Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1560 E. 2022/1774 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1560
KARAR NO: 2022/1774
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/05/2022
NUMARASI: 2021/808 E. 2022/420 K.
DAVANIN KONUSU: el atmanın önlenmesi,Alacak (ecrimisil)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 22/09/2022
KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 31/05/2022 tarih ve 2021/808 E – 2022/420 K kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; … Toplu Konul Yapı Kooperatifinin eski ortaklarından …in; Kooperatif Yönetim Kurulu Başkanlığına müracaat ederek, kooperatifteki ortaklık payım, tüm hak ve vecibeleriyle birlikte müvekkili …’e devretmek istediğini, Yönelim Kurulu tarafından da, müvekkilinin ortaklığa kabul edilerek, Kooperatifin. Kayseri İli … İlçesi … ada … parsel sayılı arsa üzerinde inşa ettiği binaların, Kayseri … Noterliği … tarih ve …] sayılı “Düzenleme Şeklinde Çekiliş Tespit Tutanağıyla, devreden eski ortağı … tarafından çekilen kura sonucunda, 125 m2 lik dairelerden … Kat … nolu dairenin kendisine tahsis edilmiş olduğu, eski ortak …in de; ortaklığım tüm hak ve vecibeleri ile müvekkiline devretmiş olması sebebiyle, kurada çıkan dairenin müvekkiline geçmiş olduğu, müvekkilinin, devirden sonraki tüm kurul toplantılarına, davet edilmiş olduğu, müvekkilinin; İl dışında görevli olması nedeniyle, toplantılara, kendisini temsilen babası …’ ün vekaleten katıldığı ve ona ait iş ve işlemlerin de babası tarafından yürütülmüş olduğu, bilahare; Kooperatifin acze düşmesi sonucu, iflasına karar verilen kooperatifin, kayyımı nezaretinde yürütüldüğü, faaliydi eri ve iflas işlemleri “İflas Masası” tarafından devam etmekle olan kooperatifin, 2014 yılından sonra gene! kurul toplantıları yapmadığı gibi, bir çok iş ve işlemlerinin inkiiaya uğramış olduğu ve daha önceki kooperatif yönetiminin ihmali ve görevlerini yerine getirmediklerinden, iflas ile başlayan dava ve gecikmeli durumları fırsat bilen davalı tarafın; müvekkilin hak sahibi olduğu bağımsız bölümü, haksız ve usulsüz bir şekilde işgal etliği, davalının; kooperatifle olan hesaplaşması sonucu, kooperatifin kendisine olan borcunu ödemediği, bu sebeple; ufak telek noksanlıkları bulunan bu dairenin, noksanlıklarını tamamlayarak, 2011 yılından itibaren kullanmakta olduğunu ifade etmiş olduğu, müvekkilinin babasının, bu dairenin oğlıı davacıya ait olduğunu, daireyi boşaltmasını istediğinde ise davalının bu isteğe karşı koyduğunu ve kendisini dc kovduğundan bahisle; müvekkiline ait daireyi hukuka aykırı ve haksız olarak İşgal etmiş bulunan davalının müdahalesinin meıvine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; dava tarihine kadar son beş yıllık ecrimisil tutarı 30.000,00 TL’nin tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacıyı hiç tanımadığını, bilmediğini, … Yapı Kooperatifine üye olduklarını, üyelik süresinde aidatlarını düzenli yatırdığını, ayrıca kendilerine 55.000.00 TL. …’ a yatırırsanız … numaralı dairenin tapusunu vereceklerini söylediklerini, banka müdürü ile kooperatif başkanı …’nın kendilerine güvence verdiklerini, bu parayı da yatırdıklarını, toplam 105.000.00.TL para yatırdığını, dairenin anahtarını kendilerine vererek burası sizin dediklerini, daha sonra tanımadıkları … adlı şahsın kendilerine verilen konuta gelerek evin kapısını açmaya çalıştığını ve zorladığını, bu daireye yatırdıkları paranın makbuz ve dekontlarının elinde mevcut olduğunu belirtmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkeme kararında; “…Mahkememizce toplanan tüm deliller ve yapılan yapılama sonucu, davacının kooperatif üyesi olup, üyeliğini … isimli kişiden devir aldığı, bazı hazirun tutanaklarında …’in, bazılarında ise davacının adının yer aldığı, 11/01/2009 tarihli kura tutanağında dava konusu taşınmazın davacı adına isabet ettiği yazılı olduğu görülmüştür. Davalı taraf, davacının kooperatiften ihraç edildiğini ileri sürmüş ise de dosya kapsamında böyle bir belge olmadığı gibi kooperatifin iflas etmiş olması nedeni ile üyelik dosyalarının temini de mümkün olmamış, davacının üye olmadığına dair kesin bir delile ulaşılamamış, aksine davacının üye olduğuna dair dosyada belgeler olması nedeni ile üye olduğu sonucuna varılmıştır.Davalı ise dava tarihinde kooperatif üyesi değildir. Davalı daha önceden kooperatif üyesi iken üyeliğini damadı …’e devir etmiştir. Davalı tarafça, …’ün yurt dışında yaşaması nedeni ile taşınmazın kayın babası olan davalıya fiilen teslim edildiği iddia edilmektedir. Devre ilişkin belgelerde … numaralı dairenin devir edildiği yazılsa da kooperatifin birden fazla parsel üzerinde taşınmaz inşa ettiği, söz konusu belgelerde geçen … numaralı dairenin hangi parseldeki daire olduğu anlaşılamamakla beraber görevsiz Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından dava konusu taşınmazda yapılan keşif sırasında bilirkişi tarafından bina girişinde bulunan kapı numaralarını gösteren çizelgenin fotoğrafının alındığı ve bilirkişi raporuna eklendiği görülmüştür. Söz konusu çizelgede dava konusu edilen … numara karşısında davalının adının yazması nedeni ile …’e devir edilen ve fiilin davalı tarafından kullanıldığı ileri sürülen … numaralı dairenin, dava konusu daire olduğu kanaatine varılmıştır. Ancak bu husus sonuca etki etmeyecektir. Zira dava tapuya kayıtlı taşınmaz nedeni ile müdahalenin meni ve ecrimisil davacı olup, davacı tapu maliki değildir. Taşınmazın kurada davacı adına isabet etmesi, davacıyı malik kılmamaktadır. Kooperatif üyesinin ferdileşme yolu ile ile kooperatiften taşınmazı iktisap etmesi için kooperatife karşı olan tüm edimlerini yerine getirmesi, daha sonra üye adına tapuda devir ve tescil yapılması, kooperatifin devir ve tescilden kaçınması halinde ise tescile zorlama davası açılması gerekir. Dava konusu taşınmaz dava tarihinde ve tapudan gelen en son 16/09/2019 tarihli yazıya göre müflis … Toplu Konut Yapı Kooperatifi adına kayıtlıdır. … Toplu Konut Yapı Kooperatifi, 12/12/2014 tarihinde iflas etmiş olup, davacının iflas tarihine kadar kooperatife karşı açtığı ve davacı lehine tescil ile sonuçlanmış ve kesinleşmiş bir tescile zorlama/tapu iptal tescil davası yoktur. Davacı tarafça bu yönde bir iddia ve delil ileri sürülmemiştir. İİK’nun 198 maddesine göre ise davacının artık kooperatife karşı tapunun kendi adına tescilini talep etme hakkı düşmüştür zira davacının kooperatiften tescile hak kazandığı bir taşınmaz var ise söz konusu hak iflasın açıldığı 12/12/2014 tarihinde İİK’nun 198 maddesi uyarınca para alacağına dönüşmüştür. O halde davacının mülkiyet hakkına dayanarak bu davayı açamayacağı açıktır. Davacı kooperatif ortaklığından doğan tüm borçlarını ödeyip taşınmazı iktisap etmeye hak kazandı ise bunu iflas tarihinden önce kooperatife karşı ileri sürmeliydi. Davacı taşınmazda lehine intifa hakkı sahibi olduğunu ileri sürmediği gibi taşınmazın tapu kaydında bu yönde bir şerh de görülmemiştir. Davacının davalıya karşı müdahalenin meni ve ecrimisil talep edebilmesi için davacının davalıya nazaran üstün hak sahibi olduğunu ispat etmesi gerekir. Ancak davacı … hak iddiasını ispat edememiş, davacının dava dilekçesinde yemin deliline dayanmadığı görülmüştür. İzah edilen nedenlerle davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Yargıtay’ın yerleşik kararları uyarınca müdahalenin meni ve ecrimisil davasının birlikte açılması halinde her bir talep bağımsız bir dava olarak görülecek ve ayrı ayrı harç alınacak ve vekalet ücretine hükmedilecektir. Mahkemememizce bu husus göz önünde bulundurularak müdahalenin meni davasında harca esas değer, 21/10/2020 tarihli bilirkişi raporunda tespit edilen 163.003,50 TL ve ecrimisil davasında harca esas değer, 02/09/2019 tarihli bilirkişi tespit edilen 22.569,48 TL olarak kabul edilmiş, her iki talep yönünden eksik harcın davacı tarafça 10/02/2021 tarihinde birlikte tamamlandığı görülmüş ve davanın reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. Davanın reddine,…” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Esas Mahkemesinin istinaf konusu kararının değerlendirme ve gerekçesinin somut olaya ve davada ileri sürülen tüm iddialarına tamamen aykırı olduğunu, adı geçen kooperatifin önceki eski üyesi …’in kooperatifteki ortaklığın tüm hak ve sorumluluklarıyla devretmiş oluşu neticesinde ortaklığa kabul edilen müvekkili …’ün kooperatifin üyesi sıfatıyla kooperatifin Kayseri İli … ilçesinde kain ve tapuda … pafta, … ada ve … parsel sayılı arsası üzerine inşa ettiği binalarından çekilen kura sonucu eski ortağına tahsis edilen ve dilekçelerinde belirtilen 125 m2 lik dairelerden …kat … nolu bağımsız bölümün ferdi münasebete geçilmediği sebebiyle tapuda kayıt maliki olamadığından dolayı çekiliş tespit tutanağına bağlı kooperatifin ortağı sıfatıyla hak iddiasından bulunmuş olduğunun izaha muhtaç değilken, müvekkilinin tapu maliki olmadığından böyle bir davayı ikame edebilme hakkının bulunamadığı hükmüne varılmış oluşunun zühule müstenit olduğunu, Kayseri 8.Asliye Hukuk Mahkemesinin dosyasına taraflarından sunulan delil ve belgelerinde ve TC.Kayseri Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünden celp edilen kayıtlarda kooperatifin önceki üyesi …’in ortaklığını müvekkiline devir etmesinden sonraki tüm genel kurul toplantılarına, iflastan önceki en son 2013 ve 2014 yıllarında yapılan genel kurul toplantılarındaki hazurun cetvellerinde de ismine yer verilerek genel kurul toplantılarına davet edilmiş olduğunun görüldüğünü, dava konusu … nolu bağımsız bölümün … ada … parselde 125 m2 lik dairelerden olduğunu, …e ait bağımsız bölümün ise … ada, … parsede 150 m2 lik dairelerden olduğunun hiç nazara alınmadan yazılı olduğu şekilde noksan inceleme ve değerlendirmeye dayalı gerekçede ve dolayısıyla kurulan hükümde isabet bulunmadığını, Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/257 esas sayılı dosyası ile kooperatifin 12/12/2014 tarihinde iflasına karar verildiğini, Kayseri …İcra Müdürlüğünün … iflas sayılı dosyasında faaliyetleri ve iflas işlemlerinin iflas masası tarafından devam etmekte oluşu sebebiyle müvekkili tarafından kooperatife karşı açılmış ve kesinleşmiş bir tescile zorlama/tapu iptali ve tescil davasının bulunmadığını ve dolayısı ile hakkın para alacağına dönüşmüş olduğunun mülahaza edilerek hüküm kurulmasının da isabetsiz, usule ve yasaya aykırı olduğunu, gerekçede değinildiği üzere davalı tarafın kooperatifin ortağı olmadığının kabul edildiğini ve müvekkilinin davalıya nazaran kendisine kura ile tahsis edildiğini ve dolayısı ile üstün hak sahibi olduğunun kayden sabit olan … nolu bağımsız bölümün haksız ve usulsüz bir şekilde işgal edilmiş olmasından dolayı açılan bu davanın İİK 198.maddesine yollama yapılmak suretiyle iflasla da ilişkilendirilerek yazılı olduğu şekilde noksan karar verilmiş oluşunun usule ve yasaya açıkça aykırı olduğunu beyan ederek istinaf başvurularına neden olan mahalli mahkeme hükmünün kaldırılarak, bilirkişilerin raporlarının da değerlendirilmek suretiyle talepleri gibi hüküm kurulmasını talep etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Kayseri Bölge Adliyesi 6.Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2021/1693 Esas 2021/1770 Karar Sayılı ilamı ile, davacının kooperatif üyeliğinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi, bulunduğunu belirlenmesi halinde hak sahipliğinin ve üyeliğe dayalı taleplerin araştırılması için dava dosyasının görevli Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilerek önceki yerel mahkeme kararının bozulduğunu, bu karar doğrultusunda yerel mahkemece yapılan araştırmalar ve varılan tespitlerin yerinde olduğunu, davacı tarafça, mahkeme kararının gerekçe kısmında “Tapuya kayıtlı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve ecrimisil”, “davacı tapuya kayıtlı malik değildir”, “davacının kooperatif üyesi olduğu ve hak sahipliğini kooperatif üyeliğine dayandırdığı” gibi cümleleri keserek ve lehine yorumlamalar katarak sanki mahkeme hükmü ve gerekçesi arasında bozmayı gerektirecek bir çelişki varmış gibi manalar çıkarak Yüce Mahkemeyi yanıltmaya çalışması kabul edilemez olduğunu, kooperatifin iflasına 2014 yılında karar verildiğini, 2014 yılından sonra, başka bir deyişle dava konusu taşınmazın 2012 yılında müvekkiline anahtar tesliminin yapılmasından 2 yıl kadar hayli uzun zaman sonra kooperatifin genel kurul yapamaz olduğunu, iş ve işlemleri inkıtaya uğradığını, ondan önceki yıllarda yani 2013, 2012, 2011 ve öncesi yıllarında kooperatif işlemlerini takip ettiğini, genel kurullar yaptığını, öyle ki davacının dosyaya ibraz ettiği genel kurul hazirun listesi de 2013 yılına ait olduğunu, yine müvekkiline gönderilen kesin maliyet hesabı bildirimi de 06.11.2013 tarihli olduğunu, bu bildirimin, kesin maliyet hesabının karara bağlandığı dayanak genel kurul ve yönetim kurulu toplantılarının da yapıldığını gösterdiğini, müvekkillerine anahtar tesliminin 2012 yılında yapıldığını, müvekkilinin damadı olan üyenin, ödeme yapmasına rağmen kendisine … nolu daire teslim edilmeyince yaptığı ödemelerin iadesini istediğini, hatta bu hususta kooperatiften senet de aldığını, dosyada da mevcut olduğunu, sonrasında … nolu dairenin tahsis edilmesiyle birlikte senetlerin işleme konulmadığını, anahtar tesliminin yapıldığını, gerçekte hak sahibi olsa ya da mağdur olsa bu zamana değin konutla ilgili bir talebinin olması gerekirken her nasılsa olmadığını, davacı, müvekkilimizin kooperatif üyesi olmadığını ileri sürerek üstün hak sahibi olduğunu iddia etmisşe de, müvekkilinin hangi sıfatla taşınmazı kullanmakta olduğunu dosyanın başından beri izah ettiklerini, dosyadaki mübrez açıklamalar ve vekaletname dahi türlü belgelerle de açık olduğu üzere müvekkilinin damadı olan, kooperatifçe kendisine ilgili daire tahsis edilen ve anahtarı da bizzat kendisine teslim edilen …’ten aldığı resmi vekaletname uyarınca bu taşınmazla ilgili tüm işlemleri yapmaya ve taşınmazı kullanmaya yetkili kişi olduğunu, hal böyleyken davacının yine maddi vakıaları yanıltmaya yönelik iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, ecrimisil talep edebilmek için haksız bir işgalin varlığı ve haksız işgalcinin kötüniyetli olması gerektiğini, kötüniyetli olma kıstası ise dayanağını TMK ‘nın 995. Maddesinden aldığını, yani haksız işgalci olan kişini aynı zamanda kötüniyetli de olması gerektiğini, yukarıda müvekkilinin taşınmazı kullanmasının haklı ve yerinde bir gerekçesinin olduğunu, hukuken korunması gereken üstün hakkının olduğunu detaylıca izah ettiklerini, müvekkilinin haksız işgalci olmadığı gibi kötüniyetli de olmadığını beyan ederek davacının istinaf talebinin reddi ile Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31.05.2021 tarih 2021/808E. 2022/420K. Sayılı usul ve yasaya uygun kararının onanmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava, davacıya kooperatif ortaklık payına istinaden tahsis edilen konuta davalının vaki elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemlerine ilişkindir. Kooperatif tarafından taşınmazın ortağa tahsisi, mülkiyeti geçiren bir işlem olmayıp kooperatifle olan iç ilişkide bir hak bahşeden ve koşulları oluştuğunda kooperatife karşı tapu iptal ve tescil talebinde bulunma hakkı yanında ortağa, tahsis hakkına karşı yapılan haksız saldırılarda üçüncü kişilere karşı müdahalenin men’i ve ecri misil davası açmaya izin veren bir haktır. Tahsis hakkına dayanan ortak, taşınmazını işgal eden üçüncü bir kişiye karşı müdalenin men’i ve ecri misil davası yanında tahsis hakkını tanımayan kooperatife karşı birlikte tek bir dava açabileceği gibi sonradan açılan davalar da, bağlantı sebebi ile birleştirilmelidir. Diğer bir anlatımla tahsis hakkına dayalı müdahalenin men’i ve ecri misil davalarında mülkiyet hakkı, kooperatife ait olduğundan ve tahsis hakkı, bu hak ile doğan bağlı bir hak olduğundan, kooperatif tarafından, kendisinde tahsis hakkı bulunduğu kabul edilmeyen kişi, haksız şagil olduğu iddiasındaki kişiye karşı dava açacaksa zorunlu olarak kooperatifi de davaya dahil etmelidir.
Anılan kooperatifin yokluğunda görülen davada verilen kararın ona karşı infaz edilmesi olanağı bulunmamaktadır. Davada taraf olmayanın durumu tartışılarak onun leh veya aleyhinde bir karar verilemez.
Bu durumda, davacı tarafa anılan kooperatife karşı da dava açmak üzere uygun bir süre verilmesi, dava açılması halinde her iki davanın birleştirilerek görülüp tarafların iddia, savunma ve delilleri çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, kooperatifin yokluğunda yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/123 Esas 2011/184 Karar;: 2013/18 Esas 2013/891 Karar- 2014/427 Esas 2014/4885 Karar)
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-HMK’nın 353/1-a.6 md. gereğince, KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 31/05/2022 tarih ve 2021/808 E – 2022/420 K sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının talepleri halinde kendilerine iadesine ,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve isitnaf kanun yoluna başvurma harcının ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-H.M.K. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirilmlerin, H.M.K. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, KESİN olarak oybirliği ile karar verildi.22/09/2022