Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1158 E. 2022/1154 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1158
KARAR NO: 2022/1154
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/04/2022
ESAS NO: 2021/699
KARAR NO: 2022/293
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/05/2022
İSTİNAF KARAR
YAZIM TARİHİ: 25/05/2022
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 08/04/2022 tarih ve 2021/699 E – 2022/293 K kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili dava dilekçesinden özetle; Borçlu … Tavukçuluk San. Tic. Ltd Şti.’nin, müvekkili banka … … Bankası … … Caddesi … Şubesine kredi başvurusunda bulunduğunu ve banka ile … ve … ref no kredi sözleşmesi imzaladığını, Müteveffa … ‘in ise iş bu kredi sözleşmelerini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, borçluların bu sözleşmeden kaynaklanan borcunu zamanında ödemediğinden davalılar aleyhine Kayseri Banka Alacakları İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip başlatılmış, icra takibi devam ederken … in vefat ettiğinden yasal mirasçıları hakkında takibin devam ettiğini, Müteveffa … ‘in yasal mirasçıları … ve … 08.04.2021 tarihinde takibe itiraz ettiklerini, beyan ederek davalının Kayseri Banka Alacakları İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına itirazlarının iptaline takibin devamına karar verilmesini, %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinden özetle; Dava dilekçesinde; borçlu … Tavukçuluk San. Tic. Ltd. Şti’nin … ve … ref. Nolu kredi sözleşmesi imzaladığı ve müteveffa … ‘in iş bu kredi sözleşmelerini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzalamış olduğunun belirtildiği, müteveffa …’in de davacı bankaya her hangi bir borcu bulunmadığını, Zira; davacının belirttiği … ve … ref. Nolu kredi sözleşmelerinde müteveffa …’in herhangi bir sıfatla imzasının bulunmadığını, müteveffa …’in her hangi bir kefaleti bulunduğu düşünülse dahi, …’in ölümünden sonra doğmuş olması ve kefaletin ölümle birlikte sona ermesi sebebiyle müvekkillerinin borçtan sorumlu tutulmasının kanunen mümkün olmadığını, iş bu takibib 15.10.2020 tarihinde başlatılmış olduğunu, ancak …’in 27.08.2017 tarihinde vefat ettiğini, davacı tarafından gönderilen Adana 3. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarname de müteveffa …’in vefatından sonra gönderildiğini ve …’in vefat etmiş olmasından dolayı tebliğ edilemediğini, davaya konu icra takibinde itiraz edilen asıl alacağa işletilmiş olan faiz talebinin haksız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini, %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.İddia ve savunmalar, yapılan yargılama, toplanan deliller, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyet raporu ve tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Dava, davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine davalıların süresinde itirazı üzerine İİK 67.maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içinde açılmış itirazın iptali davasıdır. Somut uyuşmazlıkta, bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere takibe konu kredi alacağının 19/09/2019 tarihli, davacı bankanın… … Şubesi ile dava dışı asıl borçlu … Tavukçuluk San. Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan Genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığı, iş bu sözleşmeye davalıların murisi müteveffa …’in kefaletinin bulunmadığı, dosyada mevcut nüfus kayıt örneğinden …’in 27/08/2017 tarihinde vefat ettiği anlaşıldığından murisin kefaletinin bulunmadığı kredi sözleşmesinden kaynaklı borçtan mirasçı olan davalılar sorumlu tutulamayacağından davanın reddine, muris …’in ölümünden sonra çekilen kredi için murisin mirasçılarına karşı takip yapılmasında davacı bankanın kötüniyetli olduğu kanaatine varıldığından İİK’nın 67/2 maddesi gereğince, dava değeri olan 32.475,31- TL’nin %20’si oranında 6.495,06 TL kötüniyet tazminatının davacı bankadan alınarak davalılara verilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Borçlunun, müvekkil bankaya kredi başvurusunda bulunduğunu ve müvekkil banka ile kredi sözleşmesi imzaladığını, müteveffa … ise iş bu kredi sözleşmelerini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, borçluların bu sözleşmeden kaynaklanan borcunu zamanında ödemediğini, davalılar aleyhine icra takibi başlatıldığını, icra takibi devam ederken … vefat etmiş olup yasal mirasçıları hakkında takibimiz devam ettiğini, müteveffa …’in yasal mirasçıları … ve … 08.04.2021 tarihinde haklı takibe itiraz ettiklerini, davalı borçlular tarafından yapılan itiraz üzerine, borçlu ile son kez müzakere etmek ve dava şartını yerine getirmek amacıyla 03.08.2021 tarihinde 2021/1371 başvuru numarası ile arabulucuya başvurulduğunu, ancak 26.08.2021 tarihinde düzenlenen 2021/82843 arabuluculuk numaralı arabuluculuk son oturum tutanağı ile anlaşmaya varılamadığını, anlaşmaya varılamaması üzerine iş bu davayı açma zorunluluğu hasıl olduğunu, ikame edilen iş bu dava müteveffa …’in kefalet sözleşmesinde imzasının bulunmadığı nedeniyle, yerel mahkemenin eksik ve hatalı değerlendirme neticesinde haklı davanın reddine ve %20 oranında kötü niyet tazminatının müvekkil bankadan alınarak davalılara verilmesine kararı verildiğini, iş bu müvekkil banka aleyhine verilen karar usul, yasa, hak-hakkaniyet, Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararlarına aykırı olup kaldırılması gerektiğini, yerel mahkemece, dava konusu kredi sözleşmesinde müteveffanın imzasının bulunmadığı hususu eksik ve hatalı değerlendirdiğini, 11.01.2022 tarihli bilirkişi raporunda da sabit olduğu üzere genel kredi sözleşmesinin eki ve devamı olan 26. sayfadan 30. sayfaya kadar kefalet hükmü başlıklı bölümde müteveffa … ve diğer borçluların söz konusu sözleşmede imzasının bulunduğu tespit edildiğini, bilirkişi raporu ile müteveffanın kredi sözleşmesinde imzasının bulunduğu sabit iken yerel mahkemece müteveffanın kredi sözleşmesinde imzasının bulunmadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine kararı verilmesi eksik değerlendirme neticesinde hatalı hüküm teşkil ettiğini, yerel mahkeme haklı davamızın reddine kararı verirken %20 oranında davalılar lehine kötü niyet tazminatına hükmettiğini, borçlu lehine kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için davanın kısmen veya tamamen reddedilmiş olması, alacaklının icra takibine geçme ve itirazın iptali davası açmasında kötü niyetli ve haksız olduğunun ispatı gerektiğini, davacının icra takibinde haksız olmasının yanı sıra takibin kötü niyetle yapıldığının ispatı da şart olduğunu, ayrıca Yargıtay’ın istikrarlı kararlarında davacının alacağının ispatlayamamış olması tek başına kötü niyetin göstergesi olmadığını belirttiğini, dava konusu olayda müteveffanın 26. Sayfadan 30. Sayfaya kadar kefalet hükmü başlıklı bölümde müteveffa … ve diğer borçluların söz konusu sözleşmede imzasının bulunduğu tespit edilmişken yerel mahkemece kötü niyetli iş bu davanın ikame edildiği konusunda hüküm kurması hatalı ve eksik hüküm olarak değerlendirilmesi gerektiğini, müvekkil bankanın, davalıların yasal mirasçısı olan müteveffa …’in imzalamış olduğu kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağı bulunduğunu, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına, istinaf başvurumuzun kabulüne, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinafa cevap dilekçesinde özetle; Dosyaya ibraz edilen 11.01.2022 tarihli bilirkişi raporunda; müvekkillerin, davacı bankanın dava dışı asıl borçlu firmadan olan alacaklarından sorumluluklarının bulunmayacağı açık ve net bir şekilde belirtildiğini, bilirkişi raporu ile icra takibine konu edilen kredinin kullandırıldığı 19.09.2019 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinde müvekkillerin murisi müteveffa …’in kefaletinin bulunmadığı ortaya çıktığını, müvekkillerin murisi müteveffa … tarafından üzerinde tarih ve tutar bulunmayan sözleşmeye isim yazılmak suretiyle imza atıldığı ve bu suretle BK madde 583 gereğince kefaletin geçerlilik şartlarını taşımadığı bilirkişice açıkça belirtildiğini, müteveffa … tarafından imzalanmış geçerli bir kefalet sözleşmesi bulunmadığından müvekkillerin sorumluluğunun bulunmadığı net olarak ortaya çıktığını, bilirkişi tarafından; banka kayıtlarında müteveffa … tarafından imzalanmış başkaca sözleşme bulunmadığı belirtildiğini, tüm bu hususlar bilirkişi raporu ile açıkça ortaya çıkmış olup; müvekkillerin davaya konu borçtan sorumluluğunun bulunmadığını, bu sebeple davanın reddi kararı yerinde olduğunu, davacının istinaf başvurusunun reddine, yerel mahkeme ilamının onanmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dava, kredi sözleşmesinden kaynaklı borcun tahsili hususunda kefil aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın İİK.67.maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;Dosya kapsamında toplanan deliller, somut olayın özelliklerine uygun bilirkişi raporu, ilk derece mahkemesinin olay nitelendirilmesi ve gerekçesi nazara alındığında, mahkemece aldırılan bilirkişi raporundaki tespit, hesaplama ve sair değerlendirmelerin dosya içeriğine ve yürürlükteki mevzuata uygun olduğu, mahkemenin kanıtları takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davanın reddine ilişkin kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı, ancak davalılar murisi müteveffa … tarafından, üzerinde tarih ve tutar bulunmayan kefalet sözleşmesi başlıklı bir belgeye isim yazılmak suretiyle imza atıldığı konusunda uyuşmazlık bulunmadığına göre, davacı bankanın haksız ve kötü niyetli olarak davalılar murisi aleyhine takibe başladığının kanıtlanamadığı, bu şekilde şartları oluşmadığı halde mahkemece davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmolunmasında isabet bulunmadığı, bu yönüyle davacının istinaf sebebinin haklı ve yerinde olduğu, ancak işbu hususun da yeniden yargılamayı gerektirmemesi nedeniyle davacı tarafın bu yöndeki istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK 353/1-b.2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında aşağıdaki gibi karar verilmesine dair işbu hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-HMK 353/1-b.2 md. gereğince, KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 08/04/2022 tarih ve 2021/699 E – 2022/293 K sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Düzeltilerek esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
3-“1-Davanın Reddine,
2-Koşulları oluşmadığından davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
3-Davacı banka harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama harç ve giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 Maddesi uyarınca belirlenen 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran ilgili tarafa iadesine,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-İstinaf başvurusunda bulunan davacı harçtan muaf olduğundan harç konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan 18,50 TL tebligat gideri ve 73,60 TL posta gideri olmak üzere toplam 92,10 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
7-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 24/05/2022