Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/117 E. 2022/182 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/117
KARAR NO: 2022/182
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/11/2021
ESAS NO: 2020/542
KARAR NO: 2021/943
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 27/01/2022
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 10/11/2021 tarih ve 2020/542 E – 2021/943 K kararına karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının kooperatif ortağı iken davacının 21/06/2015 tarihli genel kurulunda devam eden konut inşaatlarının maliyeti ve kooperatif giderlerinin karşılanabilmesi için her üyenin 9.500,00 TL ödenme yapmasına dair karar alındığını, davalının borcunu ödememesi nedeni ile hakkında takip başlatıldığını, davalının itirazı nedeni ile takibin durduğunu, alınan genel kurul kararının tüm ortakları bağlayıcı mahiyette olduğunu, davacının halen inşaatlara devam ettiğini ve etap etap taşınmazları teslim ettiğini, genel kurul kararının kesinleştiğini, davacının kararının ek ödeme niteliğinde olmadığını, davalının kesin hesap borcunu ödemediğini, davacının 18/11/2018 tarihli genel kurulunda 2012 yılında çıkarılan maliyet hesaplarının geçersiz olduğuna karar verildiğini, bu nedenle evini teslim alan ile almayan üyeler arasında eşitsizlik olduğunu, aynı nitelikteki Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1667 E, 2017/1039 K sayılı dosyasında Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin 2018/687 E, 2019/672 K sayılı ilamı ile davacı lehine yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına karar verildiğini, sonrasında yerel mahkeme kararlarının davacı lehine olduğunu ve Bölge Adliye Mahkemesi’nin istinafları esastan reddettiğini, arabuluculuğa başvurulmasına rağmen sonuç alınamadığını belirterek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Müvekkili tarafından tüm kooperatif ödemeleri yapıldığını, söz konusu dairenin tesliminin gerçekleştiğini, müvekkil davacı tarafından kendisine bildirilen kesin hesap borcunu ödeyerek borçtan kurtulduğunu, davacı tarafından kesin hesap çıkartıldığı ve kesin hesap belgesine istinaden ödeme alındığı halde yeniden borç çıkartılarak icra takibi başlatıldığını, bunun hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafından yapılan genel kurul kararlarının usulüne uygun olarak üyelere tebliği zorunlu olduğunu, iş bu usullere uymadan alınan kararların geçerli olmadığını, müvekkiline 21/06/2015 tarihli genel kurul çağrısı yapılmadığı için katılmadığından dolayı iş bu genel kurul kararının geçerli olmadığını davacı tarafından yeniden alacak talebinden bulunulamayacağını, müvekkilin kesin hesaba göre borcunu ödediğinden ve usulüne uygun bir genel kurul yapılmadığından dolayı müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığından bahisle; haksız davanın reddini, davanın ret olması durumunda %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, tüm yargılama giderle
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “… davacı kooperatif tarafından davalı hakkında 21/06/2015 tarihli genel kurul toplantısının 6. ve 7. maddesi gereği belirlenen bedelin ödenmesi için takip yapılmış olduğu ve davalının itirazı üzerine mahkememizde dava açıldığı anlaşılmakla, toplanan deliller sonucu alınan 26/07/2021 tarihli bilirkişi raporunda, davalının sabit fiyat peşin bedelli üye olmadığı, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin ve Kayseri Bölge Adliyesi 6. Hukuk Dairesi’nin kararlarını emsal alınması halinde söz konusu alacak talebinin, inşaat finansman gideri niteliğinde bir alacak olması nedeni ile davacının davalıdan 9.500 TL asılı alacak ve 8.512,52 TL işlemiş faiz alacağı olduğunun belirtilmesi ile davacının takip konusu alacak nedeni ile alacaklı olduğu anlaşılmış ve böylece davanın kabulü ile, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … sayılı icra dosyasına davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin 9.500,00 TL asıl alacak ve 8.512,52 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 18.012,52 TL üzerinden devamına, İİK’nin 67/2. Maddesi gereğince itirazın iptaline karar verilen 18.012,52 TL toplam alacağın takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine .Davanın KABULÜ ile, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … sayılı icra dosyasına davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin 9.500,00 TL asıl alacak ve 8.512,52 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 18.012,52 TL üzerinden devamına, İİK’nin 67/2. Maddesi gereğince itirazın iptaline karar verilen 18.012,52 TL toplam alacağın takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, …” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin kararının usul ve yasaya uygun olmadığını kabul etmediklerini Müvekkili tarafından tüm kooperatif ödemeleri yapıldığını ve söz konusu dairenin teslimi gerçekleştiğini davacı tarafından müvekkiline bildirilen kesin hesap borcunu ödeyerek borçtan kurtulduğunu Davacı tarafından kesin hesap çıkartıldığı ve kesin hesap belgesine istinaden ödeme alındığı halde yeniden borç çıkartılarak icra takibi başlatılımş olması hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafından alacak talep hakkı bulunmadığını talep edilen alacağın zaman aşımına uğradığını, davacı tarafından müvekkile genel kurul çağrısı yapılmadığını genel kurul kararları müvekkile tebliğ edilmediğini davacı tarafından yapılan Genel kurul bu sebeplerle usulüne uygun olmadığın, müvekkilinin kesin hesaba göre borcunu ödediğinden ve usulüne uygun bir Genel kurul yapılmadığından dolayı müvekkilin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını . Davacı genel kurul toplantı tutanakları, tüm defter, kayıt ve belgeler incelendiğinde ve bilirkişi incelemesi yaptırıldığında müvekkilin borcunun bulunmadığı ve dayanak edilen Genel kurul kararının usulsüz olduğu net bir biçimde ortaya çıkacağına. bu sebeplerle haksız davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü hatalı olduğunu davacının müvekkilden alacak talep hakkı bulunmadığını Bu sebeplerden ötürü müvekkil aleyhine açılmış olan işbu davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne yönelik karar verilmesi hukuka ve kanunlara aykırılık teşkil ettiğini, yerel mahkemenin verdiği kararının müvekkil lehine ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: … HMK’nın 355. maddesine göre “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir” şeklinde düzenleme bulunduğundan işbu madde hükmüne göre inceleme yapılmak gerekmiştir.Dava, davacı-alacaklı Kooperatif tarafından başlatılan ilamsız icra takibine davalı-borçlunun itiraz üzerine İİK 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır. Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; … Toplu Konut Yapı Kooperatifi tarafından… aleyhine 9.500,00-TL asıl alacak ve 8.512,52-TL işlemiş faizi ile birlikte toplam 18.012,52-TL’nin tahsili istemi ile ilamsız takip başlatıldığı, takip dayanağı olarak 21.06.2015 tarihli olağan Genel kurul kararının gösterildiği, ödeme emrinin 07/07/2020 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, davalı-borçlu vekilinin 09/07/2020 tarihli dilekçe ile borca itirazı üzerine 09/07/2020 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği, davacı tarafından asıl alacak meblağı olan 9.500,00 TL üzerinden harç yatırılarak itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmıştır. Davacı kooperatifçe üyelerine tahsis ve teslim edilecek taşınmazların inşaatlarının etap etap yaptırıldığı, çekilen kurada davalının konut almaya hak kazandığı, yönetim kuruluna verilen yetkiye dayanılarak 17.07.2012 tarihi itibariyle davalının kooperatife borcu ile ilgili hesap yaptırıldığı, belirlenen miktarın davalı tarafından ödendiği belirtilerek üye ve kooperatifin belirtilen istisnalar dışında birbirlerini karşılıklı olarak gayri kabili rücu ibra ettikleri, 27.03.2012 tarihinde davalı adına bağımsız bölümün tapuda tescil edildiği, davacı vekilinin aksi savunulmayan beyanına göre kooperatifin henüz dairelerini teslim alamamış 150 kadar üyesinin dairelerinin inşaatının devam ettiği dosya kapsamından anlaşılmıştır. Davalının kooperatifin ortağı olduğu, davalı kooperatif ile 17.07.2012 tarihinde davalı kooperatifle kesin maliyet hesabı ibra sözleşmesi imzaladığı, bunun üzerine kurada kendisine çıkan dairenin adına tescil edildiği görülmektedir. Davacı kooperatifin 21.06.2015 tarihli genel kurulunda 6. gündem maddesinde, “…kooperatifin kalan inşaatların tespitinin yapılması, (kesin hesap) maliyetinin belirlenmesi, tahsilatının bir takvime bağlanmasını, ve takvime bağlanan ve takvim süreci belirlenen tahsilat miktarlarının süresinde ödenmemesi durumun da geciken her bir ay için ayrıca aylık net %1,5 gecikme zammı alınması, kooperatif yönetim kurulu ile görüşüp kesin maliyeti belirlenen üyelerin kooperatiften izin almak kaydı ile borçlarının bir kısmının veya tamamının kooperatif yüklenicisi ile pazarlık yaparak borcunu ödemesi konusunda iş ve işlemleri yapmak üzere yönetim kuruluna yetki verilmesi” oy birliği ile kabul edilmiş, 7. gündem maddesinde de, “Ortaklık aidatlarının belirlenmesi maddesine geçildi. Yönetim kurulu üyesi … söz alarak ortakların kalan inşaatlar için inşaat maliyeti olarak yaklaşık 9.500.00 tl’nin bir önceki madde de görüşülerek kabul edilen hususlar doğrultusunda ortaklarımızın ödemesi gereken kesin maliyet bedellerinin yönetim kurulumuzun alacağı ödeme planı kararı doğrultusunda ortaklarımızın yükümlülüklerini yerine getirmesi veya yönetim kurulumuzdan görüşerek izin almak kaydı ile yükümlülüklerini müteahhide karşı yerine getirmesi kaydı ile üyelik aidatı alınmamasını teklif etti bunu üzerine oylamaya geçildi.Yapılan oylamada teklif oy birliği ile kabul edildi.” şeklinde karar alınmıştır. Davacı kooperatifin 21.06.2015 tarihli genel kurulunun 6. ve 7. gündem maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, kooperatifin inşaatlarının tamamlanması için her bir üyeden, yaklaşık olarak belirlenen 9.500,00 TL’nin kooperatife veya kooperatif yönetim kurulunun izni ile yükleniciye avans olarak ödenmesine oybirliğiyle karar verildiği anlaşılmaktadır. Genel kurulca, ödeme günü belirlenerek, (belirlenmemişse ayın sonu ödeme günü olup) aidat bedelinin süresinde ödenmesine, süresinde ödenmemesi halinde ise temerrüt faizi uygulanmasına ilişkin alınan kararın kesinleşmesi halinde, bu kararın tüm ortakları bağlayacağı açıktır. İş bu davanın genel kurul kararının iptali davası olmaması nedeniyle genel kurul kararlarının yerindeliğinin denetlenemeyeceği, ayrıca, bir kooperatif ortağının bağımsız bölümüne ait tapu kaydının adına tescil edilebilmesi için, ortağın taşınmazına yönelik olarak kooperatife karşı tüm edimlerini yerine getirmiş olması gerekmektedir. Davacı kooperatifçe, bu ilkeye uygun olarak, davalı ortağın bağımsız bölümünün adına tescili öncesinde, o tarih itibariyle borçları belirlenmiş, bu borçların ödenmesi üzerine ibra edilmiş ve tapu kaydı adına tescil edilmiştir. 19.01.2012 tarihli ibra sözleşmesi malikin tapu tescili öncesi borcuna yönelik olup, ileride doğacak borçların talep edilmeyeceği anlamını içermediği, Kooperatifin inşaatlarının devam etmesi,henüz tasfiye aşamasına da geçmemiş olması, belgede borç miktarının belirlendiği tarihin yazılı olması gözetildiğinde, ana sözleşmenin 61. maddesindeki kesin hesabın somut olayda sözkonusu olmadığı, yapılan hesabın ve istenen bedelin tapu tescili öncesi ortağın borcunun belirlenmesine yönelik olduğu açıktır.(aynı yönde Ankara Bam 23. HD’sinin 07.02.2020 tarih ve 2019/2730 E-2020/207 K sayılı kararı)Bu durumda ilk derece mahkemesince, davalının, kesinleşmiş genel kurul kararına dayalı olarak talep edilen, inşaat finansman gideri olduğu anlaşılan ödemeden sorumlu olduğunun kabulü gerekmektedir. Davanın dayanağı olan icra takibinde, genel kurulca kararlaştırılan 9.500,00 TL ile yıllık %18 oranı üzerinden belirlenen 8.512,52 TL gecikme faizinin talep edildiği, davalının borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğu bunun üzerine davacı tarafından asıl alacak miktarı 9.500,00 TL üzerinden harç yatırılarak itirazın iptali davası açıldığı mahkemece yapılan yargılama sonucu takibin asıl alacak yönünden devamına karar verildiği görülmüştür. İlk derece mahkemesince, davalının, kesinleşmiş genel kurul kararına dayalı olarak talep edilen, inşaat finansman gideri olduğu anlaşılan ödemeden/borçtan sorumlu olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve esas açısından herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı değerlendirilerek, yerinde görülmeyen davalı vekilinin istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda söz konusu istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nın 353/1-b.1.maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek davalının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 10/11/2021 tarih ve 2020/542 E – 2021/943 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 1.230,43 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davalı tarafından peşin yatırılmış 308,00TL harcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 922,43 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 27/01/2022