Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1079 E. 2022/1063 K. 11.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1079
KARAR NO: 2022/1063
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/02/2022
ESAS NO: 2021/17
KARAR NO : 2022/117
DAVANIN KONUSU: Alacak (Kooperatif Üyeliğinin Sona Ermesi Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 11/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 11/05/2022
KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 08/02/2022 tarih ve 2021/17 E – 2022/117 K kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların davalı kooperatifin 2008 yılından beri ortağı olduklarını, 2007 senesine ait aidatlarla beraber … yönünden 60.000,00 TL, … yönünden 56.000,00 TL’nin tamamının ödendiğini, 2009 senesinde kura çekimi olduğunu, kooperatife ait … Blok … kat … numaralı dairenin davacı …’ e, … Blok … Kat. … numaralı dairenin ise …’ya çıktığını, 2013 yılında dairelerin teslime hazır hale geldiğini ancak dairelerin dava dışı üçüncü kişilere satıldığını belirterek …’e kooperatife ait … Blok … Kat … numaralı dairenin, …’ya … Blok … Kat … numaralı dairenin tapusu ile birlikte teslimine, mümkün olmadığı takdirde ise davacıların ödemiş oldukları paranın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Dava, kooperatif üyeliği nedeni ile tapu iptal tescil, olmadığı takdirde bedelinin tahsiline ilişkindir. Davaya konu taşınmazların dava dışı üçüncü kişi adına kayıtlı olması nedeni ile davacılar vekiline üçüncü kişiye karşı tapu iptal davası açıp dosya numarasını bildirmesi için meşruhatlı davetiye tebliğ edilmiş, davacılar vekili 10/12/2018 tarihli dilekçesi ile üçüncü kişiye karşı tapu iptal davası açmayacağını, davaya terditli talebi olan alacak davası olarak devam ettiğini beyan etmiştir. Davacılar, dava dilekçesinde taleplerini ayrı ayrı şimdilik kaydı ile 1.000,00’er TL göstermiş iseler de davacılar kooperatife yaptıkları ödemelerin toplamı kadar harcı tamamlamışlar, davacı …’in talebi 60.000,00 TL’ye ve davacı …’nın talebi 56.000,00 TL’ye yükselmiştir.Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6.Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 15/12/2020 tarih 2020/989 Esas ve 2020/1087 Karar sayılı kararı ile; “Her ne kadar ilk derece mahkemesi tarafından davacıların taleplerinin tazminat talebi niteliğinde olması halinde tazminat istenebilmesinin ön koşulunun kooperatifin inşaatlarının bitirilip konut tahsis aşamasına gelinmesi olduğu, davalı kooperatifin inşaatlarının henüz tamamlanmadığı , davacıların talebinin çıkma parası talebi olarak nitelendirilmesi halinde ise Kooperatifler Kanunu 17. Maddesi ve Yapı Kooperatifleri Tip Ana sözleşmesinin 15.maddesine göre kooperatif üyeliğinden istifa etmediklerinden çıkma parası istemeyeceklerinden bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de; Yargıtay 23.Hukuk Dairesi’nin 2016/9229 Esas- 2020/1334 Karar sayılı emsal içtihadında “…Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının davalı kooperatife üye olarak kaydedildiği, davacının kooperatiften çıkarıldığına dair dosyada mevcut herhangi bir belge yok ise de davacıya tahsis edilen dairenin 14.03.2011 tarihinde dava dışı 3.kişiye satıldığı ve adına tescil edildiği ve davalı adına tapuda kayıtlı taşınmaz bulunmadığı, ayrıca davalı kooperatif kayıtlarına göre davacının ödediği 120.130,00 TL lik ödemesini talep etmekte haklı bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verdiğini ve kararın onandığını belirtererek üzere davacıların terditli alacak talepleri bakımından mahkemece gerek davacıların dayandığı ödeme belgeleri ve gerekse de davalının defter, kayıt ve belgelerindeki ödeme bilgi ve belgeleri karşılaştırmak suretiyle varsa davacıların ödedikleri bedellere ilişkin alacaklarının bilirkişi incelemesi sonucu aldırılacak rapor ile tespit edilerek sonucuna göre ve ayrıca gerektiğinde tarafların dayandığı yemin delili de gözetilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve değerlendirme ile karar verildiği anlaşılmakla davacıların istinafı belirtilen yönlerden yerinde görülmüştür.” gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar vermiş ve Mahkememizin 2018/610 Esas 2020/324 Karar sayılı kararı kaldırılmıştır. Somut olayda mahkememiz kaldırma kararı uyarınca rapor almıştır. Alınan raporlar uyarınca davacı …’in kooperatif kayıtlarından 49.040,20 TL ödemesi bulunduğu, davacı …’nin ise sunulan ödeme evrakları uyarınca 55.040,00 TL alacağı bulunduğu anlaşılmakla davacının tescil isteminin reddine, terditli taleplerinden adına tahsis edilen bir taşınmaz olmadığından bedel iadesine karar verilmiştir. HMK’nun 225. Maddesi uyarınca yeminin konusu, davanın çözümü bakımından önem taşıyan, çekişmeli olan ve kişinin kendisinden kaynaklanan vakıalardır. Ödeme hususu maddi vaka olmadığından yemin dikkate alınmadığı, -Davacıların tescil talebinin reddine, -Davacı …’nın davasının kısmen kabulü ile, 49.040,20 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, alacağa dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, -Davacı …’in davasının kısmen kabulü ile 55.040,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine alacağa dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,-Fazlaya ilişkin istemlerin reddine, …” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, alacak talebine ilişkindir. Davacı … tarafından 60.000TL Davacı … tarafından 56.000 TL ‘nin …ne ödemede bulunduklarını, kura sonucunda kooperatifçe yapılan kura sonucunda, kooperatife ait … Blok … kat … numaralı dairenin davacı …’ e, … Blok … Kat. 12 numaralı dairenin ise …’ya çıktığını, çıkan dairelerin, üçüncü kişilere satıldığını çıkan dairelerin tapusu ile birlikte teslimine, mümkün olmadığı taktirde ise davacıların ödemiş oldukları paraların dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte tahlisine karar verilmesi için alacak davası açıldığı ve mahkemece yapılan yargılama sonucunda davacıların tescil talebinin reddine, Davacıların davasının kısmen kabulüne karar verildiği, … yönünden 49.040,20TL ‘nin, Davacı … yönünden ise 55.040,00TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verildiği, davacılar tarafından istinaf edilen dava değerinin /reddedilen karar miktarının Davacı … yönünden 4.960,00 TL, … yönünden 6.989,00 TL olduğu anlaşılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İstinaf Yoluna Başvurulabilen Kararlar” başlığını taşıyan 341. maddesinin 2. fıkrasında açıkça; “Miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.” 4. Fıkrasında :”(4) Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü üç bin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.” şeklinde düzenlenmiştir. 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile değişik Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ”istinaf yoluna başvurulabilen kararlar” kenar başlığını taşıyan 341. maddesinin 2-3-4. fıkralarında değişiklik yapılarak “binbeşyüz” Türk Lirası ibaresi “üçbin” Türk Lirası olarak değiştirilmiş, yine 6763 sayılı Kanunun 47. maddesinde kanunun yayımı tarihi ile yürürlüğe gireceği aynı Kanunun “Parasal sınırların artırılması” başlıklı ek 1. maddesinde;”(1) 200 üncü, 201 inci, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırlar her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz.
(2) 200 üncü ve 201 inci maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hukuki işlemin yapıldığı, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktar esas alınır.” hükmü getirilmiştir.Mahkemece 08/02/2022 tarihinde nihai karar verilmiş olup, hükmün verildiği tarih itibariyle kesinlik (İstinaf edilebilme) sınırı 8.000,00 TL’dir. Davacıler tarafından istinaf kanun yoluna konu edilen karara ilişkin dava değerinin/reddedilen karar miktarının ise Davacı … yönünden 4.960,00 TL, … yönünden 6.989,00 TL’ye ilişkin olduğu görülmüş olup HMK 341/4 maddesi gereğince hükmün verildiği tarih itibariyle miktar veya değeri 8.000,00 (sekiz bin ) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar kesin olduğundan, mahkemece her ne kadar ilgili istinaf başvuru dilekçesinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 346/1. maddesi uyarınca reddine karar verilmemiş ise de; aynı Kanun hükme ve 352. madde hükmü uyarınca, istinaf başvuru dilekçesinin miktar itibariyle kesin olan bir karara ilişkin olması sebebiyle davacının istinaf dilekçesinin/başvurusunun HMK 352/1-b maddesi gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiştir.HMK 352/1-b maddesine göre kesin olan kararların istinafı halinde Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk dairesince ön incelemede öncelikle gerekli karar verilir.
Açıklanan nedenlerle davacıların istinaf ettiği karara ilişkin dava değerinin/miktarının kesinlik (istinaf edilebilme) sınırının altında olması nedeniyle kesin sayılan kararla ilgili işbu istinaf dilekçesinin/talebinin HMK 341/4 ve HMK 352/1-b maddeleri gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacıların istinafa konu dava değerinin/reddedilen karar miktarının her bir davacının talep ve davası yönünden ayrı ayrı olmak üzere karar tarihi itibari ile kesinlik (istinaf edilebilme) sınırı kapsamında kaldığı anlaşıldığından, davacıların istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/4 ve 352/1-b maddeleri uyarınca ayrı ayrı USULDEN REDDİNE,
2-İstinaf eden davacıların peşin yatırdığı istinaf karar harcının talebi halinde kendilerine iadesine,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacılar tarafından yapılan istinaf posta/yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvuru harcının kendileri üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; HMK’nın 359/4 maddesi gereğince de karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 11/05/2022