Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1239 E. 2022/1242 K. 27.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1239
KARAR NO: 2022/1242
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/04/2022
ESAS NO: 2016/30
KARAR NO: 2022/283
DAVANIN KONUSU: Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/05/2022
İSTİNAF KARAR
YAZIM TARİHİ: 27/05/2022
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/04/2022 tarih ve 2016/30 Esas – 2022/283 sayılı kararı davacı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı bankanın davalı ile üye iş yeri sözleşmesi çerçevesinde davalı firmaya kredi kartı alışverişlerinde kullanılmak üzere … numaralı POS (satış noktası terminali) tahsis edildiğini, bu işlemlerde kullanılmak üzere davalı firmanın davacı banka … Şubesi nezdinde … numaralı cari hesabının bulunduğunu, üye işyerleri kredi kartlarını POS makinesinden geçirerek veya mail order yöntemiyle kart bilgilerinizi POS cihazına girerek harcamaya sistem üzerinden onay aldığını, üretilen harcama belgesi kredi kartı hamili tarafından imzalandığını veya pin şifresi ile işlem yapıldığını, mail order yönteminde ise kredi kartı müşterisinden talimat alındığını, harcama bedeli bu şekilde iş yerinin POS cihazını almış olduğu bankadaki hesabına geçen harcama bedeli üzerinde bankayla olan anlaşması çerçevesinde tasarrufta bulunduğunu, kart bankaları da ödenen bu tutarları davalı … ‘un kredi kartına alacak kaydedeceğini, davacı banka tarafından ödenen bu tutarların davalı…’a ödenmemesi için ihtiyati haciz kararı verilmesinin gerektiğini, davalı… daha sonra ise kredi kartı harcamalarına itiraz ederek kredi kartı borçlarından kurtulma yoluna başvurduğunu, bu hususta Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesi 2010/112 esas sayılı dosyası ile kamu davası açıldığını, 187.302,89-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı… cevap dilekçesinde özetle; pos cihazının yasalara aykırı olarak kullanıldığı iddiasının kendi aleyhine sürülemeyeceğini, sözleşme ile kime teslim edildi ise kiminle sözleşme yapıldı ise sorumlu tutulabilecek kişinin o olduğunu, bu nedenle kendisinin aleyhine dava açmaya haklarının olmadığını, kendisinin sorumluluğunu gerektirecek herhangi bir nedenin bulunmadığını, bankanın bahsettiği aktarıldığı iddia edilen paranın 182.266,46-TL’sinin aktarılmadığını, yüksek tutarlı her harcama işlemi için fatura, imzalı mail order talimatlarının ve post sliplerinin asıllarını istemek zorunda olduklarını ve bunların doğruluğunu tespit ettikten sonra ilgili pos sahibi şirketin hesaplarına aktarılmasının gerektiğini, kendisinin … Ltd. Şti.’nde çalıştığı dönemlerde kredi kartını toptancılardan şeker ve diğer hammaddeleri almak için kullandıklarını, bu işten rahatsız olduğunu, bunu bildirdiğini, daha sonra her ne oldu ise kartlarının kopyalanıp kullanılmaya devam edildiğini, ancak borçları ödememeye başladıklarında bu durumu fark ettiğini, bu durum da ilgili bankalara itiraz ettiğini, bu nedenle davanın reddine, verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini, davanın kötü niyetle açılması sebebiyle davacının kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; “……Tüm dosya incelendiğinde bekletici mesele yapılan dosyada … ,… , ve … ‘ın banka veya kredi kartlarını kötüye kullanma suçlarının şahıslar tarafından işlendiği sabit olmadığından beraatlerine karar verildiği ve ceza dosyasının ise 11/02/2022 tarihinde kesinleştiği, beraatlerine karar verilen kesinleşen dosyada suç teşkil etmeyen konunun dava dosyamızda da konu oluşturmayacağı davalıların itirazlarının yerinde olduğu banka alacağının bulunmadığı, bilişim sistemleri banka veya kredi kartı kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle bankanın dolandırılmasının söz konusu olmadığı tüm incelemeler neticesinde anlaşıldığından……” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İşbu kararı davacı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Ceza mahkemesinde yapılan yargılama neticesinde işbu davaya konu uyuşmazlığın hukuki yargılamayı gerektirdiğinin tespit edilmesine rağmen yerel mahkemece ceza mahkemesi kararına dayanarak uyuşmazlığın hukuk mahkemesine konu oluşturmayacağının değerlendirmesiyle davayı reddetmesinin hatalı olduğunu, bu mahkemedeki ifadelerle davalı … Gıda’nın davacı banka ile akdettiği üye iş yeri sözleşmesine aykırı hareket ettiğinin tespit edildiğini, Ceza mahkemesinin gerekçeli kararında sanıkların üzerine atılı suça ilişkin maddi unsurların oluşmadığı gerekçesiyle beraat kararı verildiğini, davalı…’un harcama itirazında bulunduğu, aynı zamanda işbu dava konusunu oluşturan- işlemlerin davalının bilgisi dahilinde gerçekleşmiş olduğu, davalıların birlikte hareket ettiğinin ortaya koyulduğunu, tüm bu tespit ve bilirkişi incelemesi taleplerine rağmen yerel mahkemece dosya üzerinde inceleme yapılmadan, ceza mahkemesinde suçun unsurları yönünden yapılan ve hukuki değerlendirme içermeyen karara dayanılarak davanın reddine karar verildiğini, yerel mahkemenin adeta yargılama yapmaktan kaçınarak, davaya ilişkin hiçbir talebi değerlendirmeden dosyayı kapatmak istediğini, dosya üzerinde hiç bir bilirkişi incelemesi yapılmadan ceza yargılmasında yaptırılan bilirkişi raporuna dayanarak hüküm kurulduğunu, bilirkişi incelemesi yapılması talebinin kabul edilmediğini, red gerekçesi olarak duruşma zaptında “Davacı … A.Ş vekilinin dosyanın bilirkişi heyetine tevdi edilmesi talebinin raporun yeterli ve denetime elverişli olması” gösterilmişse de dairece yapılacak incelemede anlaşılacağı üzere, ticaret mahkemesinde görülen işbu dava dosyasında hiç bilirkişi incelemesi yaptırılmadığını, duruşmada sözlü olarak ifade edildiği üzere yerel mahkemenin kast ettiği bilirkişi raporunun, ceza dosyası içerisinde yaptırılan bilirkişi raporu olduğunu, dairece çok iyi bilindiği üzere; Türk Borçlar Kanunu’nun 74. Maddesine göre: “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı ve ayrıt etme gücünün bulunup bulunmadığı hususlarıyla ilgili olarak karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz”. düzenlemesi uyarınca hukuk mahkemesi hâkiminin, ceza mahkemesi tarafından yapılan her tespitle bağlı olmadığını, buna rağmen yerel mahkemenin, ceza mahkemesince verilen beraat kararlarına dayanarak hiçbir inceleme yapmadan davayı reddettiğini, üstelik gerek ceza dosyası içerisinde bulunan bilirkişi raporunda gerek beraat kararının gerekçesinde davalıların eylemlerinin haksız fiil teşkil ettiği ve hukuki değerlendirme yapılması gerektiğinin açıkça ifade edildiğini, yerel mahkemece davacı bankanın iddia ve delilleri değerlendirilmeden hüküm kurularak oluşan mağduriyetin bu sayede bir nebze bertaraf edilebileceğini, dairece dosya üzerinde yapılacak incelemeyle görüleceği üzere yerel mahkemenin, davalı banka delillerini incelemeden, davalıların tanıkları ve ceza mahkemesi kararına dayanarak hakkaniyete aykırı şekilde yargılama yürüttüğünü ve adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini, tüm dosya münderecatına, somut duruma ve hukuka aykırı yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davacı yanın bu itirazlarının yersiz olduğunu, yerel mahkemece uyuşmazlığın çözümü için bekletici mesele yapılan ve uzun süre boyunca kararı beklenen Kayseri 4. Asliye Ceza Mahkemesi 2015/E. ve 2017/284 K. sayılı kararın kesinleşip ve ilgili kararda davalı…’un beraat ettiğini ve davalının masumiyetinin mahkeme kararı ile ortaya konulduğunu, mahkeme kararında geçen ifadeleri çarpıtarak farklı anlamlar yaratmaya çalışan davacı tarafın, masumiyeti ortada olan davalıya haksız şekilde suç izafe ettiğini, nitekim davacı yanın dilekçesinde adeta mahkemenin karar gerekçesiymiş gibi bahsettiği ifadelerin, bilirkişi raporunda değinilen husus olduğunu, bilirkişi raporunda yer alan tespit ve değerlendirmelerden mahkemenin tespit ve değerlendirmeleriymiş gibi bahsederek istinaf dilekçesini buna dayandırarak mahkemeyi yanıltmaya çalıştığını, Kayseri 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/ E. Sayılı dosyası kapsamında dinlenilen tanık anlatımları ile davalının masumiyetinin ortaya konulduğunu, davacı tarafından kötüniyetli şekilde davalı aleyhine ikame edilen huzurdaki davada davalı tarafından talep edilen kötüniyet tazminatı taleplerinin ilk derece mahkemesi tarafından şartları oluşmadığından reddedilmiş olup davacının davayı açmaktaki kötüniyeti açıkça ortada olmakla davalı lehine tazminata hükmedilmesi gerektiğini, huzurdaki davada, davalı lehine tazminata hükmedilmemesi sebebiyle, haksız şekilde ikame edilen işbu dava sebebiyle mülkiyet hakkı ihlal edilen, maddi ve manevi zarara uğrayan davalı lehine maddi ve manevi tazminat davası açma hakkının saklı olduğunu DAVACI … A.Ş.’nin BİLİRKİŞİ İNCELEMESİ TALEPLERİNİN KABUL EDİLMEMESİNİn İSTİNAF GEREKÇESİ OLARAK İLERİ SÜRüldüğünü, dairenin de takdir edeceği üzere Bilirkişi Raporunun, hakim veya mahkeme için bağlayıcı nitelikte bir delil olmadığı gibi tarafların talep etmesi halinde başvuru zorunluluğu bulunan bir delil değerlendirme aracı da olmadığını, mahkemenin kendisinin re’sen bilirkişiye başvurabileceği gibi tarafların talep etmesi halinde de bu talebi yerinde görürse bilirkişilik kurumuna başvurabileceğini, davacı tarafın dilekçesinde sunmuş olduğu TBK 74. Maddesi her ne kadar hukuk hakiminin ceza hakiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararları ile ve hatta beraat kararları ile dahi bağlı olmadığına ilişkin bir kanun hükmü olsa da gerek Yargıtayın yerleşik içtihatları gerek doktrin tarafından bu durumun maddi olguların varlığı hakkında uygulanamayacağı yani maddi olguların hukuk hakimini bağlayacağının kabul edildiğini, (Yargıtay 4.Hukuk Dairesi Esas: 2018/4420 Karar, 2019 /3470 Ve 20.06.2019 Karar Tarihli Kararı) davacı tarafından yapılan hukuka aykırı ve dayanaktan yoksun işbu istinaf başvurusunun esastan reddine, yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin karşı tarafa tahmiline, karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Dava, davacı ile davalı şirket arasında imzalanan üye işyeri sözleşmesine göre davalı şirkete tahsis edilen kredi kartı pos cihazı kullanılarak, davalılara ait kredi kartlarıyla gerçek olmadığı iddia edilen alışverişler yapılması sonucu oluşan zararın tazmini istemine ilişkindir. Taraflar arasında kredi kartı üye işyeri ve posta ile satış (Mail Older) sözleşmeleri imzalandığı, davalının Mail Order yöntemi ile gerçekleştirilen kredi kartı ile yapılan satış işlemlerinde kredi kartı hamillerinin itirazları sonucu ters ibraz “Charge back işlemi gerçekleştirilerek davacı bankaca kart hamili bankalara ödemeler yaptığı, taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca davacı bankaca yapılan ödemelerin davalılardan tahsilini talep ettiği görülmüştür.Ceza yargılamasında sözleşmeye aykırı davranıldığı ve fakat bunun hukuki uyuşmazlık olduğu da belirtilmek suretiyle chargeback işleminin gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği, dolayısıyla davacı bankanın bu işlemlerden bir zararının doğup doğmadığı, davalı şirketin pos cihazı sözleşmesine aykırı davranıp davranmadığı, davacı bankanın kredi kartı sahiplerinden veya pos cihazının kullanılması amacıyla verilen davalı şirketten komisyon alıp almadığı, davacının zararının nasıl oluştuğu, her bir işlem bazında kredi kartı kullanımı karşılığı davalılar tarafından gerçekte alışveriş yapılıp yapılmadığı veya fiktif işlemler olup olmadığı, bankanın bu işlemin gerçekleşmesinde mütefarik kusuru bulunup bulunmadığı, üye işyerinde çalışanların ihmali veya kötüniyetli davranışları ile yapılan sahte ve usulsüz işlemler olup olmadığı tereddütsüz biçimde belirlenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve değerlendirme sonucu davanın reddine hükmedilmesi doğru olmamıştır. Somut olaydan kaynaklanan uyuşmazlığın çözümünün, niteliği gereği özel ve teknik bilgi kapsamında bilirkişi incelemesini gerektirdiği açıktır. Bu bağlamda bir Serbest Muhasebeci Mali Müşavir, bir Bankacı ile bir Bilişim Uzmanı Bilgisayar Mühendisinden rapor alınarak sonuca varılması gerekirken hüküm tesisi yerinde olmamıştır.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle sonuç olarak HMK’nun 355. Maddesi uyarınca istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda istinaf eden davacı vekilinin istinaf sebepleri yukarıda belirtilen yönlerden yerinde görüldüğünden HMK’nın 353/(1)-a.6. maddesi gereğince istinafa konu edilen yerel mahkeme kararın kaldırılmasına, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6. maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-HMK’nın 353/1-a.6 md. gereğince, KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 05/04/2022 tarih ve 2016/30 Esas – 2022/283 sayılı nihai kararın KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf yoluna başvurma harcının ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-HMK. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirilmlerin, HMK. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, KESİN olarak oybirliği ile karar verildi.27/05/2022