Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1208 E. 2022/1215 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1208
KARAR NO: 2022/1215
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/02/2021
NUMARASI: 2019/780 E. 2021/183 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Rücuen Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 26/05/2022
KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 15/02/2021 tarih ve 2019/780 E – 2021/183 K kararına karşı süresi içinde davalı … Ltd Şti … Ltd Şti vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … Genel Müdürlüğü’nün 233 sayılı K.H.K. uyarınca kurulmuş bir kamu iktisadi teşebbüsü olduğunu, bina ve tesislerinin güvenliğinin sağlanması işini ihale yöntemiyle özel güvenlik şirketlerinden satın alındığını, güvenlik hizmeti alımı ihalesini üstlenen her bir yüklenici firmanın, ihale konusu hizmeti yürütmek üzere çalıştıracağı işçileri kendileri belirlediğini, söz konusu firmalarla yapılan sözleşmeler gereği işe alma ve işten çıkarma yetkileri ile bundan doğacak sorumlulukların bu firmalara ait bulunduğunu, ihale makamı olan müvekkili kurumun, hizmet alımı için ihaleye çıkarak, söz konusu güvenlik işini ihale usulü gereği en uygun teklifi veren firmalara bıraktığı ve bu firmaların da kendi çalıştırdığı işçileri ile bu hizmeti verdiğini, kendi işçileri açısından doğacak sorumlulukların da bu firma tarafından yerine getirilmesi gerektiğini, dava dışı … (TC.No:…) adlı özel güvenlik görevlisinin 14/08/2009–12/06/2017 tarihleri arasında kurum bünyesindeki Kayseri Şube Müdürlüğü … Ekip Şefliği’nde özel güvenlik işlerini yürüten çeşitli özel güvenlik şirketlerinde çalıştığını ve en son çalıştığı … Tic. Ltd. Şti – … Ltd. Şti. İş Ortaklığı tarafından 12/06/2017 tarihinde iş akdinin feshedildiğini, 4857 sayılı İş Kanunun 112. maddesi gereğince sorumlu oldukları kıdem tazminatının; Kamu İhale Kanununa Göre İhale Edilen Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımları Kapsamında İstihdam Edilen İşçilerin Kıdem Tazminatlarının Ödenmesi Hakkında Yönetmenlik hükümleri gereğince özel güvenlik görevlisi …’ya kurumlarınca 7 yıl 9 ay 14 günlük hizmeti karşılığı 17.842,97-TL ile 136,46-TL damga vergisi olmak üzere toplam 17.979,43-TL kıdem tazminatı ödendiğini, müvekkili kurum ile davalı şirketler arasında imzalanan hizmet alım sözleşmelerine göre; (Hizmet İşleri Genel Şartnamesi, İdari Şartname, Teknik Şartnameler hizmet alım sözleşmelerinin ekidir) müvekkili kurumun bina ve eklentilerinin güvenlik hizmetleri için çalıştırılacak personelin tüm sorumluluğu firmaya ait olacak ve sözleşme konusu işlerin yapılması ve çalıştırılan işçiler bakımından İş Kanunu ve mevzuatın işverenlere yüklediği yükümlülükleri yerine getirmekten şirketlerin sorumlu olacağını, tüm işçilik alacaklarından yüklenici şirketlerin sorumlu olacağı hususunun sözleşmenin eki sayılan teknik, idari ve genel şartnamelerde de belirtildiğini, ayrıca firmalara sözleşme gereğince ödenen, sözleşme bedeli içerisinde tüm işçilik alacaklarının da yer aldığı yine sözleşmelerde belirtilmiş olduğunu, bu nedenle davacı Kurum tarafından özel güvenlik görevlisi …’ya ödenen bedelin rücuen tahsilini talep etme zaruretinin hasıl olduğunu belirterek …’ya kıdem tazminatı olarak ödenen 17.979,43-TL’nin davalı şirketlerden 23/06/2017 tarihinden itibaren uygulanacak sözleşme faizleri, faiz oranı belirlenmeyen sözleşmelerde ticari faiziyle birlikte (her bir sözleşmede ayrı ayrı belirtilen oranlarda) sorumlulukları oranında müştereken ve müteselsilen rücuan tahsilini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar … Ltd. Şti., … Ltd. Şti., … Ticaret Ltd. Şti. vekilince verilen 27/11/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın zamanaşımına uğramış olması nedeniyle reddinin gerektiği, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesinde veya diğer maddelerinde asıl işverenin alt işverene rücu etmesine olanak sağlayan bir hüküm bulunmadığını, kıdem tazminatına ilişkin düzenlemelerin nitelikçe emredici olduklarından, kıdem tazminatına ilişkin düzenlemelerin ya da bu düzenlemelerde yapılan değişikliklerin henüz kesinleşmiş bir kararla sonuçlanmamış tüm uyuşmazlıklarda uygulanmak durumunda olduğunu belirterek sözleşmeye/sözleşmelere, teknik ve idari şartnamelere 6552 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile 4857 sayılı İş Kanunu’nun 112. maddesine eklenen fıkralara, 4857 sayılı İş Kanunu’na mülga Borçlar Kanunu’na mer’i Türk Borçlar Kanunu’na, HMK’na ve Anayasa’ya aykırı olarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkeme kararında “…Davacının ödediği bedeli dava dışı işçi …’ya ödeme tarihi olan 23/06/2017 tarihinden itibaren yukarıda belirtildiği üzere sorumlulukları oranında talep edebileceği, taraflar arasında sözleşmesel ilişki bulunduğundan ödeme tarihi ile dava tarihi dikkate alındığınd davalılar … Limited Şirketi, … Limited Şirketi ve … Ticaret Limited Şirketi’nin zaman aşımı def’inin yerinde olmadığı ve itibar edilemeyeceği anlaşıldığından faiz başlangıç tarihinin de ödeme tarihi olması gerektiği kanaatine varılarak taraflar arasındaki sözleşmelerde kararlaştırılan ve ticari şirketler arasında talep edilebilecek ticari avans faizi ile birlikte isteyebileceği kanaatine varılmıştır. Tüm bu nedenlerle benimsenen 13/03/2020 tarihli bilirkişi raporu dikkate alınarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. Davacının davalı … Limited Şirketi hakkındaki davasının KISMEN KABULÜ ile 4.340,96-TL’nın 23/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının bu davalı hakkındaki fazlaya ilişkin istemlerinin REDDİNE,…” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı … Lmt Şti ve … San Tic Ltd Şti … Tic Ltd Şti vekilince vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava, tacirler arası hizmet sözleşmesinden kaynaklı asıl işverenin alt işverenden rücuen alacak istemine ilişkindir. Dosya incelendiğinde ,ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda 27/06/2019 tarihli 2019/240 Esas, 2019/256 Karar sayılı nihai kararla davanın görevsizliği sebebiyle HMK. 114/c ve 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden reddine karar verildiği, istinaf başvurusu nedeniyle dosyanın Ankara B.A.M. 23.Hukuk Dairesine gönderildiği, bu dairece yapılan istinaf incelemesi sonunda 2019/2083 Esas, 2019/1463 Karar sayılı ilamla”…Kayseri 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/240 E, 2019/256 K. sayılı dava dosyasında verdiği 27.06.2019 tarihli kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,…”karar verildiği görülmüştür. Davanın görevli mahkemece yapılan yargılaması sonunda da 15/02/2021 tarihli 2019/780 Esas, 2021/183 Karar sayılı işbu nihai karar verilmiş, bu kararın istinafı nedeniyle dosya dairemize gönderilmiştir. Her ne kadar dava dosyası en son verilen nihai kararın karar tarihi itibariyle ve istinaf talebi yönünden dairemize gönderilmiş ise de; 694 sayılı KHK ile 5235 Sayılı Kanuna eklenen Ek 1. maddesine göre; “Bölge Adliye Mahkemelerinin yargı çevresinin 25.madde uyarınca değişmesi halinde bu değişikliğin uygulanması için Resmî Gazetede belirlenen tarihten önce İlk Derece Mahkemelerince verilen kararların istinaf incelemesinde karar tarihi itibari ile yetkili Bölge Adliye Mahkemelerinin yargı çevresinin değiştiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilemez. Yargı çevresinin değiştirilmesinden önce istinaf incelemesinden geçen dosyalar, yeniden istinaf incelemesine konu edilmesi halinde de ilk incelemeyi yapan bölge adliye mahkemesince sonuçlandırılır.” HSK’nın 26/06/2019 tarih ve 230 karar nolu kararı ile Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nin ve dolayısıyla mahkememizin yargı çevresine ve görevine ilişkin düzenlemenin 02/09/2019 tarihi itibariyle uygulanmasına karar verilmiş olmakla, dairemizin inceleme yetkisi ve görevi bu tarihten sonra verilen nihai ve ara kararlara ilişkindir.HMK nun 352/1-a maddesine göre ön incelemede incelemenin başka bir dairece veya bölge adliye mahkemesince yapılmasının gerekli olduğunun anlaşılması halinde öncelikle karar verilir. İstinafa konu edilen ve dairemize gönderilen işbu dosyadaki nihai kararın tarihi her ne kadar 15/02/2021 ise de; Kayseri 3. Asliye Hukuk Mahkemesi ‘nin 2019/240 Esas-2019/256 karar sayılı, 27/06/2019 tarihli nihai kararının istinaf edilmesi nedeniyle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin istinaf incelemesinden geçtiği ve 2019/2083 Esas, 2019/1463 Karar sayılı kararın verildiği, bu karardan sonra mahkemesince yeniden yargılamasına devam edilerek işbu istinafa konu nihai kararın verildiği anlaşıldığından, 5235 sayılı kanunun Ek 1 maddesi gereğince işbu 15/02/2021 tarihli ilk derece mahkemesinin nihai kararına karşı istinaf başvurusunu inceleme yetkisinin ilk istinaf incelemesini yapmış olan Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23 Hukuk Dairesi’ne ait olması nedeni ile dairemizin yetkisizliğine, dosyanın yetkili Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’ne gönderilmek üzere işlemlerinin yapılması için dosyanın mahkemesine geri çevrilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.(T.C. YARGITAY 5. Hukuk Dairesinin ESAS NO: 2021/1492 -KARAR NO: 2021/4814 sayılı emsal kararı da bu yöndedir.)
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-5235 sayılı kanunun Ek 1. maddesi gereğince işbu istinaf kanun yoluna başvurusunu incelemek yetkisi Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’ne ait olduğundan Dairemizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-Dosyanın yetkili Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’ne gönderilmek üzere ilk derece mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE,
Dair, dosya üzerinden yapılan ön inceleme ile HMK 352/1-a uyarınca KESİN olarak, oy birliği ile karar verildi.26/05/2022