle davalıya ait Kayseri ili … ilçesi … pafta … ada … parsel … Blok … Kat … bağımsız bölüm numaralı taşınmaz üzerine 3. kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına, yapılacak yargılama sonunda davanın kabulü ile Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına davalının vaki itirazının iptaline, takibin devamına ve asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili tarafından sunulan 29/09/2020 tarihli beyan dilekçesinde; müvekkilinin davacı kooperatife her hangi bir borcu bulunmadığını, başlatılan takibin hukuki dayanaktan yoksun, mesnetsiz ve kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin bahsi geçen daireyi inşaatı yapan … isimli firmanın taşeronu (boyacı) …’dan peşin bedel ile satın aldığını ve ödemesini 2012 yılında …’a elden yaptığını, peşin bedel ödenerek alınmış olan daire ile alakalı “kooperatif nezdinde imzalanması gerekli evraklar var denilerek” müvekkiline kooperatif merkez ofisinde evraklar imzalatıldığını ve iradesi dışında kooperatife üye yapıldığını, müvekkilinin tamamen iyi niyetli olarak yıllardır yaptığı birikim ile evi satın aldığını, davacının açmış olduğu haksız ve mesnetsiz davayı kabul etmediklerinden bahisle davanın reddine, asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkeme kararında; “…Toplanan deliller yapılan yargılama sonucunda; davalının kooperatif üyesi olduğu, Kooperatifler kanununa göre usulüne uygun olarak yapılan genel kurul kararı uyarınca Kooperatifler Kanunu 23.maddesindeki eşitlik ilkesi uyarınca yeniden belirlenen ve kesinleşen kesin maliyeti ve yine genel kurulda karar altına alınan kira bedelini ödemek zorunda olduğu, her ne kadar davalı taraf kooperatif üyeliğini 29.05.2020 tarihinde …’a devrettiğini ve bu sebeple sorumlu olamadığını iddia etmiş ise de bu devrin kooperatif yönetim kurulu tarafından kabul edilip devralanın üye kaydının yapılmadan davalının sorumluluğu sona erdirmeyeceği, mahkememizce aldırılan bilirkişi raporuna göre ödenmesi gereken kesin maliyet alacağının 59.887,92TL, kira alacağının ise 24.150,00TL olduğu, mahkememizce yapılan faiz hesabına göre ise kesin maliyet faizinin 1.151,81TL, kira alacağının faizinin ise 464,47 TL olduğu, alacağın yargılama sonucunda belirlenmiş olması nedeniyle icra inkar tazminatı şartlarının oluşmayacağı zira dava başında likit bir alacaktan bahsedilemeyeceği, ayrıca takip başlatılmasında davacının kötüniyetli olduğunun davalı tarafça ispatlanamadığı, salt takip başlatmanın kötüniyet olarak yorumlanamayacağı anlaşılmakla mahkememizde hasıl olan vicdani kanaate göre aşağıdaki hüküm kurulmuştur. Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, davalı tarafın Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına yapmış oldukları itirazın iptali ile kesin maliyet alacağı bakımından asıl alacak 59.887,92-TL, işlemiş faizi 1.151,81-TL, kira alacağı bakımından asıl alacak 24.150,00-TL, işlemiş faizi 464,47-TL olmak üzere toplam 85.654,20-TL yönünden takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,…” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı taraf vekillerince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece, davalı müvekkili …’a verilen borcu yoktur belgesinin hukuki değerlendirmesi yapıldığını ancak üye olma iradesi noktasında , irade sakatlığı hususu mahkemenin hukuki değerlendirme ve hüküm ihdasında nazara alınarak gerekçelendirilmediğini, hatta bu hususun mahkemece hiç göz önüne alınmadığını, oysa ki huzurdaki itirazın iptali davası spesifik bir dava olmayıp genel bir dava niteliğinde olduğunu, bu minvalde taraflarca ileri sürülen esasa ilişkin tüm hususlar mahkemece değerlendirmeye alınması gerektiğini ve hukuki uyuşmazlığın bu noktalar itibariyle karara bağlanması gerektiğini, bu ciheti ile yerel mahkemenin kararı eksik ve hukuka uygun olmadığını, davalı müvekkiliinin dairesini inşaatın boya işleri kendisine verilen taşeron olarak nitelendirilen …’dan satın aldığını, müvekkilinin iradesi peşin bir bedel ödeyerek evini satın almak iken, davacı kooperatif yönetim kurulu başkanı … tarafından, müvekkilinin iradesi dışında yanıltma yolu ile birtakım belgeler imzalatılarak kooperatife üye yapıldığını, müvekkilinin imzalamış olduğu belgelerin, evin satışı ile alakalı olduğunun söylendiğini, hiçbir şekilde imzalanan belgelerin kooperatife üye olmak için imzalandığı bilgisinin verilmediğini, bu noktada istinaf incelemesine konu yerel mahkemece yapılan yargılamada bu hususun açıkca belirtildiğini ve tanıkları …’ın bu beyanlarımızı destekler nitelikteki tanık beyanının hükümde nazara alınmadığını, davanın esasına ilişkin temel iddialarından birinin de müvekkilinin kooperatife üye olma iradesinin olmaması olduğunu, yerel mahkemece gerekçeli kararda belirtilen, kooperatif yönetim kurulu başkanı tarafından ıslak imzalı olarak verilen borcu yoktur belgesinin de, bu noktada temel iddialarını desteklediğini, çünkü hiçbir kooperatif yönetimi kooperatif üyesi olan ve aidat ödeyen ve/veya ödemesi devam edecek olan üyeye borcu yoktur belgesi vermeyeceğini, bu noktada müvekkilinin dairesini beşin bedel ile taşerondan aldığını, davacı kooperatif yönetim kurulu başkanı tarafından verilen borcu yoktur belgesi ile tereddüte mahal vermeyecek ölçüde ortada olduğunu, her ne kadar yerel mahkemece bu borcu yoktur belgesinin eşitlik ilkesi gereğince hukuka uygun olmayacağı kararda belirtilmiş ise de, bu belgenin müvekkilinin kooperatife üye olma iradesinin olmadığı noktasında kuvvetli bir delil olduğu göz önüne alınmadığını, ayrıca, müvekkilinin üyeliğini 29.05.2020 tarihinde …’a devrettiğini, ancak kooperatif yönetim kurulunca bu devrin kabul edilip, üye kaydı yapılmadan davalı müvekkilinin sorumluluğunun sona ermeyeceğinin belirtildiğini, bu tespit ve nihayetinde kararın da hukuka uygun olmadığı kanaatinde olduklarını, davalı üyeliğini …’a devrettiğinde, üyelik devrini ve gereken devir işlemlerinin kooperatifçe yapılması için başvuruda bulunduğunu, ancak kooperatif yönetimince bu talebinin sebepsiz ve hukuka aykırı olarak reddedildiğini, 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 14. ve 56. Maddelerinde üyelik devri ve kimlere yapılabileceğinin düzenlendiğini, … ilgili maddede belirtilen halleri taşımasına ve noterden geçerli bir devir yapılmasına rağmen kooperatif yönetimince bu devirin hukuka aykırı olarak reddedildiğini, müvekkilinin bu devir işleminin gerçekleştirilmesini her ne kadar noter aracılığı ile davacı kooperatife ihbar ve ihtar etmemişse de bunun bir geçerlilik koşulu olmayıp ispat koşulu olduğunu, bu noktada mahkemenin gerekli görmesi halinde üyeliğin devredildiği …’u tanık sıfatıyla dinlemesini, kooperatife üyelik devir işlemlerinin gerçekleştirilmesi için başvurunun yapılıp yapılmadığı, davacı kooperatif yönetimince bu talebin hukuki dayanaktan yoksun bir biçimde reddedilip reddedilmediği noktasında bilgi ve görgüsünün alınmasını ayrıca talep ettiklerini, diğer bir noktanın da, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 20.01.2022 tarih 2021/6310 Esas 2022/185 Karar sayılı kararında, özetle ” Kooperatiflerce tüm inşaatların yapımı bitmeden üyelerden kesin hesap maliyeti adı altında tekrardan ek para talep edilemeyeceği….” noktasında karar verildiğini, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin bu kararı muhtevası itibariyle istinaf incelemesine konu yerel mahkeme kararı ile örtüştüğünü, bu minvalde istinaf dilekçeleri ekinde sunmuş oldukları Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 20.01.2022 tarih 2021/6310 Esas 2022/185 Karar sayılı kararının da istinaf incelemesinde nazara alınmasını talep ettiklerini, istinaf kanun yolu incelemesine ilişkin diğer bir nedenin ise, davacı kooperatif yönetim kurulu başkanı … hakkında Kayseri 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/105 Es. 2019/96 Karar sayılı ilamı ile verilen hüküm noktasında olduğunu, söz konusu ceza yargılaması sonrasında kooperatif yönetim kurulu başkanı hakkında görevi kötüye kullanma ve kooperatif hakkında yanlış bilgi verme suçundan yargılama yapıldığını ve cezaya hükmolunduğunu, ilgili ceza mahkemesi kararının istinaf kanun yolu incelemesinde olduğunu, bu konuda her ne kadar Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesin’ce bu husus bekletici mesele yapılmış ve ceza mahkemesi kararının istinaftan dönüşünün beklenmesine karar verilmişse de, mahkemece bu ara kararından dönüldüğünü ve yargılama hakkında nihai karar verildiğini, ceza yargılamasına ilişkin kararların her ne kadar hukuk yargısını bağlamayacağı kabul edilse de, temel iddialarından biri olan davalı müvekkilinin iradesi dışında yanıltıcı işlemler ile kooperatife üye yapıldığı hususunun, ceza mahkemesi kararı ile birlikte yorumlandığında kuvvet kazanacağının ortada olduğunu, bu minvalde mezkur ceza yargılamasına ilişkin kararın istinaf dönüşü beklenmeden yargılama hakkında kararını vermesinin, hukuka ve hakkaniyete uygun düşmediğini ileri sürerek Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/102 Es. 2022/291 Kar. sayılı kararının kaldırılmasını, yeniden yargılama yapılarak davanın reddine karar verilmesini, yargılamanın yeniden yapılmasına karar verilmesi halinde duruşmalı yapılmasını, tüm yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece yapılan yargılama ve değerlendirmeler sonucunda, alacağın yargılama sonucunda belirlenmiş olması nedeniyle icra inkar tazminatı şartlarının oluşmayacağını zira dava başında likit bir alacaktan bahsedilemeyeceği gerekçesiyle icra inkar tazminatına hükmedilmediğini, yerel mahkemenin kararının eksik ve hukuka uygun olmadığını, itirazın iptali davasında borçlunun inkâr tazminata mahkûm edilebilmesi için, öğretide ve Yargıtay kararlarında genellikle kabul edildiği üzere, alacaklının ilâmsız icra takibi yapmasının, borçlunun ödeme emrine itiraz etmiş olması; İtirazın iptali davasının süresi içinde açılmış olması; Alacaklının talepte bulunulması; Borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmesi şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerektiğini, mevcut dosya itibariyle davalının müvekkili kooperatife olan borçları nedeniyle hakkında Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığını, davalının itirazı nedeniyle takibin durmasına karar verildiğini, itiraz üzerine süresinde yerel mahkemede dava açıldığını, yargılama sonucunda, davalının kooperatif üyesi olduğu, Kooperatifler kanununa göre usulüne uygun olarak yapılan genel kurul kararı uyarınca Kooperatifler Kanunu 23.maddesindeki eşitlik ilkesi uyarınca yeniden belirlenen ve kesinleşen kesin maliyeti ve yine genel kurulda karar altına alınan kira bedelini ödemek zorunda olduğunun tespit edildiğini, bu hususlar ışığında yukarıda belirtilen bütün şartların birlikte gerçekleşmesine rağmen mahkemece eksik değerlendirme yapıldığını ve icra inkar tazminatına hükmedilmediğini, nitekim davalı borçlunun, itirazın iptali davasını ilk duruşmada bile kabul etmiş olsaydı dahi iş bu davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden mahkemenin borçlu aleyhine inkâr tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, bunun yanı sıra yerel mahkemenin, alacağın yargılamayı gerektirmesi ve alacağın likit bir alacak olmaması nedeniyle icra inkar tazminatı taleplerinin reddine karar verdiğini, likid alacak kavramı, uygulamada farklı farklı değerlendirilebilmekte ve buna bağlı olarak büyük tartışmalara yol açabildiğini, bunun nedeninin, her somut olayın özelliğine göre değişebilen durum ve şartlar karşısında ortaya çıkan farklı yorumlar olduğunu, Hukuk Genel Kurulunun bir kararında belirtildiği ve diğer bazı kararlarda da benimsendiği üzere ”alacağın gerçek miktarı belli ve sabit ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmekte veya bilinmesi gerekmekte ve böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesi mümkün ise başka bir ifadeyle, borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise” alacak likid olduğunu, Yargıtay kararlarına göre, satış sözleşmesi uyarınca düzenlenen (itiraz edilmeyen) faturaya dayanan alacak, taraflar arasında düzenlenmiş bulunan protokolden kaynaklanan alacak; ödünç sözleşmesinden doğan alacak; satış bedeli (semen) alacağı; kira sözleşmesinden doğan kira alacağı; vekâlet sözleşmesinden doğan alacak; eser yapım sözleşmesi ile miktarı kesin olarak belirlenmiş alacak; iş sahibinin kendi düzenlediği hakedişte belirtilen alacak; mahkeme kararıyla tespit edilerek kesinleşen bakiye alacak; sözleşmede belli edilmiş komisyon alacağı; tapulu taşınmazın adi belge satışı ile ilgili olarak verilen paranın geri alınması alacağı; noter önünde yapılan taşınmaz satış vaadi sözleşmesi uyarınca alıcı tarafından satıcıya ödenmiş olan bedel alacağı; profesyonel futbol sözleşmesinde açıkça ödeneceği belirtilen alacak; banka kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak; banka kredi sözleşmesini kefil sıfatıyla imzalayan kimseden olan banka alacağı; tüketici kredisinden doğan alacak; ipotekle temin edilen alacak dışında kalan banka alacağı; kredinin teminatı olarak üzerine ipotek tesis edilen taşınmazın sigorta bedelini dayalı alacak; kredi kartı üyelik sözleşmesinden doğan alacak; kredi kartı ile yapılan harcamadan doğan banka alacağı; banka teminat mektuplarının devre komisyonları alacağı; tarımsal kredi sözleşmesinden doğan alacak; müteselsil kefilin yaptığı ödeme için asıl borçluya rücu alacağı; elektrik abonman sözleşmesinden doğan alacak; telefon abonman sözleşmesinden kaynaklanan alacak; idarenin tarifelere dayalı düzenlenebilir nitelikteki alacağı; marina hizmetinden yararlanan tarafın neleri ödemesinin ayrıntılarıyla tek tek gösterildiği sözleşmeden doğan alacak; unsurları belli faiz alacağı; kendi ticari defterinde alacaklı lehine olan kayıt sebebiyle talep edilen alacak; bilirkişi tarafından dava sırasında düzenlenen raporda belirtilen fazlaya ait alacak; şartnameden kaynaklanan fiyat farkı alacağı; delil tespiti talebinden vazgeçilmesi halinde ek bilirkişi ücreti alacağı; satış bedelinin belli bir yüzdesi olarak kabul edilen cezaî şart alacağı; satış şartnamesinden kaynaklanan iki ihale arasındaki fark alacağı; (tahrifat bulunmadığı sürece) kambiyo senedinden doğan alacak; kasko sigortası yapılmış aracın çalınması halinde doğan alacak; işçinin ihbar ve kıdem alacağı; kısmî davada saklı tutulan işçi alacağı; kıdem tazminatı alacağı; kooperatif aidat alacağı; işletme projesinden kaynaklanan ortak gider (aidat, avans) alacağı; avukatlık sözleşmesinden doğan aylık avukatlık ücreti alacağı; avukatın, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan alacağı belli olan ve mirasçılara intikal eden alacak; yürütmenin durdurulması kararı ile göreve iade edilen memura çalışmadığı döneme ilişkin ödenmiş olan maaşlarının geri verilmesi isteminden kaynaklanan alacak; iptal edilen emeklilik işleminden doğan alacak; başlangıçta itiraz edilmeden maaştan kesinti yapılmasının kabul edilmesine rağmen ödenmemesinden kaynaklanan alacak; soysal sigortalar prim alacağı; kurucu hisse (intifa)senedi sahibinin kâr payı alacağı; taraflar arasında düzenlenen taahhütnamede ödeneceği taahhüt edilen vergi borcundan kaynaklanan alacak; banka hesap cüzdanında yer alan alacak; annesinin hayatta iken almakta olduğu ölüm yardımının ölüm tarihinden sonra da ATM cihazından çekilmesi sebebiyle doğan alacakların likid alacak olduğunun belirtildiğini, yukarıda verilen örneklerden görüldüğü üzere, öğretinin ve Yargıtayın likid alacak bakımından aradığı; “borçlunun, talep edilen alacağı veya alacağın bütün unsurlarını bilmesi veya bilmek (kolayca hesap edebilmek) durumunda olmasına bağladığını, somut olayda Davalı üyeye Kayseri İli …-… İlçesi … pafta … ada … parsel … Blok … Kat … Bağımsız Bölüm numaralı taşınmaz teslim ve tescil edildiğini, davalı borçlu üyeye, taşınmaz tesliminin yapıldığını, kooperatifin yetkili organlarında dayanak kararlar alındığını ve konut kesin maliyet bedeli raporu ile davalı üyenin borcu çıkarıldığını, davalı borçlunun itirazı 06.05.2019 ve 10.05.2019 tarihli itiraz komisyonu toplantısında değerlendirildiğini, netice olarak alınan kararlar çerçevesinde davalıya gerekli ihtarnameler gönderildiğini, iddia ettikleri tüm hususlar ve alacak miktarının da hali hazırda dosya kapsamına alınan bilirkişi raporları ile örtüştüğünü, buna rağmen davalının borçlu konut kesin maliyet bedeli borcunu ve kira borcunu ödemediğini, bunun üzerine Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığını, davalı borçlunun, yasal şartlara uygun ve muaccel olan borcunu ödemediği gibi hakkında yapılan yasal takibe itiraz etmesi, açıkça yasal dayanaktan yoksun ve kötüniyetli olup alacak miktarı borçlu tarafından bilinebilir nitelik arz ettiğini, alacağın yargılama sonucunda belirlenmiş olması nedeniyle icra inkar tazminatı şartlarının oluşmayacağını, zira dava başında likit bir alacaktan bahsedilemeyeceği… şeklinde ki kararı eksik ve hatalı olup iptali gerektiğini, yerel mahkemenin 2020/102 E. 2022/291 K. sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde İlk derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak, dosyanın yeniden incelenmek üzere ilk derece Mahkemesine gönderilmesini ve talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini; yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı (davalı) tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.
Dava kooperatif genel kurulu kararı uyarınca oluşturulan komisyon tarafından yapılan kesin maliyet hesabı doğrultusunda davalıdan talep edilen alacağa ilişkindir.
15.06.2022 tarih ve 31867 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7410 sayılı Çevre Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. maddede; “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla, Kayseri ilinde aşağıdaki şartları taşıyan yapı kooperatifleriyle sınırlı olmak üzere bu madde hükmü uygulanır.
a) İnşaatların etaplar halinde yapılarak teslim edilmesi,
b) Terkin edilmemiş olması,
c)Yapımı tamamlanan etapta bağımsız bölüm malikine kooperatifçe tahakkuk ettirilen bedelin ödenmiş olması,
ç) Kooperatif tarafından üyeye konutunun tapu devrinin yapılmış olması,
şartlarının birlikte sağlanması halinde; konutun tapu devrinin yapılmasından sonraki dönemler için yapı kooperatifi tarafından yönetim giderleri hariç olmak üzere her ne ad altında olursa olsun yapılmış borçlandırmalar veya bu kapsamda üçüncü şahıslara kooperatif tarafından yapılan alacağın devrine ilişkin işlemler hükümsüzdür. Birinci fıkra kapsamındaki şartları birlikte sağlayan kişilere karşı yapı kooperatifinin veya bu alacağı devralan üçüncü kişilerin yapı kooperatifi nedeniyle açmış oldukları her türlü alacak veya tazminat davaları ile bu kapsamda yapılan ilamsız icra takipleriyle ilgili olarak; ilgilinin talebi halinde bu davalarda verilen ve henüz kesinleşmemiş mahkeme kararları ile kesinleşen dava ve takiplere dayanılarak başlatılan icra işlemleri, haciz, satış ve tahliye uygulamaları durdurulur. Bu alacaklar kapsamında kesinleşen ilamlara dayanılarak devam eden takipler ile kesinleşen icra takiplerine son verilmesi için birinci fıkra uyarınca bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde borcun bulunmadığına dair davanın açıldığına ilişkin belgenin ibraz edilmesi zorunludur; borcun bulunmadığına ilişkin kesinleşen ilamın icra dairesine ibraz edilmesi halinde takip sonlandırılır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Bu durumda, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın anılan yasal düzenleme uyarınca değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmekte olup, tarafların istinaf taleplerinin kabulüne karar vermek gerekmiştir. (Yargıtay 6. H. D. 2022/2170 Esas 2022/3718 Karar)
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı KABULÜ ile;
2-HMK’nın 353/1-a.6 md. gereğince, KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 13/04/2022 tarih ve 2020/102 E – 2022/291 K sayılı kararın KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
4-Taraflarca yatırılan istinaf karar harcının talepleri halinde kendilerine iadesine ,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve isitnaf kanun yoluna başvurma harcının ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-H.M.K. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirilmlerin, H.M.K. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, KESİN olarak oybirliği ile karar verildi.29/09/2022