Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1365 E. 2022/1374 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1365
KARAR NO: 2022/1374
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/12/2021
ESAS NO: 2019/864
KARAR NO: 2021/1092
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil -Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/06/2022
İSTİNAF KARAR
YAZIM TARİHİ:10/06/2022
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/12/2021 tarih ve 2019/864 E. – 2021/1092 K. sayılı kararı davalı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının … ‘de konut yapı kooperatifi olduğunu, kooperatifin 2010 hesap yılına ilişkin olarak 20/02/2011 tarihinde yapılan Genel Kurul gündem maddeleri arasında yer alan; biten ve teslim edilen konutların geçici maliyetlerinin tespiti için komisyon kurulduğunu, belirlenen maliyetin ve şerefiye bedellerinin ilgili üyelere tebliğ edilmesi maddesi gereğince üyelere teslim edilen toplam 196 dairenin geçici maliyeti çıkarılarak üyelerden talep ve tahsil edildiğini, Kooperatif tarafından bugüne kadar 196’sı Kooperatif üyesi, 197’si arsa sahibi olduğunu, toplamda 393 daire teslim edildiğinin, halihazırda 309 daire, 152 kooperatif ve + 157 arsa sahibi olduğunu, dairelerin ise yarım kalıp henüz teslim edilmediğini, daireleri teslim edilen 197 arsa sahibinin daire maliyetleri hesaplanmadığını, kooperatiften dairesini teslim almış üyelere yansıtılmadığını, 506 dairenin maliyeti teslim edilen 197 arsa sahibi dairesinin, devam eden 152 üye dairesi ve devam eden 157 arsa sahibi dairesinin geriye kalan 109 üyeye yüklendiğini, kooperatif tarafından yapılan 21/04/2019 tarihli genel kurul toplantısında alınan tüm kararların, muhalefet şerhi olmaksızın oy birliğiyle alınmış olduğunu, genel kurul toplantısının iptali amacı ile açılmış hiçbir dava bulunmadığını, alınan tüm kararların kesinleşmiş olduğunu, … ili, … ilçesi, … Mah. … ada, … parsel … Blok Bağımsız Bölüm No:… ‘de kayıtlı bulunan mesken için, 3. kişilere devrinin önlenmesi amacı ile tapu kaydına öncelikle teminatsız olarak istendiğini, aksi takdirde ise dava değerinin %15’i teminat miktarı ile ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiğini, bu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı kooperatif adına tescil edilmesini, davalının kooperatif üyesi olduğunun kabulü ile tescil taleplerinin reddedilmesi halinde davalının kooperatife karşı kesin maliyet ve diğer hususlardan doğan edim borçları nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklık kalmak kaydı ile şimdilik 5.000,00-TL kesin maliyet bedeli alacağının arabuluculuk barşvuru tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesi, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; açılan bu davanın tapu iptali ve tescil talebinin reddedildiği takdirde kesin maliyet bedelinin ödenmesi talebiyle açıldığını, 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Ara buluculuk Kanunu çerçevesinde ticari davalarda arabulucu başvurusu dava şartı olarak düzenlendiğini, ancak davacı tarafın dosyaya sunulan ara buluculuk tutanağına bakıldığında anlaşamama tutanağına konu edilen talep ticari uyuşmazlık olarak belirtildiğini, bu sebeple anlaşmama tutanağının dava şartının kapsayıp kapsamadığı noktasında belirsizlik bulunduğunu, ara buluculuk anlaşmamama tutanağındaki uyuşmazlığın dava dilekçesindeki hususları kapsamaması halinde ara buluculuk yargılama giderinden sorumlu olunmaması gerektiğini, bu nedenle davanın öncelikle usulden reddi gerektiğini, davacı taraf yeniden kesin maliyet hesabı belirlendiğinden hareketle davalıdan iş bu dava ile kesin maliyet bedelinin kendisine ödenmesini talep ettiğini, ancak dava değeri olarak 5.000,00 TL olarak gösterdiğini, davacı taraf hem kesin maliyet bedelini belirlendiğini hem de şimdilik 5.000,00 TL’nin tahsilini talep ettiğini, mahkemece ihtiyati tedbir kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafa harcı tamamlaması için kesin süre verilmesi aksi halde haksız davasının HMK kapsamında usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı kooperatif tarafından her ne kadar 21/04/2019 tarihli Genel Kurul Kararı ile davalının aleyhine kesin maliyet bedeli talep etmiş olduğunu, davacı kooperatif tarafından çekilen Kayseri 13. Noterliği’nin … yevmiye no:lu ihtarında ikrar edildiğini, 2019 yılından önce de kesin maliyet hesabı yapıldığını, ayrıca davalının kooperatif üyeliğinin yıllar önce 2011 yılında sona erdiğini, üyelikten kaynaklı olarak alacak talep edilmesnin hukuka aykırı olduğunu, kooperatif ile ilişiği bulunmadığını, borçtan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, davacı tarafından 21/03/2011 tarihinde daire kesin maliyetlerinin tespit edildiğini, evrakın davalıya verildiğini, yine bu doğrultuda 06/05/2011 tarihli davalıya taahhütname ve ilişik kesme belgesi verildiğini, 2019 tarihli genel kurula davet edilmediğini, hazirun cetvellerinde yeralmadığını, celbedildiğinde görüleceğini, tarafların birbirini ibra ederek davalının kooperatiften ilişiğinin kesildiğini, yapı kooperatifleri ana sözleşmesi uyarınca davacının alacak talebinin zamanaşımına uğradığını, davacı kooperatifin eşitlik ilkesine aykırı davrandığını, bu nedenlerle davanın usulden reddini, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; “……Toplanan delillerden davalının davacı kooperatifin üyesi olduğu, benimsenen bilirkişi rapor ve ek raporunun içeriğine göre davalının ödemesi gereken kesin maliyet bedelinin 149.492.60-TL olduğu anlaşılmıştır.
Genel kurulca, ödeme günü belirlenerek, (belirlenmemişse ayın sonu ödeme günü olup) aidat bedelinin süresinde ödenmesine, süresinde ödenmemesi halinde ise temerrüt faizi uygulanmasına ilişkin alınan kararın kesinleşmesi halinde, bu kararın tüm ortakları bağlayacağı açıktır.Davacı vekili 15/11/2021 tarihli ıslah dilekçesi vererek, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000,00-TL olarak talep ettiği kesin maliyet bedeli alacağını bilirkişi ek raporu doğrultusunda 144.492,60-TL artırarak 149.492,60-TL’ye yükseltmiş olup, ıslah harcını ikmal etmiştir.Davacının asıl talebi davalı kooperatif üyesine devir ve tapuda tescili yapılan taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescili istemine ilişkin olup (davacı tarafça taşınmazın dava tarihindeki bilirkişilerce tespit edilen değeri üzerinden harç ikmal edilmiştir); terditli talebi davalının davacı kooperatife olan borcundan kaynaklı alacak istemine ilişkindir.Asıl talep yönünden yapılan incelemede davalının halen kooperatif üyesi olduğunun kabulü halinde devredilen taşınmazın yeniden davacı adına tescili menfaatler dengesine uygun olmayıp aksine davacı kooperatifin alacağının davalıdan tahsili istemi yerinde görülmüş olup bu sebeple asıl talep olan tapu iptali ve tescil isteminin reddi ile davacının terditli talebi olan alacak yönünden yargılamaya devam edilerek hüküm kurulmuştur.Mahkememizce dosya arasına celbedilen tüm kayıt ve belgeler, alınan uzman bilirkişi raporu değerlendirildiğinde; davacının üyesi olan davalıdan kooperatif üyeliğinden kaynaklı kesin maliyet bedeli alacağını talep edebileceği, benimsenen bilirkişi raporuna göre davacının talep edebileceği kesin maliyet bedelinin 149.492,60-TL olduğu, kesin maliyet bedelinin tebliğ tarihinden itibaren 1 ay sonra muaccel olacağını, davalıya … Gazetesinde ilanen yapılan tebligatın 27/07/2019 tarihli olduğu gözönüne alındığında davalı borcuna 28/08/2019 tarihinden itibaren genel kurulda kararlaştırılan yıllık %18 (aylık %1,5) oranı üzerinden gecikme faizi uygulanacağı…..” gerekçesiyle Davacının asıl talebi olan tapu iptali ve tescil isteminin REDDİNE, davacının terditli alacak talebinin KABULÜ İLE; 5.000,00-TL alacağın dava tarihi olan 17/12/2019 tarihinden itibaren, 144.492,60-TL’nin ıslah tarihi olan 15/11/2021 tarihinden itibaren işleyecek aylık %1,5, yıllık %18 faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İşbu kararı davalı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Aynı konu ile alakalı aynı davacının açmış olduğu diğer davalarda Yargıtay tarafından Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 08.07.2021 tarih 2021/6310 2022/185 E. sayılı kararı ile bozma kararı verildiğini, davanın ne denli haksız açıldığının Yargıtay kararı ile tescillendiğini, gerekçesi ile ilk derece mahkemesi kararının davalı lehine bozulduğunu, bu sebeple iş bu davanında bu gerekçe ile kaldırılması gerektiğini, davacı kooperatifin dava dilekçesinin münderecatından anlaşılacağı üzere; davacı kooperatifin 21.04.2019 tarihli genel kurul kararı dayanak gösterilerek davalıdan yeniden kesin maliyet alacağı talep edildiğini, davacı kooperatifin kendi belirlemiş olduğu kesin maliyet alacağının 2012 yılında davalı tarafından bankadan kredi çekilip yüklü miktarda faizi göze alarak ödenmiş olup kat mülkiyeti tapusu alındığını, davacı kooperatif tarafından yeni tarihli genel kurul kararı ile kesin maliyet alacağı taleplerinin açıkça hukuka aykırı ve haksız bir talep olduğunu, davalı tarafından 2012 yılında zaten ödemiş olduğu tutarın yeniden genel kurul kararı ile üstelik miktarı da fazlalaştırarak davalıdan ödenmesinin talep edilmesinin, davalı kooperatifin açıkça iyi niyetli hareket etmediğini gösterdiğini, 20.02.2011 tarihinde yapılan Kooperatif Genel Kurulunun 7.maddesinde ve ayrıca Kooperatif Ana Sözleşmesinin 62. Maddesinin son cümlesinde düzenlenen “ferdi münasebete geçilmesi ve diğer bir deyişle tapu verilmesi hali ancak ana sözleşmenin 61.maddesine göre kesin maliyet bedelinin hazırlanmasından ve tüm mali yükümlülüklerin yerine getirilmesinden sonra olur” ifadesi ile davacı kooperatif tarafından 2012 yılında tüm kesin maliyet hesaplarının yapıldığının çok açık ve net olduğunu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 28.03.2018 karar tarihli 2017/1910 ve 2018/561 karar sayılı güncel ve olay ile birebir örtüşen ilamı gereğince; kooperatifin tüm üyelere eşit davranması kooperatifin getirdiği bir yükümlülük olup aksi bir halde kooperatifin eşitlik ilkesine aykırı davranıp davranmadığının mahkeme tarafından re’sen göz önüne alınacak bir durum olduğunu belirterek; Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin2019/864 E. 2021/1092 K. sayılı tarihli ilamının tehiri icra talepli olarak istinaf incelemesinden geçirilerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Dava, tapu iptal tescil olmadığı takdirde kooperatif genel kurulu kararı uyarınca oluşturulan komisyon tarafından yapılan kesin maliyet hesabı doğrultusunda alacak istemine ilişkindir.Her ne kadar mahkemece davanın alacak talebi yönünden kabulüne karar verilmişse de, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 20/01/2022 tarih ve 2021/6310 E – 2022/185 K sayılı ilamında belirtildiği üzere;Yapı kooperatiflerinin amacı ortaklarının konut ihtiyaçlarının karşılamaktır. Bu amaçla bir araya gelen ortaklar emeklerini ve birikimlerini birleştirerek amaçlarını gerçekleştirirler. Kooperatifler Kanunu 23.maddesine göre “kooperatif ortakları bu yasanın kabul ettiği ilkeler ışığında hak ve yükümlülüklerde eşittirler. Kooperatif ana sözleşmesi kooperatif ortaklarının birbiri ve ortaklarla kooperatif tüzel kişiliği arasında özel hukuk sözleşmesindir. Ana sözleşmeye Kooperatifler Kanunu’na aykırı olmamak koşulu ile sözleşme serbestisi çerçevesinde istenilen hükümler konulabilir. Somut olayda; Kooperatif Ana Sözleşmesinin kesin maliyete ilişkin 61.maddesi ve kur’a çekimine ilişkin 62.maddesinde değişiklik yapılarak kooperatifin etap etap yapılacağı, inşaat sona erdikçe, biten binalar için kur’a çekileceği ve çıkarılan kesin maliyet hesabına göre %10 fazla ödeyenlerin bağımsız bölümlerin teslim edilerek kooperatiften istinaf edebilecekleri ana sözleşme hükmü olarak belirlenmiştir. Bu ana sözleşme hükmü; gerek kanunla belirlenen kooperatiflerin ana ilkesine, gerekse eşitlik ilkesine aykırıdır. Her ne kadar ana sözleşme değişikliği ile ilgili iptal davası açılmamış ise de kanuna aykırı kararlar yok hükmünde olacağından her zaman göz önünde bulundurulur. Ana sözleşmenin 61 ve 62.maddelerindeki değişiklikler Kooperatifler Kanununda çerçevesi çizilen ana ilkelere ve eşitlik ilkesine aykırı olduğundan yok hükmünde oldukları eldeki davada da gözetilmelidir. Konut sahibi olmak isteyen kooperatif ortakları son bağımsız bölüm bitip teslim edilene kadar kooperatif ortağı olmaya devam etmelidir. Kooperatif, inşaatlar bitmeden bağımsız bölümü teslim alıp istifa eden üyelerden bağımsız bölümü geri alma hakkına sahiptir. İnşaatlar devam ederken başkaca aidat alınmayacağını ilişkin taahhütlerin kooperatif açısından geçerli kabul edilemeyeceği, maliyetlerin artması halinde bu bedelin kooperatif ortaklarından talep edilebileceği yerleşmiş Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiştir. Yine somut olaya gelindiğinde kooperatif yukarıda belirlenen gerekçeyle, geçersiz olan ana sözleşmenin 61 ve 62.maddesi uyarınca kesin maliyet hesabı çıkartıp, bu bedeli davalıdan talep etmiş ise de, henüz tüm inşaatlar bitmeden yapılacak kesin maliyet hesabı hiçbir zaman kesin maliyet sonucunu vermeyecek, her genel kurul sonrasında yapılacak hesaplamaya göre ortaklardan yeniden talepte bulunma zorunluluğu doğacaktır. Bu gerekçeler doğrultusunda kanuna aykırı olarak düzenlenen ana sözleşme uyarınca belirlenen bedelin davalıdan talep edilebilmesini kabul etmek mümkün değildir. Ancak kooperatif, inşaatlarının bitmesini müteakip yapılacak kesin hesap sonucunda belirlenen bedeli bağımsız bölüm teslim alan ortaktan kooperatiften istifa edip etmediğine bakılmaksızın talepte bulunabilecektir. Bu durumda yerel mahkemece eldeki davanın erken açılmış dava olduğu gerekçesiyle usulden reddi ile, masraf ve vekalet ücretinin de bu doğrultuda ve bu konudaki Yargıtay HGK nun 2013/385 Esas – 2014/100 Karar sayılı emsal içtihadı da gözetilmek suretiyle (Davanın erken açılmış olması nedeniyle usulden reddi halinde davalı lehine, maktu vekalet ücretini geçmemek üzere nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine dair) sonuçlandırılması gerekirken yazılı gerekçelerle kabulü doğru görülmemiştir. Bu yönüyle davalının istinaf sebebinin haklı ve yerinde olduğu, ancak işbu hususun da yeniden yargılamayı gerektirmemesi nedeniyle davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK 353/1-b.2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve düzeltilerek yeniden esas hakkında aşağıdaki gibi karar verilmesine dair işbu hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile,
2-HMK’nın 353/1-b.2.maddesi gereğice KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 09/12/2021 tarih ve 2019/864 E – 2021/1092 sayılı nihai kararının KALDIRILMASINA,
Düzeltilerek esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
3-“1-Davanın erken açılmış olması nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan 85,39 TL ve 4.440,15 TL tamamlama harcından mahsubu ile bakiye artan 4.444,84 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yargılama boyunca yapılan başvuru harcı ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.nin 7/2 ve 13/1 maddeleri gereğince davalı lehine takdir edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-HMK 333 maddesi uyarınca,taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,”
4-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 2.553,00 TL istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde istinaf başvurusunda bulunan davalıya iadesine,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan 93,60 TL posta gideri ve 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nın 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere, oybirliği ile karar verildi. 09/06/2022