Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1489 E. 2022/1476 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1489
KARAR NO: 2022/1476
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/03/2022
ESAS NO: 2020/475
KARAR NO: 2022/220
DAVANIN KONUSU:Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/06/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 22/06/2022
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 17/03/2022 tarih ve 2020/475 E – 2022/220 K kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirketin Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/886 Esas sayılı dosyası ile konkordato dosyası bulunduğunu, davanın halen derdest olduğunu, geçici mühlet kararı alındığını, mahkemece konkordato geçici mühlet tedbirlerine rağmen davalı bankaca davalı bankada bulunan hesabından faiz kesintileri yapıldığını, konkordato süresinde çek faizi, kredi faizi, KKDF, BSMV veya sair adlar altında kesintiler yapılmasının hukuken mümkün olmadığını, haksız olarak hesaptan kesilen faiz tutarlarının iadesi gerektiğini, davalı bankanın kesinti yapmasının konkordatonun amacına ve ruhuna aykırı olduğunu, davacının ticari hayatını riske attığını, çalışmasının imkansız hale getirdiğini, arabuluculuk görüşmelerinin yapıldığı ancak anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle haksız yapılan kesinti bedeli olan 122.002,32 TL’nin kesinti tarihinden işleyecek ticari faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın arabuluculuk şartının yerine getirilmeden açıldığını, reddi gerektiğini, alacaklarının tamamının rehin ile teminat altına alındığını, Kayseri Gayrimenkul Satış İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında konu edilen ipoteklerinin bulunduğunu, rehinle teminat altına alınan alacaklar bakımından kural olarak konkordato mühleti içinde de faiz, BSMV masraf vs işlemeye devam ettiğini, bu nedenlerle davanın reddini, %20 tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İddia ve savunmalar, yapılan yargılama, toplanan deliller, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyet raporu ve tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu, mahkememizce toplanmış usulüne uygun deliller olarak değerlendirilmiş buna göre, davacının Kayseri 1. ATM’den konkordato mühleti talep ettiği, 2018/886 Esas sayılı dosya kapsamında 07/12/2018 tarihinde geçici mühlet kararı verilerek davalının da içerisinde bulunduğu tüm bankalara durumun bildirildiği, davacının davalı banka nezdinde işleyen kredili mevduat hesapları ve bu nitelikte olmak üzere çek hesapları bulunduğu, bu hesaplardan kanunun izin verdiği ölçüler dışında herhangi bir kesinti yapılmasının hukuka aykırı olacağı, konkordatonun tasdikine olumlu oy vermiş olsun yahut olmasın tüm alacaklıların alacaklarına yönelik konkordato mühleti içerisinde faiz işlemeyeceği, işlemiş faizlerin duracağına ilişkin 2004 Sayılı İİK m.294/3 amir hükmü çerçevesinde hareket edilmesi gerektiği, adi alacaklar yönünden faiz işletileceğine ilişkin herhangi bir açık kapı bırakılmadığı konkordato projesinde de aksinin kararlaştırılmadığı, adi alacaklı olarak konkordatoya iştirak eden davalı bankanın alacağı bakımından faiz hesaplaması yapılarak konkordato için verilen geçici mühlet ve kesin mühlet süresi içinde faiz işlemeyeceği gibi konkordato projesinde geçici mühlet tarihine kadar işlemiş faizin adi alacak olarak konkordato projesine girecek nitelikte olduğu haksız kesintilerin iadesinin gerektiği anlaşılmakla bilirkişi raporu tespit edilen tutar üzerinden davanın kabulüne karar verilmiş, davanın kabulü ile; 250.744,68-TL haksız kesimden kaynaklı alacağın 23/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davacı yararına davalıdan tahsiline…” şeklinde karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kararın hatalı olduğunu, davacının, dava dilekçesinde talebinin gerekçesini açıkladığını, bilirkişinin raporu eksik ve hüküm kurmaya elverişli olmadığını, mahkemece bilirkişi raporundaki eksiklik giderilmediğini, bilirkişi raporunun; yapılan tahsilatların ne kadarı anapara, ne kadarı çek ya da kredi faizi, faizin ne kadarı konkordato geçici mühlet tarihi olan 07.12.2018 tarihinden önceye ilişkin ne kadarı sonraya ilişkin, faizin ne kadarlık kısmı temerrüd faizi, ne kadarı BSMV, ne kadarı KKDF, ne kadarı sair adlar ile alınan para olduğuna dair denetlemeye elverişli bir hesaplama içermediğini, hükme esas alınan rapor dava dilekçesindeki talepleri karşılamaya elverişli olmadığını, Bankanın alacaklarının teminatı olarak asaleten ve/veya kefaleten toplam 1.250.000,00 TL limitli banka lehine ipotek tesis edildiği, davacı bankanın 1.250.000,00 TL’sına kadar olan alacaklarının rehinli alacak olarak dikkate alınması gerekirken hatalı tespitler ile bankanın alacağının 250.744,68TL’lik kısmının rehinsiz/adi alacak olarak belirlenmesi olaya uygun olmadığını, ipotek belgeleri ve resmi senetler dosya içerisindedir. İpoteklerin limitleri tartışmasız olduğunu, konkordato komiserleri ipotekli taşınmazlar için bilirkişi raporu düzenletmeden kendi kendilerine değerleme yaptıklarını, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/430, 2019/895 sayılı dosyalarının dava dilekçelerinin tamamı aynı kredi ilişkisi ve aynı alacaktan kaynaklanan davalar olduğunu, iş bu dosyanın anılan dosyalar ile birleştirilmesi gerektiğini, başkanlığın malumu olduğu üzere; emre yazılı kıymetli evrakın devri, ciro ve zilyetliğin geçirilmesi ile tamamlandığını, ciro, kanun tarafından özel olarak düzenlendiğini, emre yazılı senetlerde senedin içerdiği hakkı devretmeye yönelik yazılı ve soyut bir irade beyanı olduğunu, bankaya temlik edilen senetlerin konkordato yargılamasında tedbir kapsamına alınması hukuka aykırı olduğunu, konkordatoda borçlu dışında üçüncü kişiler hakkında geçici önlem alınamayacağını, üçüncü kişilerin maddi hukuktan doğan haklarının kullanılması engellenemeyeceğini, üçüncü kişilerin maddi hukuktan doğan haklarını kullanmalarının engellenip engellenemeyeceği noktasında iflâsın ertelenmesi ile konkordato arasında hiçbir mahiyet farklılığı bulunmadığını, konkordato hükümleri dikkatle incelendiğinde kanun koyucunun kesin mühletin borçlunun alacaklıları ile borçlunun tarafı olduğu sözleşmeler bakımından sonuçları hakkında hükümler sevk ettiği, buna karşılık konkordato mühletinin üçüncü kişilere etkisine dair düzenleme yapmaktan kaçındığı, bu suretle bilinçli bir susma içerisinde olduğu söylenebileceğini, kıymetli evrakın veya bedelinin iadesine ilişkin kararlar mülkiyet hakkını ihlâl edeceğini, konkordatoda mahkemelerin banka’ya temlik edilen kıymetli evrakların kredi müşterisine iadesine veya bedelleri tahsil edilmişse bedellerinin iadesine karar vermesi, hiç tereddütsüz mülkiyet hakkının ihlâli sonucunu doğuracağını, zira konkordato borçluya borçlarını alacaklılarla yaptığı anlaşma çerçevesinde ödeme imkânı verdiği için borçlunun menfaatini ön planda tutulduğunu, banka ile kredi müşterileri arasında genel kredi sözleşmesinin imzalanması ve müşterilere kredi kullandırılmasıyla beraber, Banka’nın alacak hakkı doğduğunu, söz konusu kredi işlemi, konkordato mühletinin ilânından önce gerçekleştiği için Banka’nın alacağı konkordato mühletinin ilânından önce doğduğunu, konkordato mühletinin verilmiş olması, mühletten önce imzalanan sözleşmeleri ve bu sözleşmeden doğan hak ve borçları ortadan kaldırmayacağını, bankanın alacağının mühlet kararının ilânından sonra muaccel olması dahi bankanın takas hakkı çerçevesinde alacağını tahsile engel olmadığını, Genel Kredi Sözleşmesi gereğince müşteri Banka lehine rehin, takas ve mahsup yetkisi verdiğini, konkordato çekişmesiz yargı işi olup, borçlu ile alacaklı arasındaki uyuşmazlıkları çözmek gibi bir işleve sahip olmadığını, alacaklı ile borçlu arasındaki uyuşmazlıklar, konkordato yargılamasından ayrı bir davanın konusu yapılacağını, bu nedenle konkordato yargılamasında tedbir kararıyla ayrı bir davanın konusu yapılacak uyuşmazlıkların çözümü yoluna gidilemeyeceğini, kredi müşterisi takas hakkının kullanılmasına itiraz ediyorsa, takasa itiraz davası açması gerektiğini, istinaf başvurumuzun kabulü ile; Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 17.03.2022 tarihli 2020/475 Esas, 2022/220 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde tüm yönüyle bozularak ortadan kaldırılmasına, dosyanın Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/430, 2019/895 sayılı dosyaları ile birleştirilmesine, bu mümkün olmadığı takdirde yeniden yargılama yapılarak davanın reddine verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, konkordato talepli davada verilen geçici mühlet kararına rağmen, davalı banka tarafından İİK’nun 294/3 maddesine aykırı olarak haksız olarak davacının hesabından tahsil edilen faiz alacağının istirdadı talebine ilişkindir.HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;Davacı şirketin Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/886 Esas sayılı dosyasındaki konkordato talepli davası sırasında, mahkemece 07/12/2018 tarihinde konkordato geçici mühlet kararı verilmesine karşın, davalı bankaca davacı şirketin banka hesaplarından 122.002,32 TL kesinti yapıldığından bahisle söz konusu faiz ve tahsilatların hukuka aykırı yapıldığı gerekçesiyle davacı tarafça bu bedelin istirdadının talep edildiği anlaşılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda aldırılan rapor doğrultusunda davacının talebini aşacak şekilde davanın kabulü ile 250.744,68-TL’nin davacıya iadesine karar verilmiş ise de, söz konusu raporun denetime ve hüküm kurmaya uygun olmadığı, zira raporda yapılan tahsilatların ne kadarının anapara, ne kadarının çek ya da kredi faizi, faizin ne kadarının konkordato geçici mühlet tarihi olan 07.12.2018 tarihinden önceye ilişkin ne kadarının sonraya ilişkin olduğu, yine faizin ne kadarlık kısmının temerrüd faizi, ne kadarının BSMV, ne kadarının KKDF olduğuna dair denetlemeye elverişli bir hesaplama içermediği, bu şekilde hükme esas alınan raporun dava dilekçesindeki talepleri karşılamaya elverişli olmadığı değerlendirilmiştir.İİK’nun 288/1 maddesi uyarınca geçici mühletin, kesin mühletin sonuçlarını doğuracağı ve yasanın 294/3 maddesi gereğince kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş alacağa faiz işlemesinin duracağı belirtilmiştir. Bu durumda geçici mühlet tarihinden itibaren adi alacaklara faiz işletilmesi durur.
Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; mahkemece öncelikle Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/886 Esas sayılı dosyasında herhangi bir karar verilip verilmediği araştırılarak, gerektiğinde söz konusu dava dosyası da getirtilmek suretiyle dava konusu alacağın İİK 294/3 maddesine göre rehinle temin edilmiş bir alacak olup olmadığının tespiti ile, alacağın rehinle temin edilmemiş bir alacak olduğunun tespiti halinde ise, İİK 294/3 maddesi hükmü karşısında geçici mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi duracağından, davacının geçici mühlet tarihi olan 07/12/2018 tarihine kadar işleyen faizden sorumlu olacağı (aynı yönde İzmir Bam 17. Hukuk Dairesi’nin 25/09/2020 tarih ve 2020/280 E-2020/961 K sayılı kararı), ancak bu tarihten sonra faiz işlemesinin duracağından, bu tarihe kadar işlemiş ve faiz ve ferileri (yapılan tahsilatların ne kadarının anapara, ne kadarının çek ya da kredi faizi, faizin ne kadarının konkordato geçici mühlet tarihi olan 07.12.2018 tarihinden önceye ilişkin ne kadarının sonraya ilişkin olduğu, yine faizin ne kadarlık kısmının temerrüd faizi, ne kadarının BSMV, ne kadarının KKDF olduğunun) bilirkişi vasıtasıyla hesaplanarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu hususlarda herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmadan davacının talebini aşacak şekilde eksik inceleme ve araştırma sonucunda hüküm tesis edildiği sonuç ve kanaatine varılmış, bu yönüyle yerinde görülen davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK’nun 353/1-a.6maddesi gereğine yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-HMK’nın 353/1-a.6 md. gereğince, KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 17/03/2022 tarih ve 2020/475 E – 2022/220 K sayılı kararın KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre esastan bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yatırılan 4.282,10 TL istinaf karar harcının talebi halinde davalıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
8-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, KESİN olarak oybirliği ile karar verildi. 22/06/2022