Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1083 E. 2022/1094 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1083
KARAR NO: 2022/1094
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/01/2022
ESAS NO: 2020/747
KARAR NO: 2022/26
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/05/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 12/05/2022
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 14/01/2022 tarih ve 2020/747 E – 2022/26 K kararına karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; taraflar arasında … tarihinde … ili, … ilçesi, … mahallesi, … ada, … parselde bulunan … nolu dairenin satışı için sözleşme imzalandığını, satış sözleşmesine konu taşınmaz için davalının müvekkiline senet verdiğini, yapılan sözleşme nedeniyle müvekkilinin davalıya herhangi bir borcunun kalmadığını, nitekim devir işlemine ilişkin resmi tapu senedinden anlaşılacağı üzere davalının resmi senede konu olan satış bedeline kayıtsız şartsız aldığını beyan ettiğini, ancak davalının sözleşme esnasında verilen senedi iade etmediği ve bu 120.000,00-TL tutarında ki senedin 02/07/2020 tarihinde icra takibine koyarak müvekkiline karşı icra takibi başlattığını, başlatılana takibin tanzim tarihinin satış sözleşmesinin yapıldığı tarih olan … olup davalının kötü niyetli olduğunu, … Tapu Müdürlüğü kayıtları ile sabit olan ödeme beyanlarınına rağmen sözleşme şartlarını inkar edildiğini, davalı hakkında bedelsiz senedi işleme koyma suçuna istinaden şikayette bulunulduğunu, kolluk tarafından alınan beyanında söz konusu senedi daire satışına ilişkin olarak aldığını kabul ve ikrar ettiğini, tüm bu nedenlerle takibe konu senet nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekilinin cevap dilekçesinden özetle: davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olmadığını, buna ilişkin görev itirazlarının bulunduğunu, davaya konu satış sözleşmesinde ki taşınmazın satış bedeline istinaden davacı tarafından müvekkiline … düzenlenme tarihli, 10/01/2020 vade tarihli, 120.000,00-TL bedelli senet verildiğini, senedin vadesi gelmesine rağmen davacı tarafından müvekkili hesabına ödeme yapılmadığını, müvekkiline ödenmeyen bedelin tahsili amacıyla icra takibine başlandığını, davacının takibe itiraz etmeyerek takibin kesinleştiğini, davacının gerek dava dilekçesi gerekse de delil dilekçesinde dava konusu satışa ilişkin bir ödeme yaptığına ilişkin bir belge yahut resmi evrak sunmadığını, davacı tarafından müvekkili aleyhine yapılan şikayet üzerine savcılık tarafından kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verildiğini, senedin karşılıksız kaldığını hiçbir şeklide kabul etmediklerini, davacının talep ettiği ihtiyati tedbirin reddini, kötü niyetli olarak açılan davadan dolayı davacının kötü niyet tazminatına hükmedilmesini ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İddia ve savunmalar, yapılan yargılama, toplanan deliller, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyet raporu ve tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Dava ve takibe konu senedin … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parselde bulunan … nolu dairenin satış bedeline binaen davacı tarafından davalıya verildiği konusunda taraflar arasında çekişme yoktur. Dava konusu taşınmazın satışına ilişkin resmi senet suretinin incelenmesinde; … ada, … parselde numaralı taşınmaz üzerinde kain … nolu meskenin … tarafından 185.000,00 TL bedelle …’a satıldığı, satış bedelinin nakden ve tamamen alındığının yazılı olduğu görülmüştür. Davalı tarafça takibe konu bononun davacıyla aralarındaki taşınmaz satışına ilişkin olarak ödenmeyen bakiye bedele ilişkin verildiği beyan edilmiştir. Resmi senette satış bedelinin nakden ve tamamen alındığının düzenlenmiş olması karşısında ispat yükü davalı tarafta olup gayrimenkul satış bedelinin bakiye kalan kısmının ödenmediği hususunu ispat etmesi gerekir. Zira resmi satış sözleşmesinde satım bedelinin nakden ve tamamen alındığı yazılı olarak kabul edilmiştir. Ancak, davalı taraf satış bedelinin bakiye kalan kısmının ödenmediğinin ispatı yönünde yazılı bir delil sunamamış olup davalı tarafça teklif edilen yeminin de davacı tarafça eda edildiği anlaşıldığından davalı iddiasını ispat edemediğinden davacının dava ve takibe konu senet nedeniyle davalıya borçlu olmadığı Mahkememizce kabul edilmiş,davacı borçlunun icra takibinde dava konusu borcu takip devam ederken ödediği böylece davanın kendiliğinden İİK 72.madde gereğince istirdat davasına dönüştüğü hususu da gözetilerek davacının Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas numaralı dosyasına dayanak yapılan … keşide tarihli ve 120.000,00 TL bedelli senetten dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine ve davacı tarafından icra dosyasına ödenen toplamda 166.317,94 TL nin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine, davalı icra takibinde haksız olmakla birlikte kötü niyetli sayılacağı mahkememizce kabul edilemeyeceğinden şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Davanın KABULÜ ile; Davacının Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas numaralı dosyasına dayanak yapılan … keşide tarihli ve 120.000,00 TL bedelli senetten dolayı davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE, davacı tarafından icra dosyasına ödenen toplamda 166.317,94 TL nin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine, Şartları oluşmadığından davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,…” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkil tarafından … ili … İlçesi … Mah…. Ada … Parselde bulunan taşınmaz davacıya satılmış olup karşılığında da taşınmazın satış bedeline istinaden 03.08.2019 düzenleme tarihli 10.01.2020 vadeli düzenleme yeri Kayseri olan 120.000-TL bedelli senet davacı tarafından düzenlenip müvekkile verildiğini, senedin vadesi gelmesine karşın davacı tarafından müvekkil hesabına ödeme yapılmadığını, müvekkiline ödenmeyen 120.000-TL’nin tahsili amacıyla, müvekkili tarafından, davalı aleyhine, Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosyası kapsamında takip başlatıldığını, davacı borçlu tarafından takibe itiraz edilmemiş ve takip kesinleştiğini, her ne kadar yerel mahkeme; resmi senette satış bedelinin nakden ve tamamen alındığının düzenlenmiş olması karşısında ispat yükünün müvekkilimizde olduğu, satış bedelinin bakiye kalan kısmının ödenmediği hususunun yazılı delille ispat edilmediği belirtilse de söz konusu karar hukuka ve hakkaniyete aykırılık teşkil ettiğinden kaldırılması gerektiğini, zira bedelin ödendiğine ilişkin ispat yükü davacı tarafta olup, davacının gerek dava dilekçesi gerekse de delil listesinde davaya konu senet bedelinin veya daire bedelini ödediğine ilişkin (tevsik edici/ödeme belgesi/makbuz) bir belge delil olarak sunmadığını, iddia sahibinin iddiasını ispat ile yükümlü olduğu ancak davacının gerek ödemeye ilişkin gerekse de sözleşmeye aykırı yazılı belge sunmadığı hususları göz önünde bulundurulduğunda davanın reddi gerekirken kabulü hukuka aykırı olduğunu, davacı taraf söz konusu borcun varlığını kabul etmekle beraber daire bedelinin ödendiğine ilişkin olarak herhangi bir belge dosyaya sunmamış olduğundan ve sadece beyana dayalı iddialar neticesinde karar verilmiş olduğundan söz konusu kararın kaldırılması gerektiğini, daire bedeli peyder pey parça parça olarak ödeneceği taraflarca kararlaştırılmış olduğundan söz konusu iddianın asılsız olduğu daire satış sözleşmesinden anlaşıldığını, muavin defter kayıtları ve ihtarnamelerden de anlaşılacağı üzere müvekkilinin akdi ilişkisi 2011 yılından beri davacının babası olan … ile olup, yaşlılığından dolayı söz konusu işlerle oğlu davacı ilgilendiğini, bu kapsamda müvekkile … tarafından Kayseri …. Noterliği’nin … tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle gönderilen ihtara cevap olarak müvekkil tarafından 20/07/2020 tarih Kayseri 5.Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarı gönderildiğini, söz konusu ihtarname davacı tarafından dava açılmadan yaklaşık 3 ay evvel gönderildiğini, müvekkilinin cevap olarak verdiği ihtarnamenin içeriğinde; “Gerek davacının babası …’ın gerek …’ın ilgili icra dosyalarında tarafına borçlu bulunduğu ikrar edilmiştir. ” Söz konusu ihtarnamenin içeriğinden de anlaşılacağı üzere davacının iddia ettiği gibi müvekkil tarafından satış bedelinin tam ve eksiksiz alındığına dair ikrarda bulunulduğu hususuna itibar edilmemesi gerektiğini, yerel mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda da bedelin ödendiğine ilişkin olarak tarafların ticari defter kayıtlarında herhangi bir kayıt bulunmadığı belirtildiğini, bu nedenle davacı tarafın Yargıtay kararları uyarınca borcu ödediğini ispat külfetini yerine getirmediği göz önünde bulundurulduğunda salt davacının belirttiği, resmi belge nitelikli satış akit tablosunda satışa konu dairenin satış bedelinin tam ve eksiksiz olarak alındığı hususunun ikrar edildiği beyanına dayalı olarak karar verilmesi de hakkaniyete aykırılık teşkil ettiğini, davacı tarafça müvekkil hakkında bedelsiz senedi işleme koyma ve dolandırıcılık suçundan Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020/35934 soruşturma sayılı dosyası ile şikayette bulunulduğunu ve ilgili soruşturma dosyasında, senedin bedelsiz kaldığının ya da anlaşmaya aykırı kullanıldığının yazılı delil ile ispatı zorunlu olması nedeniyle ve müştekinin de (davacının) böyle bir delil sunmadığı anlaşıldığından müvekkil hakkında Kovuşturma Yapılmasına Yer Olmadığına dair karar verildiğini, söz konusu KYOK kararından da anlaşılacağı üzere davacı taraf ne senedin bedelsiz kaldığı yönünde ne de bedeli ödediğine ilişkin herhangi bir evrakı dosyaya sunmadığını, mahkemece de bu husus hiç bir şekilde değerlendirmeye alınmadığını ve sadece davacı tarafından edilen yemin üzerine hüküm kurduğunu, Açıkça usul ve yasaya aykırı olan Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/01/2022 tarih ve 2020/747 E, 2022/26 K. Sayılı kararının kaldırılmasına ve davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, kambiyo senedine dayalı olarak yapılan icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti talebine ilişkindir. Bono bağımsız borç ikrarı içeren bir senet olup, senette yer alan kaydın aksine bir iddia ileri sürülmesi hâlinde ispat yükü kaydın aksini savunan tarafa aittir. Somut olayda dava ve takip konusu bononun taraflar arasında imzalanan taşınmaz satış sözleşmesi uyarınca taşınmaz bedelinin bir kısmına ilişkin olarak davacı tarafından davalıya verildiği konusunda uyuşmazlık bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacı, taşınmaz bedelinin ödenmiş olması nedeniyle bononun bedelsiz kaldığını ileri sürerken, davalı ise taşınmaz bedelinin kalan kısmının tahsili amacıyla bononun takibe konulduğunu ileri sürerek ödeme iddiasını kabul etmemiştir. Davacı bononun bedelsiz kaldığını iddia ettiğine göre, davalı borçlu borcun ödenmesi nedeniyle bononun bedelsiz kaldığını TMK’nun 6. ve HMK’nun 191. maddesi uyarınca ispatla mükelleftir. Davalı alacaklının bu yönde herhangi bir kabulü bulunmadığına ve davacı tarafından da yemin deliline dayanılmadığına göre, HMK’nın 200. Maddesine göre senede karşı senetle ispat yükümlülüğü altında bulunan davacı tarafından bononu bedelsiz kaldığının kanıtlanamadığı dikkate alınarak, yerel mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile ispat yükünün tayininde hataya düşülerek davanın kabulü yönünde hüküm kurulmasının usul ve yasaya uygun olmadığı, bu yönüyle davalının istinaf sebebinin haklı ve yerinde olduğu, ancak işbu hususun da yeniden yargılamayı gerektirmemesi nedeniyle davalı tarafın bu yöndeki istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK 353/1-b.2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında aşağıdaki gibi karar verilmesine dair işbu hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-HMK 353/1-b.2 md. gereğince, KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 14/01/2022 tarih ve 2020/747 E – 2022/26 K sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Düzeltilerek esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
3-“1-Davanın REDDİNE,
2- Davacı tarafından peşin yatırılan harçtan, alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcının mahsubuyla arta kalan 2.759,60 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan başvuru harcı ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT”nin 13/1.maddesi gereğince belirlenen 15.350,00 TL’ nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,”
4-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 2.049,30 TL istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde istinaf başvurusunda bulunan davalıya iadesine,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan 9,25 TL tebligat gideri ve 73,60 TL posta gideri olmak üzere toplam 81,85 TL’nin ve 220,70TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nın 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.12/05/2022