Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1063
KARAR NO: 2022/1108
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/02/2022
ESAS NO: 2018/366
KARAR NO: 2022/127
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/05/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 13/05/2022
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/02/2022 tarih ve 2018/366 Esas – 2022/127 Karar sayılı Kararı davacı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında akdedilen 08.11.2016 tarihli sözleşme uyarınca 11 adet senedin davalıya verildiğini, senet bedellerinin ödendiğini, davalının 20.09.2017 vade tarihli ve 15.000,00 TL bedelli senet aslını iade etmediğini, sözleşmenin 2.maddesinde … firmasının … şirketinden alacağı 11.500,00 Euro’nun davacışa verileceği veya makina bedelinden düşüleceğinin kararlaştırıldığını, davalının söz konusu şirketten 8.150,00 Euro ödeme almasına rağmen davacıdan senet bedellerinin tamamının tahsil edildiğini, bu nedenlerle 20.09.2017 vade tarihli ve 15.000,00 TL bedelli senetten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, 8.150,00 Euro bedelin 15.04.2018 tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı yasanın 4/a maddesindeki yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu bononun ödendiğini ve davacıya teslim edildiğini, bu bonoyla ilgili davalının hiçbir alacak talebinin bulunmadığını, davacının dava açmakta hukuki yararı olmadığını, davalının … şirketinden sözleşme uyarınca tahsilat yapmadığını, davacının iddia ettiği hesabın dava dışı … Ltd.Şti.nin hesabı olduğunu, bu nedenlerle menfi tespit ve alacak davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; “…Davacının, sözleşmeden kaynaklı alacak davası yönünden; toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu, mahkememizce toplanmış usulüne uygun deliller olarak değerlendirilmiş buna göre, taraflar arasında akdedilen 08/11/2016 tarihli sözleşmenin 2.maddesine göre “…’nın … şirketinden alacağı olan 11.500,00 Avro bedel satıcı … tarafından tahsil edildiğinde işbu bedel yukarıda belirtilen (166.000,00-TL) bedelden düşülecektir.” şeklinde kaleme alınmıştır. Sözleşmedeki bu hükme göre taraflar arasında yeni bir alacak borç ilişkisinin kurulduğu ve bu alacağın taraflar arasında yine sözleşmenin 1.maddesine kurulan alacak borç ilişkisine eklendiği ve fakat yapılan bu eklemenin şarta bağlandığı, şarta bağlı borç ilişkisi kurulduğu ve şart gerçekleştiğinde davalı satıcının sözleşme gereği davacı alıcıya borçlanmayı taahhüt ettiği fakat bu taahhüdün şarta bağlandığı, şart gerçekleştiğinde davacı alıcının sözleşmenin 1.maddesinde davalı satıcıya yükümlendiği borç tutarından (166.000,00-TL) mahsup işleminin yapılmasını kararlaştırdıkları, diğer bir deyimle şart gerçekleştiğinde davalı satıcının doğan bu borcunu davacı alıcının borç tutarından mahsup işlemi yapılacağı anlaşılmaktadır. Alınan son bilirkişi heyet raporunda davalı satıcının gerçek kişi olarak ticari faaliyetlerini sürdürdüğü, sözleşmede kastedilen “…” isimli işletmenin davalı satıcıya ait gerçek kişi tacirin işlettiği ticari işletme olduğu, sözleşmenin akdedildiği 08/11/2016 tarihinde davalı satıcının tek kişi ortak olarak kurduğu (tür değiştirme sonucu gerçek kişi tacirin ticari işletmesini tüzel kişiliği bulunan ticaret şirketine dönüştürdüğü) limited şirketin faaliyetlerini sürdürdüğü, taraflar arasındaki sözleşme tarihi olan 08/11/2016 tarihinden çok önce … tarih ve … yevmiye nolu Kayseri 7. Noterliğinin düzenlediği ana sözleşme ile Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sayısında … mersis numarası ile kayıtlı davalının 6102 Sayılı TTK m.180 ila 193.maddelerine göre tür değiştirme suretiyle “… San. Tic. Ltd. Şti.” ‘ni kurduğu, ticaret siciline tescil ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin 04/06/2015 tarih ve 8834 sayılı nüshasında ilan edildiği, sonuç olarak dava dışı … şirketinden yapılan ödemelerin mahsup edilmesi davacı tarafça istenen şirketin taraflar arasındaki sözleşmenin 08/11/2016 tarihinde akdedildiği gözetildiğinde bu sözleşmeden yaklaşık 1 yıldan fazla bir süreden önce ayrı bir şirket tüzel kişiliğinin kurulduğu ve ticari faaliyetlerine başladığı ve sözleşme tarihinde bu faaliyetlerinin devam ettiği, öte yandan davalının da gerçek kişi tacir olarak ticari faaliyetlerini sürdürdüğü, dolayısıyla davalının ayrı tüzel kişilik nedeniyle yapılan ödemelerin mahsubunun yerinde olmadığına ve yapılan döviz cinsi ödemenin dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti.’ne yapıldığı, bu hususa ilişkin olarak alınan son bilirkişi heyetinin raporunda belirttiği tespit ve değerlendirmelere itibar edilmesi gerektiği, bunun ötesinde davacının özdeşlik iddiasının ispat edilebilmesi bakımından davalının bile bile borçlunun zararına hareket ettiğinin diğer bir deyimle davacı borçlunun zararına hareket ederek sözleşmeyi düzenlediği hususunun hukuken incelenebilmesi için bu işlemin sözleşmenin düzenlenmesinde hileli hareket ettiğinin ve davacı borçluyu aldattığını davacı borçlu tarafından tüm delil ve belgeleri ile birlikte ortaya konulması gerektiği, dava dışı limited şirketin sözleşmenin akdedildiği tarihten çok önce ticaret siciline tescil ve ilan edildiği, ticaret sicil kayıtlarının herkese açık olduğu ve ilanı edilen hususlar yönünden sicil kayıtlarının aleniyet kazandığı, davacının söz konusu sicil kayıtları gereği kurmuş olduğu tek kişi ortaklı ticaret şirketinin kendisinden gizlendiğini ileri süremeyeceği, 6098 Sayılı TBK m.36/1 hükmü uyarınca davacı borçlunun sözleşme hükmünün iptalini talep edebilmesi için yapılan aldatıcı davranışların herkes tarafından bilinen ve aleni ticaret sicil kayıtları karşısında dinlenebilir nitelikte olmadığı, davacının bu yöndeki iddialarına ticaret sicilinin herkese açık olması ve ticaret sicilinin aleniliği ilkesi karşısında itibar edilmesinin olanaklı gözükmediği anlaşılmakla davacının dava dışı limited şirkete yapılan ödemelerin sözleşme kapsamında “…” isimli işletmeye yapılan ödeme olarak kabul ve yorumu suretiyle bu şirketin incelenen ticari defter ve kayıtlarına giren toplam 8.150,00- Euro bedelli döviz cinsi ödemenin davacı borçlunun sözleşmenin 1.maddesi kapsamında taahhüt altına girdiği borç tutarından mahsup edilmesi ve bu borç tutarının tamamen ödenmiş olması çerçevesinde kendisine yapılan 8.150,00- Euro bedelin aynen ödenmesi yönündeki isteminin ve alacak talebinin yerine olmadığı kanaatine varılarak….” gerekçesiyle Davacının borçlu olmadığının tespitine ilişkin talebinin usulen yerinde görülmemesi nedeniyle REDDİNE, Davacının alacak talebinin REDDİNE karar verilmiştir.
İşbu kararı davacı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının davalının da kabulünde olduğu üzere bedelini ödemesine rağmen kendisine halen teslim edilmeyen senet nedeniyle alacaklının elinde her an tehdit unsuru taşıyan bu senet ya da borç belgesinin mevcudiyeti karşısında davacının bu tehdit unsurundan kurtulmak ve maddi hukuk açısından borçsuzluğunun tespitine dair kesin hüküm elde edebilmek için dava açmakta hukuki yararı bulunduğunun çok açık olduğunu, bilirkişi raporunda davacının sözleşmede kararlaştırılan makine bedellerine istinaden düzenleyerek davalıya verdiği senet bedellerinin ödendiği ve davalı ticari defterlerinde davacının davalıdan 35.003,04 TL alacaklı olduğu açıkça tespit edildiğini, davacının alacaklı göründüğü bu bedelin, davalının … firmasından sözleşme tarihinden sonra 8.150 EURO” bedeli tahsil etmesine rağmen davacının borcundan düşmemesi ve davacının bu tahsilattan habersiz olarak senet bedellerinin tamamını ödemek zorunda bırakılması olduğunu, zira bizzat davalının ticari defterlerinde açıkça sabit olduğu üzere davalı …’ın, davaıcıya 35.003,04 TL borçlu olduğunu, bu tespitin dahi haklılıklarını ispatladığını, Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17.02.2022 T., 2018/366 E., 2022/127 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı yerel mahkeme kararının kaldırılması ve haklı dava talebinin kabulüne karar yerilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; İstinaf dilekçesi yasal süresi içerisinde verilmemiş ise, istinaf dilekçesinin süre yönünden reddine karar verilmesini, davacı tarafın yerel mahkemede yargılama aşamasında beyan ve iddia etmediği hususları istinaf dilekçesinde beyan etmesi iddiayı genişletme yasağına aykırı olup, bu beyanlarına muvafakat etmediklerini, bu nedenle sayın başkanlıkca davacı tarafın bu beyanlarının nazara alınmamasını, yerel mahkemece taraf iddia, savunmaları ve deliller tümüyle incelenmiş bu hususta bilirkişi raporları alınıp karar verildiğini, yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasalara uygun olduğunu, davacı tarafın davasını ve taleplerini ispat edemediğini belirterek; davacı tarafın haksız ve yersiz tüm istinaf isteklerinin esastan reddine, yerel mahkemece kurulan davanın reddine dair kararın aynen kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır. Dava, menfi tespit ve alacak davasıdır. İlk derece mahkemesi tarafından davalının şahıs işletmesi ve dava dışı … San. Tic.Ltd. Şti’ye tüm ticaret sicil kayıtları dosya içine getirtilerek, davacının sunduğu belgeler ile de karşılaştırılmak suretiyle bilirkişi heyetinden davacı ve davalı arasındaki sözleşme tarihi de dikkate alınarak sözkonusu dava dışı yabancı şirket tarafından gerçekleştirilen 8150 Euro ödemeyi tahsil eden dava dışı … San. Tic. Ltd. Şirketi ile davalıya ait şahıs işletmesi arasında sicil kayıtlarına göre bir bağın olup olmadığının ortaya konulmasına, … San. Tic. Ltd. Şirketi’nin davalıya ait şahıs şirketinin devamı niteliğinde olup olmadığının, tür değişikliği olup olmadığının tüm ticaret sicil kayıtları üzerinde yapılacak araştırma ile ortaya konulması yönünde ek rapor alınarak karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm tesisi yerinde olmamıştır.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle sonuç olarak HMK’nun 355. Maddesi uyarınca istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda istinaf eden davacı vekilinin istinaf sebepleri yukarıda belirtilen yönlerden yerinde görüldüğünden HMK’nın 353/(1)-a.6. maddesi gereğince istinafa konu edilen yerel mahkeme kararın kaldırılmasına, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6. maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-HMK’nın 353/1-a.6 md. gereğince, KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 17/02/2022 tarih ve 2018/366 Esas – 2022/127 Karar sayılı kararın KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf yoluna başvurma harcının ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-HMK. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirilmlerin, HMK. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, KESİN olarak oybirliği ile karar verildi.12/05/2022