Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1427 E. 2022/1429 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1427
KARAR NO: 2022/1429
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/03/2022
ESAS NO: 2019/754
KARAR NO: 2022/211
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali ve Tescil
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/06/2022
İSTİNAF KARAR
YAZIM TARİHİ: 15/06/2022
KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 10/03/2022 tarih ve 2019/754 E – 2022/211 K kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı …’in müvekkili kooperatifin üyesi olduğunu, … ili, … ilçesi, … ada, … parsel, … . kat … no’da bulunan dairenin arsa sahibi … adına iken müvekkili tarafından …’e satış yolu ile tapuda devredildiğini, davalının üzerine düşen mali yükümlülüklerini yerine getirmemesi üzerine müvekkili kooperatife 16/02/2016 tarihinde ihtarname gönderildiğini, ihtarı takip eden 10 gün içerisinde parasal yükümlülüğü yerine getirmeyen davalıya 23/12/2016 tarihinde 2.ihtar gönderildiğini ve akabinde 09/02/2017 tarih 2017/5 K.sayılı kararı ile davalının ana sözleşmenin 14.maddesi gereği ortaklıktan çıkarılmasına oy birliği ile karar verildiğini, bu ihraç kararının … Noterliği’nin … tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalıya tebliğ edildiğini, davalının bu ihraç kararına itiraz etmediğini ve kararın kesinleştiğini, davalının dava konusu taşınmazı 02/02/2016 tarihinde diğer davalı … isimli kişiye sattığını, davalı tarafça kooperatife mevcut borçları ödenmediği gibi tapunun da iadesi yoluna gidilmekten kooperatiften ihraç edilerek taşınmazın davalılardan …’e satılarak satılmasının hukuka aykırı olduğunu ve söz konusu işlemin kabulünün mümkün olmadığını, kooperatife karşı yerine getirilmeyen sorumluluklardan haberdar ve çıkacak olası iftilaflara razı olarak söz konusu taşınmazın satın alındığını, dava şartı arabuluculuk başvurusunun da yerine getirildiğini ileri sürerek, … ili, … ilçesi, … ada, … parsel, … . Kat … no’da bulunan daire vasfındaki taşınmazın tapusunun iptali ile kooperatif adına tesciline, mahkemece talepleri kabul görmeyecek olursa fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere üzere şimdilik 10.000,00 TL’nin tahsili ile müvekkiline ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın usul ve esastan hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, belirsiz alacak davasının unsurlarının bulunmadığını, gayrimenkulün satış tarihindeki değerinin 90.000,00 TL olduğunu, davalı müvekkilinin dava konusu kat irtifakı kurulmuş bulunan taşınmazı 16/12/2016 tarihinde üçüncü kişi olarak diğer davalıdan ferdi satış olarak satın aldığını, davalının tapu kayıtlarına güven ilkesi doğrultusuna taşınmazda diğer davalının kooperatif üyesi bulunduğunu, mali yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğini bilmesinin mümkün olmayacağını, ihraç kararı verilmiş olmasının müvekkilini bağlamayacağını, dava konusu taşınmazın ferdi mülkiyete konu olup iyi niyetli üçüncü şahıs olarak davalı müvekkili tarafından diğer davalıdan satış suretiyle iktisap edildiğini, davacının gerek tapu tapu iptal gerekse tazminat taleplerinin usul ve yasaya aykırı olduğunu savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı …’e usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmiş, davalı … davaya herhangi bir cevap vermemiş ve mahkememizce yapılan açık duruşmalara da katılmamıştır. Davalı …’in HMK’nın 128/1. maddesi gereği dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkar etmiş sayılacağı tespit edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İddia ve savunmalar, yapılan yargılama, toplanan deliller, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyet raporu ve tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Kooperatif tarafından yaptırılan ve müstakil tapu ile üye adına tescil edilen taşınmazın üye tarafından üçüncü kişilere satışı halinde, üyelik payının da kendiliğinden satın alana geçmeyeceği, payın ayrıca devredilmesi gerektiği, üyelik payı devredilmedikçe, kooperatif karşısında taşınmazı satan üyenin üyelik, sıfatı ve sorumluluğu devam edeceği açıktır. 04.06.1958 gün ve 15/6 sayılı İBK’da da belirlendiği gibi, HMK’nın 24/1, 25, 26, 30 ve 33. (HUMK’nın 74, 75 ve 76.) maddeleri gereğince hakim, tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar, bunlara bağlı netice-i taleplerle bağlı ve fakat hukuki tavsiflerle bağlı olmayıp, kanunları re’sen uygulamakla ve neticeye vardırmakla yükümlüdür. Bu nedenle davanın dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 19. (818 sayılı BK’nın 18) maddesinde düzenlenmiş muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olduğu kabul edilerek inceleme ve değerlendirmeler bu çerçevede yapılmıştır. Davalı … tanıkları dinlenilmiştir. Tanık beyanları ve kolluk araştırması uyarınca davalılar arasında bir bağ olmadığı anlaşıldığından davalı …’nin iyiniyetli taşınmazı satın aldığı görülmüştür. Davalı …’nin taşınmazın kooperatife ait olduğunu ve diğer kooperatif üyelerinin de taşınmazda hak sahibi olduğunu bilebilecek durumda değildir. Davalı …’nin TMK’nun 1023 ve 1024. maddelerindeki tapuya güven ve iyiniyetle iktisap ilkeleri uyarınca açılan davanın reddine karar verilmiştir. Davalı … ise kooperatiften ihraç edildiğinden taşınmazı iade etmekle yükümlü olduğundan taşınmazın bedelini ödemek zorunda olduğundan davanın … yönünden kabulüne karar verilmiştir. Davacının davalı …’e karşı ikame edilen davasının reddine, Davacının davalı …’e karşı ikame edilen davasının kabulü ile, 270.000,00 TL’nin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine, …” şeklinde karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı ve davalı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; her ne kadar yerel mahkemece daire bedeli üzerinden tazminata karar verilmiş ise de bu kararın yerinde olmadığını, zira müvekkil kooperatiften 2021 yılında kesin hesap maliyetleri çıkartılmış olup daire maliyetleri 600.000 – 690.000 TL arasında değiştiğini, davalı … kötüniyetli hareketi ile kanunu dolandığını ve maliyet hesabını ödemeyerek dairenin dava tarihi itibari bedelinden sorumlu tutulduğunu, davalı …’ in dava konusu daireye üyelikten kaynaklı aldığı husus tartışmasız olduğunu, bu nedenle davalı …’ in maliyet hesabından sorumlu tutulması gerekirken daire bedelinden sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu, dava konusu dairenin günümüz değeri 900.000 TL civarında iken bilirkişilerce 270.000,00 TL olarak hesaplanmasının kabul edilemeyeceğini, bu değer tespitine ayrıntılı itiraz edilmesine rağmen mahkemece dikkate alınmadığını, davalı …’in 22.10.2021 tarihli duruşmada daireyi aracı vasıtası ile aldığını, aracın … İnşaatın sahibinin yeğeni olduğunu beyan, bina üzerinden kooperatifin isminin yazmadığını beyan ettiğini, dava konusu dairenin bulunduğu bina kooperatif tarafından inşa edilmiş olup tüm daireler kooperatif ve arsa sahiplerine ait olduğunu, üçüncü bir kişinin bu hususu bilmemesininin mümkün olmadığını, yine davalı …’ in bina üzerinde “… ” yazdığı şeklindeki beyanının gerçek dışı olduğunu, ilgili bina kooperatif ile yapılan sözleşme gereği … . ŞTİ tarafından yapıldığını, davalı …’in dava konusu daireini kooperatif dairesi olduğunu bilmediği husus hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, mahkemece dosya kapsamına dava konusu daireni satışına dair resmi senet celp edilmediğini, ilgili dairenin hangi bedele satıldığı dahi dosya kapsamında mevcut olmadığını, dairenin çok düşük bir bedel üzerinden satılması muvaazanın karinesi olduğunu, istinaf incelemesi neticesinde yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, … ili, … ilçesi, … ada, … parsel, … . Kat … no’da taşınmazın tapu iptali ile müvekkil kooperatif adına tescil edilmesine, tescil talebinin mümkün olmaması halinde davalı …’ in maliyet hesabı üzerinden sorumlu tutulmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu taşınmazı edinmesiyle davacı kooperatifin bir ilgisi bulunmadığını, tapu kayıtlarında anlaşılacağı üzere müvekkilinin dava konusu taşınmaz … isimli kişiden bedeli karşılığında satın aldığını, buna istinaden davacı yanca ileri sürülen tapu iptali ve tescil iddiası haksız ve hukuka aykırı olduğunu, bu yönüyle davanın müvekkili yönünden husumet açısından reddine karar verilmesi gerekirken davanın ikame edilip kabulüne karar verilmesi hukuka aykırı olduğunu, diğer yandan, hukuken ticari defterlerin lehe delil olarak kabul edilebilmesi için aranan şartlardan biri her iki tarafın tacir olması zorunluluğu olduğunu, dur. Nitekim HMK’nın 222. maddesi ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2018/2817 E. 2019/4601 K. sayılı ilamında hükmedildiği üzere karşı yanın dava dosyasına sunduğu ticari defterlerin hiçbir bağlayıcılığı bulunmadığını, davacı yanın ticari defterleri ve bilirkişi raporunda yapılan tespitler kabul edilmediğini, müvekkilinin davacı kooperatife borcu bulunmadığını, müvekkilinin borcu olduğuna yönelik hukuki bir dayanak olmaksızın kooperatif üyeliğinden çıkarılması hukuka aykırı olduğunu, nitekim davacı yanın borç ihtarnamesine yönelik cevapta borcun tümüne itiraz edildiğini, buna karşılık müvekkilinin yine de hukuksuz şekilde kooperatif üyeliğinden çıkarıldığını, yerel mahkemece verilen davanın kabulü kararı eksik inceleme ile verilmiş, kanuna, mevzuata, doktrine, yüksek yargı kararlarına ve hukuka aykırı olup, kaldırılması gerektiğini, yerel mahkeme kararının istinafen kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … vekili tarafından sunulan istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacının soyut iddialarda ulunduğunu, somut herhangi bir gerekçe ileri sürmediğini, Bununla birlikte, müvekkil dava konusu taşınmazı davalı …’ den 02/02/2016 tarihinde iyi niyetli üçüncü kişi olarak tapu siciline güvenerek satın almak suretiyle taşınmazın maliki olduğunu, davalı … ise taşınmazı 30/11/2015 tarihinde … isimli kişiden satın aldığını, dolayısıyla, tapu kayıtları ile de açıkça belli olduğu üzere davacı Kooperatifin gayrimenkulde hak sahipliği hiç bir zaman bulunmadığını, davacı taraf müvekkilin, davalı …’in kooperatife borcu olduğunu bildiğini iddia etmekte ise de davacı müvekkilin davalıdan taşınmazı satın aldığı tarihte bu davalının davacıya borcu da bulunmadığını, zira, gayrimenkul 02/02/2016 tarihinde alınmış olup hem borçların gösterildiği ve diğer davalıya ihtar edildiği hem de ihraç kararının verildiği tarihlerden çok önce olduğunu, mahkemece tüm delillerin toplandığını, keşif ve bilirkişi incelemesi yapıldığını, tanıklar dinlendiğini, karar eksiksiz olarak ittihaz olunduğunu, mahkemece maddi ve hukuki olgulara uygun biçimde yazılı şekilde hüküm kurulmuş olup ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olup, davacı Kooperatifin istinaf istemi haksız ve hukuki dayanaktan tamamen yoksun olduğunu, davacı tarafın istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dava, tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde dava konusu dairenin rayiç değerinin tahsili talebine ilişkindir.
HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Dosya kapsamında toplanan deliller, somut olayın özelliklerine uygun bilirkişi raporu, ilk derece mahkemesinin olay nitelendirmesi ve gerekçesi nazara alındığında, mahkemece aldırılan bilirkişi raporundaki tespit, hesaplama ve sair değerlendirmelerin dosya içeriğine ve yürürlükteki mevzuata uygun olduğu, mahkemenin kanıtları takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, davalı …’in taşınmazı kötü niyetle edindiği kanıtlanamadığından bahisle davalı … aleyhine açılan davanın reddine, diğer davalı …’in ise tapu maliki olmadığı ve kooperatiften ihraç kararı kesinleştiğinden dava konusu taşınmazı iade etmekle yükümlü olduğundan bahisle, davacının terditli talebi olan taşınmazın rayiç değerinin tahsili istemi yönünden davanın … yönünden kabulüne karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik veya usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle taraf vekillerinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 10/03/2022 tarih ve 2019/754 E – 2022/211 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davacının istinaf başvurusu yönünden; Alınması gerekli olan istinaf karar ve ilam harcı peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı …’in istinaf başvurusu yönünden; Alınması gerekli olan 18.443,70 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davalı tarafından peşin yatırılmış 4.610,93 TL harcın mahsubu ile bakiye 13.832,77 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden işbu davalıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davacı ve davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 15/06/2022