Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/109 E. 2022/117 K. 19.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/109
KARAR NO: 2022/117
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/09/2021
ESAS NO: 2021/454
KARAR NO: 2021/706
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/01/2022
İSTİNAF KARARYAZIM TARİHİ: 20/01/2022
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/09/2021 tarih ve 2021/454 Esas – 2021/706 sayılı kararı davalı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı hakkında Kayseri Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, icra takiben konu teminat senedi üzerindeki bütün yazıların davacının rızası dışında yazıldığını, bu nedenle haksız yere faiz alacağı talep edilmesi amaçlandığını, takibe konu senedin 17/06/2020 tarihinde taraflar arasında gerçekleştirilen araç kiralama işlerinde araç kiralama sözleşmesine ek olarak tanzim edildiği, kiralama esnasında araçta meydana gelecek hasarların karşılanması amacı ile düzenlenen bono senedinin araçta meydana gelecek zararların karşılanmaması ihtimaline binaen teminat amaçlı verildiğini ancak davacının bilgisi dışında icra takibi başlatıldığını, senet üzerindeki bir kısım kurucu unsurların davacının rızası hilafında eklendiği ve bu sebeple de kambiyo senedi olma özelliğini yitirdiğini, sonradan doldurulan belgeye dayalı olarak icra takibi yapılamayacağını, davalı tarafın defterlerinin incelenmesinde takibe ve davaya konu senetten dolayı davacının bir borcunun bulunmadığının ortaya çıkacağını, bu nedenlerle haksız yapılan icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini, bono senedi ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitini, alacaklının kötü niyetli olması nedeniyle %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı taraf cevap dilekçesinde; davacının arabuluculuk tutanağını sunmadığını, davanın usulden reddi gerektiğini, arabuluculuk görüşmesi yapılmadığını, davacının tüm beyanlarını reddettiklerini, bedeli nakten ahzolunan bonoya karşı yazılı delille ispat yükünün davacı tarafta olduğunu, davacının davalıya borcunun bulunduğunu, bu nedenlerle asılsız iddialarla açılmış davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya bırakılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; “….Toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu, mahkememizce toplanmış usulüne uygun deliller olarak değerlendirilmiş buna göre; dava ve takip konusu senedin tacir olan davalının ticari defter ve belgelerinde kayıtlı olmadığı gibi davalı defterlerinde davacıdan alacaklı olduğuna ilişkin herhangi bir kayıt da bulunmadığı, bu hususun 04/03/2021 tarihli bilirkişi raporu ile tespit edildiği, kendi ticari defter ve belgelerinde davacıdan alacaklı olduğuna dair diğer deyimle davacıya herhangi bir mal ve hizmet teslim ettiğine ilişkin kayıt bulunmayan davalının ticari şirket olmakla adi iş sahasının bulunmadığı diğer bir deyimle ticari işletme işleten ticaret şirketleri yönünden ticari ilişki düzenlenmesinin mutlak olduğu gözetildiğinde davalının tutmuş olduğu ticari defter ve belgelerin usulüne uygun olsun yahut olmasın sahibi aleyhine delil teşkil edeceği (Yargıtay 19 HD 27/6/2012 tarih, 3164-10644 sayılı kararı) prensibinden hareketle davacının davalıya dava ve takip konusu senet yönünden ve ticari iş yönünden herhangi bir borcu bulunmadığı ve fakat buna rağmen davalı tarafça davacı aleyhine senedin takibe konulduğu”gerekçesiyle davanın kabulü ile; Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına konu 16/05/2020 tanzim tarihli, 08/06/2020 vade tarihli, 40.000,00 TL bedelli bono nedeniyle ve icra takibinden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının kötü niyet tazminatı talebinin kabulü ile takip konusu alacağın (40.000,00-TL) %20’si oranında olmak üzere 8.000,00-TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İşbu kararı davalı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi tarafından verilen hükmün hatalı bilirkişi raporu esas alındığı için hatalı olduğunu, rapora itirazları mevcutken ek rapor alınmadan davanın usulden reddedildiğini, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2019/310 Esas, 2020/1335 Karar sayılı içtihadında ve yerleşik birçok Yargıtay içtihadında görüldüğü üzere “bononun ticari defterlere kaydının olmaması bonoyu hükümden düşürmeyeceği gibi bononun mücerretlik niteliğini de etkilemeyecektir.” ne var ki mali müşavir bilirkişi bononun ticari deftere kaydı zorunluymuş gibi açık hata ile ticari defterde alacak kaydı bulunmadığı gerekçesi ile davalının alacaklı olmadığı yönünde hatalı rapor sunulduğunu, ne yazık ki ilk derece mahkemesinde bu açık hatalı raporu esas alarak bilirkişi raporuna tüm itirazlarına rağmen hukuka aykırı karar verildiğini, davalının %20 oranında kötüniyet tazminatına mahkum edildiğini, Kayseri 1 Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/438 Esas sayılı dava dosyasında benzer davaya ilişkin bilirkişi …’ ın dava dosyasına sunduğu bilirkişi raporunun, yerel mahkemenin hükme esas aldığı mali müşavir bilirkişinin sunduğu raporun tam aksi olduğunu, bonoya ilişkin alacak ticari deftere kayıt edilmemiş olsa da bonoyu hükümden düşürmeyeceğini, bononun sebepten mücerret olduğunu, ticari defterde bononun kaydı olmadığı halde davalıyı bonodan kaynaklı olarak alacaklı kabul eden ve borçlu davacının menfi tespit davasını davalı lehine reddeden Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/438 Esas sayılı dosyasının Kayseri BAM 6. HD. 2021/396 Esas, 2021/604 Karar sayılı İstinaf ilamı ile onandığını belirterek; ilk derece mahkemesinin menfi tespit davasını kabul eden, davalıyo %20 oranında kötüniyet tazminatı ve yargılama giderine mahkum eden 2021/454 Esas, 2021/706 sayılı hukuka aykırı kararının kaldırılmasına, istinaf talepleri doğrultusunda istinaf başvurularının kabulüne, davacının menfi tespit davasının reddi ile davacı aleyhine yargılama giderlerine ve davalı lehine vekalet ücretine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesine cevap dilekçesinde özetle; hakkında Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takibi yapılarak taraflarına ödeme emri gönderildiğini, ancak, icra takibine konu olan teminat senedi üzerindeki bütün yazıların davacının rızası dışında yazıldığını, davacıdan bu sayede haksız yere faiz alacağı talep edilmesi amaçlandığını, icra takibine konu edilen teminat senedi, davalı (alacaklı ile) 17.06.2020 tarihinde taraflar arasında gerçekleşen araç kiralama işlerinde, araç kiralama sözleşmesine ek olarak teminat amaçlı tanzim edildiğini, bono senedinin boş olarak tanzim olunduğunu ve davalı tarafa teslim edildiğini, araç kiralama işlemi esnasında, kiralanan araçta meydana gelecek hasarların teminat altına alınması amacı ile düzenlenen bono senedinin, davalı tarafça amacı dışında kullanıldığını, taraflar arasındaki araç kiralama sözleşmesi ve alacaklı firmanın muhasebe kayıtları incelendiğinde bono senedinin teminat amaçlı verildiği ve sözleşmeye aykırı olarak davacının bilgisi dışında doldurularak, kurucu unsurların tamamlandığını, sonrasında da icra takibi başlatıldığının görüleceğini, davalı tarafın muhasebe kayıtları incelendiğinde davacı ile aralarında alacak borç ilişkisi doğuracak bir kayda rastlanılmadığı gibi, dava konusu bono senedine de davalı tarafın muhasebe kayıtlarında yer verilmediğinin de tespit olunduğunu, davalı tarafın … İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd Şti, ticaret amaçlı kurulmuş bir sermaye şirketi olduğunu, davacı ile aralarında ticaret haricinde, özel hukuk alanına giren bir ilişkinin olmasının mümkün olmadığını, sermaye şirketi olması nedeni ile TTK hükümlerine göre tacir olduğunu, davacıya kiralanan araçta meydana gelecek trafik kazasına bağlı hasarlar ve plakaya uygulanacak trafik cezalarının ödenmesi hususunda davacıdan aldıkları teminat amaçlı bono senedi nedeni ile alacaklı olduklarını, resmi muhasebe kayıtları ile ispat yükümlülükleri bulunmadığını, davalı tarafın davaya konu bono senedi ile alacaklı olmadığı, davalı tarafın muhasebe kayıtlarının usulüne uygun tutulmadığı muhasebeci/ mali müşavir bilirkişi tarafından yapılan inceleme sonucu ortaya çıktığını belirterek; davalı tarafça sunulan istinaf gerekçelerinin gerçek dışı olması nedeniyle, esas alınmayarak istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır. Dava, İİK’nın 72. Maddesi gereğince icra takibine konu bononun teminat olarak verildiğinden bahisle açılan menfi tespit talebine ilişkindir. Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davalı tarafından davacı aleyhine Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … E sayılı icra takip dosyalarıyla bonoya dayalı takip yapılmış, davacı taraf söz konusu bononun taraflar arasındaki araç kiralama sözleşmesinin teminatı olmak üzere boş olarak verildiğini, bu nedenle davalıya borçlu olmadıkları iddiasıyla eldeki davayı açmışlardır. Mahkemece, dava ve takip konusu senedin tacir olan davalının ticari defter ve belgelerinde kayıtlı olmadığı gibi davalı defterlerinde davacıdan alacaklı olduğuna ilişkin herhangi bir kayıt da bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, davalı tarafça söz konusu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Kural olarak kambiyo senetleri, kayıtsız şartsız soyut borç ikrarını içeren senetlerdir. Kambiyo senetlerinde soyutluk prensibinin en önemli işlevi ispat açısından kendisini gösterir. Buna göre, bir kambiyo senediyle borç altına giren kimse, borçlu olmadığını iddia ediyor ise bu hususu ispat etmekle yükümlüdür. Bu bakımdan kambiyo senedinin bedelsiz olduğu iddiasıyla açılan menfi tespit davasında ispat külfeti davacı borçluya düşer. Bu itibarla, dava konusu bononun teminat senedi olduğunu iddia eden davacının öncelikle bu iddiasını HMK’nın 201. maddesi uyarınca yazılı delille ispatlaması gerekmektedir. Yargıtayın yerleşik içtihatları gereğince açığa imza atan sonucuna katlanır. Belgenin anlaşmaya aykırı doldurulduğu hususunun davacı tarafından aynı kuvvetteki delillerle ispatlanması gerekir.
Somut olayda imzası inkar edilmeyen bono takip konusu yapılmış olup, davacı taraf söz konusu senedin davalı tarafa araç kiralama sözleşmenin teminatı olmak üzere boş olarak verildiğini, taraflar arasındaki anlaşmaya aykırı şekilde doldurularak icra takibine konulduğunu, teminat senedine dayalı olarak takip yapılamayacağını ileri sürmüştür. Yerleşik Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere; bir senedin teminat senedi vasfını taşıyabilmesi için; ya senet metninde açık olarak teminatın hangi hususta verildiği belirtilmeli, ya da ayrı bir sözleşmeyle söz konusu teminat senedine atıf yapılarak senedin teminat senedi olduğunun belirlenebilir olması sağlanmalıdır. Senet üzerine yazılacak olan “teminattır” ibaresi dahi tek başına senede teminat senedi olma hüviyetini kazandırmaz. “teminat senedidir,” “devredilemez”, “ciro edilemez”, ibareleri de tek başına geçersiz olup, hiç yazılmamış kabul edilir. Aynı yönde (Yargıtay 12.Hukuk Dairesi’nin 2014/11410 E. 2014/13843 K. sayılı ilamı), bir senedin teminat senedi olduğunu ileri süren taraf bunu yazılı bir belge ile ispatlamalıdır. Somut olayda takip konusu bononun teminat senedi olduğu, boş olarak davalıya verilmesine karşın anlaşmaya aykırı olarak düzenlendiği yönündeki iddialar yönünden davacı tarafça dosyaya herhangi bir yazılı belge sunulamadığı, davalının bu yönde bir kabulünün bulunmadığı, davacı tarafça yemin deliline de dayanılmadığı, bu durumda HMK’nın 200. Maddesine göre senede karşı senetle ispat yükümlülüğü altında bulunan davacı tarafça senedin teminat amacıyla boş olarak verildiği veya anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu hususunun kanıtlanamadığı, davanın reddine karar verilmesi gerektiği halde mahkemece yanılgılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup davalının istinaf isteminin kabulü gerekmiştir. İşbu hususun yeniden yargılamayı gerektirmemesi nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.353/1-b.2 mad gereği kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve düzeltilerek yeniden esas hakkında davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-HMK 353/1-b.2 md. Gereğince, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin istinafa konu edilen 23/09/2021 tarih ve 2021/454 Esas – 2021/706 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Düzeltilerek esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
3-” 1-Davanın REDDİNE,
2-İİK.72/4 mad gereği ihtiyati tedbir yoluyla takip durdurulmadığından davalı lehine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına
3-Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının davacıdan peşin olarak alınan 683,10 TL harçtan mahsubu ile fazladan yatırılan 602,40 TL harcın talep halinde karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4- Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5- Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların istekleri halinde ve karar kesinleştiğinde kendilerine iadesine,
6-Davalı lehine 6.000,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,”
4-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 683,10 TL istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde istinaf başvurusunda bulunan davalıya iadesine,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama gideri bulunmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,yatırdığı 162,10TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının ise davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
7-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 19/01/2022