Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1111
KARAR NO: 2022/1244
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/01/2022
ESAS NO: 2021/514
KARAR NO: 2022/89
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/05/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 27/05/2022
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/01/2022 tarih ve 2021/514 E. – 2022/89 K. sayılı kararı davacı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı firma ile takip alacaklısı firma arasında mal alışverişi yapıldığını, bu sebeple aralarında bir ticari ilişki kurulduğunu, bu ilişki nedeniyle davalı firma lehine takibe konu edilen emre yazılı senetlerin davacı firma yetkilisi tarafından düzenlenerek davalı firma yetkilisine teslim edildiğini, davacı firmanın bonoya bağlı borcunun ödenmediğinden bahisle aleyhinde takip yapıldığını, şirket adresine çıkartılan tebligatın 21.maddeye göre tebliğ edildiğini, ancak yapılan PTT sorgusunda tebligatın yapılmış olduğunda dair herhangi bir kayıt bilgisi de tespit edilemediğini, takibin usulüne uygun olarak kesinleşmediğini, takip dosyasının kesinleştiği kabul olunarak davacı adına kayıtlı … plaka sayılı aracın 11/06/2018 tarihinde haczedilip yakalandığını, aracın 6,5 ay açık otoparkta tutulduğunu, kıymet takdirine konu edilmediğini, taşınırlar da haciz süresinin 6 aylık periyotlarla yenilenmesi gerektiğini, araç üzerinde alacaklıdan önce ve dışında kamu hacizleri de bulunduğunu, senedin dayanak sebebi olarak nakden denilmiş ise de davalı ile davacı arasında nakit alışverişine dayanak olacak iş konusu da bulunmadığını, senetlerin konusunun mal alım satımı olduğunu, buna ilişkin kesilmiş çok sayıda davalı faturalarının da mevcut olduğunu, takibe konu alacağın ödeme nedeniyle ortadan kalktığını ileri sürerek davacı şirketin davalı şirkete takibe konu kambiyo senetleri nedeniyle borcu bulunmadığından takibin iptaline, davalı şirketin takibinde haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının Türkiye çapında tanınmış ve de kendi isim ve markaları adı altında üretim yaptığını, yine dünyaca ünlü markaların Kayseri distribütörlüğünü yaptığını, davacının davalıdan mal aldığını ve neticesinde de bu malların bedelini ödemediğini, taraflar arasında cari hesap ekstreleri incelendiğinde davacının davalıya borcu olacağının görüleceğini savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; “….Mahkememiz dosyasının Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nin 2021/999 esas 2021/1194 karar sayılı ilamı ile kaldırılması öncesinde 2019/46 esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sırasında 21/03/2019 tarihinde işlemden kaldırılmasına karar verildiği, 31/03/2019 tarihinde yenilendiği, mahkememizin esas hakkında kararı sonrası 14/10/2020 tarihinde tekrardan işlemden kaldırıldığı ve 15/10/2021 tarihinde ise yenilendiği 6102 sayılı Kanun’un 4/2 maddesine göre basit yargılama usulünen geçerli olduğu HMK’nın 150 ve 324. Maddeleri uyarınca dava 1 kez takipsiz bırakılabileceği” gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına, karar verilmiştir.
İşbu kararı davacı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece verilen kesin süre uyarınca noksan tespit edilen değer üzerinden eksik harcın ödenmemesi nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de, Harçlar Kanunu’nun 30. maddesinde ”Muhakeme sırasında tesbit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 409’uncu maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması, noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır” belirtildiği üzere eksik harcın tamamlanmaması halinde o celse için davaya devam olunması gerekirken mahkemece hatalı karar ile ön inceleme celsesinde dosyanın işlemden kaldırmasına dair karar verildiğini, bu kararın yasaya aykırı şekilde verilmiş bir karar olmakla mahkemenin açılmamış sayılma kararının da bu karar dikkate alınarak verildiğinden kaldırılması gerektiğini, diğer taraftan mahkemece 14/10/2021 günlü celsede Uyap sistemi tarafından mazeret uyarısı verdiği ancak dosyaya belge sunulmadığından bahisle işlemden kaldırma kararı verildiğini, ekte sunmuş oldukları belge incelendiğinde Av….’in … tarihinde trafik kazası geçirdiği Kayseri Şehir Hastanesi Acil Servisinde tedavi altına alındığı ve burada yapılan kontrol ve muayenesinde “hastanın çekilen lumbal BT’sinde L1’de kompresyon fraktürü saptanan hasta NRŞ’ye konsülte edildi” denilmiş, NRŞ tarafından “NRŞ’ye konsülte edilen hastaya lumbosakral çelik korse ve istirahat önerildi; 20 gün sonra poliklinik önerildi” denilerek mevcut belkemiği kırığı nedeniyle hareketsiz şekilde yatması ve kalkmaması bildirildiğini, 14/10/2021 tarihinde Av….’in bu durumu nedeniyle kalkması ve duruşmaya katılması mümkün olmadığı gibi Uyap E imza/Celse uygulaması vasıtaları ile mazeret bildirmesi de bu nedenle mümkün olmadığını, dosyadan mahkemece bu durumun belirlenmesi ve o dönemde düzenlenmiş bir rapor olmaması nedeniyle ertesi gün diğer vekil tarafından bu hususa dikkat çekilerek yenileme dilekçesi gönderildiğini, mahkemece yenileme yapılamayacağı daha önce bir kez dosyanın işlemden kaldırılmış olduğu hususunda bir tespit yapılmaksızın dosyadan tensip düzenlenip, duruşma günü verildiğini, dosyanın bilirkişiye tevdi edilip, rapor alınıp, alınan raporun taraflara tebliğ edildiğini, dava taraflarınca rapora karşı beyan dilekçeleri sunulduğunu, dosyanın esası hakkında bir karar verilmesinin talep edildiğini, tensip sonrası (3.) celsede esas hakkında karar verilmesi gerekirken usul ekonomisine de aykırı olarak davanın açılmamış sayılmasına dair usuli ret kararı verildiğini, bu kararın hakkaniyetli olmaması nedeniyle kaldırılması gerektiğinin açık olduğunu, mahkemece ilk tensip ara kararı ile “11-Davacı vekilinin dava dilekçesinin sonuç/istem kısmında Kayseri 6. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takibin iptalini talep ettiği ve dava değeri olarak 31.000,00 TL üzerinden nispi harcı yatırıp davasını ikmal ettiği anlaşılmakla icra takip dosyasında 32.475,26 talep edildiğinden davacı vekilinin borçlu olmadığının tespiti ve iptalini talep ettiği takip dosyasındaki bedelden bakiye kalan 1.475,26 TL’ye ilişkin 25,20 TL eksik nispi harcı mahkememiz veznesine depo etmesi için 2 haftalık kesin süre verilmesine, kesin süreye uyulmadığı takdirde Harçlar Kanunu 30 ve 32. Maddeleri ile HMK’nın 150/1. Maddeside dikkate alınarak davanın işlemden kaldırılacağı hususunun ve davanın işlemden kaldırılmasına müteakkip 3 aylık yasal süre içerisinde eksik nispi harcın tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına, (davacı vekiline bu hususta ihtar tebligat çıkarılmasına)” şeklinde karar düzenlenmiş olup, belirtilen miktara ilişkin hesaplanan nispi harcın ödenmemesi halinde bu miktar için iddiasından vazgeçmiş olduğuna dair karar verilmesi gerekirken mahkemece bu husus atlanarak celsede davanın açılmamış sayılmasına dair hüküm kurulduğunu, mahkemece verilen bu karar yerinde değilken, yargılamanın devamına dair talep dilekçesine istinaden yapılan yargılamada verilen karar sonrası dosyanın yeniden görülmesi sürecinde birden fazla kez takipsiz bırakıldığından bahisle tekemmül etmiş bir dosya hakkında bu şekilde usule ilişkin hükümle karar verilmesinin kararın kaldırılmasını gerektirdiğini, Anayasanın harç alınmasındaki kanunilik ilkesi gereğince Harçlar Kanunu’nun 1. maddesinde alınacak harçlar arasında yargı harçları da sayıldığını, Yargı harcı devletin mahkemeler aracılığıyla yaptığı hizmete, bu hizmetten yararlananların sağladığı katkı olduğunu, ( Y.İ.B.K. 16.12.1983 tarihli ve 1983/5, 6 Karar ) Yargı harçları başvurma harcı, celse harcı ile karar ve ilam harcı olduğunu, karar ve ilam harcının ise maktu veya nispi harç olmak üzere iki çeşit olup konusu para veya para ile değerlendirilebilen belirli bir değere ilişkin davalarda Harçlar Kanunu’nun 1 Sayılı tarifesi gereğince nispi harç alınır. 492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun nispi harçlarda ödeme zamanı başlığını taşıyan 28. maddesinin 1. bendi nispi harçlarda ödeme zamanını düzenlemiş aynı maddenin a bendinde ise karar ve ilam harcının ödeme zamanı öngörülmüştür. Bu madde de aynen “karar ve ilam harçlarının 1/4’ü peşin, geri kalanı kararın verilmesinden itibaren 2 ay içinde ödenir” hükmü yer aldığını, Harçlar Kanunu’nun 30. maddesi ise; “Muhakeme sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, YALNIZ O CELSE İÇİN MUHAKEMEYE DEVAM OLUNUR, TAKİP EDEN CELSEYE KADAR NOKSAN DEĞER ÜZERİNDEN PEŞİN KARAR VE İLAM HARCI TAMAMLANMADIKÇA DAVAYA DEVAM OLUNMAZ. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 409. maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması, noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır. Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe mütaakıp işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır.” hükmü yer aldığını, mahkemece verilen davanın açılmamış sayılmasına dair karar yerinde olmayıp, kararın kaldırılması gerektiğini belirterek Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/01/2022 gün ve E. 2021/514, K. 2022/89 sayılı davanın açılmamış sayılmasına dair kararının kaldırılarak, dosyanın esası hakkında Dairenizce karar verilmesini veya İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine iadesini karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Dava, davalı tarafından davacı aleyhine yapılan icra takibine ilişkin menfi tespit davasıdır.6100 sayılı HMK’nın 320/4. maddesinde “Basit yargılamaya tabi davalarda işlemden kaldırılmasına karar verilen dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır.” hükmü yer almakta olup, bu hüküm uyarınca ikinci işlemden kaldırma tarihinde bu sonuç kendiliğinden gerçekleşeceğinden, tekrar yenileme söz konusu olmayacaktır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) tarafların duruşmaya gelmemesinin sonuçlarını düzenleyen 150. maddesine göre usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir. Taraflardan biri duruşmaya gelir, diğeri gelmezse, gelen tarafın talebi üzerine, yargılamaya gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilir veya dosya işlemden kaldırılır. Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez. Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır (HMK m.320/4). 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun harç ve avans ödenmesi başlıklı 120. maddesinin 1. fıkrasına göre, “Davacı, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığı’nca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır.” demektedir. Bununla birlikte eksik harcın müeyyidesi ise Harçlar Kanununda açıkça belirtilmiştir. 492 sayılı Harçlar Kanunu hükümlerine göre: Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanları, yargı harçlarına tabidir (2. md.). Yargı harçları (1) sayılı tarifede yazılı işlemlerden değer ölçüsüne göre nispî esas üzerinden, işlemin nev’i ve mahiyetine göre maktu esas üzerinden alınır (15. md.). Değer tayini mümkün olan hallerde dava dilekçelerinde değer gösterilmesi mecburidir. Gösterilmemişse davacıya tespit ettirilir. Tespitten kaçınma halinde, dava dilekçesi muameleye konmaz (16/3. md.). Noksan tespit edilen değerler hakkında 30’uncu madde hükmü uygulanır (16/4. md.). Yargı harçları (1) sayılı tarifede yazılı nispetler üzerinden alınır (21. md.). Harçlar Kanunu 28. maddeye göre (1) sayılı tarifede yazılı nispî karar ve ilam harcının 1/4’ü peşin alınır (28. md.). Yargılama sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o oturum için yargılamaya devam olunur, takip eden oturuma kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilâm harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 150. maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın işleme konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır (30. md.). Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz (32. md.). HMK’nın 120/1. maddeye göre de davacı, yargılama harçlarını mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Eksik harcın yatırılması için önce normal bir süre verilmesi zorunlu olmayıp, mahkemece doğrudan kesin mehil verilebilir.(Yargıtay HGK., 10.12.2014, 2013/7-1231E. – 2014/1013K.)Eksik harcın ikmali için hâkim tarafından verilen kesin süre içerisinde, eksik harcın ikmal edilmemesi halinde; mahkeme başkaca herhangi bir işlem yapmaksızın kanunun açık hükmü gereğince kendiliğinden HMK 150.(HUMK 409) maddeye göre dosyayı işlemden kaldıracak, eğer davalı taraf davaya devam etmek isterse eksik harcı kendisi yatırmak suretiyle davaya devam edilebilecek, davacı ise üç ay içinde eksik harcı yatırmak suretiyle davaya devam edebilecek, yatırmadığı takdirde ise mahkemece dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren üç aylık sürenin sonunda davanın açılmamış sayılmasına karar verilecektir.Dolayısıyla hâkim tarafından verilen kesin süre içerisinde eksik harç ikmal edilmemesinin sonucu; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 150. maddesi gereğince, dosyanın işlemden kaldırılmasına karar vermektir. Kesin süreye ilişkin ara karara bu sonucun yazılması gerekir. Bir başka deyişle, kesin mehilin sonuçlarının ara kararda doğru olarak belirtilmesi gerekir. Mehlin sonuçlarının hatalı olarak belirtilmesi halinde usulüne uygun kesin mehil verildiğinden de bahsedilemez. Kesin süre için verilen ara kararda, tamamlanması istenen eksik harcın, belirsizliğe yer vermeyecek şekilde açıkça miktarı belirtilmelidir.
Menfi tespit davaları 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 16. maddesi ile (1) sayılı tarifedeki nispi oran üzerinden harca tabidir. Hal böyle olunca, takip sonrası açılan menfi tespit davasında sözkonusu takipten ötürü menfi tespit isteniyorsa takipteki alacak değeri üzerinden hesaplanacak nispi karar ve ilam harcının 1/4’ü anılan Kanun’un 28. maddesi uyarınca peşin olarak ödenmedikçe, davaya devam edilmesi olanağı bulunmamaktadır.HMK.’nun 120. ve 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 15. ve 16. maddeleri uyarınca belirlenen dava değeri üzerinden Harçlar Kanunu’nun 26, 27, 28, 30 ve 32. maddelerinin öngördüğü şekilde işlemlerin yerine getirileceği ve gerekli olan harcın alınacağı tartışmasızdır. Bu durumda Mahkemece, ikmal edilmesi istenilen harcın, ara kararla ne kadar olduğu detaylı ve eksiksiz bir şekilde tespit edilerek kesin sürenin sonuçları açıkça ihtar edilmek suretiyle davacı tarafa kesin süre verildiği, süresi içinde harç yatırılmadığı, dosyanın işlemden kaldırıldığı, bu kararın usul ve yasaya uygun olduğu, ardından harç eksikliği tamamlanarak yargılamaya devam edildiği, bu kez ise 14.10.2021 tarihli duruşma gün ve saatinin davacıya tebliğ olduğu, davacının duruşma gün ve saatinden haberdar olduğu, davacı yanca takipsiz bırakıldığı, mazeret sunulmadığı, davalı yanın ise duruşmada hazır olduğu halde davayı takip etmeyeceğini bildirdiği görülmekle bu durumun daha sonra tespit edilerek davanın açılmamış sayılması yönündeki kararın yerinde olduğu, usul ve yasaya bir aykırılık taşımadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda davacı tarafın söz konusu istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nın 353/1-b.1.maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 27/01/2022 tarih ve 2021/514 E. – 2022/89 sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL nispi istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davacı tarafından peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirilmlerin, HMK. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.27/05/2022