Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1385 E. 2022/1354 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1385
KARAR NO: 2022/1354
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/04/2022
NUMARASI: 2021/782 E. 2022/295 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Rücuen Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 08/06/2022
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 08/04/2022 tarih ve 2021/782 E – 2022/295 K kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle;Dava dışı … ‘ın Özel Güvenlik görevlisi olarak 16/11/2016 – 16/02/2019 tarihleri arasında … Şube Müdürlüğünde özel güvenlik işlerini yürüten çeşitli özel güvenlik şirketlerinde çalışmış ve en son çalıştığı … … Ltd. Şti. Tarafından 16/02/2019 tarihinde iş akdinin feshedildiğini, 4857 sayılı İş Kanunun 112. Maddesi gereğince sorumlu olduğumuz Kıdem Tazminatı Kamu İhale Kanununa Göre İhale Edilen Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımları Kapsamında İstihdam Edilen İşçilerin Kıdem Tazminatlarının Ödenmesi Hakkında Yönetmenlik hükümleri gereğince Özel güvenlik görevlisi … ‘a müvekkili kurum tarafından 2 yıl 3 Ay 0 günlük hizmeti karşılığı 8.016,42-TL ile 61,31-TL damga vergisi olmak üzere toplam 8.077,73-TL kıdem tazminatı, 2.058,19-TL ile 15,74-TL Damga Vergisi olmak üzere toplam 2.073,93-TL Kıdem Tazminatı Toplu İş Sözleşmesi farkı, ayrıca arabuluculuk görüşmesi sonucu 4.866,99-TL İhbar Tazminatı ödendiğini, müvekkili kurum ile davalı şirketler arasında imzalanan hizmet alım sözleşmelerine göre; Müvekkil Kurumun bina ve eklentilerinin güvenlik hizmetleri için çalıştırılacak personelin tüm sorumluluğu firmaya ait olacak ve sözleşme konusu işlerin yapılması ve çalıştırılan işçiler bakımından İş Kanunu ve mevzuatın işverenlere yüklediği yükümlülükleri yerine getirmekten şirketler sorumlu olacaktır, Tüm işçilik alacaklarından yüklenici şirketlerin sorumlu olacağı hususu sözleşmenin eki sayılan teknik, idari ve genel şartnamelerde de belirtildiğini, Ayrıca firmalara sözleşme gereğince ödenen, sözleşme bedeli içerisinde tüm işçilik alacaklarının da yer aldığı yine sözleşmelerde belirtildiğini, dava dışı … 16.11.2016–31.08.2017 dönemi için … Ltd. Şti – … Özel Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti.’nin oluşturduğu … iş ortaklığı ile Müvekkil İdare arasında 12.10.2016 tarihli sözleşme imzalandığını, bu dönemdeki 285 günlük çalışmasına karşılık gelen kıdem tazminatının 3.571,89-TL olduğunu, 01.09.2017 – 31.10.2017 dönemi için … Ltd. Şti – … … 64 iş ortaklığı ile Müvekkili idare arasında 22.08.2017 tarihli sözleşme imzalandığını, bu dönemdeki 60 günlük çalışmasına karşılık gelen kıdem tazminatı 751,97-TL olduğunu, 01.11.2017 – 31.08.2018 dönemi için … Ltd. Şti – … Ltd. Şirketinin oluşturduğu … … İş Ortaklığı ile Müvekkili idare arasında 04.10.2017 tarihli sözleşme imzalandığını, Bu dönemdeki 300 günlük çalışmasına karşılık gelen kıdem tazminatı 3.759,87-TL olduğunu, 01.09.2018 – 16.02.2019 dönemi için … ve …Limited Şirketi ile Müvekkil İdare arasında 28.06.2018 tarihli sözleşme imzalandığını, bu dönemdeki 165 günlük çalışmasına karşılık gelen kıdem tazminatı 2.067,93-TL olduğunu, ayrıca davalı … Limited Şirketi; … ‘ın iş akdi feshedilirken ihbar bildiriminde bulunulmadığından, … ‘a Arabuluculuk görüşmesi neticesinde varılan anlaşmaya göre müvekkili kurumca ödenen 4.866,99-TL İhbar Tazminatından da sorumlu olduğunu, dava dışı özel güvenlik görevlisi … ‘ın işten ayrıldığı tarihe kadar, Müvekkili Kurum bünyesinde ihale ile özel güvenlik hizmetlerinde bulunan, farklı şirketlerde görev aldığını, sözleşmeler incelendiğinde, sözleşme konusu işlerin yapılması ve çalıştırılan işçiler bakımından iş Kanunu veya benzer mevzuatın işverenlere yüklediği yükümlülüklerin yerine getirmekten firmaların sorumlu olduğunu, ayrıca adı geçen firmalar ile müvekkili idare arasında imzalanan sözleşmelere göre faiz oranları belirlendiğini, faiz oranının belirlenmediği sözleşmelerde ticari faiz uygulanacağını, bu nedenle adı geçen firmalara müvekkili kurumca işçiye ödenen bedelden sorumlu olduğun, sözleşme ile öngörülen faiz oranı üzerinden ödeme yapılması gerektiğini belirterek; dava dışı … ‘a Kıdem Tazminatı, Kıdem Tazminatı TİS farkı ve İhbar Tazminatı olarak ödenen 15.018,65- TL’nin; 4.323,86-TL’sının … Özel Güvenlik Şirketlerinden, 3.759,87-TL’sının … Özel Güvenlik Şirketlerinden, 6.934,92-TL’sının … Özel Güvenlik Şirketinden, (8.077,73-TL’nin 20.03.2019 tarihinden, 2.073,93-TL’nin 27.08.2019 tarihinden, 4.866,99-TL’nin 17.04.2019 tarihinden itibaren) uygulanacak sözleşme faizleri, faiz oranı belirlenmeyen sözleşmelerde ticari faiziyle birlikte sorumlulukları oranında müştereken ve müteselsilen davalılardan rücuan tahsilini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı … ve … Hizmetleri Tic. Ltd. Şti. Vekilinin cevap dilekçesinden özetle; Davacı tarafından dava dışı işçi … ‘a ödenen kıdem tazminatı ve Tiş ücret farkından kaynaklı kıdem tazminatı farkından kaynaklı yapılan ödemenin müvekkili şirkete rücu edilmesi talebiyle ikame edildiğini, ancak müvekkili şirketin işçilik alacaklarından sorumlu olduğunu, bu sebeple ödenen ihbar tazminatından rücu edilen miktarların ödenmesinin talep edildiğini, müvekkili şirketin dava dışı işçinin alacaklarından sorumlu olmaması nedeniyle davanın reddi gerektiğini, yetki itirazlarının bulunduğunu, davaya bakma görevinin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, dava konusu taleplerin zamanaşımına uğradığını, davanın açılış tarihinin 15/11/2021 olduğunu, müvekkili kurum tarafından hangi tarihte ödeme yapıldığının belirtilmediğini, dava dışı işçinin iş akdinin 16/02/2019 tarihinde feshedildiğini bu halde 15/11/2019 tarihinden önce yapılan ödemelerin zamanaşımına uğradığını, davacının faiz başlangıç tarihi olarak dava dışı işçiye yapılan ödeme tarihinin dikkate alınması yönündeki talebinin hukuka aykırı olduğunu, dava dışı işçi … ‘ın tüm çalışmalarını davacıya ait işyerinde gerçekleştirdiğini, müvekkili şirketin güvenlik hizmeti alımına ilişkin ihaleyi kazanması akabinde … ‘ın bordrosunun müvekkili şirkete geçtiğini, … ‘ın ihale öncesinde ve halen davacı şirkette çalıştığını, asıl işverenin davacı taraf olduğunu, dava dışı işçinin müvekkili şirket nezdinde doğmuş kıdem tazminatı ve kıdem tazminatı fark alacağının olmadığını, davacının iddiasının aksine, işyerinin tasfiyesinin ardından dava dışı işçinin müvekkili şirkete iadesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını, işyerinin tasfiyesi sebebiyle davacının ihale kapsamındaki projesinin sona erdiğini ve davacının sözleşmesinin de bu sebeple konusuz kaldığını, müvekkili şirketin dava dışı işçinin talep ettiği kıdem tazminatı ve TİS kaynaklı kıdem tazminatı farkından sözleşmesel olarak sorumlu tutulamayacağını, bu nedenle davacı tarafından ödenen ve işbu dava ile talep olunan ödemelerden müvekkili şirketin sorumluluğunda olmadığını, dava dışı iş akdinin davacının talimatı uyarınca feshedildiğini bu nedenle talep edilen kıdem tazminatı ve TİS kıdem farkının davacı tarafından ödenen kısmından müvekkili şirketin sorumlu olmadığını, müvekkili şirket tarafından imzalanmış herhangi bir toplu iş sözleşmesi bulunmadığını, bu nedenle dava dışı işçiye ödenen toplu iş sözleşmesi ödemelerinden müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, sorumluluk bulunduğuna karar verilecek ise müştereken ve müteselsilen sorumluluk bulunduğunu belirterek, toplu iş sözleşmesi kıdem tazminatı fark ödemesinden müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığına kıdem tazminatı fark ödemesi talebinin reddine, dava dışı işçinin iş akdi davacının emir ve talimatları sonucu feshedildiğinden kıdem ve ihbar tazminatı ödemesinden müvekkili şirketin bir sorumluluğu olmadığından kabulü ile kıdem ve ihbar tazminatı ödemesi talebinin reddine, talep edilen alacaklardan müvekkili şirketin sorumluluğu olduğu kanaatine varılacak olsa dahi müvekkili şirket ile davacının alacaklardan müştereken sorumlu olduğuna, haksız ve yersiz açılan davacının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
… … ,…Ltd. Şti. Ve … … Ltd. Şti. Ve … Ltd. Şti. Vekilinin cevap dilekçesinden özetle; Müvekkilleri şirketi ile davacı arasında imzalanan hizmet sözleşmelerinde yetkili yer belirlendiğini ve yetkili yer sözleşmesi yapıldığını, buna göre taraflar arasında çıkacak herhangi bir uyuşmazlıkta yetkili yer Mahkemesi’nin Ankara Mahkemeleri olduğunu, yetkisiz açılan işbu davanın öncelikle yetkisizlik nedeniyle reddi gerektiğini, davacının yapmış olduğu ödemelerden işbu dava ile haberdar olduklarını, alacaklanın zararını tanzim eden davacının müvekkilleri şirkete rücu ettiğini, ancak herhangi bir ihbar ve bildirimde bulunulmadığını, müvekkili şirketin davacıdan ihale ile iş aldığını, ihaleyi kazanan müvekkili şirketlerin mevcut işçilerle çalışmaya devam ettiğini, ancak davacının ihaleye çıktığı işçi sayını depoları kapatarak zamanla düşürdüğünü, daha sonra işçileri müvekkili şirkete işten çıkarmadıklarını iade ettiklerini beyan ederek hakkı kötüye kullandıklarını, müvekkili şirket ile davacı arasında imzalanan sözleşmelerin ya da teknik ve idari şartnamelerin hiç birisinde asıl işverenin işçilik alacakları yönüyle müvekkili şirkete rücu edebileceği yönünde bir düzenleme bulunmadığını, ayrıca davacının alacak taleplerinin zamanaşımına uğradığını, rücu imkanının bulunmadığını belirterek her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla haksız ve hukuka aykırı açılan işbu davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkeme kararında “… Taraflar arasındaki uyuşmazlık, işçiye ödenen bu tazminattan hangi tarafın veya tarafların ne oranda sorumlu olduklarına ilişkindir. Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine bakılmalı, aynı sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıkla ilgili verilmiş mahkeme kararları ve genel hukuk prensipleri dikkate alınarak bir sonuca gidilmelidir. Sözleşme ve eki şartnamelerde sorumluluğa ilişkin bir düzenleme bulunmadığı hallerde, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 01/06/2020 gün ve 2019/654 Esas – 2020/1832 Karar sayılı ilamında ve diğer yerleşik uygulamalarında da belirtildiği üzere davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
Mahkememizce alınan 25/02/2022 havale tarihli bilirkişi raporunda I.durumda yapılan hesaplamada, teknik şartnamelerin 17.5 ve 14.6-3 maddelerinde davalı yükleniciler tarafından yerinegetirilecek yükümlülükler arasında kıdem tazminatının hariç tutulması nedeniyle 01/01/2016 tarihinden sonra imzalanan hizmet alım sözleşmelerinden dolayı davalı yüklenicilerin sorumlu tutulamayacağı, ihbar tazminatından ise son işverenin sorumlu olduğu gözetilerek hesaplama yapıldığı,bu hesaplamanın Mahkememizce dosya kapsamında bulunan delillerle uyumlu bulunduğu, bilirkişi raporu, taraflar arasındaki sözleşmeler ve dava dışı işçiye ödenen tazminat miktarı gözönünde bulundurularak açılan davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.Açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; 4.866,99-TL’nin 17/04/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … ve … Hizm. Tic. Ltd. Şti.’den alınarak davacıya ödenmesine, Fazlaya ilişkin istemin ve diğer davalılara karşı açılan davanın reddine,…” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 01.01.2016 ve sonrasına ait bazı sözleşme eki teknik şartnamelerde “kıdem tazminatı hariç” ifadesinin bulunması nedeniyle ek bilirkişi raporunda bu döneme ait kıdem tazminatı düşülerek yeniden hesaplama yapıldığını,16.03.2016 tarihi sonrası sözleşme dönemlerine ait teknik şartnamelerde bulunan “Kullanımı gereken kılık, kıyafet, gereç ve donatım kullanımına tahsis edilecek gereçlere ilişkin yüklenicinin yükümlülükleri” başlıklı 17/5. ve bazı teknik şartnamelerde “Yüklenicinin sorumluluk esasları” başlıklı 14/6. Maddesindeki düzenleme Taşeron firmanın çalıştırdığı işçiye karşı sorumluluğunu düzenlemekte, 4857 sayılı İş Kanunun 112. Maddesi ve Kamu İhale Kanununa Göre İhale Edilen Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımları Kapsamında İstihdam Edilen İşçilerin Kıdem Tazminatlarının Ödenmesi Hakkında Yönetmenlik hükümleri gereğince kıdem tazminatını ödememiz gerektiğinden bu maddelerde (kıdem tazminatı hariç olmak üzere) ibaresinin bulunduğunu, bu maddelerdeki düzenlemelerin taşeron firmanın çalıştırdığı işçilerine karşı olan yükümlülüklerini düzenlediğinden ödedikleri kıdem tazminatının rücu edilmesine engel teşkil etmediğini, davalı şirketlerin kıdem tazminatının tamamından sorumlu olduğu gerek sözleşme maddeleri gerekse de Yargıtay içtihatları ile sabit iken yerel mahkemenin eksik inceleme ve değerlendirme yaparak davanın kısmen kabul kısmen reddine karar vermiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, neticeten davalıların aslen işçilik alacaklarının tamamından sorumlu olduğu yerleşik Yargıtay içtihatları ile de sabit iken yerel mahkeme tarafından kısmen kabul kararı verilmesine karşı işbu istinaf başvurusunda bulunma zorunluluğunun hasıl olduğunu ileri sürerek istinaf taleplerinin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın tam kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.
Dava, taraflar arasında imzalanan hizmet sözleşmesinden kaynaklı rücuen tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır.İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar.Yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır.İhbar tazminatından son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır.İşveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemeler de ayrı esasla yüklenicilerden tahsil edilebilecektir.Yükleniciler aleyhine açılan rücu davalarında ayrı sözleşmelerle hizmet ifa eden yükleniciler mecburi dava arkadaşı olmadığı gibi borçtan müteselsilen sorumlu olacaklarına ilişkin kanun hükmü veya sözleşme bulunmamaktadır. Bu nedenle alacak davalarında her davalı aleyhine ayrı tahsil hükmü kurulmalıdır.(23. HD 2019/2339 Esas 2021/225 karar,: 2019/2341 Esas 2021/197 Karar)
Öte yandan davalı iş verenin dava açılmadan önce temerrüde düşmediği, açılan rücuen tazminat davasıyla temerrüde düştüğü göz önünde bulundurulmalıdır. (23. Hukuk Dairesi 2017/2165 Esas 2020/3172 Karar)
Taraflar arasında 01.01.2016 tarihinden sonra imzalanan sözleşme eki teknik şartnamelerin 17/5 maddesinde; mevzuata göre işçi alınması çıkarılması işçi haklarının ödenmesi ve sair konularda (kıdem tazminatı hariç olmak üzere) tüm sorumluluğun yükleniciye ait olduğunun kararlaştırıldığı görülmüş olunup tüm bu açıklamalar ışığında davalıların 01.01.2016 tarihi öncesi çalışmalara ilişkin dönemden dolayı yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu tutulacak 01.01.2016 tarihinden sonraki sözleşmeler bakımından ise sorumlulukları yoluna gidilemeyecektir.Mahkemece 25.02.2022 tarihli rapor aldırılmış olunup raporun 01.01.2016 tarihi öncesi çalışmalara ilişkin dönemden dolayı yüklenici ile işverenin çalıştırdıkları dönemle sınırlı olmak üzere 01.01.2016 tarihinden sonraki dönem için ise asıl iş verenin sorumlu olacakları yönünde terditli hesaplama yapıldığı görülmüştür.Bahse konu rapor incelendiğinde;
” Davacı kurum/işveren tarafından dava dışı işçiye 17/04/2019 tarihinde ödenen 4.866,99 TL ihbar tazminatının tamamından son yüklenici olan … ve … Ltd. Şti.nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı idareye karşı sorumlu olacağı,Davacı kurum/işveren ile davalı yükleniciler … Ltd. Şti., … Ltd. Şti. Ortaklığı arasında 01/11/2016-31/08/2017 dönemi için 12/10/2016 tarihli, … Lid. Şti., … Ltd. Şti. ortaklığı arasında 01/09/2017-31/10/2017 dönemi için 22/08/2017 tarihli, … Ltd. Şti., … Güvenlik Sistemleri … Tiç. Ltr, Şti. ortaklığı … arasında 01/11/2017-31/08/2018 dönemi için 04/10/2017 tarihli, … ve Özel Güvenlik Hizmetleri Tic. Ltd. Şti. arasında 01/09/2018-31/08/2019 dönemi için 28/06/2018 tarihli Hizmet Alım Sözleşmeleri yapıldığı, sözleşmenin eki olan Teknik Şartnamelerin 14.6-3 maddesi ile 17.5. maddesinde (bir kışım teknik şartnamelerin E.6-3 maddesi ile F4.maddesinde) yüklenici tarafından yerine getirilecek yükümlükler arasında Kıdem Tazminatının hariç tutulduğu anlaşılmakla, söz konusu dönem için işçiye çalıştıran davalı yüklenicilerin davacı kurum tarafından ödenen kıdem tazminatı sebebiyle sorumluluğu bulunmadığının ” belirtildiği görülmüştür. Belirtilen hesaplama taraflara arasında imzalanan sözleşme ve eki teknik şartname ile Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen 2019/2339 Esas 2021/225 karar, 2019/2341 Esas 2021/197 Karar sayılı içtihatlarına uygun olup raporun bu anlamda hükme esas alınabilecek mahiyette olduğu görülmüştür. 25.02.2022 tarihli rapor, iddia savunma ve HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda davacı tarafın söz konusu istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nın 353/1-b.1.maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek davacının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 08/04/2022 tarih ve 2021/782 E – 2022/295 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davacı tarafça peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan incelemeyle H.M.K’nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.08/06/2022