Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1085 E. 2022/1106 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1085
KARAR NO: 2022/1106
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/04/2022
ESAS NO: 2021/30
KARAR NO: 2022/280
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ:12/05/2022
İSTİNAF KARAR
YAZIM TARİHİ:13/05/2022
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/04/2022 tarih ve 2021/30 Esas – 2022/280 Karar sayılı kararı davalı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; kooperatif 05.05.2019 tarihinde yaptığı olağan genel kurul toplantısının 8. maddesinde ortaklar arasında eşitlik ilkesini sağlamak amacıyla, ortakların ödemelerinin 125.000 TL’ye eşitlenmesinin kabul edildiğini, aynı karara göre ortakların borçlarının 31.05.2019 tarihinde muaccel hale geleceğini ve yıllık yüzde 18 faiz uygulanacağını, davalıya söz konusu genel kurul toplantı tutanağı tebliğ edilmiş olmasına rağmen, kooperatife olan borcunu genel kurulun 8. maddesinde belirtildiği üzere yapılandırmadığını, sonuç olarak kendisinin borcunun muaccel hale geldiğini, kooperatif hesaplarına bakıldığında davalının yapmış olduğu ödemeler düşüldükten sonra kooperatife olan anapara borcu 44.600,00 TL olduğunu, söz konusu alacağın tahsili amacıyla kooperatifin davalıya karşı 18.06.2020 tarihinde Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyasında icra takibi yaptığını, söz konusu dosyada 8.445,90 TL işlemiş faiz tutarı hesaplandığı ve kendisinden 18.06.2020 tarihi itibari ile 53.045,90 TL talep edildiğini, davalının itiraz ettiğini ve yukarıda anılan kesinleşmiş mahkeme kararını görmezden gelerek hala kooperatif üyesi olmadığını, üyesi kabul edilse de sabit fiyatlı üye olduğunu, ayrıca üyelikten istifa etmiş olduğunu iddia ederek takibe itiraz ettiğini ve takibi durdurduğunu, Kayseri Arabuluculuk Bürosu’nun 2020/1169 büro numaralı son tutanağından da anlaşılacağı üzere, davalı ile yapılan arabuluculuk görüşmelerinden de anlaşmama ile sonuçlanmadığını, davalı kooperatifin üyesi olduğunun, kooperatifin genel kurul tutanakları incelendiğinde sabit fiyat peşin ödeme sistemi olmadığının da görüleceğini, bu nedenlerden ötürü kooperatifin üyesi olan davalının itirazının iptali ile, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalının cevap dilekçesi sunmadığı ve böylece HMK madde 128 gereği bütün vakaları inkar etmiş sayılacağı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; “……Tüm dosya kapsamı toplanan deliller imza örnekleri alınan bilirkişi heyeti raporları incelendiğinde; davacı kooperatif ile davalı arasında dosyada mevcut bir üyelik sözleşmesinin bulunmadığı anlaşılmış ise de zımmen üyelik ilişkinin Yargıtay içtihatlarında gerekli olduğu belirtilen eylemlerinin gerçekleştiği, 23/08/2020 tarihli genel kurul hazirun listesinde 136 numaralı üye … için katıldı kısmında vekil olarak imza atılması buna bağlantılı olarak dosyada davalının temsil ile katılma isteğini içeren bir belgenin de bulunduğu anlaşılmakla ve peşin ödemeli üye olduğu iddiası var ise de peşin ödemeli üye olması için bu hususun genel kurulda karar verilmiş olması gerektiğinden ve böyle de bir karar olmadığı…” gerekçesiyle Davanın KABULÜ ile, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … İcra sayılı dosyasında davalının itirazının iptali ile 44.600,00-TL ana para, 8.445,90-TL faiz olmak üzere toplam 53.045,90-TL alacak üzerinden takibin devamına, İtirazın iptali ile takibin devamına karar verilen 53.045,90-TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.İşbu kararı davalı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararı hatalı olup kaldırılması gerektiğini, fakat yargılama esnasında da belirtildiği üzere yargılama esnasında alınan bilirkişi raporunda sonuç kısmında davalının mevcut bir üyelik sözleşmesinin bulunmadığını, zımnen üyeliğin benimsenmesi yolu ile de üyelik ilişkisini kurulabilmesi için Yargıtay içtihatlarında gerekli olduğu belirtilen eylemlerden yalnızca 23.08.2020 tarihli genel kurul hazirun listesine vekil tarafından katıldığını, zımnen üyeliğe kabul için bu durumun yeterli olup olmadığının takdirinin mahkemeye ait olacağının belirtildiğini, öncelikle davalının davacı kooperatife üye olmak için başvurusu bulunmamakta olup nitekim mahkemenin 22.06.2021 tarihli celsesinde 1 no.lu ara kararı ile ‘Davalının üyelik sözleşmesi aslının dosyaya sunulması hususunda davacı vekiline 2 haftalık kesin süre verilmesine, kesin süre içerisinde ibraz edilmediği takdirde imzanın davalıya ait olmadığının kabul edileceği ve davanın reddine karar verileceğinin huzurdaki davacı vekiline ihtarına karar verilmiş davacı vekili ile üyelik sözleşmesini sunamadığını, buna rağmen davanın reddi yerine dosya bilirkişi incelemesine gönderilmiş ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verildiğini, her ne kadar yerel mahkemenin Yargıtay İçtihatları gereği zımnen üyelik için Yargıtay içtihatları gereği benimsenen eylemlerin gerçekleştiği 23/08/2020 tarihli genel kurul hazirun listesinde 136 numaralı üye … için katıldı kısmında vekil olarak imza atılması buna bağlantılı olarak dosyada davalının temsil ile katılma isteğini içeren bir belgenin de bulunduğunu belirtmişse de Yargıtay içtihatlarında zımni üyelik benimsenmesi için Yargıtay içtihatlarından, Kanun ve ana sözleşmeden anlaşılacağı üzere üyelik başvurusunun yönetim kurulu kararı ile kabul edilip ortağa bildirilmesi gerekmekte ise de zımnen üyelik için üye olmak isteyenin kooperatife üye olmak yönündeki talebinin yönetim kurulu tarafından yazılı olarak kabul edip karar alıp ortağa teslim etmediği durumlar için kabul edildiği açıktır.Yargıtay kararlarında da açıkça üye olmak isteyenin kooperatife üyelik başvurusu olması gerektiği yalnızca bu başvuruya yönetim kurulunun yanıtının zımnen olabileceği yönünde düzenlendiğini, dosyada yer alan ve rapor ekinde yeniden sunulan ‘Tutanak ‘ başlıklı belgeye göre davalının 43 no.lu daireyi satın aldığı ve ‘ileride kooperatiften doğacak maddi sorumluluğu yoktur.’ şeklinde açıkça belirtildiğini, buna göre davalının kooperatiften daireyi yap sat olarak aldığı tutanak başlıklı belgeden anlaşıldığını, bu durumda davalı kooperatiften konut satın alan kişi olarak kooperatif ortaklığı talebi de bulunmadığından ortaklık sıfatını kazanmamakta olup bu sebeple ortak olmanın getirdiği yükümlülüklerden sorumlu olmayacağının açık olduğunu, mahkeme kararında da belirtildiği üzere davalının konut satın aldığı 27.09.2012 tarihinden önce kooperatifte hiçbir şekilde kaydı, yönetim kurulu kararı, genel kurullarda ismi bulunmadığını, her ne kadar kooperatif ferdileştirme ile daireyi devretmişse de açıkça konutun satın alındığı dosyaya sunulan belgeden anlaşıldığını, davalının konutu satın alırken parayı ödediğini ve konutu davalıya satan … tarafından bankaya yatırıldığını, dosyada yer alan …’a ait dekonttan da bu durumun anlaşıldığını, zira dekontta yer alan imzaya dikkat edildiğinde konutu davalıya satarken tutanak başlıklı belgedeki imza ile aynı olduğunun açık olduğunu, her ne kadar davalının zımnen üyeliğinin benimsenmesi yolu ile de üyelik ilişkisini kurulabilmesi için Yagıtay içtihatlarında gerekli olduğu belirtilen eylemlerden yalnızca 23.08.2020 tarihli genel kurul hazirun listesine vekil tarafından katıldığı hususu belirtilmekte ise de kooperatif tarafından davalıya 02.08.2017 tarihinde gönderilen ihtar ile 25.07.2017 tarihli yönetim kurulu kararına istinaden 25.000,00 TL aidat alacağı olduğu belirtilmesi karşısında davalı tarafından dosyada bulunan … yevmiye numaralı 14.08.2017 tarihli ihtarı kooperatife çektiğini, kooperatif tarafından halen davalının 44.600,00 TL borcu olduğu gerekçesi ile … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatmak suretiyle aidat alacağı talebinde bulunulması karşısında genel kurulda aleyhe bir karar çıkması ihtimaline karşı katılmak zorunda kaldığını, zira çekmiş olduğu ihtar ile de üye olmadığını iddia eden davalıya halen kooperatif tarafından borç gönderilmesi karşısında lehine bir karar aldırabilmek adına genel kurula başvurmaktan başka hukuki olarak bir yolu olmayan davalının zımni üyeliğinin kabul edilmesinin hatalı olacağını, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/30 E. 2022/280 K. sayılı ilamının kaldırılarak davacının davasının reddine, kötüniyet tazminatı ve yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davalı istinaf dilekçesinde mahkemenin 22/06/2021 tarihli celsede üyelik sözleşmesinin sunulması için kesin süre verse de üyelik sözleşmesinin sunulmadığı için davanın reddedilmesi gerektiğini iddia ettiğini, mahkemelerin vermiş oldukları kesin sürelerden rücu edebileceğine ilişkin yerleşik Yargıtay uygulamasına göre mahkemenin uygulamasında hukuka aykırı bir durum söz konusu olmadığını, mahkemenin taraflarına vermiş olduğu süre içerisinde dosyaya sunmuş olduğu beyan doğrultusunda ara kararından rücu ettiğini ve dosyayı bilirkişi incelemesine gönderdiğini, davalının istinaf dilekçesinde kooperatif üyeliğinin inkar edildiğini ve kooperatiften davalı tarafından sabit fiyat peşin ödeme ile daire satın alındığının iddia edildiğini, kooperatiflerde ortaklık sıfatının kazanılması, yazılı başvuru ve kabul kararı ile olabileceği gibi; yazılı başvuru ya da kabul kararının olmadığı durumlarda tarafların ortaklık ilişkisi varmış gibi davranmaları ve bu yöndeki hareketleri ile zımni olarak da oluşabileceğini, davalının kooperatif ortağı olmak için yazılı başvuruda bulunmamış olması kooperatif ortaklığının oluşmamış olması anlamına gelmediğini, zira yazılı başvurunun kooperatif ortaklığı için geçerlilik şartı değil, ispat şartı olduğunu, bu hususun kooperatif hukukuna hakim olan “açık kapı ilkesi” gereği ve davalının kooperatif ortaklığı, ortaklığa karine olabilecek her türlü delille ispatlanabileceğini, emsal kararlar olduğunu, davalı kooperatife birtakım ödemelerde bulunduğunu ve kooperatifçe yapılan dairelerden birinin ferdileşme yoluyla davalı mülkiyetine tahsis edildiğini, ayrıca yine dosyada mevcut delillerden de anlaşılacağı gibi davalı kooperatif tarafından genel kurullara davet edildiği ve 24/08/2020 tarihli genel kurula vekili aracılığıyla katılım gösterdiğini, tüm bu hususlar birlikte düşünüldüğünde davalının kooperatifin ortağı olduğunun açık olduğunu, kooperatife ortak olmayan birinin genel kurula katılım göstermesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalı dosyaya sunmuş olduğu beyanlarında 24/08/2020 tarihli genel kurula “lehine bir karar aldırabilmek umuduyla” katıldığını beyan etse de; sadece üyelerin katılabildiği ve sadece üyelerin oy kullanabildiği bir toplantıya katılarak oy kullanmasının “üye olmadığını düşünen” bir kişi için tutarsız bir durum olduğunun açık olduğunu, bu sebeplerle davalının kooperatife üye olarak kabul edilmesi gerektiğini, dolayısıyla mahkemenin vermiş olduğu kabul kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırı bir yan bulunmadığını, davalının istinaf talebinin usul ve esas yönünden reddine karar verilmesini, vekalet ücreti ve sair giderlerin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Dava, hukuki niteliği itibari ile kooperatif üyelik aidat bedelinin tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın İİK nun 67.maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminat istemine ilişkindir.Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı-alacaklı tarafından davalı-borçlu aleyhine 44.600,00-TL bakiye alacak+8.445,90-TL işlemiş faiz tutarı=53.045,90-TL toplam alacak nedeniyle ilamsız takip başlatıldığı, davalının itirazı üzerine icra müdürlüğünce icra takibinin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.Somut uyuşmazlıkta davacı kooperatifin 05.05.2019 tarihli genel kurulunda alınan kararla kooperatif üyelerinden toplanan aidatların yükseltilmesine (parasal yükümlülüklerin 125.000 TL’ye eşitlenmesine) karar verildiği, davalının kooperatif genel kurulunda alınan karar gereği belirlenen borçlarını ödememesi nedeniyle hakkında Kayseri Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığı,yapılan takibin davalının itirazı üzerine durduğu davacı kooperatifin itirazın iptali ile %20 icra inkâr tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiği, davalının ise davacı kooperatif üyesi olmadığını, davalı kooperatiften istifa ettiğini, kooperatif üyesi olmadığı için aidat ödemekten sorumlu olmadığını, üye olarak kabul edilse dahi peşin bedelli ortak olduğunu savunarak davanın reddini dilediği görülmüştür.Kooperatif anasözleşmesinde ortaklığa kabulün yönetim kurulu kararı ile gerçekleşeceği düzenlenmiştir.Kural olarak ortaklığa kabul, bu konuda yönetim kuruluna yapılacak yazılı bir başvuru sonucu yönetim kurulunun alacağı karar ile gerçekleşir ise de kooperatiflerde “Açık kapı ilkesi” geçerli olduğundan anasözleşmede yazılı ortaklık şartlarını taşıyan bir kimsenin kooperatife ödemelerde bulunması, yükümlülüklerini yerine getirmesi ve kooperatif tarafından da yapılan ödemelerin kabul edilerek, o kişinin genel kurullara davet edilmesi, hazirun cetvellerinde isminin gösterilmesi, diğer kooperatif ortaklarının yararlandıkları haklardan yararlandırılması gibi durumların mevcudiyeti halinde de hakkında açıkça ortaklığa kabule ilişkin olarak alınmış bir karar olmasa da bu kişinin ortaklığının kooperatif tarafından kabul edilmiş olduğu, ortak olarak benimsendiği, bu şekilde ortaklığının zımni olarak, eylemli bir şekilde gerçekleşmiş olduğunun kabulü gerekmektedir.Taraf beyanları, bilirkişi raporu ve tapu kaydına göre davalının davacı kooperatiften taşınmazı ferdileşme yoluyla 01.10.2012 tarihinde edindiği, bu tarihten sonraki genel kurul hazirun listelerinde adının bulunduğu, fakat genel kurullara katılmadığı, 2019 yılına ait genel kuruluna ise davalının vekili tarafından katılım sağlandığı, davalının kooperatife hitaben genel kurala vekili tarafından katılım sağlanması için talepte bulunduğu görülmekle davalının kooperatif üyesi olduğunun kabulünün gerektiği, kooperatif ortağı olan davalının genel kurulda karar altına alınan aidatlardan sorumlu olacağı, borcun belirlenebilir, hesap edilebilir (likit alacak) nitelikte olduğuna ilişkin değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. (Y.23 HD.,20.05.2014,2014/956 E 2014/3924 K., Y. 23. HD.11.04.2013,2013/1703E. 2013/2358K.,23HD.18.06.2013,2013/3438E. 2013/4173K sayılı emsal kararları da aynı yöndedir.) Aynı zamanda İİK.67/son maddesinde “Bu kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötüniyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmü gereği alacak ve faiz üzerinden, bir başka deyişle takip talebindeki talep miktarı ve dava açılışındaki dava değeri üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesinde bir yanlışlık bulunmamıştır.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda davalı tarafın söz konusu istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nın 353/1-b.1.maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 05/04/2022 tarih ve 2021/30 E. – 2022/280 sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 3.623,56 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davalı tarafından peşin yatırılmış 906,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.717,56 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirilmlerin, HMK. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.12/05/2022