Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1238 E. 2022/1214 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1238
KARAR NO: 2022/1214
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/03/2022
ESAS NO: 2020/408
KARAR NO: 2022/208
DAVANIN KONUSU: Çekin İstirdadı
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/05/2022
İSTİNAF KARAR
YAZIM TARİHİ: 26/05/2022
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/03/2022 tarih ve 2020/408 Esas – 2022/208 Karar sayılı kararı davacı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, dava dışı … ‘ nın sigortalı çalışanı olduğunu, dava konusu üç adet çekin davacının araç alacak olması nedeniyle, bir kısım işçi alacaklarına karşılık … ile yapılan anlaşma neticesinde ciro edilerek davacıya verildiğini, dava konusu çeklerin davacının iş yerinde muhafaza edildiği esnada çalındığını, dava konusu çeklerin iptali istemiyle ilgili dava açıldığını, akabinde … ve … isimli şahısların dava dosyasına beyanda bulunduklarını, … ‘ e kötü niyetli olarak ele geçirdiği bu çekleri, tedavüle koyduğunu, abisi … ‘ e borcu olduğunu beyan ettiğini, kim olduğu bilinmeyen … isimli şahıs üzerinden de tahsil etmeye çalıştıklarını, silsile halinde suçun gizlenmeye çalışıldığını, ciro silsilesine bakıldığında cirantalar arasında bir bağlantı bulunmadığını, bu nedenlerle çeklerin iadesini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu edilen çeklerle ilgili olarak hırsızlık iddiasının gerçeği yansıtmadığını, üç adet çekin davalı … ‘ in dava dışı … ‘ dan alacağına karşılık yine aynı kişi tarafından cirolanarak davalıya verildiğini, davalıda bulunan çeklerin davacı tarafından iddia edildiği gibi davacının iş yerinden çalınmadığını, davalı … ‘un bu çekleri iş karşılığı aldığını, bu çeklerden 30/05/2020 vadeli olanı borcu olduğu için abisi … ‘ e ciro etmeksizin verdiğini, yine bu çeki de davalı … ‘in iş karşılığı dava dışı … ‘ a cirolayarak verdiğini, davacının dilekçesinde belirttiği hususların gerçek dışı olduğunu, asıl amacın davalının alacaklarının önüne geçmek olduğunu, bu nedenlerde davacının davasının reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; “……Kural olarak çek bir ödeme vasıtası olup mevcut bir borcun ifası amacıyla verildiğinin kabulu gerekmektedir. TTK.’nın 792. Maddesi uyarınca, “Çek herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek sözkonusu olup da hamil hakkını 790. maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” Dava konusu olayda ispat yükü davacıya ait olup davacı çeklerin yetkili hamili olduğunu ve çeklerin rızası hilafında elinden çıktığını ispat etmek durumundadır.Davacı tarafından dava konusu çeklerin çalındığına yönelik yapılan şikayet üzerine Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020/23408 esas sayılı dosyasında yürütülen soruşturmada dosyamız davalısı … hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verilmiş, diğer davalı … hakkında ise hırsızlık suçundan açılan davanın Kayseri 12. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2020/740 esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda … hakkında atılı suçtan beraat kararı verildiği ve hükmün istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır.Dosyadaki mevcut delillerle davacı,dava konusu çeklerin yetkili hamili olduğunu ve çeklerin rızası hilafına elinden çıktığını ve davalıların çekleri kötüniyetle iktisap ettiğini veya iktisapta ağır kusurlu olduklarını ispatlayamadığı….” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İşbu kararı davacı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının … ’nın sigortalı çalışanı olup, söz konusu çeklerin davacının araç alacak olması nedeni ile, bir kısım işçi alacaklarına karşılık … ile yapılan anlaşma neticesinde, ciro edilerek davacıya verildiğini, sonrasında da … ‘nın yurt dışına gittiğini, davacının çekleri çalıştığı masanın üstünde bulunan sümenin altına koyduğunu, bu esnada davacının oğlunun ihtiyaç kredisi de çektiğini ve … oto galericiler sitesinde bulunan bir esnaftan, 50.000 TL karşılığında bir aracın nakit para ve davaya konu çekler karşılığında alım ve satımı konusunda anlaştıklarını, ancak, ticarette kullanılacağı esnada davacının, sümen altına koymuş olduğu çeklerin; yerinde olmadığını fark ettiğini, bu durum üzerine, … Polis Merkezi Amirliğine giderek, … ’nın borcuna karşılık kendisine vermiş olduğu çeklerin; kimliği belirsiz şahıslarca, iş yerinden çalındığına dair şikâyette bulunduğunu, söz konusu çeklerin ileri vadeli olarak düzenlenmiş olması ve daha ödeme gününe uzun zaman olduğu için çekleri saklama gereği duyan davacının sürekli de iş yerinde bulunduğu, iş yerinin alarm sisteminin de bulunması nedeni ile, çalışmakta olduğu iş yerinin güvenli olduğunu düşünerek, çalışma masasının üzerinde bulunan sümenin altına koyduğunu, davalıların davacının hemşerisi olmakla birlikte, davalı… ‘ın sık sık davacıyı iş yerinde ziyarete gelen bir arkadaşı olduğunu, davalı … ile … arasında iddia edildiği gibi herhangi bir ticari yahut hukuki ilişki söz konusu olmadığını, … ‘nın davalı … ’den borç almaya ihtiyacı olan birisi olmadığını, kaldı ki … ’nın mal varlığının, ticari defterleri ile mali verileri ve banka hesapları incelendiğinde davalı … ‘dan borç almaya ihtiyacı olmayan birisi olduğunun da açıkça ortaya çıkacak durumda olduğunu, … ‘nın inşa ettirdiği evin 2011 yılında yapılmış olup, 11 yıl vadeli bir iş yapılmasının ticari teamüle aykırı bir durum olup, davalı tarafın asılsız beyanlarına itibar edildiğini, bu anlatılanlar karşısında tanıkların belirtmiş olduğu beyanların soyut, mesnetsiz, gerçeklikten uzak kurgudan ibaret olup, davalı tarafından yönlendirildiklerini, mahkeme huzurundaki beyanların kendi içerisinde bilinçli bir kurgu ve tutarsızlıklar barındırdığını, bu nedenle tanık beyanlarına sayın mahkemece itibar edilmemesi gerektiğini, davalı … ile … arasında alacak borç ilişkisine dayalı bir çek alışverişi olmadığını, davacının işçi alacaklarına binaen … ’nın verdiği iş bu çeklerin çalındığını, sonrasında dava konusu çeklerin davalı … ‘in kötü niyetli olarak ele geçirdiği ve dava konusu çekleri tedavüle koyduğunu, tedavüle koyarken ise, kendi beyanından anlaşılacağı üzere, abisi … ’e borcu olduğunu ve kendi adına ciro etmeden verdiğini iddia etmekle kalmayıp, aralarında ticari ve hukuki ilişki olmayan ve de savcılık soruşturma beyanından anlaşılacağı üzere tarafları tanımayan … isimli şahıs aracılığı ile tahsil etmeye kalkıştıklarının aşikar olduğunu, davacı, … ve davalı … ile hiçbir ticari ve hukuki ilişkisi olmayan … isimli bir şahsın, bankadan çekin ödenmesini talep ettiğini, ancak ödeme yasağı bulunduğundan kendisine ödeme yapılmadığını,… ‘ın soruşturma beyanınında bu şekilde olduğunu, davalıların alacaklı oldukları iddiası ile dava dosyasında beyanda bulunmuş iseler de, beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, haksız maddi menfaat elde etme girişimlerinin devamı olarak kabul edilmesi gerektiğini, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/408 Esas ve 2022/208 Karar sayılı ilamının kaldırılarak haklı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; çekler ile ilgili olarak ortaya atılan hırsızlık iddiasının gerçeği yansıtmamakla beraber bu hususta önemle belirtilmelidir ki, davacının kolluğa yapmış olduğu başvurusunda … ’ya ait iş yerinde çalıştığını ve … ’nin kendisine olan borcu nedeniyle 3 parça halinde çek verdiğini ve bu çekleri de bu iş yerinde sümen altına bıraktığını, fakat davacının bu iddiasının da hayatın olağan akışına aykırılık teşkil ettiğini, nitekim çeklerin bedeli ve iş yerinin niteliğinden dolayı bu yerde mevcut insan sirkülasyonu nazara alındığında çeklerin basit bir şekilde sümenin altında muhafaza edildiğinin düşünülemeyeceğini, kaldı ki iş yerinde çalışan konumunda olan davacının vadesine daha çok olan çekleri daha sağlam bir yerde veya kendi evinde muhafaza etmesinin hayatın olağan akışına uygun olduğunu, ayrıca davacı taraf kollukta vermiş olduğu ifadesinde çeklerin kim tarafından çalındığını bilmediğini bu olay nedeniyle kimseden davacı ve şikayetçi olmadığını belirttiğini, ancak davacı tarafın dava dilekçesinde her nasılsa çekleri davalı … ‘in iş yerine geldiğinde çaldığını iddia ettiğini, haliyle davacının davalıya iftira attığını kendisinin iki farklı beyanı ile sabit olup davacı hakkında iftira ve suç uydurma suçlarından dolayı şikayet hakkını saklı tuttuklarını, davacının çalıştığı iş yerinin hem içinde hem de dışında birçok kamera bulunduğunu, kabul etmemekle birlikte davacının iddia ettiği gibi bir olay söz konusu olsaydı kamera kayıtlarında da çekin nasıl kaybolduğunun anlaşılabileceğini ve ayrıca 24.000,00 tl’si çalınan bir kişinin kimseden şikayetçi olmamasının da manidar bulunduğunu, haliyle tüm bunlar düşünüldüğünde çeklerle ilgili davacının başvurusunun bir kurgu olduğu, asıl amacın davalının alacağını engellenmek olduğunun aşikar olduğunu, davacı tarafın gerçeklikten uzak beyanları ile açılan ceza davasında davalı hakkında beraat kararı verilmiş olup Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili ceza dairesince de beraat kararının onandığını (Kayseri 12.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 19.10.2021 tarihli 2020/740E., 2021/654 K. Sayılı dosyası ile Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nin 4. Ceza Dairesi’nin 21.12.2021 tarihli 2021/2860 E., 2021/3085K. Sayılı kararları) bahse konu çeklerin dava dışı … tarafından aralarındaki borca binaen tanıklar huzurunda cirolanıp davalı … ’e verildiğini, … ’nın davalı ile ticari ilişkisi eskiye dayanmakta olup bahse konu çeklerin … tarafından cirolanarak davalıya verildiğine ilişkin tanıkların ilk derece mahkemesi huzurunda dinlendiğini, buna ilişkin beyanları dinlenen tanıklarla sübuta erdiğini, davalı … ‘un bahse konu 3 çeki, iş karşılığı … ’dan aldığını, bu çeklerden 30/05/2020 vadeli olanı borcu olduğu için abisi olan davalı … ’e ciro etmeksizin verdiğini, yine davalı … ‘in de bu çeki iş karşılığı dava dışı … ’a cirolayarak verdiğini, … ‘ın vade tarihinde bankaya başvurduğunda elindeki çek hakkında ödeme yasağı kararı alındığını öğrendiğini ve bu durumun çekin arka yüzüne şerh edildiğini, çeki tahsil edemeyen … ‘ın davalı …’e durumdan bahsettiğinde davalı … ‘in ticari itibarının zedelenmemesi adına … ’a bedelini ödeyerek söz konusu çeki geri aldığını, … ‘nın da davalıya vermiş olduğu bu çeklerin tahsilini imkansızlaştırmak adına bu yola giriştiğini, davacının dilekçesinde belirttiği hususların gerçek dışı olduğunu, asıl amacın davalının alacağına kavuşmasının ve ticari itibarının zedelenmesi olduğunun görüleceğini, davacı tarafın hukuka aykırı ve mesnetsiz istinaf isteminin reddine, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesince hukuka uygun bir şekilde tesis edilen yukarıda numarası yazılı dosyada verilen kararın onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Dava; TTK m.792 dayalı olarak açılmış olup çekte meşru hamil olduğunun tespiti ve çekin istirdadı istemine dairdir.TTK’nın 792. maddesine göre, “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” TTK’nın 790. maddesinde ise, “cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır” hükmü düzenlenmiştir.Çek istirdatı davalarında davacının; çekin yetkili hamili olduğunu, çekin rızası hilafına elinden çıktığını ve davalının çeki kötüniyetle iktisap etmiş veya çeki iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu kanıtlaması gerekmektedir. Çeki elinde bulunduran davalının çeki edinme nedenini açıklama mecburiyeti bulunmamaktadır, aksi düşüncenin kabulü çekin “mücerretlik” vasfını ortadan kaldırır.
Eldeki davaya konu çekte; keşide yeri … , keşide tarihi …, …, …, keşideci dava dışı … olan 8.000-TL bedelli, lehdarı ve birinci ciranta …, hamil ise davalılar olan çeklerin iptali davasında 08.05.2020 tarihinde ödeme yasağı kararı verilmesi nedeniyle davalı … ve dava dışı … tarafından çekin ibrazında bankanın ödeme yapmadığı anlaşılmaktadır.Davacı, çek iptali davasında çekin kaybolduğunu veya çalındığı iddia ettiği görülmüştür. İspat yükü üzerinde bulunan davacı, çekin lehdar-ciranta Sezayi tarafından kendisine teslim edilmek üzere verildiğini yazılı delil ile ispatlamak zorundadır.Eldeki çeklerde davacıya yapılmış bir ciro bulunmadığı, keşidecinin … olduğu, lehdarının … olduğu çeklerin 1. Ciranta … tarafından davalı … ve … ‘e ciro edildiği, ciro silsilesinin düzgün olduğu, bu ciro silsilesinde davacının yer almadığı, davalı … hakkında ceza davasının beraat ile sonuçlandığı, kesinleştiği, davalı … hakkında takipsizlik karar verildiği tespit edilmektedir. Çek sebepten soyut olup çekin davacıya teslim edilmek üzere cirolandığını ispat bunu iddia eden davacı üzerindedir. Davacı, çekin kendisine cirolandığını, davalıların çeki iktisabında kötü niyetli olduğu veya ağır kusurunun bulunduğunu ispatlayamamıştır. Davacı tarafından yemin deliline başvurulmuş ve davalılar yemini eda etmişse de HMK.226/1-c mad gereği yemine konu edilemeyecek vakalardan olduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda davacı tarafın söz konusu istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nın 353/1-b.1.maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 11/03/2022 tarih ve 2020/408 E. – 2022/208 Karar sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL nispi istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davacı tarafından peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirilmlerin, HMK. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 25/05/2022