Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1319 E. 2022/1279 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1319
KARAR NO: 2022/1279
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ:13/04/2022
NUMARASI: 2021/462 E. 2022/310 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ:
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 13/04/2022 tarih ve 2021/462 E – 2022/310 K kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Davacı firmanın eski ismi … Şubesi olan şimdiki adı … şubesinden üzerinde tarih basılı çek yapraklarını teslim almış olduğunu, daha sonra bu çekler ile ilgili olarak ilgili bankanın davacının İban no: … nolu hesabında bulunan meblağdan 11.02.2015 tarihinde 11.761,97 TL parayı çeklerin iade edilmemesi nedeniyle el koymak suretiyle gayri nakdi kredi göstererek bloke altına almış olduğunu, davacı firmanın daha sonraki dönemlerde 3 adet çek yaprağını ilgili bankaya iade etmiş olup, zorunlu çek bedellerini talep ettiğinde, davacı firma yetkilisi …’inn şahsi borcu bulunduğu nedeniyle o borca mahsup edileceği söylenerek banka herhangi bir ödeme yapmamış olduğunu, bunun üzerine çeklerin üzerinde tarih basılı olması nedeniyle 5941 sayılı Kanun un 3/9 maddesi uyarınca üzerinde tarih yazılı çeklerle ilgili beş yıllık zamanaşımı süresi konduğu ve bu beş yılın dolması akabinde ilgili bankadan sorumluluk süresi dolması nedeniyle bankadan sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca Kayseri Genel İcra dairesi … e sayılı ilamsız icra takibi ile anapara ve işlemiş faiz olarak icra takibi yapılmış olup ilgili banka vekilince alacak miktarının 18.436,63 TL lik kısmına hiçbir hukuki gerekçe sunulmadan itiraz edilmiş olduğunu, bu itirazın iptali için işbu davayı açma gereği hasıl olduğunu, yine gerek Yargıtay kararlarında gerekse bankacılık kanun ve yönetmeliklerinde bankaya iade edilmeyen çeklerle ilgili gayri nakdi kredi olarak çek yaprağı sayısınca zorunlu çek bedelleri miktarlarının banka tarafından bloke altına alınabileceği ancak alınan bu paranın merkez bankası yazılarına göre her yıl güncellendirilip nemalandırılması gerektiği yani faizli hesapta bloke altında tutulması gerektiği düzenlenmiş olduğunu, dolayısıyla beş yıl süre sonunda bankanın bloke altında tuttuğu bedelin beş yıllık zaman aralığında değer kaybetmesi nedeniyle anapara ve faizi üzerinden takip yapılmış olduğunu, takibe itiraz edilmiş ve takip durmuş olduğunu, itirazın iptali davası açılmış olduğunu, ancak ara buluculuk sürecine başvurulmadığı için dava usulen reddedilmiş olduğunu, bunun üzerine ara buluculuk sürecine başvurulmasına rağmen sonuç alınamadığını belirterek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının çek hesabında bloke tutulan 10.480,00.-TL’yi faizi birlikte ödenmesi talebiyle davalı banka aleyhine Kayseri Genel İcra Dairesinde … numarası ile ilamsız takip yapmış olduğunu, ödeme emrinin 21.08.2020 tarihinde davalı banka tarafından tebellüğ edilmiş olduğunu, bloke bedelinin bir kısmı olan 2.079,89.-TL’nin davalı tarafından ödenerek, takibe konu olan 8.400,11-TL asıl alacak, 10.036,52 TL faiz olmak üzere toplamda takibin 18.436,63 olan kısmına, takip açıldıktan sonra işlemiş/işleyecek faize, vekalet ücreti ve icra takip masrafları dahil diğer ferilerine itiraz edilmiş olduğunu, itiraz neticesinde takip durmuş davacı tarafından davalı banka tarafından ödenen 2.079,89.-TL (vekalet ve icra takip masraflarına dair itiraz edilmesine rağmen) açısından “…2079,89 TE’sini kabul etmiş ve belirtilen miktarı dosyaya yatırmış ancak vekalet ücreti ve icra harç ve masraflarını dosyaya yatırmamış olup, yapılan dosya hesabına göre 794,83 TL bakiye borcun kaldığı…” gerekçesiyle davalı bankaya bakiye borç muhtırası gönderilmiş olduğunu, taraflarınca bakiye borç muhturası için yapılmış şikayet red edilmiş olup 794,83 TL icra dosyasına ödenmiş olduğunu, davacının iddiasının aksine takibe konu olan 8.409,11-TL asıl alacak, 10.036,52 TL faiz olmak üzere toplamda takibin 18.436,63 olan kısmına, takip açıldıktan şonra işlemiş/ işleyecek faize, vekalet ücreti ve icra takip masrafları dahil diğer ferilerine itirazımızın hiçbir hukuki gerekçeye dayanmadığını kabul etmenin mümkün olmadığını, icra takibine itiraz dilekçesinde de ayrıntılı olarak belirtmiş oldukları gibi takibe konu olan Alacaklı çek hesabında bloke tutulan 10.480,00.-TLyi talep etmekte olunduğunu, 2015 yılında karşı tarafın ipotekleri fek edilirken banka sorumluluk tutarının blokeye alınmış olduğunu, diğer itiraz sebepleri saklı kalmak kaydıyla; Geçici hesaplardan ödeme durumunda tazmin faiz hesabı oluşacağından bloke edilen bedeli çeklerin hepsinin davalı bankaya iade edilene kadar tamamen iadesinin mümkün olmadığını, bununla birlikte davacının faiz talebi açıkça hukuka aykırı olduğunu, davacının faiz açısından davalıyı temerrüde düşürülmesinin de söz konusu olmadığını, fahiş faiz talebinin kabulü mümkün olmadığını, davalı bankadan gelecek bilgi ve belgeler çerçevesinde cevap dilekçesinde ileri sürdüğü hususlarda açıklayıcı ek beyanları da sunacaklarını, davacının davasında haksız olup, hiçbir şekilde davalı Bankanın bloke bedelini, çeklerin hepsinin davalı bankaya iade edilene kadar ödeme hususunda yasal bir sorumluluğu bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkeme kararında “…Mahkememizce Banka Hukukunda Uzman bilirkişi ile Bankacı bilirkişi heyetinden alınan 17/02/2022 tarihli raporda; banka tarafından icra dosyasına yapılan ödeme sonrasında davacı firmanın banka nezdindeki hesabında 8.400,00 TL bakiyesinin kaldığı, 20 Ocak 2020 tarih ve 31011 nolu Merkez Bankası Tebliğine göre belirlenen banka sorumluluk tutarının 2020 yılı için güncellendiğinde 4 adet çek yaprağı için bankanın 8.900,00 TL gayrınakdi riskinin bulunduğu, sonucuna varıldığının bildirildiği anlaşılmıştır. Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; her ne kadar davacı tarafça takibe konu alacaktan dolayı davalının takibe itiraz etmesi üzerine mahkememizde itirazın iptali davası açılmış ise de, delillerin toplanmasından sonra bilirkişi heyetinden 17/02/2022 tarihli rapor alınmış olup raporda, davalı banka yönünden gayrınakdi riskin devam ettiğinin belirtiği görülmüş olmakla bilirkişi raporunu denetime elverişli ve hükme esas alınabilecek nitelikte olması nedeni ile rapora itibar edilmiş ve böylece davacının talebinin yerinde olmadığı değerlendirilerek davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Davanın reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkili firmanın, eski ismi … Şubesi olan şimdiki adı … şubesinden üzerinde tarih basılı çek yapraklarını teslim aldığını, daha sonra bu çekler ile ilgili olarak ilgili banka müvekkilinin İBAN NO: … nolu hesabında bulunan meblağdan 11.02.2015 tarihinde 11.761,97 TL parayı çeklerin iade edilmemesi nedeniyle el koymak suretiyle gayri nakdi kredi göstererek bloke altına aldığını, müvekkili firmanın, daha sonraki dönemlerde 3 adet çek yaprağını ilgili bankaya iade etmiş olup, zorunlu çek bedellerini talep ettiğinde, müvekkili firma yetkilisi …’n şahsi borcu bulunduğu nedeniyle o borca mahsup edileceği söylenerek bankanın herhangi bir ödeme yapmadığını, bunun üzerine çeklerin üzerinde tarih basılı olması nedeniyle 5941 sayılı Kanun un 3/9 maddesi uyarınca üzerinde tarih yazılı çeklerle ilgili beş yıllık zamanaşımı süresi konduğunu ve bu beş yılın dolması akabinde ilgili bankadan sorumluluk süresi dolması nedeniyle bankadan sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca Kayseri Genel İcra dairesi … e sayılı ilamsız icra takibi ile anapara ve işlemiş faiz olarak icra takibinin yapılmış olup ilgili banka vekilince alacak miktarının 18.436,63 TL lik kısmına hiçbir hukuki gerekçe sunulmadan itiraz edildiğini, bu itirazın iptali için işbu davayı açma gereğinin hasıl olduğunu, gerek Yargıtay kararlarında gerekse bankacılık kanun ve yönetmeliklerinde bankaya iade edilmeyen çeklerle ilgili gayri nakdi kredi olarak çek yaprağı sayısınca zorunlu çek bedelleri miktarlarının banka tarafından bloke altına alınabileceğini ancak alınan bu paranın merkez bankası yazılarına göre her yıl güncellendirilip nemalandırılması gerektiğini yani faizli hesapta bloke altında tutulması gerektiğinin düzenlendiğini, dolayısıyla beş yıl süre sonunda bankanın bloke altında tuttuğu bedelin beş yıllık zaman aralığında değer kaybetmesi nedeniyle anapara ve faizi üzerinden takip yapıldığını, yukarıda Esas ve Karar numarası verilen dosyada 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 3.maddesinin 9.fıkrasına göre davaya konu edilen çek zamanaşımına uğradığını, bilirkişinin raporunun somut olay bakımından Çek Kanunu’nun 3.maddesinin 9.fıkrası yokmuş gibi hareket edilerek söz konusu maddeye ilişkin herhangi bir açıklama yapılmadığını, Hakimin, hukuki sorunların en yetkin bilirkişisi olduğunu, çözümünün hukuk bilgisi gerektiren konularda bilirkişiye başvurulamayacağını, davaya konu edilen söz konusu uyuşmazlık bakımından çeklerin zamanaşımına uğradığını, bankanın Çek Kanunu’nun 3.maddesinin 9.fıkrasına göre söz konusu meblağı ödeme yükümlülüğünün bulunmadığını, bu hususun hem mahkeme hem de bilirkişi tarafından gözden kaçırıldığını, dava dilekçesinde belirtmiş oldukları Çek Kanunu’nun ilgili maddesi dikkate alınmadığını, mahkeme tarafından re’sen göz önünde bulundurulacak olan nedenlerle istinaf kanun yolunan başvuru gereğinin hasıl olduğunu beyan ederek istinaf başvurularının kabul edilmesine ve ilk derece mahkemesinin yukarıda Esas ve Karar sayısı verilen kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle;Davacının Mahkemenin tüm delil ve belgeleri incelemediğini, bilirkişi raporunun karara elverişli olmadığını, Çek Kanunu 3.maddesinin 9.fıkrası yokmuş gibi sayıldığını, çözümünün hukuki bilgi gerektiren konularda bilirkişiye başvurulamayacağı ile davanın reddine karar verdiği iddiasının gerçek dışı olduğunu, maahkemenin tüm delilleri topladığını, gerekli gördüğü kayıtları davalı bankadan celp ettiğini,, bilirkişice de inceleme yaptırdığını, neticede ise, işbu hukuka uygun kararı tesis ettiğini, 2015 yılında karşı tarafın ipotek 2015 yılında karşı tarafın ipotekleri fek edilirken banka sorumluluk tutarının blokeye alındığını, diğer itiraz sebeplerinin saklı kalmak kaydıyla; Geçici hesaplardan ödeme durumunda tazmin faiz hesabı oluşacağından bloke edilen bedeli çeklerin hepsine müvekkili bankaya iade edilene kadar tamamen iadesinin mümkün olmadığını, davacının istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususların gerçek dışı olduğunu, bu hususların cevap dilekçesi başta olmak üzere vargılama aşamasında sunulan beyanları ile delilleri ve ayrıca, İlk Derece Mahkemesi kararı ile de ortaya konulduğunu, bu nedenlerle; yargılama aşamasında sunulan tüm dilekçelerini tekrarla; davacının tüm istinaf taleplerinin reddi gerektiğini beyan ederek davacının istinaf başvurusunun reddine , mahkeme kararının onanmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava davalı banka nezdinde bulunan ve davalı bankanın çek kanunu uyarınca sorumlu olduğu çek bedelleri yönünden bloke konulan paranın çek yaprakları yönünden bankanın sorumlu olduğu beş yıllık zaman aşımı süresinin dolmasından ötürü faizli hesapta blokede tutulan paranın faiziyle birlikte iadesinin istenmesine ilişkin başlatılan takibe yapılan itirazın iptali davasıdır. Kayseri Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı İcra Dosyası incelendiğinde; Davalı … A.Ş. aleyhine 18.08.2020 tarihi itibariyle 10.480,00 TL Asıl alacak ( % 22,50 faiz oranı) 10.036,52 TL İşlemiş Faiz olmak üzere toplam 20.516,52 TL alacak üzerinden takip başlatıldığı, takip dayanağı olarak “çek kanunu uyarınca çek yaprakları yönünden bankanın sorumlu olduğu beş yıllık zaman aşımı süresinin dolduğundan bahisle faizli hesapta blokede tutulan paranın faiziyle birlikte iadesi” olarak gösterildiği, davalı banka tarafından bloke konulan 2.079,89 TL’nin ödenediği buna karşılık 8.400,11 TL asıl alacak 10.036,52 TL faiz olmak üzere toplamda 18.436,63 Tl’lik kısma itiraz edildiğinin bildirildiği görülmüştür.
5941 sayılı Çek kanunun “İbraz, ödeme, çekin karşılıksız olduğunun tespiti ve gecikme cezası başlıklı” 3/9 (Ek: 31/1/2012-6273/2 md.) madde hükmü incelendiğinde; Çekin, üzerinde yazılı baskı tarihinden itibaren beş yıl içinde ibraz edilmemesi hâlinde, muhatap bankanın üçüncü fıkraya göre ödemekle yükümlü olduğu tutara ilişkin sorumluluğu sona erer.” Geçici 3 /3 maddesi hükmü incelendiğinde; Bu Kanunun bu maddenin yayımı tarihinden önce yürürlükte bulunan hükümleri ile mülga 3167 sayılı Kanun hükümleri gereğince düzenlenmiş olan eski çeklerin hukukî geçerliliği devam eder. Geçici 3. /4 maddesi hükmü incelendiğinde Bankaların müşterilerine verdikleri eski çek defterleriyle ilgili olarak, muhatap bankanın 3 üncü maddenin üçüncü fıkrasına göre ödemekle yükümlü olduğu tutara ilişkin sorumluluğu 30/6/2018 tarihinde sona erer.”şeklinde düzenlemeler olduğu görülmektedir.Dosyada yer alan 17.02.2022 tarihli bankacı bilirkişi raporu incelendiğinde; davalı banka tarafından 14.01.2014 tarihinde … – … seri numaralı 25 adet 28.000,00 TL taahhüt tutarlı; 24.03.2014 veriliş tarihli … – … seri numaralı 25 adet 28.000,00 TL taahhüt tutarlı çeklerin davacıya verildiğinin belirtildiği görülmektedir. Bu durumda davalı banka tarafından davacıya verilen çeklerin üzerinde yazılı baskı tarihinin en geç 14.01.2014 ve 24.03.2014 tarihleri olduğu ve bankanın boş çek yapraklarından dolayı sorumluluğunun 5941 sayılı Çek Kanunu 3/9 hükmü uyarınca 14.01.2019 ve 24.03.2019 tarihlerinde dolduğunun kabulü gerekir. Davacı tarafından davalı aleyhine 17.08.2020 tarihinde İlamsız takip başlatılmış olunup davalı bankanın en geç 24.03.2019 tarihi itibariyle davacı hesabı üzerine çek sorumluluk bedellerinden dolayı koyduğu bloke işlemini kaldırması gerekmektedir. Davacının takip başlatmadan önce davalı bankayı temerrüde düşürdüğüne dair dosyada delil bulunmaması ve itirazın iptali davasında 8.400,11 TL asıl alacak için talepte bulunması hususları dikkate alındığında Kayseri Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı İcra dosyasında başlatılan takibin takip tarihi itibariyle 8.400,11 TL alacak üzerinden devamına fazlaya ilişkin talebin reddine, kabul edilen kısım alacak likid ve belirlenebilir olmadığından icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken davaya konu 9 adet çekin henüz işlem görmediği bundan ötürü zaman aşımı süresinin başlamadığı ve bankanın 8.900 TL gayri nakdi riskinin bulunduğu belirtilerek davanın reddi şeklinde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüştür.Açıklamalar ışığında davacının istinaf talebinin kabulü ile HMK 353/1-b-2 uyarınca,Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 20217462 Esas 2022/310 karar sayılı ilamının kaldırılarak Kayseri Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı İcra dosyasında başlatılan takibin takip tarihi itibariyle 8.400,11 TL asıl alacak üzerinden devamına fazlaya ilişkin talebin reddine, kabul edilen kısım alacak likid ve belirlenebilir olmadığından icra inkar tazminat talebinin reddine dair düzeltilerek esas hakkında yeniden hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile,
2-HMK’nın 353/1-b.2.maddesi gereğice KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 13/04/2022 tarih ve 2021/462 E – 2022/310 K sayılı nihai kararının KALDIRILMASINA,
Düzeltilerek yeniden karar verilmesine, buna göre;
3-“1-Davacının davasının kısmen kabulü kısmen reddi ile,Kayseri Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı İcra dosyasında başlatılan takibe davalı borçlu tarafça yapılmış itirazın iptali ile takibin takip tarihi itibariyle 8.400,11 TL asıl alacak üzerinden devamına,
2-Davacının fazlaya ilişkin kısımla ilgili itirazın iptali talebinin reddine,
3-Kabul edilen alacak likid ve belirlenebilir olmadığından koşullarının oluşmaması nedeniyle davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine,
4-Alınması gereken 573,81 TL karar ve ilam harcından davacıdan peşin olarak alınan 212,28 TL peşin harcın mahsubuyla eksik kalan 361,53 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvuru harcı, 212,28 TL peşin harç olmak üzere toplam 271,58 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 1.243,90 TL nin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 566,75 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin ise kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Davalı kendisini bir vekille ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
9-HMK 333 uyarınca,Artan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde ve talep halinde harcanmayan gider avansının ilgili taraflara iadesine,
10-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 595,00 TL sinin davalıdan alınarak,725,00 TL sinin ise davacıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,”
4-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde istinaf başvurusunda bulunan davacıya iadesine,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan 27,75 TL tebligat gideri ve 73,60 TL posta gideri olmak üzere toplam 101,35 TL’nin ve 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
7-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan incelemeyle H.M.K’nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 01/06/2022