Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1480 E. 2022/1520 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1480
KARAR NO: 2022/1520
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/04/2022
ESAS NO: 2021/947
KARAR NO: 2022/307
DAVANIN KONUSU: İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177))
İSTİNAF KARAR TARİHİ:23/06/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:29/06/2022
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 18/04/2022 tarih ve 2021/947 Esas 2022/307 Karar sayılı ilamına karşı ,davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’nun işçilik alacaklarına ilişkin Kayseri 4. İş Mahkemesi’nin 21/12/2017 tarih ve 2016/382 Esas, 2017/1086 Karar sayılı kesinleşen ilamı ile Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını ve takibin kesinleştiğini, müvekkili …’un işçilik alacaklarına ilişkin Kayseri 3. İş Mahkemesi’nin 04/07/2018 tarih ve 2016/74 Esas, 2018/278 Karar sayılı kesinleşen ilamı ile Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını ve söz konusu takibin kesinleştiğini, müvekkili …’nın işçilik alacaklarına ilişkin Kayseri 4. İş Mahkemesi’nin 23/05/2017 tarih ve 2016/130 Esas, 2017/437 Karar sayılı kesinleşen ilamı ile Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibin kesinleştiğini, söz konusu kesinleşen ödeme emirlerine rağmen borçlu şirketin tarafından bugüne kadar dosya borçları ödenmek suretiyle kapatılmadığını, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 177/4. maddesi hükmü gereği borçlunun iflasına karar verilmesi için iş bu davanın açılmasının gerektiğini beyanla, müvekkillerinin ilamdan kaynaklanan işçilik alacaklarının karşılıksız kalmaması için borçlunun iflasına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
DAVALI VEKİLİ’NİN İLK DERECE MAHKEMESİNE SUNMUŞ OLDUĞU CEVAP DİLEKÇESİNDEN ÖZETLE: Davacılar tarafından kesinleşmiş mahkeme kararlarına binaen başlatılmış icra takiplerine ödeme yapılmadığı iddia edilerek müvekkili şirketin iflasının talep edildiğini, dosyada üç davacı olup dava şartlarının her bir davacı yönünden ayrı ayrı incelenmesi gerektiğinden davaların tefrikine karar verilmesinin gerektiğini, müvekkili şirketin taahhüt ve yol yapım işi ile iştigal ettiğini, müvekkili şirket adına kayıtlı bir çok taşınmaz, araç ve iş makinesinin bulunduğunu, müvekkili adına kayıtlı taşınmaz, araç, iş makineleri ve 3. kişiler tarafından verilmiş ipoteklerin listesi Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/166 Esas sayılı dava dosyasında bulunmakta olup ilgili dosyanın getirtilmesini ve delil olarak dosya içerisine alınmasını talep ettiklerini, müvekkili şirketin konkordato talepli davasının 2019/166 Esas sayılı dava dosyası ile görüldüğünü, ilgili dosyada müvekkili şirketin borca batık olmadığından cihetle müvekkil şirketin konkordato talebinin reddine karar verildiğini, ilgili dosyanın henüz istinaf incelemesinde olduğunu, söz konusu dosyada alacaklılardan bazıları tarafından müvekkili şirketin iflasına karar verilmesi gerektiğinden bahisle istinaf kanun yoluna başvurulduğunu, ilgili dosyanın dönüşünün beklenmesine karar verilmesini talep ettiklerini, yine davacı tarafından mahkeme kararlarına istinaden icra takibi başlatılırken alacakların net kalemler üzerinden icra takibine konu edilmesi gerekirken brüt rakamlar üzerinden icra takibi başlatıldığını, ayrıca en yüksek banka mevduat faizinin de hatalı ve yüksek talep edildiğini, ilgili alacak miktarlarının kesin ve net olarak hesaplanmasını talep ettiklerini, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/166 Esas sayılı dava dosyasında alınmış olan borca batıklık hususundaki raporlar nazara alındığında müvekkili şirketin rapor tarihi itibariyle yaklaşık on milyon lira artısı bulunduğu nazara alındığında davacıların haciz tatbik etmek suretiyle alacaklarına kavuşma imkan ve ihtimalleri varken iflas yolunu seçmelerinin açık şekilde hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olduğunu, davacıların kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda “…açıklanan tüm sebeplerle, davalı şirket aleyhine yapılan takiplerin kesinleşmesine rağmen davalı borçlunun davacılara olan borçlarını ödemediği, davacılar tarafından mahkememize açılan işbu doğrudan iflas talepli davada iflas avansının yatırıldığı, yapılması gereken yasal ilanların yapıldığı, ilgili gazete nüshalarının dosyaya geldiği, ilanda belirtilen yasal süre içinde davaya itiraz ve müdahale taleplerinin olmadığı, İİK’nun 177. maddesine göre açılmış olan işbu doğrudan iflas davası yönünden İİK’nun 177/4. maddesi gereğince davalı şirketin yasal temsilci ya da temsilcilerinin duruşmada dinlenebilmesi amacıyla meşruhatlı ve ihtaratlı davetiye tebliğ edildiği, davalı şirket yetkilisinin duruşmaya katılarak beyanda bulunduğu, davaya konu alacaklarla ilgili başlatılmış ve kesinleşen icra takiplerine ilişkin davacıların alacaklarının davalı borçlu şirket tarafından ödenmediği, ödendiğine dair herhangi bir iddia, beyan ve delilin de sunulmadığı, dolayısıyla en son tarih itibari ile davalı şirketin davacılara kesinleşen takipler nedeniyle borçlu olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2014/4394 Esas, 2015/1653 Karar ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin 2018/2707 Esas, 2018/1821 Karar sayılı kararları da dikkate alınarak takibe konu ilamların kesinleşmesine dahi gerek olmadığı, buna rağmen ilgili dava dosyalarında verilmiş olan hükümlerin kesinleştiği anlaşılmıştır. Davacılarca İİK’nun 177. maddesine göre açılan iş bu doğrudan iflas davasının kabulü için yasaca aranan gerekli ve yeterli koşulların oluştuğu ve kabulü gerektiği kanaatine varıldığından, davanın kabulü ile Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı Davalı …’nin iflasına, iflasın 18/04/2022 günü saat 10:59 itibari ile açılmasına, iflas masasının teşkili ve iflas ilanlarının yapılması için dosyadaki iflas avansı ile birlikte kararın Kayseri İcra İflas Dairesi’ne gönderilmesine dair karar vermek gerekmiş ve hüküm kurulmuştur. Kurulan hüküm ile;1-Davanın KABULÜ ile Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı davalı …’NİN İFLASINA, 2-İflasın 18/04/2022 günü saat: 10:59 itibari ile açılmasına, 3-İflas masasının teşkili ve iflas ilanlarının yapılması için dosyadaki iflas avansı ile kararın Kayseri İcra İflas Dairesi’ne gönderilmesine,4-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 80,70-‘ar TL karar ve ilam harcı, davacılar … ve … bakımından dava açılırken peşin olarak yatırıldığından yeniden alınmasına yer olmadığına…” dair karar verilmiştir.İş bu kararı davalı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacıların açmış olduğu davanın kabulü ile müvekkili şirketin iflasına karar verildiğini, tebligat mazbatasında dava dilekçesi ve eklerinin … Mah, … Cad … İş Merkezi No:… / Kayseri adresine tebliğe çıkarıldığını, ancak tebliğ mazbatası üzerine … İşhanı … Kay notu düşülerek tebligatın mahalle muhtarına yapıldığını, davacılar tarafından kesinleşmiş mahkeme kararlarına binaen başlatılmış icra takiplerine ödeme yapılmadığının iddia edildiğini, müvekkili şirketin iflasının talep edildiğini, müvekkili şirketin taahhüt ve yol yapım işi ile iştigal ettiğini, müvekkili şirket adına kayıtlı bir çok taşınmaz araç ve iş makinesi bulunduğunu, mahkeme tarafından müvekkili şirketin konkordato talepli davasının 2019/166 Esas sayılı dosyası ile görüldüğünü, ilgili dosyada müvekkili şirketin borca batık olmadığından cihetle müvekkili şirketin konkordato talebinin reddine karar verildiğini, Kayseri 1. Ticaret Mahkemesi’nin 2019/166 Esas sayılı dosyası ile tetkik edildiğinde borca batıklık yönünden mahkemece inceleme yaptırıldığını, bilirkişi heyetince maddi duran varlıkların güncel piyasa değerlendirmesinin yapıldığını, yapılmış olan değerlendirme neticesinde müvekkili şirketin 9.470.730,77 TL değerleme olumlu farkının olması nedeniyle müvekkili şirketin borca batık olmayacağının belirtildiğini, davacı tarafından mahkeme kararlarına istinaden icra takibi başlatılırken alacakların net kalemler üzerinden icra takibine konu edilmesi gerekirken bürüt rakamlar üzerinden icra takibi yapıldığını, müvekkili şirket yetkilisi tarafından karar duruşmasında 1 haftalık ödeme için süre talep edildiğini, mahkemenin bu konuda herhangi bir süre verilmeden davanın kabulüne karar verildiğini, bu yönüyle hatalı olduğunu, tüm bu nedenlerle istinaf taleplerinin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak davacıların açmış oldukları davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Uyuşmazlık, doğrudan iflas isteminden kaynaklanmaktadır.HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, somut olayda İİK’nın 177/4. maddesi uyarınca davalı şirket hakkında doğrudan doğruya iflas koşullarının oluştuğunun görülmesine, iflas isteyen davacı alacaklının İİK’nın 181. maddesi yollamasıyla 160. maddesi uyarınca, gerekli masrafları avans olarak ilk derece mahkemesi veznesine peşin olarak yatırmış bulunmasına, davalı şirket temsilcisinin usulüne uygun olarak duruşmaya davet edilerek yargılama sırasında beyanının alınmış olmasına, doğrudan doğruya iflas talebinde depo emri tebliğ olunmasına gerek bulunmamasına, ilk derece mahkemesinin raporları/ delilleri takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre dosya kapsamı ve mevcut delil durumu itibariyle ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir.
Sonuç itibariyle; yerel mahkemece verilen kararda yazılı açıklamalara,yasal sebep ve gerekçelere binaen kararda usul,yasa ve dosya kapsamı yönlerinden herhangi bir aykırılığın bulunmadığı,kararın hukuka uygun olduğu, dolayısıyla usul ve yasaya uygun mahkeme kararına karşı davalı tarafça yapılan istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 18/04/2022 tarih ve 2021/947 Esas 2022/307 Karar sayılı ilamına karşı davalı vekilinin yaptığı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden Davalıdan alınması gerekli olan istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf eden davalının yaptığı istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvuru harcının istinaf eden davalı üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile İİK 181, 164 maddeleri uyarınca kararın tebliğinden itibaren on gün içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 29/06/2022