Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1448 E. 2022/1446 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1448
KARAR NO: 2022/1446
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/05/2022
ESAS NO: 2021/788
KARAR NO: 2022/374
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/06/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 16/06/2022
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/05/2022 tarih ve 2021/788 Esas – 2021/788 sayılı kararı davalı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı aleyhine Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, davalı tarafın davacı şirkete borcu olmasına rağmen, bir takım gerçeğe aykırı iade faturalarını ve davacı firmaya herhangi bir ürün satmamasına rağmen gerçeğe aykırı satış faturası keserek ticari defterlerinde kendisini borçlu göstermeme çabası içerisine girdiğini, davalı tarafın gerçeğe aykırı kestiği faturalarla ilgili Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2021/40820 hazırlık numaralı dosyası ile suç duyurusunda bulunulduğunu, tarafların tacir olmaları hasebiyle asıl alacağa, ticari/avans faizi uygulanmasına karar verilmesini belirterek icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz eden davalının %20’den aşağı olmamak üzere davacı tarafa icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini, yargılama masrafları ile dava vekalet ücretinin ve arabuluculuk vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında 15.02.2021 tarihi itibariyle ticari ilişki başladığını, tarafların karşılıklı olarak alım satım işleri gerçekleştirdiklerini, dosyada mevcut olan 15.02.2021 fatura tarihli … fatura No’lu 14.900,00 TL bedelli fatura, 22.03.2021 tarihli … Fatura No’lu 161.780,28 TL bedelli fatura bedellerinin söz konusu çeklerle ödendiğini, davacı tarafça da bu durumun kabul edildiğini, aynı zamanda tarafların ticari ilişkileri bu süreçte devam etiğini ancak davacı tarafça başlatılan haksız fatura süreci öncesinde, davacıya fason işlem yapmak üzere teslim edilen 330 plaka suntalem malzemenin 60 plakasına; davacı tarafça zorla el konulduğunu, bu sebeple davacının davalı şirkete 17.000 TL borcunun bulunduğunu, davaya ve icra takibine konu olan 15.06.2021 tarihli … fatura Nolu “Fiyat Farkı” adı altında düzenlenen 19.500,00 TL tutarlı faturanın davacı tarafça tamamen haksız menfaat elde etmek amacıyla düzenlendiğini, söz konusu faturalara konu malların bedelleri davalı şirket tarafından çek ile ödendiğini, söz konusu çeklerin giriş bordrolarının yapılarak, davacının kaşeleri ile imzalandığını, davacının çekleri alıp ticarette kullandıktan sonra vadelerinin uzun olduğu gerekçesiyle çeklerin vade tarihleri gelmeden haksız olarak “FİYAT FARKI” adı altında davalı şirkete fatura kestiklerini, davalı şirketin davacı tarafından aleyhine başlatılan icra takibinde borçlu olduğu herhangi bir rakamın bulunmadığını aksine 17.000TL alacağının olduğunu, davacı tarafça haksız ve anlam verilemeyecek şekilde davalı şirkete fatura kesildiğini, davalının ise zaten elinde çek bulunduran ve bunları ticari piyasada kullanan davacının kestiği faturaları iade ettiğini, bu hususta davalı şirketin tarafından davacıya Bursa 23. Noterliği … tarihli … yevmiye numaralı ihtarname çektiğini, davacı şirkete fason işlem yapmak üzere indirilen 330 plaka suntalem malzemenin 60 plakasına davacı tarafça el konulduğunu, malzemenin davacıya fatura edildiğini, bahsedilen malzemelerin davalı şirkete halen iade edilmediğini, davalı şirkete fiyat farkı olarak fatura edilen … numaralı faturanın gerçeği yansıtmadığından dolayı karşılığında … NO.LU fatura kesilmek zorunda kalındığını, davacının davalı şirket yetkililerine watshapdan üzerinden tehdit içerikli mesajlar gönderdiğini belirterek işbu haksız davanın reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan davacı/alacaklı hakkında açılan davanın harca esas bedelinin %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; “….Davalı defterleri üzerinde yapılan incelemede davaya ve takibe konu faturaların tamamının davalı şirket defterlerine işlendiği tespit edilmiştir. Usulüne uygun tutulsun veya tutulmasın ticari defterler sahibi aleyhine delil teşkil eder. Davalının faturaları defterine kaydetmiş olması içeriğine itiraz etmediği ve fatura konusu malı da teslim aldığı anlamına gelir. Bu durumda davalı borcu ödediğini ispatlamalıdır. (Yargıtay kapatılan 19 Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 016/5984 E.2017/840 K sayılı içtihadı). Diğer taraftan davaya konu faturalardan 15/06/2021 tarihli 19.500,00 TL bedelli fatura içeriği incelendiğinde fiyat farkı faturası olduğu görülmekte olup, davalının söz konusu faturayı kabul edip ticari defterlerine kayıt etmesi nedeni ile mahkememizce artık fiyat farkı faturasının şartlarının doğup doğmadığı üzerinde durulmamış, davalının kabul idaresine üstünlük tanınmıştır. Davalının ödeme olarak gösterdiği çeklerden 15.000,00 TL tutarlı çek hariç diğer çeklerin tamamının kayıtları celp edilmiş, söz konusu çeklerin ödeme olarak davacı defterlerinde kayıtlı olduğu görülmüştür. Her ne kadar 08/05/2021 tarihli, 15.000,00 TL bedelli, keşidecisi … A.Ş. olan çekin ödemeye ilişkin kayıtları celp edilmemiş ise de söz konusu çekin de davacı defterlerinde ödeme olarak kayıtlı olduğu, söz konusu çeklerden sonra davacının davalıdan 26.180,28 TL’lik bakiye alacağının olduğu anlaşılmıştır. Davalı taraf fazlaya dair ödeme iddiasında bulunmamış ve ödeme belgesi sunmamıştır. O halde davalı tarafın dava konusu edilen 26.180,28 TL’lik bakiye alacak için davacıya borçlu olduğu ve icra takibine haksız bir şekilde itiraz ettiği anlaşılmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayandığından, davalı vekiline, davacıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılmış, davalının davacıya yemin teklif etmediği görülmüştür. İzah edilen nedenle davanın kabulü ile Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında davalı tarafından asıl alacağa yapılan itirazın iptali ile takibin 26.180,28 TL asıl alacak üzerinden devamına karar vermek gerekmiştir. Somut olayda alacağın faturadan kaynaklı likit bir alacak olması ve davacının talebi gözetilerek, itirazın iptaline karar verilen 26.180,28 TL’nin takdiren % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.” gerekçesiyle Davanın KABULÜ ile Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında davalı tarafından asıl alacağa yapılan itirazın iptali ile takibin 26.180,28 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar değişen oranlarda avans faizi yürütülmesine, İtirazın iptaline karar verilen 26.180,28 TL’nin takdiren % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.İşbu kararı davalı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; fiyat farkına ilişkin faturanın ticari deftere işlenmesinin zorunlu olup, bu faturanın ticari deftere kaydedilmiş olması faturanın kabul edildiği anlamına gelmediğini, davacı ile davalı şirket arasında 15.02.2021 tarihi itibariyle ticari ilişki başlamış olup, tarafların karşılıklı olarak alım satım işleri gerçekleştirdiğini, yerel mahkemenin hüküm tesis ederken, “müvekkil şirket ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede davaya ve takibe konu faturaların tamamını defterlerine işlendiği tespit edildiğinden bahisle her ne kadar ödeme aracı olarak kullanmış olsalar davalının faturaları defterine kaydettiği gerekçesi ile fatura konusu malı teslim aldığı anlamına geldiğini kabul ettiğini, ancak; her ne kadar fiyat farkı adlı faturaların davalı şirketin ticari defterinde kayıtlı olduğundan bahisle davalı şirketin itirazı iptal edilse de; davalı şirketin faturayı vergi idaresine beyan etmekle yükümlü olduğunu, aksi takdirde davacının ödenmediğini iddia ettiği rakamı kabul etmiş sayılacağını, yerel mahkemede davaya karşı cevap dilekçesinde sundukları ihtar metninde davacının fason işlem yaptığı hususunda ihtar dahi çekildiğini, davalı şirketin mallarına el koyan, davalı şirkete defalarca fatura kesen ve fason işlem yapan haksız tarafın davacının kendisi olduğunu, asıl borçlu konumunda olması gereken davacı şirket olmasına karşın, davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibi ve akabinde takibe konu yerel mahkemede davanın kabulünün haksız ve hukuka aykırı olduğunu, 5.06.2021 tarihli … fatura nolu “fiyat farkı” adı altında düzenlenen 19.500,00 TL tutarlı faturanın davacı tarafça tamamen haksız menfaat elde etmek amacıyla düzenlendiğini, söz konusu faturaların bedellerinin davalı şirket tarafından çek ile ödendiğini ve hiçbir borç kalmadığını, davacı yanın bu hususu çok iyi bilmesine karşın haksız ve mükerrer bir şekilde davalı şirketten talepte bulunduğunu, davalı şirketin davacı tarafından aleyhine başlatılan icra takibinde borçlu olduğu herhangi bir rakam bulunmamakla birlikte aksine 17.000,00 TL alacağı olduğunu, davacının şirkete fason işlem yapmak üzere indirilen 330 plaka suntalem malzemenin 60 plakasının davacı yanca el konulmuş olup; malzemenin davacıya fatura edildiğini, bahsedilen malzemelerin davalı şirkete halen iade edilmediğini, davaya konu faturaların ödemeleri davacıya yapılmasına karşılık davacı tarafça haksız ve anlam verilemeyecek davalı şirkete fatura kesildiğini, davalının ise zaten elinde çek bulunduran ve bunları ticari piyasada kullanan davacının kestiği faturalara bir türlü anlam veremeyerek faturaları iade ettiğini, bu hususta davalı şirket tarafından davacıya bursa 23. noterliği … tarihli … yevmiye numaralı ihtarname çekildiğini, ayrıca davacı şirkete fason işlem yapmak üzere indirilen 330 plaka suntalem malzemenin 60 plakasının davacı yanca el konulmuş olup; malzemenin davacıya fatura edildiğini, bahsedilen malzemelerin davalı şirkete halen iade edilmediğini, YARGITAY 11.Hukuk Dairesi Esas: 2020/ 5546 Karar: 2021 / 5817 Karar Tarihi: 29.09.2021 MAHKEMESİ’nin emsal kararı olduğunu, yerel mahkemenin davacının kötüniyetli fatura kestiği ve fason işlem yaptığı hususunun dikkate alınmadığını, davalı şirket ile davacının 15.02.2021 tarihli … no.lu fatura ile ticari ilişkiyi başlatmış olup fatura bedeli 14.900,00TL olmasına karşın davalı şirket tarafından 08.05.2021 vadeli… numaralı çek ile 15.02.2021 tarihinde çek tutarı olan 15.000,00 TL şeklinde bedel ödendiğini, yine … numaralı faturası ile 161.780,28 TL lik faturaya istinaden; 31.10.2021 vadeli … seri numaralı çek ile 75.000,00, 31.10.2021 vadeli … seri numaralı 50.000,00TL, 20.11.2021 tarihli … seri numaralı çek ile 30.000,00 TL’lik ödemelerin davacı tarafa yapıldığını, bütün davaya konu faturaların ödemelerinin yerel mahkemeye sunulan cevap dilekçesi eki ile sunulduğunu, bu belgelerden görüleceği üzere ödemelerin davacıya yapılmasına karşılık davacı tarafça haksız ve anlam verilemeyecek şekilde davalı şirkete fatura kesildiğini, davacı tarafından; davalı şirketin ihtiyaç duyduğu faturada belirtilen mal ve hizmet alımları ne süresi içerisinde yapılmış, ne de tam ve kesiksiz şekilde tedarik edildiğini, davalının mallarına davacı tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak el konulduğunu, davalının kötü niyetle açılan davada belirtilenlerin aksine söz konusu bedelleri ödemesine karşılık, davacı malları zamanında ve eksiksiz tedarik etmediğini, yerel mahkemenin hüküm tesis ederken bu hususları dikkate almadığını, yalnızca davalının ticari defterinde haksız kesilen faturaları kayıt ettirmesini gerekçe göstererek davayı kabul ettiğini, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu MADDE 23″ Bu maddedeki özel hükümler saklı kalmak şartıyla, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde de Türk Borçlar Kanununun satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanır” diyerek borçlar kanununa atıf yaptığını, davalı ve davacının arasındaki ticari ilişki uyarınca; davacının söz konusu malları tedarik etme borcu altına girmesine karşılık davalının bedel ödeme borcu altına girdiğini, davalının söz konusu bedelleri çek olarak ödemesine karşılık basiretli bir tacir gibi davranması gereken davacı yanın temerrüte düşerek malları zamanında ve eksiksiz tedarik etmemiş bununla da yetinmeyerek haksız yere faturalar kestiğini, davacının edimini tam ve eksiksiz yerine getirmemesine karşılık, fatura bedellerini ödeyen davalıyı karşı başlattığı takip ve akabinde açmış olduğu itirazın iptali davasının kül halinde haksız ve mesnetsiz olduğunu, asıl alacaklı davalı olmasına karşılık haksız ve kötü niyetle açılan davanın reddi ile taraflarına tazminata hükmedilmesi gerekmekte iken yerel mahkemece davanın kabulü kararının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, YARGITAY 3.Hukuk Dairesi Esas: 2020/ 12283 Karar: 2021 / 10179 Karar Tarihi: 18.10.2021, T.C YARGITAY 11.Hukuk Dairesi Esas: 2020/ 6044 Karar: 2021 / 5852 Karar Tarihi: 30.09.2021, YARGITAY 11.Hukuk Dairesi Esas: 2020/ 4411 Karar: 2021 / 5845 Karar Tarihi: 30.09.2021, YARGITAY 11.Hukuk Dairesi Esas: 2020/ 5546 Karar: 2021 / 5817 Karar Tarihi: 29.09.2021 emsal kararları olduğunu belirterek; Kayseri Genel İcra Müdürlüğü … E sayılı icra takibinin geri bırakılmasına karar verilmesine, istinaf talebinin kabulü ile; Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/788 E 2022/374 K sayılı kararın istinaf incelenmesinden geçirilmesine ve yerel mahkemece hükmedilen davanın kabulü kararının kaldırılmasına, akabinde, davanın reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan davacı/alacaklı hakkında açılan davanın harca esas bedelinin %20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacının davalı yandan faturadan kaynaklı alacaklı olduğunu, bakiye kalan alacak için icra takibi başlatıldığını, davalı yanın bu hususu bilmesine rağmen haksız ve kötüniyetli olarak icra takibine itiraz ettiği hususlarının cümlesi gerek iddiaları gerek dosya içerisinde toplanan cümle bilgi ve belgeler gerekse de dosya içerisinde bulunan bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, diğer taraftan fiyat farkı faturası olduğu iddia edilen faturaya ilişkin olarak davalı yanın iş bu faturayı ticari defterlerine işlemiş olması, faturayı vergi dairesine bildirmiş olması, bu faturaya ilişkin süresi içerisinde itiraz edilmediği gibi iade faturası da düzenlenmediği dikkate alındığında davalının fiyat farkı faturasına ilişkin yapmış olduğu cümle istinaf nedenlerinin hukuken muteber nitelikte olmadığını, yine dava konusu alacağın likit alacak olması ve davalının kötüniyetli olarak başlatılan icra takibine itiraz etmiş olması nazara alındığı vakit yerel mahkeme kararının kötüniyet tazminatı açısından da yerinde olduğunu, ayrıca davalı yanın fatura bedellerinin çek ile ödendiği iddiasına ilişkin olarak ise; taraflarınca davalının bakiye borcuna ilişkin olarak icra takibi başlatıldığını, davalının ödeme yapmış olduğu tutarların bakiye borçtan düşüldüğünü ve hatta bilirkişi tarafından hazırlanan raporda da hesaplama alınmak sureti ile davalının bakiye borcuun hesaplandığını, davanın haklılığının ispat olunduğunu, davalı tarafın istinaf dilekçesinde ileri sürmüş olduğu cümle hususların cevap dilekçesi ve bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinde ileri sürülmüş olan hususların birebir aynısı olduğunu, cümle hususların yerel mahkeme tarafından değerlendirilmiş olup; tekraren ve yeninden birebir aynı hususların istinaf nedeni yapılmasının kabulünün mümkün olmadığını belirterek; Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/788 Esas ve 2022/374 Karar sayılı ilama ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Dava ticari satıma dayalı fatura nedeniyle başlatılan ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Davanın dayandığı temel ilişki, satış sözleşmesidir. Davacı, davalıya mal sattığını, mal satımı nedeniyle düzenlenen fatura tutarının ödenmediğini iddia etmiştir.Satış sözleşmesi, TBK’nın 207. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan hükümlere göre satım, satıcının, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşme olarak tanımlanmıştır. Satım sözleşmesinin geçerli olabilmesi için, icap ve kabul iradelerinin birleşmesi gerekli ve yeterlidir. Sözleşmenin yazılı yapılması geçerlilik için şart değildir. Yazılı yapılması, ispat bakımından önem taşımaktadır. Buna göre, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir âdet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler. Karşılıklı edimlerin ifasında, satıcı malı teslim ettiğini önce kanıtlamalıdır. Bu ispatlandığında, bedelin alıcı tarafından ödendiği ispatlanmalıdır. Kural olarak satış sözleşmelerinde satışa konu malın teslim edildiği hususunda ispat külfeti satıcı tarafa düşmektedir. Fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gereklidir. Faturanın bir alacağın mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması, koşuluna bağlıdır. Bunun için de öncelikle; taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davacının, sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda; davalının, öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir. Bir başka anlatımla; faturaya tebliğ tarihinden itibaren sekiz gün içinde (mücerret) itiraz edilmemiş olması hali, sadece o faturanın miktar ve fiyat yönünden münderecatını kabul anlamını taşır; yoksa, o faturada yazılı malın alıcıya mutlaka daha önce teslim edilmiş olduğu anlamına gelmez; satıcının, faturada yazılı malı alıcıya veya kanuni temsilcisine teslim ettiğini ayrıca ispat etmesi zorunludur (Doğanay, İ.:Ticari Alım-Satım Akdi ve Nevileri, Ankara 2003, s:52, Doğanay,İ: Faturanın Kapatılması, Delil Olma Özelliği ve Faturaya İtiraz Aylık Yaklaşım Dergisi Sayı 4, Nisan 1993, s:8-13). Kısaca, fatura, sözleşmenin yapılması ile ilgili değil; taraflar arasında yapılmış bir satım, hizmet, istisna ve benzeri sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Öyle ki; taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa düzenlenen belge fatura olmayıp, olsa olsa icap mahiyetinde kabul edilebilecek bir belge olacaktır. Elbette bu belgeye itiraz edilmemesinin sonuç doğurması da beklenemez. Nitekim aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulu’nun 12.10.2011 tarih ve 2011/15-472 E.-2011/608 K., 2017/19-915 Esas 2018/1338 sayılı kararında da benimsenmiştir.Davalı defterleri üzerinde yapılan incelemede davaya ve takibe konu faturaların tamamının davalı şirket defterlerine işlendiği tespit edilmiştir, bu suretle davacının satım akdini ve teslimi ispat ettiğine kanaat edilmekle ispat yükünün davalı yana geçtiği, ödemede bulunduğunu ispat etmesi gerektiği, fakat ispat edemediği, yemin delilline başvurmayacağını bildirdiği görülmüştür.Davacı faturaya dayalı alacağını tahsil edilmeyen kısmı yönünden takip başlatmış, davalının davacının düzenlediği fiyat farkı faturası olarak 19.500,00 TL bedelli faturayı da ticari defterine kayıt etmiştir. Davalının karşı tarafın gönderdiği faturayı defterine kaydetmesi, fatura içeriğini kabul ettiğini gösterdiği gibi, daha sonra borcu bulunmadığını iddia etmesi TMK 2.maddesine de aykırılık teşkil etmiştir. Davalının kendi ticari defterindeki bu kayıt davacının alacağının teşkili açısından karine teşkil etmektedir. Davacının bu alacağına karşın davalının ödemede bulunduğunu ispatlayamadığı görülmekle ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda davalı tarafın söz konusu istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nın 353/1-b.1.maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 17/05/2022 tarih ve 2021/788 E. – 2022/374 sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 1.788,37 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davalı tarafından peşin yatırılmış 447,09 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.341,28 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirilmlerin, HMK. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.16/06/2022