Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1230 E. 2022/1189 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1230
KARAR NO: 2022/1189
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/03/2022
ESAS NO: 2021/783
KARAR NO: 2022/178
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Rücuen Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ:25/05/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:13/06/2022
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 04/03/2022 tarih ve 2021/783 Esas 2022/178 Karar sayılı ilamına karşı , davacı ve davalı … Ltd Şti vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinden özetle; Davalılar ile müvekkili idare arasında ihale üzerine akdedilen sözleşme gereği hizmet alımı gerçekleştirildiğini, bu kapsamda dava dışı işçi …’un davalı yükleniciler tarafından çalıştırıldığını, işçinin 05/04/2019 tarihinde iş akdinin feshedilesi sebebiyle işçiye 18/04/2019 tarihinde 24.370,88-TL kıdem tazminatı, 27/08/2019 tarihinde 6.062,34-TL kıdem tazminatı toplu iş sözleşmesi farkı ve 15/05/2019 tarihinde 6.647,60-TL ihbar tazminatı ödendiğini, söz konusu ödemeden işçiyi çalıştırdığı dönemle sınırlı olmak üzere davalı yüklenicinin sorumlu olduğunu, 0//06/2016 ile 153/06/2016 tarihi arasında doğrudan temin ile hizmet alımı yapıldığından bu sürenin kıdem tazminatına dahil edilmediğini, dava dışı …’un 07/06/2012 – 31/12/2013 döneminde … Tic. Ltd. Şti – …Ltd. Şti – … Ltd. Şti iş ortaklığı ile müvekkili idare arasında 21/12/2011tarihli sözleşme imzalandığını, işbu dönemdeki 569 günlük çalışmasına karşılık gelen kıdem tazminatının 7.04,10-TL, 01/01/2014 – 31/12/2015 dönemi için … Tic. Ltd. Şti – …Ltd. Şti – … Ticaret Ltd. Şti iş ortaklığı işbu dönemdeki 730 günlük çalışmasına karşılık gelen kıdem tazminatı 9.034,67-TL, 01/01/2016 – 15/03/2016 dönemi için … Tic. Ldtd. Şti. İle müvekkili idare arasında 29/12/2015 tarihli sözleşme imzalandığını, bu dönemdeki 75 günlük çalışmasına karşılık gelen kıdem tazminatının 928,22-TL, 16/03/2016 – 31/05/2016 dönemi için … Tic. Ltd. Şti. – …Ltd. Şti ile müvekkili arasında 13/06/2016 tarihli sözleşme imzalandığını, bu dönemdeki 45 günlük çalışmasına karşılık gelen kıdem tazminatının 556,90-TL, 01/08/2016 – 31/08/2016 dönemi için … Tic. Ltd. Şti. Ve …Ltd. Şirketini ile müvekkili şirket arasında 20/07/2016 tarihli sözleşme imzalandığını, bu dönemdeki 30 günlük çalışmasına karşılık gelen kıdem tazminatı 371,29-TL, 01/09/2016 – 31/10/2016 dönemi için … Tic. Ltd. Şti – …Ltd. Şti – … Ticaret Ltd. Şti ile 29/08/2016 tarihli sözleşme imzalandığını, bu dönemdeki 60 günlük çalışmasına karşılık gelen kıdem tazminatının 742,58-TL olduğunu, 01/11/2016 – 31/08/2017 dönemi iin … Tic. Ltd. Şti – …Ltd. Şti – … Ticaret Ltd. Şti. Arasında 12/10/2016 tarihli sözleşme imzalandığını, bu dönem için 300 günlük çalışmasına karşılık gelen kıdem tazminatı 3.712,88-TL, 01/09/2017 – 31/10/2017 dönemi için … Tic. Ltd. Şti – …Ltd. Şti – … Ticaret Ltd. Şti. 22/08/2017 tarihli sözleşme imzalandığını, bu dönemdeki 60 günlük çalışmasına karşılık gelen kıdem tazminatı 3.712,88-TL, 01/09/2018 – 05/04/2019 dönem için … Ltd. Şti ile müvekkili iadere arasında 28/06/2018 tarihli sözleşmesi imzalandığını, bu dönemdeki 214 günlük çalışmasına karışlık gelen kıdem tazminatının 2.648,52-TL, ayrıca … Tic. Ltd. Şti’nin …’un iş akdinin feshedilirken ihbar bildiriminde bulunmadığından …’a arabulucuk görüşmesi neticesinde varılan anlaşmaya göre müvekkili kurumca ödenen 6.647,60-TL ihbar tazminatından da sorumlu olduğunu, tüm bu nedenlerle …’a ödenen kıdem tazminatı, kıdem tazminatı TIS farkı ve ihbar tazminatının sözleşme imzalanan firmalardan ödeme tarihinden itibaren uygulanacak sözleşme faiziyle birlikte davalı şirketlerden sorumlulukları oranında müştereken ve müteselsilen rücuen tahsiline, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, söz konusu ödemenin ödeme tarihinden başlamak kaydıyla işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesini talep ve dava etmiştir. … LTD. ŞTİ. VE … LTD. ŞTİ. VE … TİC. LTD. ŞTİ. VEKİLİNİN CEVAP DİLEKÇESİNDEN ÖZETLE: Müvekkilleri şirketi le davacı arasında imzalanan hizmet sözleşmelerinde yetkili yer belirlendiğini ve yetkili yer sözleşmesi yapıldığını, buna göre taraflar arasında çıkacak herhangi bir uyuşmazlıkta yetkili yer Mahkemesi’nin Ankara Mahkemeleri olduğunu, yetkisiz açılan işbu davanın öncelikle yetkisizlik nedeniyle reddi gerektiğini, davacının yapmış olduğu ödemelerden işbu dava ile haberdar olduklarını, alacaklanın zararını tanzim eden davacının müvekkilleri şirkete rücu ettiğini, ancak herhangi bir ihbar ve bildirimde bulunulmadığını, müvekkili şirketin davacıdan ihale ile iş aldığını, ihaleyi kazanan müvekkili şirketlerin mevcut işçilerle çalışmaya devam ettiğini, ancak davacının ihaleye çıktığı işçi sayını depoları kapatarak zamanla düşürdüğünü, daha sonra işçileri müvekkili şirkete işten çıkarmadıklarını iade ettiklerini beyan ederek hakkı kötüye kullandıklarını, müvekkili şirket ile davacı arasında imzalanan sözleşmelerin ya da teknik ve idari şartnamelerin hiç birisinde asıl işverenin işçilik alacakları yönüyle müvekkili şirkete rücu edebileceği yönünde bir düzenleme bulunmadığını, ayrıca davacının alacak taleplerinin zamanaşımına uğradığını, rücu imkanının bulunmadığını belirterek her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla haksız ve hukuka aykırı açılan işbu davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda “… Dava konusu olayda da davacı ile davalılar arasında alt işveren-asıl işveren ilişkisi mevcut olup, davacı asıl işveren, alt işverenlerin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak İş Kanunu’ndan kaynaklanan yükümlülükler nedeniyle, alt işverenlerle birlikte müteselsilen sorumludur. Burada kanundan kaynaklanan bir teselsül hali söz konusu olup, asıl ve alt işverenler, dış ilişki itibariyle (dava dışı işçiye karşı) müseselsilen sorumludurlar. Bu düzenleme, işçi alacağının güvence altına alınması amacıyla yapılmış olup, sadece işçilere karşı bir sorumluluktur. Asıl ve alt işveren arasındaki ilişkide ise İş hukuku değil, Borçlar Kanunu ve sözleşme hukuku esas alınacağından, uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gereklidir. Alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olan borçlular, kendi aralarındaki iç ilişkide, bu husustaki nihai sorumluluğun hangi tarafa ait olduğu konusunda bir anlaşma yapabilirler. Nitekim 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 167. (Mülga Borçlar Kanunu’nun 146.) maddesinde düzenlenen, “Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır.” şeklindeki hükümde de, müteselsil borçlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları, ancak bunun aksinin kararlaştırılabileceği de açıkça belirtilmiştir. İşte müteselsilen sorumlu olan borçlular arasındaki iç ilişkide, bu konudaki sorumluluğun tamamen borçlulardan birine ait olacağı yönünde bir sözleşme yapılmış ise, tarafların serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme hükümleri kendilerini bağlayacağından, dış ilişkide kanundan doğan teselsül gereğince borcu ödemiş olan müteselsil borçlunun, ödediği miktarın iç ilişkide borcun nihai yükümlüsü olan borçludan rücuen tahsilini talep edebileceği kabul edilmelidir. Asıl işverenden tahsil edilen işçilik alacakları, çoğunlukla işçinin birden fazla alt işverenler nezdindeki çalışmalarını kapsamaktadır. İşçinin çalışmış olduğu her bir alt işverenin dönemine isabet eden işçilik alacaklarından, ilgili olan alt işveren sorumlu olacağından, davalı alt işverenin sorumluluğu da sadece kendi dönemi ile sınırlı olmalıdır. Davalının “son işveren“ olması da bu sonucu değiştirmez. Bununla birlikte feshe bağlı bir hak olan ihbar tazminatından ise, diğer işverenler sorumlu olmayıp, sadece son işveren sorumludur. Başka bir ifade ile davacı üst işveren, dava dışı işçiye ödemiş olduğu ihbar tazminatını ancak son işverenden talep edebilir. Bunun dışındaki tüm işçilik alacaklarından ise, işçinin çalışmış olduğu alt işverenler, üst işverene karşı, kendi dönemleriyle sınırlı olmak üzere sorumludurlar. Yine, asıl işveren, yargılama gideri (dava ve icra), avukatlık ücreti, harç, faiz gibi fer’i borçlardan, her bir davalı alt işverenin toplam ana para tutarı içinde sorumlu olduğu tutarına oranı kadarını ilgili alt işverenlere rücu edebilir. Az yukarıda da değinildiği gibi, uyuşmazlığın İş Hukuku değil, Borçlar Hukuku hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğinden, “iş hukukunda geçerli olan mevzuat ve içtihatlara göre yapılan değerlendirmeler“ rücu davalarında hükme esas alınamaz. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, işçiye ödenen bu tazminattan hangi tarafın veya tarafların ne oranda sorumlu olduklarına ilişkindir. Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine bakılmalı, aynı sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıkla ilgili verilmiş mahkeme kararları ve genel hukuk prensipleri dikkate alınarak bir sonuca gidilmelidir. Sözleşme ve eki şartnamelerde sorumluluğa ilişkin bir düzenleme bulunmadığı hallerde, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 01/06/2020 gün ve 2019/654 Esas – 2020/1832 Karar sayılı ilamında ve diğer yerleşik uygulamalarında da belirtildiği üzere davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir. Mahkememizce alınan 20/10/2020 tarihli bilirkişi raporunda I.durumda yapılan hesaplamada, teknik şartnamelerin 17.5 ve 14.6-3 maddelerinde davalı yükleniciler tarafından yerine getirilecek yükümlülükler arasında kıdem tazminatının hariç tutulması nedeniyle 01/01/2016 tarihinden sonra imzalanan hizmet alım sözleşmelerinden dolayı yüklenicilerin sorumlu tutulamayacağı gözetilerek hesaplama yapıldığı,bu hesaplamanın Mahkememizce dosya kapsamında bulunan delillerle uyumlu bulunduğu, bilirkişi raporu, taraflar arasındaki sözleşmeler ve dava dışı işçiye ödenen kıdem tazminatı gözönünde bulundurularak açılan davanın kısmen kabulüne dair hüküm kurulmuştur. Kurulan hüküm ile; Açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; 1- 6.647,60-TL’nin 15/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … Tic. Ltd. Şti.’den alınarak davacıya ödenmesine, 2- 5.619,45-TL’nin 18/04/2019 tarihinden 1.397,86-TL’nin 27/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar … Ltd. Şti. ile …Ltd. Şti. ve … Tic. Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, 3- 7.173,77-TL’nin 18/04/2019 tarihinden 1.784,50-TL’nin 27/08/2019 itibaren 11/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar … Tic. Ltd. Şti. ile …Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,4-Fazlaya ilişkin istemin reddine…” dair karar verilmiştir.
İş bu kararı davacı ve … Tic Ltd Şti vekili süresinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin istinaf dilekçesinden özetle; yerel mahkeme tarafından mahkememizce alınan 20/10/2020 tarihli bilirkişi raporunda 1. Durumda yapılan hesaplamada, teknik şartnamelerin 17.5 ve 14.6-3 maddelerinde davalı yükleniciler tarafından yerine getirilecek yükümlülükler arasında kıdem tazminatının hariç tutulması nedeniyle 01/01/2016 tarihinden sonra imzalanan hizmet alım sözleşmelerinden dolayı yüklenicilerin sorumlu tutulamayacağı gözetilerek hesaplama yapıldığı, bu hesaplamanın mahkememizce dosya kapsamında bulunan delillere uyumlu bulunduğu, bilirkişi raporu, taraflar arasındaki sözleşmeler ve dava dışı işçiye ödenen kıdem tazminatı göz önünde bulundurularak açılan davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur gerekçesi ile davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verildiğini, gerekçeli kararın 10 ve 11 maddelerine istinaden davalılara iki ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle istinaf taleplerinin kabulü ile, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davalarının tam kabulünü, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde aleyhlerine hükmedilen vekalet ücreti miktarının tek vekalet ücreti üzerinden oransal şekilde paylaştırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İstinaf eden davalı … Tic Ltd Şti vekilinin istinaf dilekçesinden özetle; müvekkili şirket ile davacı arasında akdedilen hizmet sözleşmesinin davacı tarafın dava dilekçesini ve eklerinden de anlaşılacağı üzere 01/09/2018 – 05/04/2019 tarihlerini kapsadığını, müvekkili şirket ile davacı arasında akdedilen hizmet sözleşmesinin 2016 yılı sonrasına ait olduğunu, yerel mahkemeden hatanın düzeltilmesinin maddi bir hatadan kaynaklı olduğunu düşündüklerini, yerel mahkeme tarafından 22/03/2022 tarihli ek kararı ile bu hatanın HMK mad 305/A kapsamında olmadığından bahisle ancak istinaf mahkemesince düzeltilebileceği şeklinde hüküm kurarak bu taleplerini reddettiğini, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının hüküm kısmında 6.647,60 TL nin 15/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … Tic Ltd Şti den alınarak davacıya ödenmesine yer alan ibarenin müvekkili şirket yönünden davanın reddi şeklinde düzeltilerek onanmasını, kararda müvekkili şirket aleyhinde hükmedilmiş olan yargılama giderinin düzeltilerek onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, rücuan alacak istemine ilişkindir.
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; Her şeyden önce, somut olayda davacının davada talep ettiği toplam alacağın 9.296,12 TL olduğu, mahkemece davalı … Tic.Ltd. Şti aleyhine hüküm altına alınan alacak miktarının ise 6.647,60TL olduğu gözetildiğinde hükmün verildiği tarih olan 04/03/2022 itibariyle HMK’nin 341/2-4 maddesinde belirtilen 8.000TL’lik kesinlik (İstinaf edilebilirlik) sınırının altında kaldığı anlaşılmıştır. Bu itibarla davalı … Tic.Ltd. Şti nin istinaf başvuru dilekçesinin HMK’nın 341/4 ile 346/1 maddesi uyarınca HMK’nın 352/1-b maddesi kapsamında kesin kararın istinaf yönünden usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davacı vekilinin istinaf itirazlarına gelince: Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkemece hükme esas alınan 04.02.2022 havale tarihli bilirkişi raporundaki tespit ve değerlendirmelerin yasal mevzuata uygun olmasına, ilk derece mahkemesinin kanıtları takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığının anlaşılmış olmasına göre davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davacı tarafça yapılan istinaf itirazlarının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 04/03/2022 tarih ve 2021/783 Esas 2022/178 Karar sayılı ilamına karşı davalı … Tic.Ltd. Şti’ nin yaptığı istinaf başvurusunun HMK’nın 346/1 ve 352/1-b maddeleri uyarınca usulden REDDİNE,
2-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,peşin yatırdığı 114TL istinaf karar harcının ise talebi halinde kendisine iadesine,
3-Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 04/03/2022 tarih ve 2021/783 Esas 2022/178 Karar sayılı ilamına karşı davacı vekilinin yaptığı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
4-İstinaf eden davacıdan alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
5-İstinaf eden davacının yaptığı istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gider avansından harcanmayan kısmın talep halinde ilgili tarafına iadesine,
8-H.M.K. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirilmlerin, H.M.K. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.13/06/2022