Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1336 E. 2022/1372 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1336
KARAR NO: 2022/1372
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/04/2022
ESAS NO: 2021/910
KARAR NO: 2022/308
DAVANIN KONUSU: Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/06/2022
İSTİNAF KARAR
YAZIM TARİHİ:10/06/2022
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/04/2022 tarih ve tarih ve 2021/910 E. – 2022/308 K. sayılı kararı davalı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; … … Anonim Şirketi nezdinde bulunan kar ve zarar katılım akdi, cari hesaplar ve hesapların eklerinde davacılara ait bulunan 25.160,00-Euro’nun bütün hakları ile birlikte davalı şirkete temlik edildiğini, davacıların ise temlik alan şirket ile 03/02/2010 tarihinde “alacağın temliki, sulh ibra ve feragat sözleşmesi” isimli sözleşmeyi akdederek temliki kabul ettiklerini, davalı şirketin 03/02/2010 tarihinde alacağın temliki, sulh, feragat sözleşmesi ile davacıların toplam alacağı olan 25.160,00-Euro’yu temlik aldığını ve aynı sözleşme gereğince alacağı taksitler halinde ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, ancak; davacıların toplam alacak miktarı olan 25.160,00-Euro alacağından; 30/01/2011 tarihinde 300,00-Euro karşılığı 636,00-TL, 28/02/2011 tarihinde 300,00-Euro karşılığı 661,00-TL, 30/03/2011 tarihinde 300,00-Euro karşılığı 655,00-TL, 30/04/2011 tarihinde 300,00-Euro karşılığı 660,00-TL, 30/05/2011 tarihinde 300,00-Euro karşılığı 673.00-TL, 30/06/2011 tarihinde 300,00-Euro karşılığı 693,00-TL, 30/07/2011 tarihinde 300,00-Euro karşılığı 720,00-TL, 30/08/2011 tarihinde 310,00-Euro karşılığı 793,00-TL, 30/09/2011 tarihinde 350,00-Euro karşılığı 875,00-TL, 30/10/2011 tarihinde 350,00-Euro karşılığı 859,00-TL, 30/11/2011 tarihinde 350,00-Euro karşılığı olan ancak eksik ödeme ile 185,00-TL, 30/12/2011 tarihinde 350,00-Euro karşılığı olan ancak eksik ödeme ile 185,00-TL 30/01/2012 tarihinde 350,00-Euro karşılığı olan ödeme ile 175,00-TL ödenerek başkaca ödeme yapılmadığını, bu şekilde davalı şirketin ödemesi gereken meblağları tam ve gereği gibi ifa etmediğini belirterek davacıların toplam alacağı 25.160,-Euro’dan bilirkişi marifetiyle ödenen miktarlar mahsup edildikten sonra bakiye alacağın öncelikle Euro olarak tahsiline, aksi durumda her bir taksitin vade tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte alacağın ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde harca esas değerin 6.000,00-TL olarak gösterdiği, ancak dilekçenin sonuç bölümünde 25.160,-Euro’dan ödenen tutarların mahsup edildikten sonra bakiyesinin tahsilinin talep edildiğini, bu hali ile davacıların yatırdığı harcın eksik olduğunu ve tamamlatılması gerektiğini, davacıların arabuluculuk son tutanağını dosyaya sunmadığını, davacı taraf ile davalı şirket arasında akdedilen sözleşmeyle taraflar iş bu sözleşmeden doğabilecek tüm olan ihtilafların çözümünde İstanbul Mahkemeleri ve icra Müdürlükleri yetkili olduğu ve görevli olduğu hususunda mutabakata vardıklarını, her ne kadar davacı tarafça yetki sözleşmesinin geçersiz olduğunu ileri sürmüşse de davanın dayanağı olan sözleşmenin 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı yasadan önce 03/02/2010 tarihinde imzalanmış olduğundan o tarihte yürürlükte bulunan 1086 sayılı yasa hükümlerince yetki şartının geçerli olup her iki tarafı da bağladığını, bu davanın yetkisiz mahkemede açıldığını belirterek koşulları oluşmayan davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, zaman aşımı itirazında bulunduklarını, dava konusu alacağın hukuken henüz talep edilebilir olmadığını beyanla davanın reddine, davacılar aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; “……Dosya kapsamına göre; davacılar ile davalı şirket arasında imzalanan alacağın temliki sözleşmesi bağımsız mahiyette bir sözleşmedir ve taraflar açısından kendi başına hüküm ifade eder. Davacıların temlik sözleşmesine konu yaptığı alacağın borçlusu durumundaki … A.Ş. bu davada taraf değildir ve uyuşmazlık taraflar arasındaki temlik sözleşmesinde, davalının üzerine düşen edimlerini yerine getirmediği iddiasından kaynaklanmıştır. Somut uyuşmazlıkta 6098 sayılı TBK’nun 183. ve devamı maddeleri hükümlerinin dikkate alınması gerekir. Eldeki dava, TTK’da düzenlenen mutlak ticari davalardan olmadığı gibi davacının tacir olmadığı da gözetildiğinde, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilişkili değildir. Bu nedenle, davaya bakmakla görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi değil, 6100 sayılı HMK’nun 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesidir. 6335 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten sonra mahkememiz ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi haline getirildiği, görev ilişkin usul hükümlerinin uygulanmasının gerektiği, görevin kamu düzeniyle ilgili olduğu, HMK’nun 115. ve 138. maddeleri gereği mahkemenin görev hususunu kendiliğinden araştırmakla yükümlü olduğu ve davanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebileceği… ” gerekçesiyle 1-HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle HMK’nun 115/2. maddesi gereğince davanın usulden reddine, 2-Hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde dava dosyasının görevli Kayseri Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, 3-HMK’nun 20. maddesi uyarınca işbu kararın kesinleştiği tarihten veya kanun yoluna başvurulursa başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden 2 hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini istememesi halinde dava dosyasının ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine, 4-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama gideri harç ve vekalet ücretinin görevli mahkemede hüküm altına alınmasına karar verilmiştir.İşbu kararı davalı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; iş bu davada görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğunu, güncel Yargıtay ve BAM içtihatları uyarınca iş bu davada görevli Mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunun tartışmasız olduğunu, iş bu davanın, davalı şirket ile davacı taraf arasında yapılan sözleşmeden kaynaklanan alacak davası olduğunu, ihtilaf konusu sözleşme ve iş bu sözleşmenin ifası tacir olan davalının ticari işletmesi ile ilgili olup, ticari iş niteliğinde olduğunu, bu çerçevede; TTK ’nun 19. maddesi uyarınca taraflardan biri için ticari iş niteliğinde olan bir iş/sözleşme diğer taraf için de ticari iş sayılacağından, iş bu uyuşmazlığa bakmakla görevli mahkeme, TTK ’nun 4. ve 5. maddeleri gereğince ticaret mahkemesi olduğunu, dava konusu iş niteliği itibarıyla TTK ’nun 4/1-f bendi kapsamında kaldığını ve davaya bakmak Ticaret Mahkemesinin görevi dâhilinde olduğunu, Yargıtay 20.HD. 25.06.2018 tarihli kararında, Yine Yargıtay 19.HD. 03.04.2018 tarihli kararında, İstanbul BAM 44.HD. 01.07.2021 tarihli kararında, İstanbul BAM 44.HD. 11.02.2021 tarihli kararında, İstanbul BAM 37.HD. 09.07.2020 tarihli kararında, İstanbul BAM 16.HD. 07.07.2020 tarihli kararında; İstanbul BAM 14.HD. 29.12.2019 tarihli kararında; aynı doğrultuda karar verilerek Asliye Ticaret Mahkemesini yargı yeri olarak belirlediklerini, Yargıtay’ın ve BAM ‘ın Yargı Yeri Belirlenmesine dair güncel kararlarının da bu yönde olduğunu, ekte güncel BAM ve Yargıtay içtihalarını da dosyaya sunduklarını belirterek; Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/910 E., 2022/308 K. sayılı, 18.04.2022 tarihli kararının bozularak kaldırılmasına ve Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.HMK’nın 1. maddesine göre; “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” HMK’nın 114/1-c bendine göre; “mahkemenin görevli olması” dava şartlarındandır.HMK’nın 115/1. maddesine göre; “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.”Taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümleri incelendiğinde; davacının tasfiye halindeki …A.Ş’de bulunan cari hesaplarındaki 25160,00 Euro’yu davalı ile imzaladıkları 03.02.2010 tarihli alacağın temliki, sulh, ibra ve feragat sözleşmesi ile temlik ettiklerini, davalının bu sözleşme gereğince her ay belirli bir miktarı ödeyeceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.Davacı tarafından, temlik sözleşmesi uyarınca davalının üzerine düşen edimlerini yerine getirmediğinden bahisle alacak isteminde bulunulmuş olup, davacının temlik sözleşmesine konu yaptığı alacağın borçlusu durumundaki … …A.Ş. bu davada taraf değildir. Bu durumda, uyuşmazlığın çözümünde 6098 sayılı TBK’nın 183. vd. maddeleri uygulanması gerekmektedir.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/3 fıkrası uyarınca dava tarihi itibariyle Asliye Hukuk Mahkemesi ile Asliye Ticaret Mahkemesi arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, somut olayda uyuşmazlık, alacağın temliki sözleşmesinden kaynaklanan edimin yerine getirilmemesi nedeniyle alacağın tahsili istemine ilişkindir. Davacılar tacir olmadığı gibi eldeki davada Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen mutlak ticari davalardan değildir. Hal böyle olunca, davaya bakmakla görevli mahkeme Ticaret Mahkemesi değil Asliye Hukuk Mahkemesi’ne aittir. Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olmakla davalının istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda davalı tarafın söz konusu istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nın 353/1-b.1.maddesi gereğince usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 18/04/2022 tarih ve 2021/910 E. – 2022/308 K. sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan istinaf karar harcı istinaf eden davalı tarafından peşin yatırılmış olması nedeniyle harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirilmlerin, HMK. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-c bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.09/06/2022