Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/119 E. 2022/83 K. 12.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/119
KARAR NO: 2022/83
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/11/2021
ESAS NO: 2020/843
KARAR NO : 2021/942
DAVANIN KONUSU: İtrazın İptali
KARAR TARİHİ: 12/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 17/01/2021
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 10/11/2021 tarih ve 2020/843 E – 2021/942 K kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı dışı … Okul Gerekçeleri şirket arasında Genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davalının şirket yetkilisi olduğunu ve sözleşmeye müteselsil kefil sıfatı ile imza attığını, kredi borcunun zamanında ödenmemesi nedeni ile hesabın kat edilerek davalı ile dava dışı şirkete Ankara 18 Noterliği’nin … tarihli … yevmiye nolu ihtarının gönderildiğini, ihtara rağmen ödeme olmaması nedeni ile borçlu ile davalı kefil hakkında icra takibi başlatıldığını, davalının takibe süresinde itiraz ettiğini, bunun üzerine arabulucuya başvurulmasına rağmen sonuç alınamadığını, davalının itirazının yerinde olmadığını belirterek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davalı aleyhine haksız açılmış olunan iş bu davayı kabul etmediklerini, davacı banka tarafından her ne kadar davalı hakkında Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile kredi çerçeve sözleşmesi dayanaklı icra takibi başlatılmış ise de taraflarınca iş bu icra takibine itiraz edilmesi takip durduğunu, davacı tarafından açılan iş bu itirazın iptali davasının da haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, hem icra takip dosyasına vermiş oldukları itiraz dilekçesinde belirtmiş oldukları üzere davalının davacı bankaya kredi sözleşmesinden kaynaklı ve Ankara 18. Noterliği’nin … tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesinde geçen alacak kalemlerine ilişkin hiçbir borcu bulunmadığını, nitekim icra takip dosyasına konu ödeme emrinde de takip dayanağı olarak hiçbir bilgi ve belge bildirilmemiş ve ibraz edilmemiş olduğunu, dava dilekçesinde her ne kadar bir kredi sözleşmesi ve ihtarnameden söz edilmekte ise de, ödeme emrinde dayanak belge olarak gösterilmemesi icra takibini hukuka aykırı ve geçersiz kılmakta olduğunu, dolayısıyla hukuka aykırı ve geçersiz ödeme emrine dayalı icra takibine ilişkin iş bu davanın açılmış olunması da haksız olup, yasaya ve usule uygun olmadığını, her ne kadar davalı …’ in kefil sıfatı ile borçlu olduğundan bahisle iş bu davaya konu takip başlatılmış ise de, davalının geçerli bir kefillik sıfatı söz konusu olmadığını, takibe dayanak kredi sözleşmesini kabul etmemekle birlikte aksi düşünülse dahi davalının şahsi kefaleti yasaya ve usule uygun olmayıp, eş muvafakati ve irade beyanını içermemekte olduğunu, dolayısıyla geçerli bir kefillikten söz edilemeyeceğini, Dolayısıyla davalının kefalet sözleşmesi de yasaya ve usule uygun olarak tanzim edilmemiş olup, geçerli bir kefaletten söz edilemeyeceğinden bu anlamda da borcu bulunmadığını, ayrıca takibe dayanak yapılan Kat İhtarnamesinin de yasaya ve usule uygun olamayıp, tebliği de yine tebligat Kanunu’na aykırı olduğunu belirterek davanın reddi ile tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “… her ne kadar davalı tarafça davacı bankaya borcunun bulunmadığı belirtilerek takibe itiraz edilmiş ise de, davacı tarafça dosyaya sunulan belgelerden ve bilirkişiden alınan 07/09/2021 tarihli rapordan anlaşıldığı üzere, davalının davacıdan alınmış olan kredi nedeni ile kefil sıfatı ile borçlarını ödemediği ve bu şekilde davalının çek kredisi borcu nedeni ile 157.076,93 TL asıl alacak, 5.033,41 TL işlemiş faiz, 251,67 TL BSMV ile 111,46 TL masraf olmak üzere toplam 162.473,47 TL davacıya borçlu olduğunun tespit edilmesi karşısında dosya kapsamı ile uyumlu, denetime elverişli bilirkişi raporu dikkate alınmış, davalı vekilinin kat ihtarının usulüne uygun tebliğ edilmediği itirazı ise, davalının kredi çekerken bildirmiş olduğu adrese tebligat yapılmış olması nedeni ile yerinde görülmemiş, Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün yazı cevabına göre davalının kredi çeken şirketin ortağı olduğu anlaşılmakla Borçlar Kanunu madde 584/son Fıkra gereği eş muvaffakatinin bulunmasına gerek olmadığı anlaşılmış ve böylece davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddi ile, Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesi’nin … sayılı dosyası üzerinden yapılan takipte davalı borçlunun itirazının kısmen iptali ile takibin taleple bağlı kalınarak çek kredisi borcu nedeni ile 157.076,93 TL asıl alacak, 5.033,41 TL işlemiş faiz, 251,67 TL BSMV ile 111,46 TL masraf olmak üzere toplam 162.473,47 TL alacak üzerinden kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin talebinin reddine, itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilen toplam alacak miktarı olan 162.473,47 TL’nin %20’si oranında icra inkâr tazminatının İİK mad 67 gereğince davalı borçludan tahsili ile davacı alacaklıya verilmesine, davalı tarafça takibin haksız ve kötüniyetle yapıldığı ispatlanamadığından davalı tarafın tazminat talebinin İİK madde 67/2 gereğince reddine, davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesi’nin … sayılı dosyası üzerinden yapılan takipte davalı borçlunun itirazının kısmen iptali ile takibin taleple bağlı kalınarak çek kredisi borcu nedeni ile 157.076,93 TL asıl alacak, 5.033,41 TL işlemiş faiz, 251,67 TL BSMV ile 111,46 TL masraf olmak üzere toplam 162.473,47 TL alacak üzerinden kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin talebinin reddine, İtirazın iptaline ve takibin devamına karar verilen toplam alacak miktarı olan 162.473,47 TL’nin %20’si oranında icra inkâr tazminatının İİK mad 67 gereğince davalı borçludan tahsili ile davacı alacaklıya verilmesine, Davalı tarafça takibin haksız ve kötüniyetle yapıldığı ispatlanamadığından davalı tarafın tazminat talebinin İİK madde 67/2 gereğince reddine …” şeklinde karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.Davacı tarafça 162.736,64 TL toplam alacak miktarı üzerinden icra takibi başlatıldığı ve takibe itiraz edildiği, bu miktar üzerinden itirazın iptali davası açıldığı ve mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın 162.473,47TL üzerinden kısmen kabulüne,fazlaya dair kısım yönünden ise reddine karar verildiği,kararı davacının istinaf ettiği,davacının reddedilen kısma ilişkin olarak kararı istinaf ettiği,dolayısıyla davacı tarafından istinaf edilen reddedilen karar kısımının miktarının toplam 263,17 TL olduğu anlaşılmıştır.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İstinaf Yoluna Başvurulabilen Kararlar” başlığını taşıyan 341. maddesinin 2. fıkrasında açıkça; “Miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.” 4. Fıkrasında :”(4) Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü üç bin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.” şeklinde düzenlenmiştir. … tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile değişik Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ”istinaf yoluna başvurulabilen kararlar” kenar başlığını taşıyan 341. maddesinin 2-3-4. fıkralarında değişiklik yapılarak “binbeşyüz” Türk Lirası ibaresi “üçbin” Türk Lirası olarak değiştirilmiş, yine 6763 sayılı Kanunun 47. maddesinde kanunun yayımı tarihi ile yürürlüğe gireceği aynı Kanunun “Parasal sınırların artırılması” başlıklı ek 1. maddesinde;”(1) 200 üncü, 201 inci, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırlar her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz. (2) 200 üncü ve 201 inci maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hukuki işlemin yapıldığı, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktar esas alınır.” hükmü getirilmiştir.Mahkemece 10/11/2021 tarihinde nihai karar verilmiş olup, hükmün verildiği tarih itibariyle kesinlik (İstinaf edilebilme) sınırı 5.880,00 TL’dir.Davacı tarafından istinaf kanun yoluna konu edilen ve kısmen reddedilen karara ilişkin miktarın ise 263,17 TL’ye ilişkin olduğu görülmüş olup HMK 341/4 maddesi gereğince Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü üç bin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz. Hükmün verildiği tarih itibariyle bu miktar 5.880,00 (beşbinsekizyüzseksen) Türk Lirasına yükseltilmiştir.Bu miktarı geçmeyen davalara ilişkin kararlar kesin olduğundan, mahkemece her ne kadar ilgili istinaf başvuru dilekçesinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 346/1. maddesi uyarınca reddine karar verilmemiş ise de; aynı Kanun hükme ve 352. madde hükmü uyarınca, istinaf başvuru dilekçesinin miktar itibariyle kesin olan bir karara ilişkin olması sebebiyle davacının istinaf dilekçesinin/başvurusunun HMK 352/1-b maddesi gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiştir.HMK 352/1-b maddesine göre kesin olan kararların istinafı halinde Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk dairesince ön incelemede öncelikle gerekli karar verilir.
Açıklanan nedenlerle davacının istinaf ettiği karara ilişkin kısmen reddedilen dava değerinin/karar miktarının kesinlik (istinaf edilebilme) sınırının altında olması nedeniyle kesin sayılan kararla ilgili işbu istinaf dilekçesinin/talebinin HMK 341/4 ve HMK 352/1-b maddeleri gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinafa konu ettiği,davanın kısmen reddine dair karar verilen değerinin/reddedilen karar miktarının karar tarihi itibari ile kesinlik (istinaf edilebilme) sınırı kapsamında kaldığı anlaşıldığından, davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/4 ve 352/1-b maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-İstinaf eden davacının peşin yatırdığı istinaf karar harcının talebi halinde kendisine iadesine,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf posta/yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvuru harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; HMK’nın 359/4 maddesi gereğince de karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 17/01/2022