Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1311 E. 2022/1304 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1311
KARAR NO: 2022/1304
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/02/2022
ESAS NO: 2019/732
KARAR NO: 2022/148
DAVANIN KONUSU: Alacak (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ:01/06/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:13/06/2022
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 16/02/2022 tarih ve 2019/732 Esas 2022/148 Karar sayılı ilamına karşı ,davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin, Kayseri’de faaliyet gösteren konut yapı kooperatifi olduğunu, 2010 hesap yılına ilişkin olarak 20.02.2011 tarihinde yapılan Genel Kurul kararı gereğince üyelere teslim edilen toplam 196 dairenin geçici maliyeti çıkarılarak üyelerden talep ve tahsil edildiğini,Kooperatif genel kurulu tarafından şimdiye kadar usulüne uygun olarak kesin maliyet bedellerinin belirlenmesi ve üyelerden talep edilmesine yönelik herhangi bir karar alınmadığını, davalı üye ve kooperatiften dairesini alan diğer 196 üyeden yalnızca geçici maliyet bedelleri alındığını, o zamanki bilirkişi maliyet raporu incelendiğinde kesin maliyet raporunda bulunması gereken özelliklerin bulunmadığı ve hesaplamaların yapılmadığı, eksik ve hatalı olduğu, geçici maliyet raporu niteliğinde olduğunu, bilirkişi komisyonu tarafından hesaplanan maliyetlerde arsa sahiplerine yapılan dairelerin maliyetleri kooperatif ortaklarına pay edilmediğini, arsa sahiplerine teslim edilen dairelerin maliyetleri kooperatif üzerine yani halihazırda evini teslim almamış üyelerin üzerine bırakıldığını, yine maliyet hesabında kat, cephe ve şerefiye bedeli farkları da gerçeği yansıtmadığını, ayrıca o zamanki yönetim tarafından bilinçli bir şekilde fahiş (%50-%60) oranlarla kat karşılığı inşaat sözleşmeleri yapıldığını kooperatifin büyük maddi zarara uğratıldığını, Müvekkili Kooperatif tarafından bugüne kadar 196sı kooperatif üyesi, 197si arsa sahibi olmak üzere toplam 393 daire teslim edildiğini, halihazırda 309 daire de (152 koop. üyesi + 157 arsa sahibi) yarım kaldığını, daireler teslim edilemediğini, kooperatif tarafından yapılan/yapılacak olan toplam 702 daire mevcut olduğunu, kooperatifin mevcut 305 üyesi bulunduğunu, bunlardan 196’sı davalı gibi dairesini ve tapusunu aldığını 109 üye henüz dairesini alamadığını, eksik ve hatalı maliyetlerle kooperatif ortaklarına kat mülkiyet tapuları ferdileştirme ile verildiğini, daireleri teslim edilen 197 arsa sahibinin daire maliyetleri hesaplanmayarak ve kooperatiften dairesini teslim almış üyelere yansıtılmayarak 506 dairenin maliyeti (teslim edilen 197 arsa sahibi dairesi, devam eden 152 üye dairesi ve devam eden 157 arsa sahibi dairesi) geriye kalan 109 üyeye yüklendiğini, yapılan geçici/kesin maliyet hesapları doğru olarak üyelere pay edilmiş olsa idi dairesini teslim alan üye başına ortalama 220.000-240.000TL maliyet düşecek iken, arsa sahiplerinin daire maliyetleri üyelere yansıtılmadığı için 90.000-140.000TL arası bedellerle daireler üyelere teslim edildiğini, evini teslim alan üyelerden aylık aidat miktarının %40ı oranında kira bedeli alınması yönünde genel kurul kararı olmasına rağmen bu bedeller üyelerden talep ve tahsil edilmediğini, kooperatiften istifa eden üyelere olan borçlar, evlerini teslim alan üyeler için kullanılan banka kredisi borçları, vergi, sgk vs. borçlar dairesini teslim alan üyelerin kesin maliyet bedeli hesabına eklenmediğini ve tüm bu borçlar dairesini teslim almamış üyelere bırakıldığını, yapılan bu fahiş hatalar müvekkil kooperatifin halihazırda yönetiminde olanlar tarafından görev başına geldikleri zaman kooperatif kayıtlarında yapılan incelemeler neticesinde tespit edildiğini, bu nedenlerle 21.04.2019 tarihinde yapılan kooperatif olağan genel kurul toplantısında şimdiye kadar hesaplanan tüm geçici/kesin maliyet bedellerinin iptali ile yeniden kesin maliyet bedeli hesaplanmasına karar verildiğini, bu hesap hatalarında o zamanki kooperatif yönetiminin ve ilgililerin kasten hareket ettiği düşünülerek Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, şüpheliler hakkında 2019/18630 Sor. no ile soruşturma başlatıldığını ve yargılama halen devam ettiğini, kooperatif tarafından yapılan 21.04.2019 tarihli genel kurul toplantısında alınan tüm kararlar muhalefet şerhi olmaksızın oy birliğiyle alındığını, genel kurul toplantısının iptali amacı ile açılmış hiçbir dava bulunmamakta ve alınan tüm kararlar kesinleşmiş bulunduğunu, bu kapsamda verilen yetki uyarınca yönetim kurulu tarafından ilgili hazırlıklar yapıldığını ve alınan kararlar ile kesin maliyet bedeli hesaplanması süreci başlatıldığını, hesaplanan kesin maliyetler ana sözleşmenin 61. maddesindeki usule birebir uygun şekilde üyelere tebliğ edilldiğini ve 15 günlük itiraz süreci ve devamındaki prosedür de tüm üyelere tanınarak, ilgili sürecin 61. maddeye uygun olarak tamamlanması sağlandığını, tüm üyelerin paylarına düşen kesin maliyet bedeli borcu miktarı üyelere tebliğ ve ödeme yapmaları hususu talep edildiğini, verilen süre içerisinde ödemelerini yapmayan tüm üyelerle ilgili olarak yasal hukuki süreç başlatıldığını, davalının da verilen tüm bu sürelere rağmen borcunu ödemediğinin tespit edildiğini, kooperatif tarafından hesaplanan kesin maliyet bedellerinin tüm üyelere tebliğ edilmesine rağmen davalı ile birlikte bir kısım üyeler, verilen süre içerisinde borçlarını ödemediklerini ve bunun üzerine müvekkil kooperatif tarafından muaccel hale gelen işbu borçların tahsili amacı ile iş bu davayı ikame ettiklerini belirterek, kooperatifin genel kurul kararı ile şimdiye kadar belirlenen tüm geçici ve kesin maliyet bedellerini iptal etmesi ile yeniden kesin maliyet hesabı yaparak üyelerden talep etmesinde, yukarıda detaylı olarak izah ettiğimiz üzere dairesini teslim almamış üyeler ile teslim almış üyeler arasındaki eşitliğin sağlanabilmesi amaçlandığını, dava şartı olarak zorunlu Arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak davalı ile 25.10.2019 tarihinde yapılan arabuluculuk toplantısında anlaşma sağlanamadığını belirterek öncelikle telafisi mümkün olamayacak zararlarımızı önlemek maksadıyla davalının müvekkil kooperatiften almış olduğu Kayseri ili … ilçesi … Mahallesi … Ada … Parsel A Blok Bağımsız Bölüm No:14 de kayıtlı bulunan mesken vasıflıtaşınmazın tapu kaydı üzerine tedbir konulmasına, davalının müvekkil kooperatifin halihazırda üyesi olduğunun kabulü ile, davalının kooperatife karşı kesin maliyet ve diğer hususlardan doğan edim borçları nedeniyle, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydı ile (kısmi dava olarak) şimdilik 5.000,00 TL kesin maliyet bedeli alacağının arabuluculuk başvurusu tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkil kooperatife ödenmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALI VEKİLİ’NİN İLK DERECE MAHKEMESİNE SUNMUŞ OLDUĞU CEVAP DİLEKÇESİNDEN ÖZETLE: Bu davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, davacı tarafın eksik harcı tamamlaması gerektiğini, davacı tarafın bu şekilde belirsiz alacak davası açması hukuken mümkün olmadığını, davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin kooperatifin üyesi olmadığını, müvekkilinin kooperatife olan borcunu ödeyip 2013 yılında kat mülkiyeti tapusunu aldığını, tapuyu aldıktan sonra kooperatif tarafından yapılan genel kurul toplantıları ve hazirun listesinde ismi bulunmadığını, genel kurula da davet edilmediğini, müvekkilin kooperatiften çıktığı, ilişiğinin kesildiğinin onaylandığını, müvekkili ve müvekkili gibi başka üyelerin de kötüniyetli olarak 21.04.2019 tarihinde yapılan genel kurul ile yeniden borç çıkarılmasının kötü niyetli olduğunu üye olmayan müvekkiline yıllar sonra haziruna eklenerek genel kurulda borç çıkarılması kanuna da aykırı olduğunu, davacı kooperatif tarafından her ne kadar 21.04.2019 tarihli genel kurul kararı ile müvekkil aleyhine kesin maliyet bedeli talep edilmiş olsa da 2019 yılından önce kesin maliyet hesabı yapıldığını, belirlenen kesin maliyet bedeli müvekkil tarafından ödendiğini, üyeliğinin yıllar önce 2013 yılında sona erdiğinden üyelikten kaynaklı olarak alacak talep edilmesi hukuka aykırı olduğunu, 21.04.2019 tarihli genel kurul tutanağında şimdiye kadar belirlenen tüm geçici ve kesin maliyetlerin iptaline karar verildiği belirtilmiş ise de, söz konusu kooperatif genel kurulunda; neden daha önceki kesin hesapların hatalı olduğunun açıkça belirtilmesi ve resmi tespitlerle gösterilmesi gerektiğini, aksi bir durumun keyfiliğe yol açtığını ve kooperatif genel kurul kararları, yasalara ve ana sözleşmeye aykırı olamayacağını, müvekkilin 2013 yılında kat mülkiyeti tapusunu aldığını, kooperatif ile ilişiği kesilen müvekkile bu kadar yıl sonra yeniden borç çıkarılması hukuka aykırı olduğunu, kooperatif eşitlik ilkesine aykırı davrandığını, davacı kooperatif tarafından çıkarılan kesin maliyet bedeli ve diğer talepleri kesinlikle kabul etmemekle birlikte borcun kaynağı olan 21.04.2019 tarihli genel kurulun hazirun cetveli incelendiğinde bütün üyelerin hazirun cetvelinde yer almadığı üyelerin bir kısmı hazirun listesine dahil edilmişken bir kısmının hazirunda yer almadığı görüleceğini, müvekkilim kooperatifin üyesi olmadığını belirterek, davacının haksız ve hukuka aykırı davasının usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda “…Yargılama sonunda tüm dosya kapsamına göre davacının üyesi olan davalıdan kooperatif üyeliğinden kaynaklı kesin maliyet bedeli alacağını talep edebileceği, benimsenen bilirkişi ek raporuna göre davacının talep edebileceği kesin maliyet bedelinin 220.491,00 TL olduğu, genel kurulda kararlaştırılan yıllık %18 (aylık %1,5) oranı üzerinden gecikme faizi uygulanacağı sonuç ve kanaatine varılmış ve davacının terditli taleplerinden ikinci talebi olan alacak davasının kabulü ile toplam 220.491,00 TL kesin maliyet alacağının, 5.000,00 TL’sine dava tarihi olan 29/10/2019 tarihinden ve 215.491,00 TL’sine ıslah tarihi olan 27/12/2021 tarihinden itibaren işleyecek yıllık % 18 (aylık % 1,5) oranında gecikme faizi ile beraber davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Davacı taraf alacak talebi için banka mevduat faizi talep etmiş ise de kooperatif ile üyesi arasındaki somut uyuşmazlıkta uygulama imkanı bulunmadığından davacının asıl alacağa bankalarca mevduata uygulanan en yüksek oranda faiz işletilmesi talebi yerinde görülmemiş ve izah edilen tüm nedenlerle mahkememizce aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. Açılan davanın KABULÜ ile; 1-220.491,00 TL kesin maliyet alacağının 5.000,00-TL’sine dava tarihi olan 29/10/2019 tarihinden, 215.491,00-TL’sine ise ıslah harcının yatırıldığı 27/12/2021 tarihinden itibaren işleyecek yıllık %18 oranındaki gecikme faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” dair karar verilmiştir.
İş bu kararı davalı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkemenin gerekçesinde; davalının taşınmazı davacı kooperatife iade etmediği ve davacı kooperatif genel kurulunda davalının istifasının kabul edildiğine dair açık bir karar alınmadığı için davalının üyeliğinin devam ettiği anlaşılmıştır’ şeklindeki tespiti ile üyeliğinin devam ettiğine karar vermişse de davacı kooperatifin 2011 yılı genel kurulunda alınan karar ile kesin maliyet çıkarılarak tebliği ile ödeyenlerin üyelikle ilişiğin kesilmesi yönünde yönetim kuruluna verilen yetki neticesinde davalıya 21.03.2011 tarihinde gönderilen kesin maliyet bedelini ödediğini, taahhütname ve ilişik kesme belgesini aldığını, tapusunu aldığını ve 21.11.2017 tarihinde yani davaya konu kesin maliyetin çıkarıldığını 2019 yılı genel kurulundan önce ihtarname göndererek kooperatife karşı yükümlülüklerini yerine getirdiğini belirterek istifa ettiğini, zaten davacı kooperatifinde tapuyu aldığı 2011 yılından beri de genel kurula davet etmediğini, davacı kooperatifin en son yaptığı 28.11.2021 tarihli genel kurula dahi davet etmediğini, esasen davacı kooperatifin de genel kurul kararı doğrultusunda ilişiğini kestiğini, fakat daha sonra davacı kooperatifin toplanan paraları devam eden üyelerin evlerin bitirilmesine kullanmaması nedeniyle oluşan bilanço açığını gidermek için haksız ve hukuka aykırı olarak yeniden kesin maliyet çıkarıldığını, yargılama esnasında davalı hakkında genel kuruldan alınan yetki ile ilişiğin kesilmesine dair karar alınıp alınmadığı, istifasının karar defterlerine işlenip işlenmediği hususlarının tespiti için yönetim kurulu kararlarının incelenmesi talep ve yine bilanço açığı olup olmadığının tespitinin talep edildiğini, fakat alınan bilirkişi raporlarında bu yönde bir inceleme yapılmadığını, mahkemenin tespiti ile davalının istifasının geçerli olmadığı gerekçesi ile aleyhine karar verilmişse de Kayseri 1. Atm 2021/54 E. sayılı dosyası ile dava dışı … tarafından 21.04.2019 tarihli genel kurul 10. maddesinin yoklukla malül olduğu talepli dava açıldığını, yokluğun işlemi baştan itibaren geçersiz hale getirdiğini, yani yokluğa dayalı işlemlerin hiç yapılmamış sayıldığını, hukuki bir sonuçta doğurmadığını, her ne kadar bu dosyada davanın reddine karar verilmişse de dosyada verilen bilirkişi raporu neticesinde verilmiş bir karar olduğunu, isimleri belirtilen kişilerin kooperatif ortağı olmadığına dair noter kanalıyla istifa dilekçesi gönderdikleri ve genel kuruldan önce ortaklıktan ayrıldıkları bu sebeple hazirun listesinde bulunmadıklarının belirtildiği, yine 2019 yılı genel kuruluna davet edilmeyen davalıya ihtarname gönderdiği ve kooperatife borcu olmadığını ihtarda belirttiği bu sebeple genel kurula davet edilmediğinin belirtildiğini, bir yandan davacı kooperatif tarafından ilişiği kesilen üyelere karşı açılan davalarda kooperatiften konut alan üyenin konutu iade etmedikçe istifasının geçerli olamayacağının belirtildiği, 2021/54 e. sayılı dosyada alınan bilirkişi raporunda 2021/54 e. sayılı dosya davacısı …’ın kooperatiften istifa ettiği için 2019 yılı genel kurulunda yer almadığının belirtildiği, bu sebeple 2021/54 E. sayılı dosyasında hatalı bilirkişi raporuna dayanılarak verilen karar neticesinde eldeki dosyada da genel kurulun toplantı yeter sayısı sağlandığı yönünde tespite varıldığı bu tespitin hatalı olduğu ve 2021/54 E. sayılı dosyada verilen rapor ile eldeki dosyada verilen rapor arasında çelişki olduğunu, 2021/54 E. sayılı dosyada istifa etmesi sebebiyle belirtilen 1-…, 2-…, 3-…, 4-…, 5-…, 6-…, 7-…, 8-…, 9-…, 10-…ı, 11- …, 12-…, 13-…, 14-… (ELDEKİ DOSYA DAVALISI), 15-…, 16-…, 17…, 18-…, 19-…, 20-…, 21-…, 22-…, 23-2021/54 e. sayılı dosya davacısı …’ın genel kurula çağrılmadığının belirtildiği, bu durumda bu 24 kişi üye ise toplantı yeter sayısının sağlanmadığının açık olduğunu, yukarıda yer alan 24 kişinin yerel mahkemelerde aleyhine açılan davalarda üye olarak kabul edilerek kendilerine borç çıkarıldığı ve istifalarının geçerli olmadığı yönündeki kararları dikkate alındığında üye olarak kabul edilen 24 kişinin dahil edilmesi durumunda 304 olan üye sayısının 328 kişi olması ve toplantı yeter sayısının ise 82 olması gerektiği, bu çoğunluğu sağlamadan toplanan kooperatifin aldığı kararların yok hükmünde olup yokluğun her zaman üye olan yahut üyelik ile ilişiği kesilmiş kişiler tarafından dahi ileri sürülebilen bir husus olduğu bu durumda yok hükmünde olan 2019 yılı genel kurul kararlarına dayanılarak müvekkilinin ve bir çok eski üyeye borç çıkarıldığını, Yargıtay kararında açıkça önceki genel kurullar ile çıkarılan kesin maliyetin eşitlik ilkesine uymadığı, bütün üyelere çıkarılmadığı durumlarda sonraki kesin maliyetin tüm üyelere uygulanması halinde yeniden kesin maliyet çıkarılabileceğinin belirtildiğini, (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2011/2634 Esas, 2012/724 Karar sayılı içtihadı) 2019 yılı genel kurulunda alınan kesin maliyet kararının kazanılmış haklara ihlalinin önlenmesi için eşitlik ilkesine uymadığının tespitinin gerektiği şeklinde tespitte bulunulduğunu, fakat yargılama esnasında davacı genel kurulun daha önceki genel kurullarının bütün üyelere çıkarılıp çıkarılmadığı yönünde bir inceleme yapılmadığını, davacı kooperatifin halen kaç üyesi olduğu ve 2019 yılı kesin maliyetin kaç üyeye çıkarıldığının tespit edilmediği, mahkemece bu talebin dikkate alınmadığını, her ne kadar eşitlik ilkesine uyulmadığından daha önce çıkarılan kesin maliyetlerin iptal edildiğini bilirkişi raporunda belirtildiğini, bu raporlarda hükme esas alınmışsa da bu durumda 2019 yılında çıkarılan kesin maliyetlerin bütün üyelere çıkarılması gerektiğini, 26/09/2021 tarihinde yapacağı genel kurul öncesi Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne vermiş olduğu tebligat listesinde belirtilen 24 kişiyi davet ettiğini ve hazirunlarda üye olarak yer aldıklarını, bu tarihli genel kurulun pandemi nedeniyle yapılmadığını, akabinde Kayseri 1. ATM 2021/54 E. Sayılı dosyada gelen raporda bu 24 üyenin istifa ettiği için genel kurula davet edilmediğinin düzenlendiğini, bu nedenle 28/11/2021 de yapılan genel kurula çağırılmadıklarını ve hazirunlarda almadıklarını, davacı kooperatifin keyfi uygulamaları ile davalıdan haksız olarak alacak talebinde bulunduğunun son yapılan işlemlerle de ortada olduğunu, izah edilen nedenlerle ve resen inceleme sonucu ortaya çıkacak nedenlerle, öncelikle tehiri icra talebimizin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davacının davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.Her ne kadar mahkemece davanın alacak talebi yönünden kabulüne karar verilmişse de, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 20/01/2022 tarih ve 2021/6310 E – 2022/185 K sayılı ilamında belirtildiği üzere;Yapı kooperatiflerinin amacı ortaklarının konut ihtiyaçlarının karşılamaktır. Bu amaçla bir araya gelen ortaklar emeklerini ve birikimlerini birleştirerek amaçlarını gerçekleştirirler. Kooperatifler Kanunu 23.maddesine göre “kooperatif ortakları bu yasanın kabul ettiği ilkeler ışığında hak ve yükümlülüklerde eşittirler. Kooperatif ana sözleşmesi kooperatif ortaklarının birbiri ve ortaklarla kooperatif tüzel kişiliği arasında özel hukuk sözleşmesindir. Ana sözleşmeye Kooperatifler Kanunu’na aykırı olmamak koşulu ile sözleşme serbestisi çerçevesinde istenilen hükümler konulabilir. Somut olayda; Kooperatif Ana Sözleşmesinin kesin maliyete ilişkin 61.maddesi ve kur’a çekimine ilişkin 62.maddesinde değişiklik yapılarak kooperatifin etap etap yapılacağı, inşaat sona erdikçe, biten binalar için kur’a çekileceği ve çıkarılan kesin maliyet hesabına göre %10 fazla ödeyenlerin bağımsız bölümlerin teslim edilerek kooperatiften istinaf edebilecekleri ana sözleşme hükmü olarak belirlenmiştir. Bu ana sözleşme hükmü; gerek kanunla belirlenen kooperatiflerin ana ilkesine, gerekse eşitlik ilkesine aykırıdır. Her ne kadar ana sözleşme değişikliği ile ilgili iptal davası açılmamış ise de kanuna aykırı kararlar yok hükmünde olacağından her zaman göz önünde bulundurulur. Ana sözleşmenin 61 ve 62.maddelerindeki değişiklikler Kooperatifler Kanununda çerçevesi çizilen ana ilkelere ve eşitlik ilkesine aykırı olduğundan yok hükmünde oldukları eldeki davada da gözetilmelidir. Konut sahibi olmak isteyen kooperatif ortakları son bağımsız bölüm bitip teslim edilene kadar kooperatif ortağı olmaya devam etmelidir. Kooperatif, inşaatlar bitmeden bağımsız bölümü teslim alıp istifa eden üyelerden bağımsız bölümü geri alma hakkına sahiptir. İnşaatlar devam ederken başkaca aidat alınmayacağını ilişkin taahhütlerin kooperatif açısından geçerli kabul edilemeyeceği, maliyetlerin artması halinde bu bedelin kooperatif ortaklarından talep edilebileceği yerleşmiş Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiştir. Yine somut olaya gelindiğinde kooperatif yukarıda belirlenen gerekçeyle, geçersiz olan ana sözleşmenin 61 ve 62.maddesi uyarınca kesin maliyet hesabı çıkartıp, bu bedeli davalıdan talep etmiş ise de, henüz tüm inşaatlar bitmeden yapılacak kesin maliyet hesabı hiçbir zaman kesin maliyet sonucunu vermeyecek, her genel kurul sonrasında yapılacak hesaplamaya göre ortaklardan yeniden talepte bulunma zorunluluğu doğacaktır. Bu gerekçeler doğrultusunda kanuna aykırı olarak düzenlenen ana sözleşme uyarınca belirlenen bedelin davalıdan talep edilebilmesini kabul etmek mümkün değildir. Ancak kooperatif, inşaatlarının bitmesini müteakip yapılacak kesin hesap sonucunda belirlenen bedeli bağımsız bölüm teslim alan ortaktan kooperatiften istifa edip etmediğine bakılmaksızın talepte bulunabilecektir. Bu durumda yerel mahkemece eldeki davanın erken açılmış dava olduğu gerekçesiyle usulden reddi ile, masraf ve vekalet ücretinin de bu doğrultuda ve bu konudaki Yargıtay HGK nun 2013/385 Esas – 2014/100 Karar sayılı emsal içtihadı da gözetilmek suretiyle (Davanın erken açılmış olması nedeniyle usulden reddi halinde Davalı lehine, Maktu vekalet ücretini geçmemek üzere nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine dair) sonuçlandırılması gerekirken yazılı gerekçelerle kabulü doğru görülmemiştir.
Bu yönüyle davalının istinaf sebebinin haklı ve yerinde olduğu, ancak işbu hususun da yeniden yargılamayı gerektirmemesi nedeniyle davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK 353/1-b.2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve düzeltilerek yeniden esas hakkında aşağıdaki gibi karar verilmesine dair işbu hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile,
2-HMK’nın 353/1-b.2.maddesi gereğice KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 16/02/2022 tarih ve 2019/732 E – 2022/148K sayılı nihai kararının KALDIRILMASINA,
Düzeltilerek yeniden karar verilmesine, buna göre;
3-“1-Davanın erken açılmış olması nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan 85,39 TL ve 3.680,05 TL tamamlama harcından mahsubu ile bakiye artan 3.657,74 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yargılama boyunca yapılan başvuru harcı ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.nin 7/2 ve 13/1 maddeleri gereğince davalı lehine takdir edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-HMK 333 maddesi uyarınca,taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,”
4-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde istinaf başvurusunda bulunan davalıya iadesine,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan 13,00 TL tebligat gideri ve 83,60 TL posta gideri olmak üzere toplam 96,6 TL’nin ve 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nın 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere, oybirliği ile karar verildi. 13/06/2022