Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1109 E. 2022/1180 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1109
KARAR NO: 2022/1180
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/12/2021
ESAS NO: 2019/785
KARAR NO: 2021/1090
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/05/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 25/05/2022
KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 02/12/2021 tarih ve 2019/785 E – 2021/1090 K kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile dava dışı … Mak. Gıda İnş. Tets. Tur. Elekt. Otom. Yapı Eleman San. Tic. Ltd. Şti. arasında 2011 yılında plastik boru satımı konusunda anlaşma sağlandığını, bu anlaşmaya göre söz konusu boru bedellerinin davalının … Şubesi’nden verilen 30/04/2011 keşide tarihli … nolu 140.000,00 TL bedelli, 30/04/2011 keşide tarihli … nolu 98.280,00 TL bedelli ve 30/05/2011 keşide tarihli … nolu 13.200,00 TL bedelli çekler ile ödeneceği hususunda anlaşıldığını, çekler teslim alınmadan önce bankanın …Şubesi’nin arandığını, dava dışı şirket ve çeklerle alakalı bir sorun olup olmadığının sorulduğunu, banka görevlisinin dava dışı şirketin kendi kredili müşterileri olduğunu ve karşılıksız çeklerinin halihazırda bulunmadığını bildirdiğini ve bunun üzerine çeklerin teslim alındığını, ödeme gününde çeklerin bankaya ibraz edildiğini, çeklerin tamamının karşılıksız olduğunun tespit edildiğini, müvekkili şirket tarafından karşılıksız çıkan çekler ile alakalı olarak icra takibine geçildiğini, tüm girişimlere rağmen çek bedellerinin dava dışı şirketten tahsil edilemediğini, meydana gelen bu zararın yaşanmasında en büyük etkenin davalı bankanın çek karnesi verirken dava dışı müşterisini seçmede özensiz davranması, incelemeleri yapmaması, mal varlığı ve ödeme gücü olmayan bu şirkete çek karnesi vermesi olduğunu, davalın bankanın müvekkilinin 251.480,00 TL’lik zararından tam kusurlu ve sorumlu olduğunu, bankaların basiretli bir tacir gibi davranması gerektiğini, davadan önce arabuluculuk başvurusu da yapıldığını ancak bir sonuç alınamadığını ileri sürerek; şimdilik davalının … Şubesi’nden verilen 30/04/2011 keşide tarihli … nolu 140.000,00 TL bedelli çekin 70.000,00 TL’sinin, 30/04/2011 keşide tarihli … nolu 98.280,00 TL bedelli çekin 49.140,00 TL’sinin ve 30/05/2011 keşide tarihli … nolu 13.200,00 TL bedelli çekin 6.600,00 TL’sinin karşılıksız çıktıkları tarihten itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan tazmin ve tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili bankanın … Şubesi’nin çek karnesini verirken dava dışı müşterisi olan … Mak. Gıda İnş. Tk. Tur. Elekt. Otom. Yapı Eleman San. Tic. Ltd. Şti. hakkında gerekli incelemeyi yaparak özenli davrandığını, müvekkili bankanın şirketin mali durumunu ve mal varlığını incelediğini, ödeme gücünün olup olmadığını araştırdığını ve araştırması sonucunda çek karnesinin verildiğini, şirketin … İlçesi … Mahallesindeki taşınmazı müvekkili bankaya ipotek olarak verdiğini, taşınmazın değerinin 125.000,00 TL olarak belirlendiğini, bunun ekspertiz raporu ile sabit olduğunu, şirket adına açılan iflas, konkordato, ihtiyati tedbir ve ihtiyatı haczin mevcut olmadığını, davacı ile dava dışı şirket arasında ticari alışverişin mevcut olduğunu, davacının Kayseri 8. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takibinden vazgeçmeseydi davalıya çek karnesinin verilmeyeceğini, davacının vazgeçmesinin müvekkili banka tarafından alacağın haricen ödendiğinin ve dava dışı şirkete karşı açılan icra-iflas takibi bulunmadığından şirketin ödeme gücünün bulunduğunun göstergesi olduğunu, müvekkili banka tarafından senet sorgusu yapıldığını ve ödenmemiş senet olmadığı bilgisine varıldığını, ayrıca şirketin firma ortağının sabıka kaydının da alındığını ve adli sicil kaydının olmadığı bilgisine ulaşıldığını, müvekkili tarafından gerekli mal varlığı ve ekonomik durum araştırmasının yapıldığının sabit olduğunu, Çek Kanunu’na uygun olarak araştırma yapıldığını ve kredi ve çek karnesinin verildiğini savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Dava, bankada açılan çek hesabı nedeniyle davacı tarafça uğranılan zararın tahsili istemine ilişkindir. 5941 sayılı Çek Kanunu’nun “Bankanın araştırma yükümlülüğü, çek hesapları ve çek defterleri” kenar başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasında; “Bankalar, çek hesabı açılması ile ilgili olarak bu Kanunla kendilerine verilen görev ve yükümlülükleri yerine getirirken, çek hesabı açtırmak isteyenin yasaklı olup olmadığını bu Kanun hükümlerine göre araştırırlar; ayrıca ilgili kişinin ekonomik ve sosyal durumunun belirlenmesinde gerekli basiret ve özeni gösterirler” düzenlemesi bulunmaktadır. Mahkememizce bu kapsamda alınan bilirkişi raporu uyarınca davalı bankanın dava dışı çek keşidecisine çek karnesi verdiği sırada şirketin vergi kayıtlarını, şirketin bir önceki yıla ait mizan kaydını araştırdığı anlaşılmıştır. İlgili dönemde şirketin zarar etmiş olması bilançonun dinamik bir süreç olması ve şirketin çeki ödeme yoksunluğundan söz edilemeyeceği anlaşıldığından davanın reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu usul ve yasaya uygun olmamakla birlikte hükme esas alınabilmesi de mümkün olmadığını, zira bilirkişi raporunda davalı bankanın dava dışı şirket … Makine Gıda Ltd.Şti’ye kredili hesap açmadan önce gerekli tüm araştırmayı yerine getirdiğinden bahisle özen yükümlülüğünü yerine getirdiği dolayısıyla dava dışı şirketçe verilen ve karşılıksız kalan 3 adet çekle ilgili herhangi bir kusurunun bulunmadığı yönündeki raporun kabulü asla mümkün olmadığını, bilirkişi raporunda, dava dışı … Makine Gıda Ltd.Şti’ye banka tarafından kredilendirme süreci başlatılmadan önce mali yapısı ile ilgili detaylı araştırma yapıldığı bu nedenle dava dışı şirkete çek verilirken davalı bankanın kusurlu davranmadığı belirtildiğini, bilirkişi raporu eksik ve hatalı olup hüküm kurmaya elverişli olmadığını, davalının sunduğu dava dışı şirkete ait mizan belgesinin kredilendirme sürecinden önce davalı bankaca alındığı ve bu belgenin incelenmesiyle davalıya kredili hesap ve çek hesabı açıldığının kabulü mümkün olmadığını, zira bu mizan belgesi, davalı banka ile dava dışı şirketin Genel Kredi Sözleşmesi imzaladığı ve çek dahil tüm kredi ilişkisinin başladığı 26.05.2010 tarihinden önce alınmadığını, yani davalı banka ile dava dışı şirket arasında ilişkinin başladığı 26.05.2010 tarihinde bu belgenin alındığını gösterir hiçbir kayıt ve belge mevcut olmadığını, ilgili mizan belgesinin bizzat üzerinde yazılı olduğu üzere düzenlendiği tarih 12.07.2010 tarihi olduğunu, yerel mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda her ne kadar dava dışı şirketin 2007 ve 2008 yılı kurumlar vergisi beyannamesi, 2008 yılı detaylı mizanı, 2009 yılına ait detaylı mizanı ve gelir tablosu ile 2010 yılı 1. Dönem geçici vergi beyannamesi ve detaylı mizan belgelerinin alındığı belirtilmişse de bu belgelerin içeriği ve şirketin mali tablosu hiçbir şekilde değerlendirilmediğini, yani belgelerin sunulması ile kanuni sorumluluk yerine getirilmiş olmayacağını, aksine sunulan belgelerden dava dışı şirketin mali verilerinin ve somut yerinde yani şirket merkezinde ilgili belgelerde belirtilen özellikle stoklar, hammadde, şirket aktif malvarlıkları ile makine parkının bulunup bulunmadığının bizzat yerinde yapılacak araştırma ile davalı bankaca tespit edilmiş olması sorumluk bakımından önem arz ettiğini, yerel mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, dava dışı şirket ile davalı banka arasında kredilendirme sürecinden önce, Şirket yetkilileri … ve …’ın sabıka kayıtlarının alındığı, kimlik belge fotokopilerinin alındığı, Bursa Ticaret Sicil Oda Kayıt belgelerinin alındığı, Vergi Levha Kayıtlarının alındığı, Firma ortağının taşınmazı üzerine ipotek konulmaya başlandığı, mizan ve kurumlar vergisi beyannamelerinin alındığı bu belgelerin temini ile davalı bankaca kanunun kendisine yükletildiği tüm sorumluluk ve özen yükümlülüğünün yerine getirilmiş olduğu dolayısıyla detaylı araştırma yapılmış olması nedeniyle karşılıksız çıkan çeklerden bankanın herhangi bir sorumluluğu olmayacağı belirtildiğini, bilirkişi raporunda yukarıda belirtilen belgelerin alınmış olmasının bankanın sorumlu olmaması için yeterli sayılmış olması açıkça Kanuna ve Yerleşik Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda çek karnesi verilmeden önce dava dışı şirket hakkında her ne kadar bir kısım belgelerin alındığı v.s belirtilmişse de bu durum tek başına davalı bankayı sorumluluktan kurtaran bir husus olmadığını, kaldı ki bizzat davalı banka tarafından yerel mahkemeye sunulan 12.07.2010 tarihli kredi teklif formunda dava dışı şirkete toplam verilebilecek çek kredisinin 50.000,00 TL miktarlı olabileceği” açıkça belirttiğini, yerel mahkemece bankaca temini yeterli görülen tüm belgeler kapsamında dahi sadece dava dışı şirkete 50.000,00 TL miktarla sınırlı çek kredisi verildiği bizzat davalı bankanın kendi ikrar ve beyanıyla sabit olduğunu, 5941 sayılı Çek Kanunu 2. Maddesi gereğince bankaların çek hesabı açtığı müşterilerini titizlikle seçmeleri gerektiğini, ilgili kişinin ekonomik ve sosyal durumunun belirlenmesinde gerekli basiret ve özeni göstermeleri gerektiğini, davalı tarafın dava dışı şirkete çek karnesi vermeden önce taşınmazı olup olmadığını da araştırdığını şirkete ait … İlçesi … Mahallesi, … Ada, … Parseldeki taşınmazı 26.10.2010 tarihinde ipotek aldıklarını belirttiğini, bu hususun asla kabulü mümkün olmadığını, dava dışı şirketin adına kayıtlı hiçbir taşınmaz bulunmadığını, dava dışı şirket adına kayıtlı taşınmaz hiçbir zaman da olmadığını, bu taşınmazın kaydı incelendiğinde görüldüğü üzere davalı banka … Lehine …T, … Yevmiye, 550.000 TL tutarlı ipotek ile, dava dışı şirket … Mak. Gıda. Ltd. Şti ortağı ve yetkilisi …’a babası adına kayıtlı bu taşınmazdan intikal edecek hisse üzerinde, Bursa 9. İcra Müdürlüğü’nün 15.10.2009 t., ve Bursa 5. İcra Müdürlüğü’nün … tarihli hacizleri bulunduğunu, bankaların, TTK gereğince tacir olup basiretli bir iş adamı gibi davranmak zorunda olduğunu, bu yükümlülüğünü ihlal eden davalı bankanın, dava dışı … Mak Gıda İnş. Teks. Tur. Elekt. Otom. Yapı Elek. Ltd. Şti’ye, çek karnesi verirken gerekli araştırma ve incelemeleri yapmadığı ve özenli bir şekilde davranmadığını, hiçbir ödeme gücü ve malvarlığı olmayan ve şirket ortağı ve yetkilisi …’a intikal edecek hisse üzerinde dahi ipotek alındığı belirtilen tarihte Bursa 9. ve Bursa 5. İcra Müdürlüklerinin haczinin bulunduğunu gören ve bizzat davalı banka tarafından dava dışı şirket yetkilisi … hakkında kredi kartı borcundan dolayı yasal takip yapan ve buna rağmen dava dışı şirket ve ortaklarına davaya konu çek karnesi verilmesinde davalı tam kusurlu olup müvekkilin davaya konu ve karşılıksız çıkan ayrıca icra takibi marifetiyle hiçbir şekilde tahsil edemediği çeklerin bedelini tazmin sorumluluğu olduğunu, bankaların hesap açtırma anındaki inceleme yükümlülüğü genişletilmiş ve böylece sıkıntılı kimselere çek karnesi verilmeyerek, çek davalarının sayısının azaltılması ve çeke duyulan güvenin arttırılması amaçlandığını, yerel mahkeme kararının esasına ilişkin tüm itirazlarımızı yinelemekle birlikte, yerel mahkemenin davalı taraf yararına verdiği 15.895,30 TL vekalet ücreti de açıkça AAÜT’ne aykırı olduğunu, zira gerek 2021 tarihli gerekse 2022 tarihli Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ‘nin 13/4 maddesi gereği ” Maddi tazminat istemli davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur. ” açık hükmü gereğince maddi tazminat davalarının tamamının reddine hükmedilmesi halinde AAÜT 2.kısımda belirlenen maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği açıkça belirtildiğini, bu açık kanuni düzenlemeye rağmen davalı yararına nispi oranda vekalet ücretine hükmedilmiş olması açıkça AAÜT’ye aykırı ve yanlış olduğunu, usul ve yasaya aykırı olan Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02.12.2021 T., 2019/785 E. 2021/1090 K. Sayılı kararının ortadan kaldırılarak haklı davamızın talebimiz gibi kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, bankada açılan çek hesabı nedeniyle davacı tarafça uğranılan zararın tahsili istemine ilişkindir.HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Dosya kapsamında toplanan deliller, somut olayın özelliklerine uygun bilirkişi raporu, ilk derece mahkemesinin olay nitelendirilmesi ve gerekçesi nazara alındığında, mahkemece aldırılan bilirkişi raporundaki tespit, hesaplama ve sair değerlendirmelerin dosya içeriğine ve yürürlükteki mevzuata uygun olduğu, mahkemenin kanıtları takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, davalının eylemi ile zarar arasında uygun illiyet bağı davacı tarafından hukuken geçerli ve yeterli delillerle ispat edilemediğinden davanın reddine ilişkin kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle davacının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 02/12/2021 tarih ve 2019/785 E – 2021/1090 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davacı tarafça peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 24/05/2022