Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1019 E. 2022/1019 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1019
KARAR NO: 2022/1019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/12/2021
NUMARAS: 2020/316 E. 2021/1049 K.
BİRLEŞEN KAYSERİ 2.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2017/1214 ESAS SAYILI DOSYASINDA
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 27/04/2022
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 02/12/2021 tarih ve 2020/316 E – 2021/1049 K kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalının … Gıda İnş.Taahhüt Tur. Tem. Hizm. San. Tic. Ltd.’nin ortakları olduğunu, müvekkilinin şirkette hisse payının 70/200, davalının 130/200 olduğunu, Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2003/384 E 2004/223 K. Sayılı kararı ile şirketin tasfiyesine karar verilerek müvekkilinin tasfiye memuru olarak atandığını, müvekkilinin şirketin borçlarını yapılandırarak şirketin vergi dairesi SGK ve ticaret odasına olan borçlarını ödediğini, ancak davalının kendi payına düşen tutarı ödemeye yanaşmadığını, bunun üzerine davalı aleyhine Kayseri 4.İcra Md.nün … E.sayılı dosyası ile takip başlattığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının yetki itirazının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu HMK.nın 14.maddesi uyarınca Kayseri İcra Daireleri ve Mahkemelerinin kesin yetkili olduğunu, 6183 sayılı yasanın 35.maddesi uyarınca limited şirketin ortağı olan davalının hissesi oranında şahsen mesul olduğunu, davalının itirazında kötüniyetli olduğunu beyanla, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ve davalının … tarihli ticari sicil gazetesinde ilan edildiği üzere SMS şirketinin ortakları olduğunu ancak şirketin 20/05/2002 tarihinden itibaren şirketin ticari faaliyetini sonlandırması nedeni ile tasfiyesinin talep edildiğini ve Kayseri ATM nin 2003/384 esas sayılı 2004/223 karar sayılı kararı ile şirketin tasfiyesine karar verilip davacının tasfiye memuru olarak atandığını, davacının sonrasında şirketin borçlarını yapılandırdığını, ödemelerde bulunduğunu, bütün ödemeleri davacının yapıp davalının katkısı olmadığını, bunun üzerine davalı hakkında Kayseri 4 icra müdürlüğünü… sayılı dosyasında takip başlatıldığını, takibe itiraz üzerine Kayseri 2 ATM nin 2017/208 esas sayılı dosyasında itirazın iptali davasının açıldığını, davanın derdest olduğunu, dava tarihinden sonra Gevher nesibeye ödemelerin devam ettiğini, toplam 7.959,92 TL daha ödediğini belirterek davalıdan tahsil edilmeyen şirket borçları yönünden davanın mahkemenin 2017/208 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesi ve alacak talep edildiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkeme kararında”… Dava, limited tasfiye memuru olan davacının tasfiye giderleri olarak yapmış olduğu masrafların bir kısmının davalı şirketi ortağından tahsili istemiyle başlatmış olduğu icra takibinde itirazın iptali ile takibin devamına ilişkindir.Mahkememizin işbu dosyası Kayseri BAM 6. Hukuk Dairesinin 17/03/2020 tarih 2020/340 Esas ve 2020/348 Karar sayılı kaldırma kararı ile mahkememizin 2020/316 Esas sayılı sırasına kaydedilmiş ve yargılamasına devam edilmiştir. Kaldırma kararı öncesinde;Tarafların bildirdiği delil ve belgeler, icra takip dosyası getirtilerek dosya içerisine alınmış, dosya kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.Toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu, kaldırma kararında belirtilen gerekçeleri karşılayacak şekilde vergi dairesi başkanlıklarına yazılan yazı ve yazı cevabı, kaldırma kararı sonrası alınan bilirkişi heyet raporu bir bütün olarak değerlendirilmiş olup limited şirket tasfiye memuru olan davacının yasal yükümlülükleri yerine getirmediği, şirketin borçlarını şirketin tasfiye süreci içinde şirket mal varlığını kullanarak ödemesi gerektiği, şirketin bu borçları ödeyemeyeceğini açıkça belli olması halinde dahi bu alacağın talep edilebilmesi için dava dışı şirketin muacceliyet tarihi itibariyle ödeme gücü bulunmadığının kanıtlanması, bunun için de davacı tasfiye memurunun 6102 Sayılı TTK m.82/5 hükmü gereğince saklamakla zorunlu olduğu şirketin ticari defter ve belgelerini bilirkişi incelemesi sırasında sunması gerektiği, kaldırma kararı sonrası yapılan bilirkişi incelemesinde de davacının ticari defter ve belgeleri sunamadığı, davacının tasfiye memuru olduğu şirketin 20/05/2002 tarihinden beri ticari faliyetinin bulunmadığı ve fakat 31/12/2002 hesap kapanış tarihi itibariyle öz sermayesinin 19.673,58 TL olduğu ve sermayesini koruduğu, diğer bir deyimle borca batık olmadığı gibi dava konusu borcu ödeme kabiliyetinin bulunduğu, davacı tasfiye memurunun bu borçların tasfiye sırasında şirketin özsermayesinden karşılanmak suretiyle tahsili yoluna giderek şirketin tasfiye işlemlerini yürütmesi gerektiği halde tasfiye usul ve esaslarına uyulmaksızın şirket ortaklarının bu aşamada payları oranında kamu borçlarından 6183 sayılı AATÜHK m.35 gereği sorumlu oldukları şeklinde yanılgılı değerlendirilmeleri sonucu ödeme yapıp kendi payına düşenden fazla ödeme yapıldığından bahisle şirketteki payları oranında bu ödemenin diğer şirket ortağı olan davalıdan tahsili cihetine gidilmesi hem usul ve yasaya hem de afaki iyi niyet kurallarına (dürüstlük kurallarına ) uygun olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir.Asıl davanın ve birleşen Kayseri 2. ATM’nin 2017/1214 E. Sayılı dosya yönünden davaların ayrı ayrı reddine, …” şeklinde karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemenin 30.12.2020 tarihli müzekkeresi ile … Gıda İnş. Taah. Tur. Tem. Hiz. San. ve Tic. Ltd. Şti. firmasının tüm bilançoları, gelir gider tabloları ve beyannamelerinin gönderilmesinin talep olunduğunu, … Vergi Dairesi Müdürlüğü ise şirketin 21.12.2000 tarihinde işe başladığını, 31.07.2004 tarihi itibarivle resen terk ettirildiğini, en son 2002 kurumlar vergisi beyannamesini verdiğini, 2003 ve 2004 beyannamesini vermediğinden takdire sevk edildiğini ifade edilerek internet ortamında vermiş olduğu son kurumlar vergisi Beyannamesinin müzekkere cevabi ekinde 08.01.2021 tarihli yazı ile Mahkemeye sunulduğunu, beyannamenin incelendiğinde görüleceği üzere şirketin 2002 yılı Kurumlar Vergisi Beyannamesinde hiçbir özsermayesinin bulunmadığının açık olduğunu, ayrıca Yerel Mahkemenin TTK m.82/5 hükmü gereğince saklamakla yükümlü olduğu şirketin ticari defter ve belgelerini bilirkişi incelemesi sırasında sunması gerektiği halde sunamadığını ifade etmiş ise de ilgili yasa hükmü incelendiğinde müvekkilinin ticari defter ve belgeleri saklamakla yükümlü bulunduğu sürenin 10 yıl ile sınırlandırıldığını, Vergi Dairesinin müzekkere cevabında şirketin 31.07.2004 yılında resen terk ettirildiği beyan edilmekle, müvekkilinin yasal sürenin üzerinden yıllar geçtiği halde defter ve belgeleri sunamamasının müvekkiline kusur olarak atfedilmesi ve müvekkilinin ispat yükümünü yerine getiremediğine ilişkin hükmün kanaatlerince hukuka uygun olmadığını, müvekkilinin tasfiye memuru olarak atandığı Kayseri Asliye Tiçaret Mahkemesi’nin 2003/384 E.-2004/223 K.sayılı dava dosyasından alınan 07.04.2004 tarihli bilirkişi raporu tanzim edilirken, bahse konu şirketin yasal saklama müddetlerinin dolması nedeniyle derdest dava dosya münderecatında bulunmayan 2000, 2001 ve 2002 yıllarına ait yevmiye defterlerinin incelendiğini, 31.12.2002 tarihi itibariyle şirketin 803.836.000,00 TL kasa, 16.470.000.000,00 TL stok ve 4.161.643.000,00 TL demirbaş olmak üzere 21.435.479.000,00 TL aktifinin bulunduğu ve şirketin 20.05.2002 tarihinden itibaren ticari faaliyetinin bulunmadığının ayrıca ve açıkça ifade edildiğini, müvekkilinin Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2003/384 E.-2004/223 K.sayılı ve 30.06.2004 tarihli kararı ile tasfiye memuru olarak atanmış ise de şirketin birikmiş borçlarını ödemek üzere resmi kurumlar nezdinde bizzat başvuruda bulunduğunu ve ortağı bulunduğu … Gıda İnşaat Taahhüt Tur.Tem.Hizm.San.ve Tie,Ltd.Şti.’ni borçlarını yapılandırdığını, … Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne olan vergi borçlarını yapılandırmak için 07.09.2007 tarihinde 23.780,50 TL peşinat tutarını ödediğini,Kayseri Ticaret Odası’na olan birikmiş aidat borçları karşılığında 13.08.2009 tarihinde 566,00 TL ödemede bulunduğunu, SGK Prim borcu karşılığında 02.03.2015-16.10.2015 tarihleri arasında toplam 3.070,73 TL ödemede bulunduğunu ve Gevher Nesibe Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne olan vergi borcundan peşinat tutarını ödedikten sonra kalan borcunu 31.12.2014 tarihinden başlamak üzere, 31.10.2017 tarihine kadar ödemek üzere 18 taksitte yapılandırdığını ve takip tarihine kadar bu borçtan ilk 13 taksiti karşılığında 20,683,99 TL ödemede bulunduğunu, derdest dava açıldıktan sonra da Gevher Nesibe Vergi Dairesi Müdürlüğü ile protokole bağlanan yapılandırma borcuna ıstınaden taksitin ödenmeye devam edildiğini ve dava tarihi itibariyle henüz ödenmediği için davaya konu edilmeyen 14-15-16-17 ve 18.taksitlere karşılık toplam 7.959,92 TL daha müvekkilince ödeme yapıdığını ve bu tutardan davalı …’nun hissesine düşen 5.173,94 TL’nin davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesi için de birleşen Kayseri 2.ATM’nin 2017/1214 E,sayılı dosyasıyla dava açıldığını, sözkonusu ödemelerin tamamının müvekkili tarafından bizzat yapılmış olup, davalı borçlu şirket ortağı … ‘ın ödenen bu tutarlara hiçbir katkısı ya da ödemesinin olmadığını, kadı ki müvekkilinin yapılandırma ve ödeme işlemlerini tasfiye memuru sıfatıyla değil, şirket ortağı sıfatıyla kendi adına yaptığını, bu hususun yapılandırma dilekçesi, ödeme planları ve ödeme makbuzlarında bizzat müvekkilinin adının yazılı olması ve hiçbirinde tasfiye memuru ünvanının kullanılmamış olmasıyla anlaşıldığını, müvekkilinin tasfiye memuru olarak atandığı Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2003/384 E.-2004/223 K.sayılı dava dosyasından alınan 07.04.2004 tarihli bilirkişi raporunda, müvekkilinin ortağı bulunduğu şirketin 20.05.2002 tarihinden itibaren ticari faaliyetinin bulunmadığının açıkça ifade edildiğini, 20.05.2002 tarihinden itibaren ticari faaliyetini sona erdiren bir şirketin, ilk ödemesi 07.09.2007 tarihinde yapılan vergi borç ödemelerinin şirketin adına ve hesabına yapılmasının ticari teamüllere ve muhasebe gerçekliğine uygun üşmediğini, zira müvekkilinin vergi dairesine peşin ödeme yaparak borcu yapılandırmasına neden lan olayın müvekkili hakkında verilen yurtdışı yasağı kararı olup, müvekkilinin işbu yasağın kaldırılabilmesi amacıyla Kayserispor Yönetim Kurulu’nda yer aldığı dönemde, Kayserispor’un yurt dışında yapacağı bir deplasman maçına gidemeyeceğini öğrenmesi üzerine, yönetim kurulunda yeralan diğer üy elerin aralarında topladığı borç para ile vergi dairesine borç peşinatını ödediğini ve kalan diğer borçlarını da yapılandırmak suretiyle ödeme yolunu seçtiğini, ayrıca müvekkilinin ortağı olduğu şirketin ilk tasfiye ilanının 24.09.2007 tarihinde yapıldığını ve 17.08.2009 tarihinde de ticaret sicil kaydından silindiğini, bir şirketin ticaret sicil kaydından silinebilmesi için “alacak ve borç kayıtlarının sıfırlanması yasal zorunluluk olup” ticaret sicil kaydı silinmiş bir şirketin borcu için yapılan peşinat ödemeleri ile 31.12.2014-31.10.2017 tarihleri arasında yapılan vergi taksit ödemelerinin, 2009 yılında ticaret sicilinden silinen bir şirket adına ve hesabına yapılmasının mümkün olmadığının açık olduğunu, kaldı ki kaldırma kararı sonrası alınan 20.09.2021 tarihli bilirkişi raporunun 6.maddesinde, davalının müvekkiline karşı ödemiş olduğu miktarın % 65’i oranında sorumlu olmasının kabul edilmesi gerektiği tespit edildiği halde müvekkilinin davasının reddine karar verilmesinin de haksız ve hukuka aykırı düştüğünü, bununla birlikte kesinlikle kabul anlamına gelmemek kaydıyla, bir an için şirketin belli miktarda bir öz sermayesinin olduğu kabul edilse dahi, sözkonusu özsermayenin davaya konu alacak miktarını ödemeye yeterli olup olmadığı ya da ne miktarda yeterli olduğunun da ayrıca hesaplanması gerektiğini, bunun yapılmamış olmasının da hükmün kaldırılması edeni olduğunu, şirketin 20.05.2002 tarihinden itibaren ticari faaliyetinin bulunmadığına ilişkin tasfiye kararının verildiği dava dosyasından alınan 07.04.2004 tarihli bilirkişi raporu (dosyada mübrezdir) ve 17.08.2009 tarihinde şirketin ticaret sicilinden silindiğine ilişkin ticaret sicil kayıtları incelendiğinde, dava dosyasına konu ödemelerin müvekkili tarafından yapıldığı açık olduğu halde davanın reddine karar verilmesi hukuka aykırı olup, hükmün bu nedenlerle kaldırılması gerektiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının ortadan kaldırılarak; davanın kabulüne karar verilmesini, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.Birleşen Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1214 Esas sayılı dosya yönünden yapılan inceleme: Somut olayda birleşen dava davacısı Gevher Nesibe Vergi Dairesi ile şirketin borçlarının yapılandırılması konusunda anlaştıklarını bu bağlamda icra takibine konu edilmeyen 14.-15.-16.-17.-18. Taksitleri karşılığı 7.959,92 Tl ödediğini, ödediği bu bedelden davalının 130/200 hissesine karşılık 5.173,94 TL düştüğünü belirterek 5.173,94 Tl’nin davalıdan tahsili amacıyla eldeki davayı açtığı görülmüştür.Mahkemece yapılan yargılama sonucu davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
Karara karşı davacı tarafından istinaf yasa yoluna baş vurulduğu görülmüştür. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İstinaf Yoluna Başvurulabilen Kararlar” başlığını taşıyan 341. maddesinin 2. fıkrasında açıkça; “Miktar veya değeri binbeşyüz Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.”
Mahkemece 02.12.2021 tarihli karar verilmiş olup, kararın verildiği tarih itibariyle kesinlik (İstinaf edilebilme) sınırı 5.880 TL’dir.Davacı tarafından istinaf kanun yoluna konu edilen alacağın dava değeri 5.173,94 TL’ye ilişkin olduğu görülmüş olup HMK 341/2 maddesi gereğince hükmün verildiği tarih itibariyle miktar veya değeri 5.880,00 (Beşbinsekizyüzseken ) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar ve asıl karara ilişkin ek kararlar da kesin olduğundan, mahkemece her ne kadar ilgili istinaf başvuru dilekçesinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 346/1. maddesi uyarınca reddine karar verilmemiş ise de; aynı Kanun hükmü ve 352. madde hükmü uyarınca, istinaf başvuru dilekçesinin miktar itibariyle kesin olan karara ilişkin olması sebebiyle davacı ve davalının istinaf dilekçesinin/başvurusunun HMK 341/2 ve HMK 352/1-b maddesi gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/316 Esas sayılı dosyası bakımından yapılan inceleme:
Dava Kayseri 4. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yapılan itirazın iptali davasıdır.
Kayseri 4. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacı tarafından davalı hakkında 46.414 TL üzerinden takip başlattığı takip dayanağı olarak … Gıda Limited şirketinin Gevher Nesibe Vergi Dairesine olan vergi borcu peşinatı 23.780,50 TL; … Gıda Limited şirketinin Kayseri Ticaret Odasına Ödene Aidat borcu 566 TL; … Gıda Limited şirketinin SGK’ya olan prim borcu 3.070,73 TL; … Gıda Limited şirketinin Vergi Dairesine olan vergi borcu yapılandırmasının 31.01.2015-31.12.2016 tarihleri arası taksit tutarları 20.683,99 TL olarak gösterdiği davalının borca ve takibe itirazı sonucu takibin durduğu görülmüştür.Davacı dava dilekçesinde; Davalı ile davacının … Gıda İnşaat Taahhüt Tur. Tem. Hizm. San.ve Tic.Ltd. Şirketinin ortakları olduğunu …’ın 70/200 davalı … ise 130/200 oranında hissedar olduklarını, şirketin 20.05.2002 tarihinden itibaren ficari faaliyetini fiilen sonlandırdığını, şirketin Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2003/384 Esas 2004/223 Karar 39.06.2004 tarihli kararı ile şirketin tasfiyesine karar verilerek tasfiye memuru olarak davacı …’ın atandığını, sonrasında … şirketin birikmiş borçlarını ödemek üzere resmi kurumlar nezdinde başvuruda bulunduğunu ve ortağı bulunduğu şirketin borçlarını yapılandırdığını, Gevher Nesibe Vergi Dairesi Müdürlüğüne 07.09.2007 tarihinde 23.780,59 TL peşinat tutarı, Kayseri Tiçaret Odası’na olan birikmiş aidat borçları karşılığında 13.08.2009 tarihinde 566,00 TL; SGK Prim borcu karşılığında taplam 3.070,73 TL, Gevher Nesibe Vergi Dairesi Müdürlüğüne yapılandırılan vergi borcunun ilk 13 taksiti karşılığında 20,683,99 TL ödeme yaptığını, davalının ödenen bu meblağlardan hissesi oranında mesul olduğunu belirterek eldeki davayı açtığı görülmüştür.İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılamada davacının iddialarını ispat edemediğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir.Davacının davaya konu … Gıda İnş. Taah. Tur. Tem. Hiz. San ve Tic. Ltd ŞTİ’nin %35 hissesi oranında , davalının ise şirketin %65 hissesi oranında ortakları oldukları, davacının talebi üzerine Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2003/384 Esas sayılı dosyasında şirketin tasfiyesine ve tasfiye memuru olarak davacının atanmasına karar verildiği, 02/09/2009 tarihinde şirketin tasfiyesinin tamamlanarak sicilden terkin edildiği (kapandığı) , 2003/384 esas sayılı dosyada şirket üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesinde 2002 yılı bilançosu sonunda 31/12/2002 tarihinde şirket öz sermayesinin 19.673.582.000 ETL olduğu ve kayıtlı sermayesi olan 5.000.000.000 ETL’yi koruduğu , şirketin kapanmasından önce ve kapanmasından sonra davaya konu edilen bir kısım borçlarının ödemesinin devam edildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.Davacı 30.06.2004 tarihinde Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2003/384 Esas sayılı ilamı ile şirkete tasfiye memuru olarak atandığı son olarak Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde 02.09.2009 tarihinde yapılan ilanla şirketin kapanışının yapıldığı görülmüştür. 6762 sayılı TTK 552. Maddesinde Tasfiye usulü ile tasfiyede şirket organlarının yetkileri hakkında anonim şirketlere ilişkin hükümlerin uygulanacağı düzenlenmiş olunup bu yollama dolayısıyla 6762 sayılı ETTK 444/1 (6102 s. TTK 540.) Maddesi incelendiğinde; Tasfiye memurları vazifelerine başlar başlamaz şirketin, tasfiyenin başlangıcındaki hal ve durumunu inceliyerek buna göre envanter defterleriyle bilançosunu tanzim ederek genel kurulun onayına sunacakları düzenlenmiştir.
6762 sayılı ETTK 445. Maddesinde tasfiye memurlarınca Alacaklı oldukları şirket defterleri veya diğer vesikalar münderecatından anlaşılan ve ikametgahları bilinen şahısların taahhütlü mektupla, diğer alacaklıların ise 37 nci maddede yazılı gazetede ve aynı zamanda esas mukavele ile muayyen şekilde ilan suretiyle şirketin infisahından haberdar ve alacaklarını beyana davet edilecekleri, Alacaklı oldukları malüm olanlar beyanda bulunmazlarsa alacaklarının tutarının tasfiye memurlarınca notere tevdi olunacağı, Şirketin henüz muaccel olmıyan borçlariyle münazaalı bulunan borçlarına tekabül edecek bir paranında notere tevdi olunacağı, Yukarıki fıkralarda yazılı hükümlere aykırı hareket eden tasfiye memurlarının haksız olarak ödedikleri paralardan dolayı 224 üncü madde hükmünce mesul olacakları düzenlenmiştir.
6762 sayılı ETTK 446. maddesinde; Tasfiye memurlarının; şirketin cari muamelelerini tamamlamak, pay bedellerinin henüz ödenmemiş olan kısımlarını icabı halinde tahsil etmek, aktifleri paraya çevirmek ve şirket borçlarının ilk tasfiye bilançosundan ve alacaklıların daveti neticesinde anlaşılan vaziyete göre şirket mevcudundan fazla olmadığı taayyün etmiş ise bu borçları ödemekle mükellef oldukları, Şirket borçlarının şirket mevcudundan fazla olması halinde tasfiye memurları keyfiyeti derhal mahkemeyebildireceği; mahkemece iflasın açılmasına karar verileceği, Tasfiye memurları tasfiyenin uzun sürmesi halinde her yıl sonu için ara bilançoları ve tasfiye sonunda son ve kati bir bilanço tanzim ederek umumi heyete tevdi edecekleri düzenlenmiştir.
6762 sayılı TTK 224. Maddesi incelendiğinde; Tasfiye memurlarının Kanun, şirket mukavelesi veya iş görme şartlarını tesbit eden diğer hükümlere aykırı hareket ederek üçüncü şahısları veya ortakları zararlandıran tasfiye memurları kusursuz olduklarını ispat etmedikçe müteselsil olarak mesul tutulurlar şeklinde düzenleme olduğu görülmüştür.Tarafların dava dışı limited şirkette pay sahibi oldukları, davacının resmi kayıtlara göre şirketin tasfiye öncesi dönemle ilgili olarak dava dışı limited şirket adına tahakkuk ettirilen vergi ve SGK prim borçlarını ödediği hususu dosya kapsamıyla sabittir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı tarafından ödenmek zorunda kalındığı iddia edilen şirket adına tahakkuk eden kamu borçlarından davalıların payı oranında sorumlu olup olmayacağı noktasında toplanmaktadır. Limited şirket ortaklarının asli borcu, tüzel kişiliğe karşı taahhüt ettikleri sermayeyle sınırlı olup, ortak bu borcu yerine getirmekle sorumluluktan kurtulmuş olur. Bu nedenle, ortağın limited şirketin borçlarından dolayı kural olarak sorumluluğu bulunmamaktadır. Anılan kuralın istisnalarından biri, AATUHK’nun 35. maddesinde düzenlenen limited şirketin kamu idaresine karşı ödenmeyen veya ödenmeyeceği anlaşılan borçlarıdır. Ortaklar, bu borçlarından dolayı payları oranında idareye karşı sorumludurlar. Bu sorumluluk, idareye karşı bağımsız bir sorumluluk olup, anılan Kanuna 5766 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle payın devri halinde dahi ortadan kalkmayan bir nitelik kazanmıştır.
6163 sayılı Kanun 35. madde düzenlemesine göre, limited şirketin malvarlığından tahsil edilemeyen kamu alacakları, ortaklardan ortaklık payı oranında istenebileceğinden, tespit edilen alacaktan şirket ortağı davalıların payları oranında sorumlu tutulmaları gerekir.
Gevher Nesibe Vergi Dairesi Başkanlığının 13.04.2018 tarihli cevabi yazısı incelendiğinde, dava dışı şirkete ait vergi borcunun 2001/11-2007/4 ayları arasına ait olduğu görülmüştür.Kayseri Ticaret Odasının 02.06.2009 tarihli üye borç tablosu isimli belge incelendiğinde; şirketin 31.05.2021-31.10.2003 tarihleri arası 1.703 TL aidat borcunun olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2003/384 Esas sayılı dosyasında 07.04.2004 tarihli raporda; davalı şirketin 20,05.2002 tarihinden itibaren ticari faaliyetinin bulunmadığı, kasa hesabında 803,84 TL, Ticari Mallar hesabında 16.470,00 TL, Demirbaşlar hesabında 4.161,64 TL ve de Aktif toplamında 21.435,48 TL tutarında varlığının olduğunun belirtildiği görülmüştür.Dairemizin 2017//208 Esas 2019/990 Karar sayılı kaldırma kararı sonucu aldırılan 20.09.2021 tarihli heyet raporunda; 20,05.2002 tarihinden itibaren ticari faaliyetinin bulunmadığı, kasa hesabında 803,84 TL, Ticari Mallar hesabında 16.470,00 TL, Demirbaşlar hesabında 4.161,64 TL ve de Aktif toplamında 21.435,48 TL tutarında varlığının olduğu, satıcılar hesabında 1.791,90 TL borcunun olduğu, kayıtlı sermayesinin 5,000,00 TL olduğu, Geçmiş yıllar karlarının 8.250,62 TL, dönem net karının 6.422,97 TL olduğu, 31.12.2002 tarihi itibarıyla öz sermayesinin 19.673,58 TL olduğu, sermayesini koruduğu, Kaynaklarının toplamının 21.435,48 TL olduğu, davalı şirketin 20.05.2002 tarihinden itibaren ticari faaliyetinin bulunmadığı, aktif tarafta kasa hesabında 803,84-TL, ticari mallar hesabında 16.470,00-TL, demirbaşlar hesabında 4.161,64-TL ve de aktif (varlıklar) toplamında 21.435,48-TL tutarında varlığının olduğu, pasif tarafta satıcılar hesabında 1.791,90-TL borcunun olduğu, kayıtlı sermayesinin 5.000,00-TL olduğu, geçmiş yıllar karlarının 8.250,62 TL, dönem net karının 6.422,97-TL olduğu, 31.12.2002 tarihi itibarıyla öz sermayesinin 19.673,58 TL. olduğu, sermayesini koruduğu, pasif (kaynaklar) toplamının 21.435.48-TL olduğu,… Ltd. Şirketi’nin tasfiyeye girdiği anda borca batık olmadığı, 19.673,58 TL tutarında borç ödeme kabiliyetine sahip olduğunun belirtildiği görülmüştür.Açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, davalı ortağın Kayseri Ticaret Odasına olan borçtan dolayı sorumlu olmayacağı ortadır.
Bununla birlikte davalının AATUHK’nun 35. maddesinde düzenlenen limited şirketin kamu idaresine karşı ödenmeyen veya ödenmeyeceği anlaşılan borçlardan dolayı payı oranında sorumlu olacağı ortadadır…. Gıda İnşaat Taahhüt Turizm Temizlik Hizmetleri San. ve Ticaret Ltd. Şirketi’nin tasfiyeye girdiği anda borca batık olmayıp 19.673,58 TL tutarında borç ödeme kabiliyetinin bulunduğu, aynı zamanda tasfiye memuru olan davacının şirket borçlarını araştırmadan ve şirket kaynaklarından ödemeden tasfiye işlemini gerçekleştirdiği, ancak tasfiye sonrası 47.535,22 TL ödeme yaptığı, davalının şirketin %65 oranında ortağı olduğu ve davacının 6163 sayılı Kanun 35. madde düzenlemesine göre, limited şirketin malvarlığından tahsil edilemeyen kamu alacaklarının, ortaklardan ortaklık payı oranında istenebileceği hususları dikkate alındığında davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 18.110,66 TL (47.535,22-19.673,58=27.861,64 / 65/100) talep edebileceği anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüştür.Açıklamalar ışığında davacının istinaf talebinin kabulü ile Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/316 Esas 2021/1049 Karar sayılı ilamının kaldırılarak “davalı hakkında Kayseri 4. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibin takip tarihi itibariyle 18.110,66 TL üzerinden devamına fazlaya ilişkin talebin reddine kabul edilen alacağın %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesi “şeklinde yeniden hüküm kurmak gerekmiştir. HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince bu hususların düzeltilmesi suretiyle davacının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının 6100 sayılı HMK 353/1-b.2 maddesi hükmü gereğince kaldırılarak bu yönden düzeltilmek suretiyle yeniden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-Birleşen dava yönünden davacı vekilinin istinafa konu dava değerinin/reddedilen karar miktarının karar tarihi itibari ile kesinlik (istinaf edilebilme) sınırı kapsamında kaldığı anlaşıldığından, davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve 352/1-b maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
B)Asıl dava yönünden davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile,
2-HMK’nın 353/1-b.2.maddesi gereğice KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 02/12/2021 tarih ve 2020/316 E – 2021/1049 K sayılı nihai kararının KALDIRILMASINA,
Düzeltilerek yeniden karar verilmesine, buna göre;
3-” Davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile; 1-Davalının Kayseri 4.İcra Müdürlüğü’nün … esasına yaptığı itirazın iptali ile takip tarihi itibariyle 18.110,66 TL üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alacağın likit olması ve yargılama esnasında davalı tarafın haksızlığın ortaya çıkması sebebiyle asıl alacak miktarı 18.110,66 TL nin %20 si olan 3.622,13 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 1237,14 TL harçtan peşin alınan 683,10 TL harcın mahsubu ile 554,04 TL nin davalıdan tahsili ile Hazineye İrad kaydına,
4- Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 2.908,85 TL den kabul edilen miktara göre hesap edilen 1.317,029 TL ile peşin harç olan 683,10 TL olmak üzere toplam 1.317,71 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, diğer giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6–Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine ,
C) 1-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan 27,75 TL tebligat gideri ve 83,60 TL posta gideri olmak üzere toplam 111,35 TL’nin ve 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyenin kendi üzerinde bırakılmasına,
2-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
3-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 161,40TL istinaf karar harcının talebi halinde kendisine iadesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan incelemeyle H.M.K’nın 362/1 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.27/04/2022