Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1075 E. 2022/1088 K. 11.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1075
KARAR NO: 2022/1088
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/02/2022
ESAS NO: 2021/537
KARAR NO: 2022/114
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ:11/05/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:13/05/2022
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 08/02/2022 tarih ve 2021/537 Esas 2022/114 Karar sayılı ilamına karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında ticari ilişkinin söz konusu olduğunu ancak son dönemlerde davalının davacıya ödeme yapmadığını ve bunun üzerine ticari ilişkinin sona erdiğini, davalı aleyhinde Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takibinin başlatıldığını, davalı tarafından haksız bir şekilde borca itiraz edildiğini, itiraz edilen icra takibinin, borçluya kesilen faturalar ve cari hesaba dayandığını, faturaların davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarında sabit olduğunu, alacağın varlığı ve ulaştığı meblağın ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi neticesi sabit olacağını belirterek davanın kabulü ile davalının icra takibine vaki itirazının iptaline ve takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda “…Somut olayda davalı taraf ticari defterleri sunmaktan kaçınmış olduğundan, davacının defteri usule uygun tutulduğundan ve HMK 6. Maddesi gereğince ödemeyi davalı ispat edemediğinden davacının 1.259,25 TL’lik vade farkı faturası dışındaki kısımdan dolayı davanın kabulüne karar verilmiştir.Vade farkı faturasında dair değerlendirmede; Vade farkı istenebilmesi için, taraflar arasında bu yönde yazılı bir sözleşmenin ya da bu doğrultuda oluşmuş bir teamülün bulunması şarttır (Y.İ.B.K.’nun 27.6.2003 gün ve E:2001/1, K:2003/1 Sayılı ilamı). Teamülün mevcut olduğunun kabulü için ise en az iki ya da daha fazla vade farkı faturasının davalı tarafça itirazsız ödenmiş olması gerekmektedir.(HGK’nın 2004/19-470 E. 2004/462 K. sayılı kararı) Somut olayda taraf ticari defterler ve sunulan deliller uyarınca taraflar arasında bu yönde yazılı bir sözleşmenin ya da bu doğrultuda oluşmuş bir teamülün olmadığı görülmüştür. Fatura üzerindeki vade farkına ilişkin ibareler sözleşme hükmü olarak değerlendirilemez. Davacının, satım sözleşmesinden kaynaklanan faturaya bağlı alacağını geç tahsil etmesi her halükarda vade farkı ödenmesini gerektirmez. Faturada vade farkı talep edileceğine dair kayıtlara dayanılarak talepte bulunulması da mümkün değildir. (Yargıtay İBHGK’nun 27.06.2003 tarihli, 2001/1 E- 2003/1 K sayılı kararı) Açıklanan gerekçelerle vade farkı faturası kabul edilmemiştir.İcra inkar tazminatına dair değerlendirmede; İtirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada, borçlu itirazının kötüniyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz. İcra inkâr tazminatı, hakkındaki icra takibine itiraz ederek durduran ve çabuk sonuçlandırılmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likid olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likid olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likid bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likid bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir (HGK’nun 07.06.2006 tarih 2006/19-295 Esas, 2006/341 Karar sayılı kararı). Bu ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; ticari defter kayıtları dikkate alındığında alacak likid olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.Faize ait değerlendirmede; Taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğundan 818 sayılı BK’nun 101.maddesinde; “Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla mütemerrit olur” hükmü getirilmiştir. 6098 sayılı TBKnun 117.maddesinde bu hüküm ”Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer” şeklinde düzenlenmiştir. Temerrüt, ya bir ihtar ile ya da dava açılması ile gerçekleşir. Anılan yasal düzenleme çerçevesinde takip öncesi temerrüd bulunmadığından davalı takip ile temerrüde düşeceğinden işlemiş faiz talebi uygun görülmemiştir. Kurulan hüküm ile;1-Davacının davasının kısmen kabulü ile davalının Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takip tarihi itibari ile 33.444,27 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına, işlemiş faize ve fazlaya ilişkin istemin reddine, asıl alacağa tahsil edilene kadar yasal faiz uygulanmasına, (%9’u geçmemek kaydı ile)…” dair karar verilmiştir.İş bu kararı davalı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama neticesinde davacının davasının kısmen kabulü ile davalının Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali, takip tarihi itibari ile 33.444,27 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına karar verdiğini, istinaf dilekçesi ekinde sundukları … İnş İth İhr San Tic A.ş ‘nin 2019 Muavin defter kayıtları incelendiğinde müvekkili şirketin davacı şirket ile aralarındaki ticaretten kaynaklı olarak kapanış maddesinin kapanış maddesi 35.742,48 TL olduğunun görüleceğini, bilirkişi raporunda çekin karşılıksız çıkması sebebiyle davacı tarafça müvekkili şirkete iade edildiğinin iddia edilen … Bankasına ait … çek seri nolu 253.500,00 TL tutarındaki çekin keşidecisi … çekin aslını … San ve Tic Ltd Şti nin bir çalışanın getirip aslını teslim ettiğini ve bunun karşılığında davacı şirkete ödeme yaptığını, müvekkili şirket yetkilisine beyan ettiğini, tüm bunlarla beraber İcra ve İflas hukukunda yetki icra takibinin hangi yerdeki icra dairesine açılacağının anlaşıldığını, müvekkili şirketin davacısı … Sanayi Ticaret Limited Şirketi ile ticari alışverişi 2019 ve 2020 yılları arasında devam ettiğini, ilk derece mahkemesinin hukuka ve kanuna aykırı uygun düşmeyen bir karar verdiğini, hukuki uyuşmazlığı gidermek adına taraflarınca dilekçe ekinde sunulan defter kayıtlarının dikkate alınmasını, karşılıksız çıktığı iddia edilen çek asılnın bankaya iade edildiğine dair dekontun incelenmesini, bunun neticesinde davanın kısmen kabulü kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini isteme zaruretinin hasıl olduğunu, tüm bu nedenlerle tehiri icra taleplerinin kabul edilerek istinaf incelemesi sonuçlanıncaya kadar Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasına istinaden yapılan icra takibinin geri bırakılmasını, davanın kısmen kabulü kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını, yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere ve özellikle hükme esas alınan 03.01.2022 havale tarihli bilirkişi raporundaki tespit ve değerlendirmelere, davalı tarafa verilen ihtaratlı kesin süreye rağmen kesin süre içerisinde ticari defterlerini sunmadığının anlaşılmasına, yargılama aşamasında ileri sürülmeyen hususlara istinaf aşamasında dayanılamayacak olmasına(6100 Sayılı HMK 357/1 MD), ilk derece mahkemesinin raporları/ delilleri takdirinde bir isabetsizlik bulunmasına göre mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalı tarafça yapılan istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.Bu itibarla; yerel mahkemece verilen kararda yazılı açıklamalara,yasal sebep ve gerekçelere binaen kararda usul,yasa ve dosya kapsamı yönlerinden herhangi bir aykırılığın bulunmadığı,kararın hukuka uygun olduğu,bu nedenlerle usul ve yasaya uygun mahkeme kararına karşı davalı yanca yapılan istinaf itirazlarının reddi gerektiği değerlendirilmiştir.
Belirtilen nedenlerle, davalı tarafın yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 08/02/2022 tarih ve 2021/537 Esas 2022/114 Karar sayılı ilamına karşı davalı vekilinin yaptığı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gerekli olan 2.284,57TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 571,14 TL harcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 1.713,43TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3-İstinaf eden davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendileri üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; HMK’nın 359/4 maddesi gereğince de karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.13/05/2022