Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1156 E. 2022/1156 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1156
KARAR NO: 2022/1156
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/03/2022
ESAS NO: 2021/37
KARAR NO: 2022/256
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/05/2022
İSTİNAF KARAR
YAZIM TARİHİ: 25/05/2022
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 25/03/2022 tarih ve 2021/37 E – 2022/256 K kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; Müvekkilinin davalı bankadan kullandığı her hangi bir kredinin bulunmadığını, ancak yaptıkları araştırmada dava dışı … isimli şahsın 03.08.2011 tarihinde … … … Sanayi Şubesinden kullanmış olduğu krediye 50.000,00 TL Limitle kefaletinin bulunduğunu kefalete dayalı kullanılan kredinin … tarafından ödenmiş olmakla birlikte bankadan aldıkları bilgiye göre adı geçen kişinin 19.02.2013 tarihinde ve 2015, 2018 yıllarında tekrar kredi çekerek kullandığını, müvekkilinin yeniden kefaletinin alınmadan kullandırılan bu kredilerin ödenmemesi nedeniyle de bankaca müvekkili aleyhine takibe geçildiğin, müvekkili ile banka arasında akdedilen sözleşme için eş rızası alınmadığı gibi, kefalet sözleşmesinin genel işlem şartlarına aykırı olarak düzenlendiğini, ayrıca bankanın sözleşme hükümlerine aykırı olarak 50.000,00 TL”lik kefalet için 100.000,00 TL’ lik senet düzenletilerek imzalatıldığını, dolayısı ile bir güven müessesesi olan bankanın açığa senet almasının kanuna aykırı olduğunu, müvekkilinin … No.lu Genel Kredi Sözleşmesine kefil olduğu , kredinin ödenmiş olması sebebi ile kefaletinin son bulduğunu, Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesinin … Esas sayılı dasyası ile gönderilen ödeme emrinin müvekkiline 12.01.2021 tarihinde gelmiş olmasına ve takibin kesinleşmemesine rağmen müvekkilinin taşınır taşınmaz malları üzerine ihtiyati haciz konulduğundan, iş bu hacizlerin teminatlı veya teminatsız olarak kaldırılması gerektiğini, detaylı bir şekilde beyan iddia ve izah ederek: Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ite müvekkilinin davalı alacaklıya borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline; kefalet sözleşmesinin 6098 sayılı TBK’nun belirtiği Genel İşlem şartlarına aykırı olarak düzenlenmiş olması sebebi ile de davalarının kabulüne: Bunun mümkün olmaması halinde Sözleşmedeki kefalet limitinin 50.000,00 TL olarak belirtilmiş olması sebebi ile, müvekkilinin tek alacak kalemi olarak 50.000,00-TL’ den sorumlu olduğuna dair hüküm tesis edilmesini, davacının haksız ve kötü niyetli olarak takip yapmış olması sebebi ile de %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile yekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine dair karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekilinin cevap dilekçesinden özetle; dava dışı … ‘in müvekkili bankadan kullandığı krediler sebebi ile halen bankaya borçlu olduğunu … ‘le banka arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinin davacı … tarafından müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzalayarak 50.000,00 TL’ye kadar ki banka alacağına kefalet ettiğini, asıl barçlunun borçlarını ödememesi üzerine … ‘in 100.000,00 TL bedel ile ciro ederek devrettiği bonoda kefili bulunan davacı hakkında Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasi ile icra takibi başlatıldığını, ancak sehven bu takipte davacının kefalet İimitinin 50.000,00 TL olduğunun belirtilmediğini, borçlunun iş bu icra dosyasına ödeme yaptığı, 114.942,44 TL den 50.000,00 TL nin çıkarılarak kalan 64.942 44 TL’nin icra dosyasına iade edildiğini, davacı tarafından kefalet sözleşmesinin Borçlar Kanununa aykırı olarak düzenlendiğini, eş rızasının alınmadığını ve kanunun 584. maddesinde belirtilen düzenleme şekil şartlarına uyulmaması sebebi ile kefaletin geçersiz olduğunu iddia etmekte iseler de sözleşmenin 6098 sayılı TBK’nun uygulama tarihinden önce düzenlenmiş olduğunu, ayrıca davacının senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu hususunu iddia etmekte ise de takibe konu bononun üzerinde davacı imzasının kefil sıfatı ile atılı olduğunu, dolayısı ile davacının keşideci olarak bulunmaması sebebi ile bononun anlaşmaya aykırı olarak düzenlendiği iddiasında bulunulamayacağını, davacının ilk çekilen kredinin son bulmuş olması nedeniyle müteselsil kefalet sorumluluğunun sona ereceğini iddia etmekte ise de, sözleşmenin 3.1 maddesi gereğince kefaletin bankanın doğmuş ve doğacak tüm alacaklarına müteselsil olarak kefalet edeceği gerekçesiyle, icra takibi itibarıyla bu kefaletinden dolayı takibin devam ettirildiğini ifade ve beyan ederek, hukuka ve hakkaniyete aykırı davanın reddine, asıl alacağın %20’ sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı üzerinde bırakılmasına dair karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İddia ve savunmalar, yapılan yargılama, toplanan deliller, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyet raporu ve tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; davalı … A.Ş tarafından davacı aleyhine, asıl borçlu ile davalı banka arasında imzalanan 03/08/2011 tarihli … nolu genel kredi ve kefalet sözleşmesi ile bu sözleşme kapsamında düzenlendiği anlaşılan 03/08/2011 tanzim ve 18/12/2020 vade tarihli 100.000,00 TL bedelli bonoya istinaden Kayseri Banka Alacakları İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus takip yolu ile icra takibine başlanıldığı, taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinde davacının müşterek ve müteselsil borçlu/kefil sıfatını taşıdığı, her ne kadar davacı vekili tarafından takibe konu bononun 03/08/2011 tarihli genel kredi sözleşmesine binaen verildiğini ve bu kredinin asıl borçlu tarafından ödeme yapılmak suretiyle kapatılmış olması nedeniyle müvekkilinin bono nedeniyle borçlu olmadığı ileri sürülmüşse de, Genel Kredi Sözleşmeleri cari hesap şeklinde işleyen kredi sözleşmeleri olup, bu tür kredilerde banka, sözleşmenin geçerlilik süresi içerisinde ve sözleşme limiti dahilinde verebileceği kredileri tekrarlayabilmektedir. Bir başka deyişle kredi kullanıcısı sözleşme kapsamında aldığı kredi tutarını ödediği takdirde ek bir sözleşmeye gereksinim duymaksızın aynı sözleşme çerçevesinde tekrar kredi kullanabilmektedir.Alınan bilirkişi raporundan davalı bankanın kat ihtarı tarihi itibariyle asıl borçludan olan alacağının 259.963,02 TL olduğunun tespit edildiği, davalı banka tarafından davacıdan talep edilen alacak miktarının davacının da imzası bulunan sözleşmeden kaynaklandığı,davalının, davacının kefil olduğu sözleşmeden dolayı teminat maksadıyla verilen bonodan dolayı kefalet sözleşmesinde yazılı olduğu üzere asıl borç ve ferileri ile borcun tahsili için yapılacak masraflar dahil 50.000,00 TL ile sınırlı olarak sorumluluğunun bulunduğu,takip çıkış miktarının 101.364,54 TL olduğu anlaşıldığından davacının 51.364,54 TL borçlu olmadığının tespitine,davacı tarafından icra dosyasına yatırılan 125.687,08-TL’nin 64.942,44 TL’si davacı tarafa davalı banka tarafından iadesinin sağlandığı bu şekilde davacıdan 60.744,64 TL tahsilat yapılmış olduğu, davacının borçlu olduğu 50.000,00 TL tutarın düşümünde kalan 10.744,64 TL’nin davalıdan istirdadının talep edilebileceği anlaşıldığından 10.744,64 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine karar verilmiş, davalı senette yazılı miktarın tümü üzerinden takip başlatmakta haksız olmakla birlikte kötü niyetli sayılacağı mahkememizce kabul edilemeyeceğinden şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine, davanın kısmen kabulü ile; Davacının Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasına konu borç nedeniyle dava tarihi itibariyle 51.364,54-TL borçlu olmadığının tespiti ile davacı tarafından icra dosyasına ödenen toplamda 10.744,64 TL’ nin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine, fazlaya yönelik menfi tespit ve istirdat isteminin reddine, Şartları oluşmadığından davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına…” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı ve davalı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı bankanın müvekkil aleyhine başlattığı iki icra dosyasındaki miktarlar, icra takibi sebepleri, tahsilde tekerrür kaydının olup olmadığı gibi hususlar birlikte incelenerek hüküm kurulması gerekirken, sadece … E nolu dosyanın incelenerek hüküm tesis edilmesi hatalı olduğunu, davalı banka müvekkilin kefil olduğu kredi sona erdikten sonra yeni kefillik sözleşmeleri yaparak … ‘e kredi verdiğini, davalı banka tarafından mustafa doğan isimli şahısla yeni bir kefalet sözleşmesi akdedilmesi sebebiyle de müvekkilin kefilliği Yargıtay kararlarına göre son bulduğunu, müvekkilinin kefilliğinin tamamen son bulması nedeniyle davanın tamamen kabul edilmesi gerekirken, davanın kısmi olarak kabul edilmesi hatalı olduğunu, mahkemece, davalı bankanın senette yazılı miktarın tümü üzerinden takip başlatmakta haksız olmakla birlikte kötü niyetli sayılacağı kabul edilemeyeceğinden bahisle, kötü niyet tazminat talebimiz reddedildiğini, ancak mahkemece verilen karar hatalıdır. istinaf taleplerinin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve haklı davanın kabulü ile; Kayseri banka alacakları icra dairesinin … e nolu takip dosyasıyla davalı alacaklıya borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline, davalının haksız ve kötü niyetli takip yapmış olması nedeni ile % 20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkûm edilmesine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … A.Ş. vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacı … , dava dışı … ‘in müvekkil bankadan kullanmış olduğu krediye ilişkin kefalet sözleşmesini imzaladığını ve borçlu … ‘in DOĞMUŞ VE DOĞACAK tüm borçlarına mütesesil kefil olduğunu, gerekçeli kararda da davacının müteselsil kefil olması itibariyle borçtan sorumlu olduğuna ilişkin iddialarımız sübut bulduğunu, Dava dışı borçlu … ‘in 100.000,00-TL bedelle ciro ederek devrettiği bonoya ilişkin icra takibi başlatılırken müteselsil kefil olması sebebiyle davacı … da icra takibine dahil edilmiştir. Ancak davacı kefilin kefalet miktarı 50.000,00-TL olmasına rağmen kefalet miktarı takip talebinde SEHVEN yazılmadığını, davacı tarafından icra dosyasına yapılan 125.687,08-TL ödemeden, icra dairesince tahsil harcı ve ceza evi harcı düşülmüş olup kalan 114.942,44-TL tarafımıza gönderilmiştir. Bu miktardan davacı/kefilin sorumlu olduğu 50.000,00-TL çıkarılarak kalan fazla ödeme miktarı olan 64.942,44-TL icra dosyasına iade edildiğini, Kayseri Banka Alacakları İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasında davacı kefil … , dava dışı… ve dava dışı … ‘ün borçlu sıfatıyla bulunduğunu, müvekkil banka alacaklı olduğu miktar kadar takip başlattığını, işbu takip yönünden davacı kefilin kefalet miktarını aşan kısımlardan diğer borçluların sorumluluğu devam ettiğini, davacı/kefilin müvekkil bankadan herhangi bir hak ve alacağı bulunmamasına rağmen “..davacı tarafından icra dosyasına ödenen toplamda 10.744,64-TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine” şeklinde hüküm kurulması hatalı olduğunu, bahsi geçen 10.744,64-TL davacı/kefilin icra dosyasına ödeme yapması üzerine icra müdürlüğü tarafından kesilen tahsil harcı ve ceza evi harcı olduğunu, Davacı/kefilin kefalet limiti olan 50.000-TL’ye tahsil harcı ve cezaevi harcının dahil edilmesi tarafımızca kabul edilemeyeceğini, davacı … kefalet limiti olan 50.000-TL’yi kendisine gönderilen ihtarnamelere rağmen süresi içerisinde ödememiş olup icra takibinin açılmasına sebebiyet verdiğini, icra takibinin başlatılmasına borcunu süresi içinde ödemeyen borçlular sebebiyet vermiş olup harçların borçlu tarafa yükletilmesi gerektiğini, davacı lehine 7.477,39-TL nispi vekalet ücretine hükmedilmiştir. 51.364,54-TL yönünden karar tespit hükmünde olup miktar itibariyle nispi vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olduğunu, davacının müvekkil bankadan hiç bir hak ve alacağı olmamak kaydıyla davacı açısından vekalet ücretine hükmedilecekse dahi bu vekalet ücretinin maktu nitelikte olması gerektiğini, İstinaf incelemesi neticesinde eksik ve hatalı değerlendirme neticesinde verilen Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/37E. 2022/256K. 25.03.2022 tarihli kararının kaldırılmasına, istinaf başvurumuzun kabulüne, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dava, İİK’nun 67. Maddesi gereğince itirazın iptali talebine ilişkindir.HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;Dosyada bulunan bilgi ve belgelere göre, yerel mahkemece yapılan tespit ve değerlendirmelerin dosya içeriğine ve yürürlükteki mevzuata uygun olduğu, mahkemenin kanıtları takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı değerlendirilmiştir.Sonuç itibariyle; yerel mahkemece verilen kararda yazılı açıklamalara,yasal sebep ve gerekçelere binaen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, kararın hukuka uygun olduğu, bu nedenlerle usul ve yasaya uygun mahkeme kararına yapılan istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda söz konusu istinaf sebepleri yerine görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nun 353/1-b.1.maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 25/03/2022 tarih ve 2021/37 E – 2022/256 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davacının istinaf başvurusu yönünden; Alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcı peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalının istinaf başvurusu yönünden; Alınması gerekli olan 3.508,71 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davalı tarafından peşin yatırılmış 975,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.533,01 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
4-İstinaf başvurusunda bulunan davacı ve davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 24/05/2022