Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1387 E. 2022/1391 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1387
KARAR NO: 2022/1391
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/04/2022
ESAS NO: 2020/599
KARAR NO: 2022/290
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 09/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 09/06/2022
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 08/04/2022 tarih ve 2020/599 E – 2022/290 K kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … tarafından müvekkili … aleyhine 100.000,00 TL bedelli bir adet bonoya dayalı olarak icra takibine giriştiğini, davalı …; müvekkilinin ağabeyi olduğunu, müvekkilinin davalı tarafa böyle bir borcunun bulunmadığını, müvekkilinin murisinin 2017 yılında üzerindeki tüm taşınmazları evlatları arasında paylaştırdığını, bu paylaşımda müvekkilinin kardeşinin oğlu … ve davalıya … ili … İlçesi … köyü, torseki mevki … ada … parselde kayıtlı tarlayı verdiğini, tarlanan 3’e bölünmesi ve m² düşmesi yasal olarak sorun yaratacağından ve yasal olarak bölünemeyeceğinden 2019 yılında ölen muris babanın sağlığında diğer ortakların onayı ile müvekkilinin üzerine tarlayı tescil edildiği, belirlenin tarlanın müvekkil adına geçirilmesinden sonra davalının aklında güvensizlik oluşmaması adına, hak kaybına uğrayacak herhangi bir işlem yapılması ihtimali durumunda teminat olarak 2017 yılında davalı adına bir bono düzenlendiğini, söz konusu bono müvekkilinin ve davalınında bulunduğu sırada … tarafından borçlu bilgileri doldurulmuş ve diğer kısımların boş bırakıldığı, aynı zamanda senedin arkasına kurşun kalem ile “tarladan dolayı teminat olarak verildi ” şeklinde ibare yazılmış ve bu haliyle müvekkilinin imzaladığını, davalı taraf müvekkiline kızması nedeniyle bonoyu doldurarak icra takibine başladığını, tüm bu nedenlerle müvekkilinin davalıya borcu olmadığının tespitine, takibe konu belgelerin ve takibin iptalini, kötüniyetli ve haksı davalı taraf aleyhine %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, mahkeme masraflarını ve vekalet ücretini karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu bononun müvekkilinin davacıya vermiş olduğu 100.000,00-TL nakit para borcu karşılığında davacı tarafından imzalanarak müvekkiline verildiğini, gerek takip dosyasına gerek de dava dilekçesinde davacı tarafça imza itirazında bulunmadığını, dava konusu borç alacak ilişikisi kambiyo senedi olan bonaya dayandığı, bu nedenle de görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu görev itirazında bulunduğunu, mahkeme aksi kanaatte ise davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Somut olayda davacı vekili tarafından, davalının da hak sahibi olduğu miras payı olan tarlanın müvekkili üzerine tescil edilmesi nedeniyle dava konusu senedin teminat amacıyla düzenlendiğini belirterek takibe konu senetten dolayı borçlu olunmadığının tespitini, davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiş olup davalı vekili ise müvekkilinin davacıya verdiği nakit para borcu karşılığında senedin düzenlenerek müvekkiline verildiğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir. Yerleşik Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere; bir senedin teminat senedi vasfını taşıyabilmesi için; ya senet metninde açık olarak teminatın hangi hususta verildiği belirtilmeli, ya da ayrı bir sözleşmeyle söz konusu teminat senedine atıf yapılarak senedin teminat senedi olduğunun belirlenebilir olması sağlanmalıdır. Senet üzerine yazılacak olan “teminattır” ibaresi tek başına senede teminat senedi olma hüviyetini kazandırmaz. “teminat senedidir,” “devredilemez”, “ciro edilemez”, ibareleri tek başına geçersiz olup, hiç yazılmamış kabul edilir. (Yargıtay 12.Hukuk Dairesi’nin 2014/11410 E. 2014/13843 K. sayılı ilamı) HMK’nun 200. maddesinde ”Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. Bu madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir.”şeklinde düzenlenmiştir. HMK’nın 203. maddesinde ise hangi hâllerde tanık dinlenebileceği açıklanmış olup, “1-Alt soy ve üst soy,kardeşler,eşler,kayınbaba,kaynana ile gelin ve damat arasındaki işlemler…” şeklinde düzenlenmiştir. HMK’nın 201. Maddesinde ise “Senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler ikibinbeşyüz Türk Lirasından az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz.” hükmü düzenlenmiştir. Tarafların kardeş olduğu konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.HMK’nun 203/1-a maddesi, HMK’nun 200. Maddesinde düzenlenen ”senetle ispat zorunluluğunun ”istisnasıdır. Aynı yasanın 201. Maddesinde düzenlenen ”senede karşı tanıkla ispat yasağının istisnası değildir.Yani HMK 203/1-a maddesinde düzenlenen yakın hısımlar arasındaki bir hukuki ilişki, işlem senede bağlanmış ise bu senede karşı ileri sürülecek savunmalar tanıkla ispat edilemez ancak senet (kesin delil) ile ispat edilebilir.Bu nedenle davacının tanık dinletme talebinin reddine karar verilmiştir. Somut olayda davacı tarafından senedin teminat senedi olduğu yazılı delille ve davacı tarafından yemin deliline de dayanılmayacağı beyan edildiğinden kesin delille de ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmiştir.İİK madde 72/3 gereğince Mahkememizce verilen tedbir kararı bulunmadığından davalının tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurularak -Açılan davanın REDDİNE,-İİK madde 72/4 gereğince mahkememizce verilen tedbir kararı bulunmadığından davalı tarafın tazminat talebinin reddine, *** …” şeklinde karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararın hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu davalı … tarafından müvekkil … aleyhine 100.000,00 TL bedelli bir adet bonoya dayalı olarak icra takibine gidildiğini (Kayseri Genel İcra Müdürlüğü … Esas Sayılı icra takibi) davalı …, müvekkil …’ın ağabeyi olduğunu müvekkili … tarafından takip alacaklısına bir borcu bulunmadığından menfi tespit davası açtığını ancak mahkemece davanın reddine karar verildiğini, süresinde bildirdikleri tanıklarının dinlenmediğini, jandarma kriminal daire başkanlığından bilirkişi raporu aldırılmadan, detaylıca davalının sosyal-ekonomik durum araştırılması yapılmadan yani eksik araştırma inceleme neticesinde karar verildiğini istinaf edilen kararın hukuka, adalete hakkaniyete hak ve nesafet kurallarına aykırı olduğunu aynı olaya ilişkin Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/18906 E. , 2015/14252 K. sayılı kararı mevcut olup emsal alınması gerektiğini düşündüklerini, bu konu ile ilgili olarak 2021/59902 dosyası üzerinden soruşturmanın devam ettiğini maddi gerçeğe ulaşabilmek adına bildirmiş oldukları tanıklarının taleplerine rağmen dinlenmediğini senedin arka kısmında silinmiş bulunan yazılar için bilirkişi incelemesi yapıldığını, adli tıp kurumu tarafından verilen raporda” inceleme konusu senedin arka yüzünde 2 adet delgeç deliğinin olduğu taraftan senedin ilk katlama hattına kadar olan bölümde evvelce yazılmış yazıların fiziksel olarak silinmiş olduğunun bildirildiğini, … tarihli Kayseri Bölge Kriminal Polis Labaratuvarınca rapor aldırıldığını, senedin arkasındaki yazıların silinmesi, okunan kısımların taşınmaz bilgileriyle uyuşması nedenleriyle bu hususun yazılı delil başlangıcı sayılması gerektiğini ve tanıklarının dinlenmesi gerektiğini, dava konusu senedin düzenleme tarihi 20.03.2017 tarihi olduğunu, senedin arka kısmına yazılıp silinen tarih de bilirkişi raporu ile tespit edildiği gibi aynı tarih olduğunu, yine müvekkil üzerine kayıtlı taşınmaz ada parsel bilgisi de silinen kısım ile aynı olduğunu, senedin teminat senedi olduğunun apaçık göstergesi olduğunu . bu yazıların başka bir açıklaması olamayacağını. senedin üzerinde beş satır yazının silindiği belirtildiğini, bu silinen yazılarda söz konusu senedin müvekkilin üzerine kaydedilen 120 ada 4 parsel 13a taşınmazlar hakkında teminat olarak verildiğini gösterdiğini ,davalının kötüniyetli olarak senedin arkasındaki teminat kısmını silerek senedi icra takibine koyduğunu, bedelsiz olan ve teminat olarak verilen senedin ihtiyati haciz kararı ile icraya konularak müvekkilin tüm malvarlığa haciz konulması müvekkili çok zor duruma düşürdüğünü, mirasçısı olan tarlaya karşı teminat olarak verilen senedin ortada hiçbir sebep yokken boş kısımları doldurmak suretiyle işleme konulması hakkın kötüye kullanılması olduğunu, adalet ve hakkaniyet gereği kötüniyetli davranan kişiyi hukuk devletince korunmayacağı/korunamayacağı kanaatinde olduklarını takip konusu bono dayanağı olan herhangi bir borçlandırıcı işlem davalı ile müvekkil arasında yapılmadığını, takibin haksız ve kötü niyetli olduğunu müvekkilin ağabeyine teminat senedi olarak verdiği bonodan dolayı borçlu olmadığının tespit edilmesi için mahkemeye başvurduklarını, mahkeme eksik araştırma ve inceleme yaparak, dosyaya sundukları emsal yargıtay kararı gözardı edilerek haklı davalarını reddettiklerini, arz ve izah olunan sebepler ve resen ele alınacak nedenlerle mahkemece verilen karar hukuka, hakkaniyete, adalete, usule, yasalara, hak ve nesafet kurallarına açıkça aykırı olduğunu kararın bozulmasını, tanıklarının dinlenmesini ve davalarının kabulüne karar verilmesini, aksi halde eksik araştırma ve inceleme yapıldığından yeniden hüküm kurulmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.Dava, menfi tespit ( Kambiyo senedinden kaynaklı ) talebine ilişkindir.Dosya kapsamında toplanan deliller, somut olayın özelliklerine uygun bilirkişi raporu, ilk derece mahkemesinin olay nitelendirilmesi ve gerekçesi nazara alındığında, davacının davaya konu kambiyo senedinin teminat senedi olduğunu yeterli ve kesin delillerle ispat edememesi nedeni ile davanın reddine ilişkin kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle davacının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun HMK nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 08/04/2022 tarih ve 2020/599 E – 2022/290 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davacı tarafça peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 09/06/2022