Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1062 E. 2022/1096 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1062
KARAR NO: 2022/1096
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/02/2022
ESAS NO: 2020/833
KARAR NO: 2022/82
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/05/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 12/05/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı) istemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde üçüncü şahıs vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Her ne kadar Tapu iptal-tescil davalarında genel görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleri olsa da; 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 99. md.si ve Yargıtay İçtihatlarına göre kooperatifler aleyhine açılan işbu davalarda görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davacıların Müteveffa …’in yasal mirasçıları olduğunu, mirasçılık belgesinde gözüken …’in 03/02/2020 tarihinde vefat ettiğini, müteveffa … ile davalı kooperatif arasında Kayseri 3. Noterliğinin … Tarih, … yev.nolu satış sözleşmesi ile Kayseri İli, … İlçesi, … Mah., … Pafta, … Ada, … Parsel de kayıtlı 159,50 m2 lik gayrimenkul 6.360 TL bedel ile Müteveffa …’e satılmış olduğunu ancak müteveffanın ihmalkar davranarak ilgili taşınmazı tapuda üzerine tescil ettirmediğini, işbu taşınmazın kooperatif satış belgesi tarihinden mütevaffanın ölüm tarihine kadar bizzat kendisi tarafından kullanılmış olduğunu ve halihazırda da yasal mirasçıları tarafından kullanılmakta olduğunu, müteveffa …’in vefatından önce; ilgili gayrimenkulünün adına tescili için zorunlu olarak öncelikle, davalı kooperatifin ihyası için Kayseri 1. Asliye Ticaret Mah.nin 2018/460 E. Sayılı dosyası ile dava açıldığını, yargılama devam ederken murisin 01/10/2018 tarihinde vefat ettiğini, vefat üzerine yasal mirasçıların davaya dahil olduğunu ve nihayet Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/460 E. – 2019/628 K. numaralı ilamı ile davalı kooperatifin ihyasına karar vermiş olduğunu, işbu kararın 20/12/2019 tarihinde kesinleşmiş olduğunu, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mah.nin 2018/460 E. – 2019/628 K. Sayılı gerekçeli kararında ihya edilen davalı tarafın temsilciliği ile ilgili olarak da özetle; “toplanan delillere göre yasal süre içinde açılan işbu davanın kabulü için yasaca aranan koşulların oluştuğu, ihya talebinin ve kararının fesih ve tasfiye yani eksik tasfiye nedenine dayalı olmaması nedeniyle ihya kararıyla birlikte tasfiye memuru atanmasına da gerek olmadığı…” denilmiş olduğunu, işbu gerekçe nedeni ile de taraflarınca davalı kooperatif adına yasal temsilci (kayyum) atanması talebinde bulunulmamış olduğunu, sonrasında davalı kooperatifin ihya edilmesinden sonra işbu tapu iptal-tescil davasını açma zorunluluğu hasıl olduğunu, söz konusu gayrimenkulün müteveffa …’e ait olduğu dolayısıyla da halihazırda yasal mirasçılarına (davacılara) ait olduğu aşikar olduğunu belirterek Kayseri İli, … İlçesi, … Mah., … Pafta, … Ada, … Parsel de kayıtlı 159,50 m2 lik gayrimenkulün ilgili Tapu Müdürlüğünde davalı kooperatif adına İptaline ve davacılar adına Tesciline, yargılama sırasında, davalı tarafça dava konusu taşınmaz üzerinde herhangi bir tasarrufta bulunulmaması için taşınmaz üzerine İhtiyaten Tedbir konulmasına karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.Davalının cevap dilekçesi sunmadığı ve böylece HMK madde 128 gereği bütün vakaları inkar etmiş sayılacağı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İddia ve savunmalar, yapılan yargılama, toplanan deliller, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyet raporu ve tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…müteveffa … ile Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/460 E, 2019/628 K sayılı kararı ile ihyasına karar verilen davalı kooperatif yöneticilerine ait imzaların bulunduğu Kayseri 3. Noterliği’nin … tarihli … yevmiye nolu, davalı kooperatifin 20/09/1969 tarihli … nolu kararı ile ilgili evrak gereğince, Kayseri ili … ilçesi … Mah. … pafta … ada … parselde kayıtlı 159,50 metre karelik taşınmazın müteveffanın mirasçıları olan davacılar adına tapuda tescil edilmesi şartlarının olup olmadığının tespiti için deliller toplanmış, mahallinde keşif yapılarak taşınmazın dava tarihi itibari ile değerinin tespiti için bilirkişiden 16/11/2021 tarihli bilirkişi raporu alınmıştır. Raporda taşınmazın değerinin 167.475,00 TL olduğu tespit edilmekle bu miktar yönünden eksik harç mahkememizce tamamlatılmış ve sunulan deliller üzerinde yapılan inceleme ile davacıların murisi ile davalı kooperatif yöneticileri tarafından imzalanan Kayseri 3. Noterliği’nin ilgili evrakı gereğince dava konusu taşınmazın davacıların murisine devredilmesi gerekmesine rağmen tapu kaydına göre devir işleminin yapılmadığı ve inkar edilmeyen belge dikkate alınarak davacıların davalarında haklı oldukları anlaşılmış ve böylece davanın kabulü ile, Kayseri ili … ilçesi … Mah. … pafta … ada … parselde kayıtlı 159,50 metre karelik taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacılar adına miras payları oranında tesciline karar vermek gerekmiş, davanın kabulü ile, Kayseri İli … İlçesi … Mah. … pafta … ada … parselde kayıtlı 159,50 metre karelik taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacılar adına miras payları oranında tesciline,…” şeklinde karar verilmiştir.Bu karara karşı Üçüncü Şahıs … Tic ve San İşl. T.A.Ş. vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Üçüncü Şahıs … Tic ve San İşl. T.A.Ş. Vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davalı Tasfiye Halinde Sınırlı Sorumlu … … Fabrikası … Yapı Kooperatifi’nin Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde adresi müvekkil şirket adresi olduğu gerekçesi ile başlangıçtaki dava dilekçesi ve sonraki tüm tebligatlar yerel mahkemece tüm ısrarlara rağmen müvekkil şirkete tebliğ olunarak karar verildiğini, anılan müvekkil şirkete ait fabrikanın bulunduğu adres, müvekkil şirket dışındaki hiçbir oluşumun adresi olmadığını, 1955 yılından beri burada müvekkil şirketçe faaliyet gösterildiğini, davalı kooperatif muhtemelen yıllar önce müvekkil şirkette çalışan işçiler tarafından oluşturulduğunu, müvekkil şirkete bilgi verilmeksizin adres olarak da fabrika adresi gösterilmiş bir oluşum olduğunu, davalı kooperatif sona ermiş yıllar sonra ise de yeniden davacı tarafından ihdas edilerek aleyhinde iş bu dava ikame edildiğini, bu mesele ile ve davalı kooperatif ile müvekkil şirketin uzaktan ya da yakından hiçbir ilgi ve alakası bulunmadığını, yerel mahkemeye anılan kooperatifin müvekkil şirketle ilgisi bulunmadığı, adresinin de müvekkil şirket adresi olmadığı müteaddit tarihlerdeki dilekçeleri ile bildirilmiş ve tebligatın davalı kooperatife gönderilmesi gerektiği bildirilmiş ise de yerel mahkemece bu beyanların dikkate alınmaksızın müvekkil şirket adresine tebligat gönderilmeye devam edilmiş ve son olarak karar da müvekkil şirket adresine gönderildiğini, şu hale göre istinafa konu davada davalı kooperatife yapılmış hukuka uygun ve geçerli bir tebligat bulunmadığını, dava dışı üçüncü şahıs olmaları itibariyle davaya müdahale şansı da olmadığından ve davalıyı temsil etme kabiliyeti de bulunmadığından yerel mahkeme davalıya tebligat yapmaksızın yeniden ihdas edilen ancak ihdas öncesi uzun yıllar evvel müvekkil şirket fabrikasını kooperatifçe adres gösterilmesini yeterli kabul ederek yapılan usulsüz tebligatı geçerli kabul ederek iş bu kararı verdiğini, hiç kuşku yok ki kooperatif adresinin müvekkil şirket olarak kabul edilmesi ve sessiz kalma halinde müvekkil şirketin gerek davalı kooperatife ve gerekse davacı nezdinde sorumlulukları bulunabileceği ve davalı kooperatif bakımından hak kaybına uğranıldığı için başka davalara muhatap olunabileceği muhtemel olduğunu, şu durumda ise davalı kooperatif davada temsil edilmediğini ve davadan haberdar edilmediğini, bu durumun sorumluluğunun ise katlanabilecek bir sorumluluk olmadığını, gerek müvekkil şirkete atfedilebilecek sorumluluğu ortadan kaldırmak ve gerekse hak kaybını önlemek adına işbu istinaf başvurusunda bulunmak zarureti hasıl olduğunu, ilanen tebligat da yapmak mümkün iken ve ısrarla davalı kooperatif adresinin müvekkil şirket adresinin olmadığını belirtmiş olmalarına rağmen davaya ilişkin tebligatların ısrarla müvekkil şirket adresine gönderilerek verilen kararı hukuka açıkça aykırı olması ve usulsüz olması nedeniyle kabul etmediklerini, müvekkil şirket adresine yapılan tüm tebligatların geçersiz sayılmasını ve yerel mahkemece verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.Davacılar vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinafa cevap dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemece bilindiği üzere; davalı kooperatife yapılan tebligatlar Kayseri Ticaret Odası kayıtlarında belirtilen adrese yapıldığını, 3. Kişi işbu dosyadan giden tebligatlar ile ilgili herhangi bir itirazda bulunmadığını, işbu ihya dosyasından giden tebligatlara itirazda bulunmayıp işbu dosyadan giden tebligatlara itirazda bulunmaları kötü niyet göstergesi olup hiç bir menfaati olmadıkları için de abesle iştigal olduğunu, ayrıca usul ekonomisi (makul süre) gereği de kararın kesinleşmesine engel olduğunu, 3. Kişinin istinaf dilekçesinin ekinde bulunan Kayseri Ticaret Odasından alınan yazılar da haklılığı kanıtladığını, ortada usulsüz bir tebligat olmadığını, Kayseri Ticaret Odasından alınan bilgilere göre tebligat yapıldığını, ayrıca 3. Kişinin işbu dava ile herhangi bir bağı yoktur. Ne bir hukuki yararı ne de bir çıkarı mevcut olduğunu, HMK gereği dosyaya müdahil olamayacağı/olmadığı gibi istinaf/temyiz kanun yoluna başvurma hakkı da olmadığını, bir an için 3. Kişinin iyi niyetli olduğunu düşündüklerinde; yapılması gereken şey; istinaf yoluna başvurmak değil “tebligatı iade” etmek olduğunu, Davalı kooperatife yapılan tebligatların Kayseri Ticaret Odası kayıtlarına göre yapılmış olması dolayısıyla usulsüz bir tebligat olmadığından; taraf sıfatı olmayan ve usul ekonomisi gereği, istinaf yoluna başvurma hakkı olmayan, olsa bile başvurmasında hiçbir hukuki yararı olmayan/olmayacak 3. Kişinin istinaf talebinin bu nedenlerle Usulden ve Esastan Reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin 3. Kişiye yükletilmesine karar verilmesini Talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, tapu iptali ve tescili talebine ilişkin davadır. 6100 sayılı HMK’nun 69. maddesi gereğince müdahilin yer aldığı davada hüküm taraflar hakkında verilir. Bu nedenlerle fer’i müdahil hakkında verilmiş bir karar olmadığı gibi yanında katıldığı davalı tarafın herhangi bir istinaf istemi bulunmadığından, fer’i müdahilin bu nedenle tek başına istinaf talebinde bulunamayacağı, ancak yanında katıldığı tarafın istinaf istemi halinde kendisinin de istinaf talep hakkı bulunduğundan, feri müdahil vekilinin istinaf dilekçesinin usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir. (aynı yönde Yargıtay 15. HD’sinin 2020/2653 E-2021/1588 K sayılı kararı, Yargıtay HGK’nun 2016/4-504 E- 2017/962 K sayılı kararı)
Yukarıda belirtilen gerekçelerle, eldeki davada ASLİ VEYA FERİ olarak herhangi bir taraf sıfatı bulunmayan, asli veya feri müahil olarak da taraflar yanında davaya katılmayan dava dışı üçüncü kişi konumundaki… Tic ve San İşl. T.A.Ş. vekilinin yaptığı istinaf başvurusunun/dilekçesinin HMK 352/1-ç maddesi uyarınca usulden reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 02/02/2022 tarih ve 2020/833 E – 2022/82 K sayılı nihai kararına karşı dava dışı üçüncü şahıs konumundaki… Tic ve San İşl. T.A.Ş. vekilinin yaptığı istinaf başvurusunun/dilekçesinin HMK 352/1-ç uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-İstinaf eden tarafça yatırılan 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine,
3-İstinaf başvurusunda bulunan tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.12/05/2022