Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1209 E. 2022/1136 K. 23.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1209
KARAR NO: 2022/1136
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/03/2022
ESAS NO: 2020/740
KARAR NO: 2022/194
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 23/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 23/05/2022
KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 07/03/2022 tarih ve 2020/740 E – 2022/194 K kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davalının sahibi olduğu … plakalı, … marka, 2006 model, … tipi aracın Kayseri 8. Noterliği’nin … tarih … yevmiye sayılı araç satış sözleşmesi ile müvekkiline 48.000,00-TL bedelle satıldığını; araç satın alındıktan sonra araçta müvekkiline bildirilmeyen bazı arızaların olduğu, aracın su eksilttiğinin anlaşıldığını ve servis götürüldüğünü, aracı muayene eden servis yetkililerinin aracın motor kapağını söküp kontrol ettiklerinde silindir kapağının daha önce işlem gördüğünü, motor bloğunda eğiklik olduğunu, komple motor revizyonu gerektiğinin ifade edildiğini; müvekkilinin davalı ile görüştüğünü, ayıp sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini talep ettiğini, netice alamadıklarını; Kayseri 11. Noterliği aracılığı ile … tarihli ve … yevmiye sayılı ihtarname gönderildiğini; araca sürekli ihtiyacı olan müvekkilinin sonuç alamamasının ardından aracın tamirini yaptırdığını; araç tamir olurken parçaların bir kısmı … Otomotiv’den (KDV dahil 4.737,70-TL), bir kısmı … Otomativ’den (KDV dahil 4.480,00-TL) bedelle alındığını, motor revizyonunun … Motor Yenileme (rektifiye ve silindir kapak işçiliği için 1.604,80-TL)’de yapıldığını, araçtaki ayıp ve arızanın giderilmesi için toplamda 10.823,09-TL ödeme yaptığını ileri sürerek; müvekkiline bildirimeyen ayıp sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini, 10.823,09TL’nın ihtarname tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesini; yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; aracın satışı gerçekleştirilmeden önce aracın … Oto Servis’e gösterilerek herhangi bir hasarının olup olmadığının tespitinin istendiğini, yapılan inceleme neticesi aracın çalışma düzenini değiştirebilecek, bedelinin düşmesine neden olabilecek bir sorun tespit edilemediğini ve 28/11/2019 tarihli araç satış sözleşmesi ile aracın davacı şirkete devrinin yapıldığını; davacı tarafın dava konusu aracın hasarlı olduğu ve tamir ettirdiği iddiaları ile iş bu davayı açması arasındaki süre, davacı tarafın iyi niyetli sayılamayacağına karine teşkil edeceği kadar uzun bir süre olduğunu, davacının dava dilekçesinde bahsetmiş olduğu tüm ayıpların kendi kullanımından kaynaklı olduğunu, müvekkilinin hiçbir sorumluluğunun bulunmadığını savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Dosya içerisinde toplanan tüm deliller, ayıplı araca ilişkin fatura, servis kayıtları, araç üzerinde yapılan keşif, teknik bilirkişi rapor ve raporu ve tüm dosya içeriğine göre; aracın motor bloku (yüzey) eğriliği ve araçta satımdan önce yapılan silindir kapağı işleminin su kaçağına sebebiyet verdiği ve bundan kaynaklı gizli ayıplı olduğu, aracın satın alınmadan önce gösterilen serviste yüzeysel incelemeler ile bu ayıpların ortaya çıkarılamayacağı ve bu durumun araçtan beklenen faydayı ciddi ölçüde etkileyici bir unsur olması nedeniyle önemli ayıp olduğu, kullanımla birlikte zaman içinde tespit edilen bu ayıbın oluşumunda davacı alıcının herhangi bir kusurunun bulunmadığı, aracın daha önce motor revizyonu yapıldığı bilgisinin satıcı tarafından satın alan davacıya bildirilmediği, aracın satışı sırasında bu konuda davacıya bilgi verilmemesinin TBK’nun 225. maddede düzenlenen “satıcının ağır kusuru”nun sonuçlarını doğurur nitelikte olduğu, davalının ayıp ihbar süresinin geçmiş olduğuna ilişkin itirazına itibar edilmesinin mümkün olmadığı, davacının yasadan kaynaklanan seçimlik haklarını kullanma koşullarının oluştuğu, bu kapsamda davacının bütün masrafları davalı satıcıya ait olmak üzere satılan aracın ücretsiz onarımını talep etmekte haklı olduğu, Kayseri 11. Noterliği’nin … tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacının aracın tamir giderlerini ödemesi için davalıya 3 günlük süre verdiği, ihtarnamenin davalıya 06/03/2020 tarihinde tebliğ edildiği, verilen 3 günlük sürenin eklenmesiyle temerrüt tarihinin10/03/2020 olduğu, tarafların tacir olması, satım konusu aracın ticari olması dikkate alındığında avans faizi istenmesinin mümkün olduğu anlaşıldığından, davanın kısmen kabulü ile 4.926,98-TL’nın temerrüt tarihi olan 10/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, sübut bulmadığından dolayı davacının fazlaya ilişkin istemlerinin reddine karar vermek gerektiğinden,-Davanın KISMEN KABULÜ ile 4.926,98-TL ‘nın temerrüt tarihi olan 10/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,-Davacının fazlaya ilişkin istemlerinin REDDİNE, …” şeklinde karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı ve davalı tarafından yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesi ve istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacı müvekkil şirket tarafından davalı aleyhine açılan dava kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/740 E., 2022/194 K.s. dosyasında görülmüş ve yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile 4926,98-TL’ nin 10/03/2020 tarihinde itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiğini, haklı davalarının kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya, hukuka aykırı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda tarafların iddia ve savunmaları, dava konusu aracın özellikleri, dava konusu aracın geçmiş hasar kayıtları, tanık ifadeleri, kalyoncu oto firmasının bilgileri, araç satış sözleşmesi ve faturası, araçta yapılan işlem ve değişen parçalara ilişkin bilgiler, keşifte yapılan incelemeler zikredildikten sonra özetle; dava konusu aracın satılırken motor revizyonu yapıldığının satın alana bildirilmediği, problemin tamamen giderilemediği, aracın motorunun ayıplı olduğunun kabulü gerektiği, ortaya çıkan ayıbın davacı kullanımından kaynaklanmadığı, dava konusu aracın motor kapağında eğrilik olduğu ve su kaçağına sebebiyet verdiği, parça faturalarından dava konusu aracın motoruna tam rektefiye uygulandığının anlaşıldığı, somut olayda dava konusu aracın servise bu şikayetlerle gelmediği, yapılması gerekenin su kaçağına neden olan motor bloku (yüzey) eğriliği ve silindir kapağı işlemlerinin giderilmesi olduğunun düşünüldüğü, dava konusu ayıbın giderilmesi için gerekli olan parça ve işçilik toplam tutarının 4.926,98-tl olabileceği belirtildiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporlarındaki değerlendirmelerin yerinde olmadığını taleplerine rağmen konu ile ilgili olarak … otomotiv (özel servis&yedek parça) … sitesi … girişi … cad. no: … kayseri) firmasına yazı yazılmadan bilirkişiden ek rapor alınması, bu ek rapor ve kök rapor gerekçe gösterilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmesi yerinde olma davalının konu ile ilgili iddia ve savunmaları gerçeği yansıtmadığını arz ve izah ettiğimiz nedenlerle istinaf taleplerinin kabulüne, kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/03/2022 Tarih Ve 2020/740 E., 2022/194 K.s. kararının kaldırılmasına, davalarının kabulüne, 10823,09-tl’ nin ihtarname tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının istinaf talebinin reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir .Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesi ve istinafa cevap dilekçelerinde özetle; yerel mahkeme tarafından verilen karar usul – yasaya aykırılık teşkil ettiğini, müvekkili … ile davacı şirket arasındaki iş bu davaya konu aracın satışı gerçekleştirilmeden önce, tarafların hak kaybına uğramaması adına araç … Oto Servise gösterilerek herhangi bir hasarın olup olmadığının tespitinin istendiğini, yapılan inceleme neticesinde aracın çalışma düzenini değiştirebilecek, bedelinin düşmesine neden olabilecek bir sorun tespit edilemediğini, taraflarca kontrol edilen araçta herhangi bir sorun olmadığından dolayı taraflar arasında 28.11.2019 tarihinde araç satış sözleşmesi ile aracın davacı şirkete devrinin sağlandığını, müvekkil … ile davacı şirket yetkilisi arasındaki araç satışı 28.11.2019 tarihinde yapılmış olduğunu,davacı tarafın dava dilekçesinde bahsetmiş olduğu ihtarname 03.03.2020 tarihinde iş bu davada 17.11.2020 tarihinde açıldığını, aracın satışı ile söz konusu ayıpların olduğundan bahisle dava açılması arasında oldukça uzun bir süre bulunduğunu, davacı tarafa aracın satımı döneminde araçta herhangi bir arıza olmadığına ilişkin olarak yargılama süresince tanıkta dinletildiğini, yargıtay emsal kararlarında da olduğu üzere, davacı taraf ile müvekkil araç satışından önce dava konusu aracı bir oto servise de göstermiş olup, davacı servis incelemesinin ardından aracı teslim aldığını dosya kapsamında alınan raporlarda dava konusu araçta meydana gelen hasarlar ile müvekkil arasında bir illiyet bağı bulunup bulunmadığı hususunun tespit edilmediğini yargılama sürecinde yapmış oldukları tüm yazılı ve sözlü beyanlarını da tekrarla, bilirkişi tarafından araçta tespit edilen hasarlar müvekkilinden kaynaklanmadığını, araçta meydana gelen hasarların müvekkilin kullanımı arasında bir illiyet bağı da bulunmadığını , salt araç müvekkilden alındı diye 2006 model bir araçtaki tüm hasarların müvekkile atfedilmesi de usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini bilirkişi raporunun incelenmesinde de görüleceği üzere, araçta meydana gelen hasar ile müvekkilin kullanımı arasında da bir illiyet bağı tespiti de yapılmadığını, bilirkişi tarafından da düzenlenen raporun içeriğinde de görüleceği üzere problemin ne zamandan beridir var olduğunun belli olmadığını dava konusu araçta meydana gelen hasar ile müvekkili arasında da illiyet bağı kurulamadığını davacı tarafın bu haliyle davasınını ispatlayamamasına rağmen yerel mahkeme tarafından davanın kabulü yönünde karar verilmesinin usul – yasaya aykırılık teşkil ettiğini tüm bu nedenlerle, istinaf başvurularının kabulü ile Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/740 Esas, 2022/194 Karar sayılı kararının ortadan kaldırılması, haksız – yersiz ve kötüniyetli iş bu davanın reddi yönünde karar verilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine, usul ve yasaya uygun olmayan gerçeği yansıtmayan davacının istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir .
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, tazminat talebine ilişkindir.Yapılan ön incelemede,davanın araç satışından kaynaklı,gizli ayıptan dolayı uğranılan zararın davalıdan tazmini talebine ilişkin olduğu,dava/talep miktarının 10.823,08TL olduğu,mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın 4.926,98TL üzerinden kısmen kabulüne,fazlaya ilişkin kısımla ilgili (5.896,11TL) talebin ise reddine dair nihai olarak karar verildiği,bu kararı hem davacının hem de davalının ayrı ayrı süresinde istinaf ettikleri, davacının istinaf ettiği dava değerinin/reddedilen karar miktarının=5.896,11TL,davalının istinaf ettiği dava değerinin/kabul edilen karar miktarının=4.926,98TL olduğu,karar tarihinin de 07/03/2022 olduğu anlaşılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İstinaf Yoluna Başvurulabilen Kararlar” başlığını taşıyan 341. maddesinin 2. fıkrasında açıkça; “Miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.” 4. Fıkrasında :”(4) Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü üç bin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.” şeklinde düzenlenmiştir.02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile değişik Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ”istinaf yoluna başvurulabilen kararlar” kenar başlığını taşıyan 341. maddesinin 2-3-4. fıkralarında değişiklik yapılarak “binbeşyüz” Türk Lirası ibaresi “üçbin” Türk Lirası olarak değiştirilmiş, yine 6763 sayılı Kanunun 47. maddesinde kanunun yayımı tarihi ile yürürlüğe gireceği aynı Kanunun “Parasal sınırların artırılması” başlıklı ek 1. maddesinde;”(1) 200 üncü, 201 inci, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırlar her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz.(2) 200 üncü ve 201 inci maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hukuki işlemin yapıldığı, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktar esas alınır.” hükmü getirilmiştir.
Mahkemece 07/03/2022 tarihinde nihai karar verilmiş olup, hükmün verildiği tarih itibariyle kesinlik (İstinaf edilebilme) sınırı 8.000,00 TL’dir.Davacı ve davalı tarafından istinaf kanun yoluna konu edilen karara ilişkin kabul ve reddedilen karar miktarlarına göre HMK 341/2-4 maddesi gereğince hükmün verildiği tarih itibariyle miktar veya değeri/kabul edilen karar miktarı veya alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü yani reddedilen karar miktarı kısmı 8.000,00 Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar kesin olduğundan/istinaf yoluna başvurulamayacağından, mahkemece her ne kadar ilgili istinaf başvuru dilekçelerinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 346/1. maddesi uyarınca reddine karar verilmemiş ise de; aynı Kanun hükme ve 352. madde hükmü uyarınca, istinaf başvuru dilekçelerinin miktar itibariyle kesin olan bir karara ilişkin olması sebebiyle davacı ve davalının istinaf dilekçesinin/başvurusunun HMK 352/1-b maddesi gereğince ayrı ayrı usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı ve davalının istinafa konu dava değerinin yani kabul ve reddedilen karar miktarlarının ayrı ayrı olmak üzere, karar tarihi itibari ile kesinlik (istinaf edilebilme) sınırı kapsamında kaldığı anlaşıldığından, davacı ve davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2-4 ve 352/1-b maddeleri uyarınca ayrı ayrı USULDEN REDDİNE,
2-İstinaf eden davacı ve davalının peşin yatırdıkları istinaf karar harcının talepleri halinde kendilerine ayrı ayrı iadesine,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı ve davalı tarafından yapılan istinaf posta/yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvuru harcının kendileri üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; HMK’nın 359/4 maddesi gereğince de karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 23/05/2022