Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1548 E. 2022/1561 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1548
KARAR NO: 2022/1561
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/01/2022
ESAS NO: 2020/585
KARAR NO: 2022/51
2020/585 ESAS SAYILI ASIL VE BİRLEŞEN KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2020/610 E. 2020/523 K. SAYILI DAVADA
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/06/2022
İSTİNAF KARAR
YAZIM TARİHİ: 01/07/2022
Asliye Hukuk Mahkemesi’nin tarih ve 20/01/2022 tarih ve 2020/585 E – 2022/51 sayılı kararı davacı vekili ile katılma yoluyla davalılar vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
ASIL DAVADA DAVA:Davacı vekili asıl davada dava dilekçesinde özetle; Dava dışı … ‘nin davacının sigortalı çalışanı olduğunu, işbu davaya konu edilen çekin davacı tarafından ciro edilerek … ‘nin işçi alacaklarına karşılık verildiğini, dava dışı … ‘nin oğlunun araç alacağı için ihtiyaç kredisi çektiğini, davaya konu çeklerin de araç alış verişinde kullanılacağını ancak dava dışı … ‘nin çekleri koyduğu yerde olmadığını fark ettiğini, çeklerle ilgili zayi nedeniyle iptal davası açıldığını, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/49 esas sayılı dosyası ile ödeme yasağı konulduğunu, … isimli bir şahsın bankadan çekin ödenmesini talep ettiğini,… ‘in … ‘ın iş yerine ziyaret amaçlı geldiğinde çekleri çaldığını ve sonrasında da … ile birlikte tedavüle koyduğunu, davacının … ile herhangi bir ticari ve hukuki ilişkisinin bulunmadığını davacının davalıya herhangi bir borcu olmadığını ileri sürerek; davanın kabulü ile; Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasının durdurulmasına, … Bankası … Şubesi’ne ait … numaralı, keşide yeri Kayseri ödeme günü … olan 8.000,00 TL miktarlı ve … numaralı, keşide yeri Kayseri ödeme günü 31/07/2020 olan 8.000,00 TL miktarlı çeklerden dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine, Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takibin iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ASIL DAVADA CEVAP:Davalı vekili asıl davada cevap dilekçesinde özetle; Davacının çeki cirolayarak … ‘ye verdiğini iddia ettiğini iddiayı kabul anlamına gelememekle bu iddialara göre yetkili hamilin dava dışı … olduğunu ve davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, bu dava ile davalının alacağını tahsil etmesinin sürüncemede bırakılmak istenildiğini, davacının iddialarının kurgudan ibaret olduğunu, davacı ile davalı arasında inşaat işinden kaynaklı ticari ilişki bulunduğunu, dava konusu çekin ve birleşen dava konusu diğer iki çekin bu ticari ilişkiye istinaden birleşen dosya davalısı … ‘e verildiğini, ciro zincirindeki cirantaların aralarında herhangi bir ticari ilişki bulunması gerekmediğini, senedin illetten mücerret bir nitelik taşıdığını savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karara verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA DAVA:Davacı vekili birleşen davada dava dilekçesinde özetle; Dava dışı … ‘nin davacının sigortalı çalışanı olduğunu, davayı konu belirtilmiş olan çekin davacı tarafından ciro edildiğini, … ‘nin bir kısım işçi alacaklarına karşılık verildiğini, çekler ileri vadeli olarak düzenlendiğini, çeklerin kimliği belirsiz şahıslarca, iş yerinden çalındığına dair şikayette bulunduğunu ve endişeye kapıldığını, çeklere ödeme yasağı konulduktan sonraki tarihte, davacı ve dava dışı … ile hiçbir ticari ve hukuki ilişkisi olmayan … isimli bir şahsın, bankadan çekin ödenmesini talep ettiğini, davacının çalışanı olan … i’nin işçi alacaklarına binaen verdiği çeklerin … tarafından çalındığını, kötü niyetli olarak tedavüle konulduğundan bahisle; Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasının durdurulmasına, dava konusu çeke ödeme yasağı konulmasına, Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takibinin iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA CEVAP:Davalı vekili birleşen davada cevap dilekçesinde özetle; Davacının çeki cirolayarak … ‘ye verdiğini iddia ettiğini iddiayı kabul anlamına gelmemekle bu iddialara göre yetkili hamilin dava dışı … olduğunu ve davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, davacının dava konusu çekleri davalının çaldığı iddialarının somut gerçeklikten uzak, soyut ve mesnetsiz olduğunu, ikame edilen dava ile davalının alacağını tahsil etmesini sürüncemede bırakılmak istenildiğini, davacının iddialarının kurgudan ibaret olduğunu, kendi içerisinde oldukça büyük çelişkiler içerdiğini, birleşen dosya davalısı … ile davacının arasının iş nedeniyle bozulduğunu, davacının hukuk dışı bir şekilde davalıyı zarara uğratmak saiki ile bu yola giriştiğini, dava konusu çeklerin iş alacakları nedeniyle dava dışı … ‘ye verilmediğinin muhakkak olduğunu, senedin illetten mücerret bir nitelik taşıdığını savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karara verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; “……Somut olayda tanık beyanlarının değerlendirilmesine, davalı tanıkları uyumlu bir şekilde davacının evine davalı … ‘un inşaat malzemesi götürdüklerini beyan ettikleri anlaşılmıştır. Davacı tanıklarından … ‘nın çekin yasal hamil iddiası bulunduğundan beyan esas alınmamış ve diğer tanık beyanında ise davacının evine yapılabilecek ek işlerden kaynaklı haberi olamayacağı düşünüldüğünden davacı davasını ispatlayamadığından davanın reddine karar verilmiştir. Ceza dosyasında ise beyanların mahkememiz dosyası ile benzer mahiyette tanık beyanlarından oluştuğu ve davalı … ‘un beraat ettiği görülmüştür. Davalı ise dosya kapsamında kendi lehine ifadeleri olan tanıklar bulunması sebebiyle kötü niyetli görülmemiştir. Kötü niyet tazminatına hükmedilmemiş……” gerekçesiyle Davanın ve birleşen davanın reddine, Davalı tarafın tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.İşbu kararı davacı vekili ile katılma yoluyla davalılar vekili süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dava dışı … , davacının sigortalı çalışanı olup, söz konusu çeklerin; … ‘nin araç alacak olması nedeni ile, bir kısım işçi alacaklarına karşılık davacı ile yapılan anlaşma neticesinde, ciro edilerek … ‘ye verildiğini, sonrasında da davacının yurt dışına gittiğini, … çekleri çalıştığı masanın üstünde bulunan sümenin altına koyduğunu, bu esnada … ‘nin oğlunun ihtiyaç kredisi de çektiğini ve Kayseri oto galericiler sitesinde bulunan bir esnaftan, 50.000 TL karşılığında bir aracın nakit para ve davaya konu çekler karşılığında alım ve satımı konusunda anlaştıklarını, ancak, ticarette kullanılacağı esnada … ‘nin, sümen altına koymuş olduğu çeklerin, yerinde olmadığını fark ettiğini, bu durum üzerine, … Polis Merkezi Amirliğine giderek, davacının borcuna karşılık kendisine vermiş olduğu çeklerin; kimliği belirsiz şahıslarca, iş yerinden çalındığına dair şikâyette bulunduğunu, söz konusu çeklerin ileri vadeli olarak düzenlenmiş olması ve daha ödeme gününe uzun zaman olduğu için çekleri saklama gereği duyan … ‘nin sürekli de iş yerinde bulunduğu iş yerinin alarm sisteminin de bulunması nedeni ile, çalışmakta olduğu iş yerinin güvenli olduğunu düşünerek, çalışma masasının üzerinde bulunan sümenin altına koyduğunu, … ve … , davacının hemşerisi olmakla birlikte, … ‘in sık sık davacıyı iş yerinde ziyarete gelen bir arkadaşı olduğunu, … ile davacı arasında iddia edildiği gibi herhangi bir ticari yahut hukuki ilişki söz konusu olmadığını, davacının … ’den borç almaya ihtiyacı olan birisi olmadığını, kaldı ki davacının mal varlığının, ticari defterleri ile mali verileri ve banka hesapları incelendiğinde … ’den borç almaya ihtiyacı olmayan birisi olduğunun da açıkça ortaya çıkacağını, davacının inşa ettirdiği evin 2011 yılında yapılmış olup, 11 yıl vadeli bir iş yapılmasının ticari teamüle aykırı bir durum olup, tanıkların yalan beyanda bulunmakta ve mahkemece suçlamalardan kurtulmaya çalışan … ‘in gerçeğe aykırı savunmalarına itibar edildiğini, bu anlatılanlar karşısında tanıkların belirtmiş olduğu beyanları soyut, mesnetsiz, gerçeklikten uzak kurgudan ibaret olup, davalı tarafından yönlendirildiklerini, mahkeme huzurundaki beyanların kendi içerisinde bilinçli bir kurgu ve tutarsızlıklar barındırdığını, bu nedenle tanık beyanlarına sayın mahkemece itibar edilmemesi gerektiğini, … ile davacı arasında alacak borç ilişkisine dayalı bir çek alışverişi olmadığını, … ’nin işçi alacaklarına binaen davacının verdiği iş bu çeklerin çalındığını, sonrasında dava konusu çekleri … ‘İN kötü niyetli olarak ele geçirdiği ve dava konusu çekleri tedavüle koyduğunu, tedavüle koyarken ise, kendi beyanında anlaşılacağı üzere, abisi … ’e borcu olduğunu ve kendi adına ciro etmeden verdiğini iddia etmekle kalmayıp, aralarında ticari ve hukuki ilişki olmayan ve de savcılık soruşturma beyanından anlaşılacağı üzere tarafları tanımayan … isimli şahıs aracılığı ile tahsil etmeye kalkıştıklarının aşikar olduğunu, … ‘nin, davacı ve davalı … ile hiçbir ticari ve hukuki ilişkisi olmayan … isimli bir şahsın, bankadan çekin ödenmesini talep ettiğini, ancak ödeme yasağı bulunduğundan kendisine ödeme yapılmadığını, … ‘ın soruşturma beyanının da bu şekilde olduğunu, … ve … isimli kişiler alacaklı oldukları iddiası ile dava dosyasında beyanda bulunmuş iseler de, beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, haksız maddi menfaat elde etme girişimlerinin devamı olarak kabul edilmesi gerektiğini, Birleşen 2020/610 Esas sayılı dosya yönünden gerekçelerinin davacının çalışanı olan … ’nin işçi alacaklarına binaen verdiği çeklerin … tarafından çalınmış ve kötü niyetli olarak tedavüle konulduğunu, tedavüle koyarken ise, Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülmekte olunan soruşturma dosyalarındaki beyanlardan da anlaşılacağı üzere, abisi … ’e borcu olduğunu ve kendi adına ciro etmeden verdiğini iddia etmekle kalmayıp, kim olduğu taraflarınca bilinmeyen, hiçbir ticari ve hukuki ilişki bulunmayan … isimli şahıs üzerinden de tahsil etmeye kalkışmalarının açıkça ortada olduğunu, ciro silsilesine bakıldığında davacı ve diğer cirantalar arasında bir bağlantı bulunmadığının açık olduğunu, ciro silsilesinin salahiyetini kaybetmiş olması karşısında TTK hükümleri gereğince kambiyo senetleri üzerine, lehtarın rızası dışında yapılan bütün eklentiler ve sonradan yapılan düzeltmelerin geçersiz olduğunu, davacının rızası dışında art niyet güdülerek yapılan bir tahribat ve sonrasında haksız menfaat elde etmek amacı ile yapılan usulsüz icra işlemlerinin söz konusu olduğunu, davacı ile davalı arasında hukuki ve ticari borç doğuran bir ilişki söz konusu olmadığını, davacının … ile hiçbir ticari ilişkisi söz konusu olmayıp, hiçbir borcu olmadığını, yukarıda açıklanan sebeplerle istinaf kanun yoluna müracaat etme gereği hasıl olduğunu belirterek; Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/585 Esas ve 2022/51 Karar sayılı ilamının asıl dava ve birleşen davamız yönünden kaldırılarak haklı davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; davanın usulen reddi gerektiğini, nitekim davacının, çeki cirolayarak dava dışı … ‘ye kesinlikle kabul anlamına gelmemek kaydıyla işçilik alacakları nedeniyle verdiğini, kesinlikle kabul manasına gelmemekle bu iddialara göre yetkili hamilin dava dışı … olduğunu, davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, davacının dava dışı işçi alacaklarına karşılık geldiğini iddia ettiğini, ancak buna ilişkin dosya kapsamında somut delil bulunmadığı gibi bu şekilde bir beyanı kabul etmenin mümkün olmadığını, ayrıca davacı tarafın, iş yerinde çalıştığı işçisi … ‘nın iş yerini güvenli bularak masanın üzerinde bulunan sümenin altına çekleri koyduğunu iddia ettiğini, söz konusu iş yerinin “cinsel ürünler marketi” olarak geçtiğini, market şeklinde geçen bir iş yerinin insan kalabalığı fazlaca olup güvenli olarak görülmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, madem ki güvenli olarak görülmektedir bu halde kamera kayıtlarının olduğunun varsayılması gerektiğini, ancak dosya kapsamında buna ilişkin bir görüntü sunulmadığı gibi taraflarınca bu hususun kesinlikle kabul edilemeyeceğini, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) “ispat yükü” başlıklı 6. maddesinde; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü tutulduğunu, mesnetsiz ve hukuka aykırı olguları hayatın olağan akışına aykırı olacak şekilde beyanlarda bulunduğunu, davacı, birleşen davadaki dilekçesinde, oğluna alınacak araba için o davaya konu olan 6971908 numaralı ve 6971909 numaralı çekler ve 50.000 TL karşılığında anlaşıldığını iddia etmiş olup, huzurunuzdaki işbu birleşen dava dilekçesinde ise 50.000 TL ve 6971907 no’lu çek karşılığında anlaştıklarını iddia ettiğini, bu durumun büyük çelişkiler arz ettiğini, davacının inşa ettirdiği evin 2011 yılında yapılmış olup, 11 yıl vadeli bir iş yapılmasının ticari teamüle aykırı bir durum olup, davacının, davalı … ile herhangi bir ticari yahut hukuki ilişkisi olmadığını iddia etmekte hemde davalıların hemşehrisi olduğundan bahisle kendisini “mesai saatleri içerisinde sık sık” ziyarete geldiğini öne sürdüğünü, bu durumun, davacının dilekçesinde “hangi ziyaretinde olduğunu bilmemekle” şeklinde ifade edildiğini, davalılarla davacının aralarında, birbirlerini sık sık ziyaret edecek derecede bir ilişki olduğunun açıkça ikrar edildiğini, kaldı ki sadece hemşehrilik ilişkisi nedeniyle bir insanın, arkadaşını mesai saatleri içerisinde sık sık ziyarete gelip ona rahatsızlık vermesi de hayatın olağan akışına oldukça aykırı bir durum olacağını, bu durum dahi büyük çelişki arz etmekle birlikte davacının iddialarının kurgudan ibaret olduğunu, davacı ile birleşen dava davalısı … arasında inşaat işinden kaynaklı ticari ilişki mevcut olup, bu hususun sayın mahkemeye dinletilecek tanıklarla da ispat edildiğini, dava konusu çek ve birleşen dava konusu diğer iki çekin, bu ticari ilişkiye istinaden birleşen dosya davalısı … ‘e verildiğini, … ‘in, dava konusu olan … … ‘e, ciro etmeksizin elden verildiğini, davalı … ‘in ise bu çeki aralarındaki iş ilişkisine binaen dava dışı … ‘a ciroladığını, … ‘ın, çekin vade tarihi geldiğinde bankaya yaptığı başvuru neticesinde çek hakkında ödeme yasağı kararı alındığını öğrendiğini ve bu durumun çekin arka yüzüne şerh edildiğini, davalının çaldığı iddiaları somut gerçeklikten hayli uzak, soyut ve mesnetsiz olmakla birlikte, huzurda ikame edilen bu dava ile davalının alacağını tahsil etmesi sürüncemede bırakılmak istendiğini, kaldı ki davacı hakkında konuya ilişkin savcılık şikayetininde davalılar tarafından yapıldığını, birleşen dosya davalısı … ile davacının arasının iş nedeniyle bozulmuş olup davacının davalının hukuk dışı bir şekilde zarara uğratma saiki ile bu yola giriştiğini, davacının çelişkiye düştüğü önemli bir başka hususun ise dava dışı … ‘nin kolluğa yapmış olduğu şikayetindeki beyanları ile huzurunuzdaki işbu davadaki beyanlarının farklı olması, dava dışı … ‘nın, kollukta vermiş olduğu ifadesinde çekleri kimin çaldığını bilmediğini beyan ettiğini, bu olay nedeniyle kimseden davacı veya şikayetçi olmadığını, davacıya ait iş yerinin içinde ve dışında bir çok kamera bulunduğunu, asla kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için davacının iddia ettiği üzere çeklerin çalındığı düşünülse dahi çeklerin nasıl çalınmış olduğu kamera kayıtları ile kolayca bulunabileceğini, kaldı ki yine kabul etmemekle birlikte, dava dışı … ‘nin 24.000 TL’sinin çalınmış olması halinde kimseden şikayetçi olmamasının da hayatın olağan akışına aykırı bir durum olduğunu, dava konusu çek ve birleşen dosya konusu çeklerin, işçi alacakları nedeni ile dava dışı … ‘ye verilmediğinin muhakkak olduğunu, birleşen dosya konusu çeklerle birlikte toplamda 24.000 TL’nin, dava dışı bu şahsın kaç aylık maaşına denk geldiği hususunun sübuta ermesi üzerine görüleceğini, kişinin aylarca maaşını almadan çalışmasının, evini geçindirmesi, aylar sonra aldığı maaş çeklerini de özensiz bir şekilde çalıştığı iş yerinde saklamasının mümkün olmadığını, davacının, zincirdeki son hamil olan … ile ticari yahut herhangi bir şekilde ilişkisi olmadığı iddiasının da yersiz bir iddia niteliği taşıdığını, kambiyo senetlerinde cironun amacının senet tedavülünü kolaylaştırmak olduğunu, ciro zincirindeki cirantaların aralarında herhangi bir ticari bir ilişki bulunması gerekmediğini, senedin illetten mücerret bir nitelik taşıdığının herkes tarafından bilindiğini, kambiyo vasfına sahip çek, bono, poliçe gibi senetlerin ticari yaşamda oldukça sık kullanılmakta olup, tedavül kabiliyeti nedeniyle sıklıkla el değiştirdiğini, hal böyle iken ciro zincirindekilerin birbirlerini tanımaması durumunun da oldukça doğal olduğunu, ciro silsilesi ile vadeli olarak kullanılan bu çeklerin tahsili için tüm cirantaların birbirini tanıması gerekmemekle birlikte aralarında herhangi bir ticari ilişki bulunmasının zorunlu olmadığını belirterek; davacının dava dilekçesinde iddia ettiği hususların gerçek dışı olduğunu amacının davalının ticari itibarının zedelenmesi ve alacağını tahsil etmesinin güçleştirilmesi olduğunu, bu nedenle ilk derece mahkemesince verilen hukuka uygun davanın ve birleşen davanın reddi kararının hukuka uygun olduğunu, karşı tarafın istinaf isteminin reddine, davalı takip alacaklısının alacağını geç tahsil etmiş olmasından dolayı alacaklının talebine gerek olmaksızın borçlu takip konusu bedelin yüzde 20’sinden az olmayan bir tazminata mahkum edileceğini, buna ilişkin kararın; taraflarınca talep edilen tazminatın kabulüne karar vererek, İlk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Dava, kambiyo senetlerine mahsus icra takibinden sonra İİK.72 mad dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır.Eldeki davaya konu çekte; keşide yeri Kayseri, keşide tarihi 31.06.2020, 31.07.2020, keşideci dava dışı … olan 8.000-TL bedelli, lehdarı ve birinci ciranta … , hamil ise davalı … olan ve keşide yeri … , keşide tarihi 30.05.2020, 31.07.2020, keşideci dava dışı … olan 8.000-TL bedelli, lehdarı ve birinci ciranta … , hamil ise davalı … olan dava dışı … tarafından çekin ibrazında bankanın ödeme yapmadığı, iş bu çeklerin davalılar tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe konu edildiği görülmüştür.Çeklerde dava dışı … ‘ya yapılmış bir ciro bulunmadığı, keşidecinin … olduğu, lehdarının … olduğu çeklerin 1. Ciranta … tarafından davalı … ve … ‘e ciro edildiği, ciro silsilesinin düzgün olduğu, davalı … hakkında ceza davasının beraat ile sonuçlandığı, kesinleştiği, davalı … hakkında takipsizlik karar verildiği tespit edilmektedir. Çek kambiyo senetlerinden olup, sebepten mücerrettir. Yasa gereği kambiyo senetlerinin sebepten bağımsız olduğu, çek hamilinin çeki edinmesine sebep olan ticari ilişkiyi ispatlama yükümlülüğünün bulunmamaktadır. Çeki elinde bulunduran davalının çeki edinme nedenini açıklama mecburiyeti bulunmamaktadır, aksi düşüncenin kabulü çekin “mücerretlik” vasfını ortadan kaldırır. TTK.790. maddesine göre “cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Çizilmiş cirolar yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro izlerse, bu son ciroyu imzalayan kişi çeki beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır.”Somut olayda dava konusu çekte lehtardan hamile ciro silsilenin tam olduğu, herhangi bir kopukluk bulunmadığı anlaşıldığından davalıların yetkili hamil olduğunun kabulü gerekir. Davacının aksini, iddiasını HMK’nın 201. maddesi uyarınca yazılı delille ispatlaması gerekmektedir. Davacının bu iddialara yönelik yazılı kanıt sunamadığı, dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmış ise de açıkça bu yönde bir istinaf talebinin olmadığı, nitekim HMK.226/1-c mad gereği yemine konu edilemeyecek vakalardan olduğu anlaşılmakla asıl ve birleşen dava yönünden davanın reddine dair ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmış, davacının istinaf isteminin HMK.353/1-b.1 mad gereği esastan reddi gerekmiştir.Menfi tespit davasında İİK’nın 72/4 maddesi uyarınca alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almaktan doğan zarara hükmolunabileceği düzenlendiği, takibin durdurulması nedeniyle alacaklı alacağına geç kavuşmasından ötürü alacağın %20’si oranında İİK.72/4 gereği tazminata hükmedilmesi gerekmiştir. Ancak bu husus yeni yargılama gerektirmediğinden HMK 353/1-b-2.maddesi gereği davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile duruşma açılmaksızın İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve bu yönden düzeltilerek yeniden bir karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A-1-KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 20/01/2022 tarih ve 2020/585 E – 2022/51 sayılı nihai kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL nispi istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davacı tarafından peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
B-1-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE ile; HMK’nın 353/1-b,2. maddesi gereğince düzelterek yeniden karar verilmek üzere KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 20/01/2022 tarih ve 2020/585 E – 2022/51 K. sayılı nihai kararının KALDIRILMASINA,
Düzeltilerek yeniden bir karar verilmesine, buna göre;
“1-Asıl Davanın ve birleşen davanın reddine,
2-Asıl davada İİK’nın 72/4 maddesi uyarınca alacaklı takibin durdurulması nedeniyle alacağına geç kavuşmasından ötürü alacağın %20’si oranında 3.200,00 TL tazminatın davacıdan alınarak davalı … ‘a verilmesine, birleşen davada İİK’nın 72/4 maddesi uyarınca alacaklı takibin durdurulması nedeniyle alacağına geç kavuşmasından ötürü alacağın %20’si oranında 1.600,00 TL tazminatın davacıdan alınarak davalı … ‘e verilmesine,
3- 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; asıl davada alınması gereken 80,70 TL harç ile birleşen davada alınması gereken 80,70 TL olmak üzere toplam 161,40 TL harçtan davacı tarafından davacı tarafından asıl davada peşin yatırılan 54,40 TL peşin harç ve birleşen davada peşin yatırılan 91,48 TL peşin harç olmak üzere toplamda 145,88 TL peşin harcın harcın mahsubu ile bakiye 18,52 TL harcın asıl davada davacıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
4-Asıl ve birleşen davada davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin kararın mahiyeti gereği asıl ve birleşen davada davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-Asıl ve davada davalı tarafından yapılan talimat gideri 93,00 TL yargılama giderini asıl ve birleşen davada davacıdan alınarak asıl ve birleşen davada davalı tarafa verilmesine,
6-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
7-Asıl davada AAÜT’ye göre hesap edilen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin asıl davada davacıdan alınarak asıl davada davalı tarafa verilmesine,
8-Birleşen davada AAÜT’ye göre hesap edilen 5.100 TL maktu vekalet ücretinin birleşen davada davacı taraftan alınarak birleşen davada davalı tarafa verilmesine,”
2-Davalılar tarafın istinaf aşamasında yatırmış olduğu 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde davalılara iadesine,
3-Davalılar tarafından istinaf aşamasında yapmış olduğu posta gideri 83,60 TL’nin ve 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 30/06/2022