Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1006
KARAR NO: 2022/940
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/03/2022 MÜTEFERRİK KARAR
ESAS NO: 2022/183
DAVANIN KONUSU: Genel Kurul Kararının İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ:20/01/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:21/04/2022
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 08/03/2022 tarih ve 2022/183 Esas sayılı müteferrik karar ilamına karşı ,davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı birlik tarafından yönetim kurulunun 01/11/2017 tarihli kararı ile birliğin neredeyse mevcut tüm asil üyelerinin üyelik statüsünün kanun, yönetmelik ve ana sözleşme hükümlerine aykırı olarak ve yine üyelik statüsünün düşürülmesine ilişkin yönetmelik ve ana sözleşmenin 9. Maddesinde yer alan usule de uyulmadan, usul ve yasaya aykırı şekilde asil üye aday üye ayrımı yaptığının sabit olduğunu, bu ayrım sebebiyle birliğin asıl üyelerinin vazgeçilmez hakları niteliğinde olan genel kurula katılma oy kullanma haklarının elinden alındığını, yapılan işlemin kanuna, ahlaka, adaba, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı mutlak butlan ile sakat yani kesin hükümsüz olduğunu, hal böyle olunca kanun ve yönetmeliğin emredici hükümlerine aykırı olarak gerçekleştirilen iptali istenilen genel kurul toplantısında birlik yönetim kurulu organının belirlenmesine yönelik karar da alınmış olduğundan söz konusu genel kurul ve genel kurulda alınmış olan kararların da emredici hukuk kurallarına aykırı olması sebebiyle hükümsüz olacağın bu nedenle de birliğin kanunen gerekli yasal organlarından biri olan yönetim kurulu organının eksik olması halinde TMK gereği fiil ehliyetinin de kalmayacağından kayyım atanması gerektiğini bildirerek birliğin genel kurulunun hukuka aykırı olması ve bu genel kurulda yönetim kurulunun da seçilmiş olması işlemi genel kurulun iptali ile kararların da hükümsüz olacağı ve birliğin yönetim kurulu organından yoksun kalacağı nedeniyle de birliğin TMK hükümleri uyarınca fiil ehliyetinden de yoksun olması söz konusu olabileceğinden davalı birliğe 5596 sayılı yasanın 10/F maddesinde yer alan düzenleme uyarınca uygulanması söz konusu olan 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 98. Maddesinde yer alan atıf uyarınca 6102 sayılı TTK’nın 530. Maddesinin 2. Fıkrası kapsamında kayyım atanması gerektiğini bildirerek öncelikle ihtiyati tedbir yoluyla dava tarihinden karar kesinleşinceye kadar davalı …ne … T.C. Kimlik numaralı, … Mah. … Cad. No: …/ KAYSERİ ikamet adresli …’un kayyım olarak atanmasına, aksi takdirde Kayseri Valiliği … İl Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak kayyım olarak atanabilecek kişilerin isim listesinin bildirilmesinin istenilmesini, bildirilmesi halinde listeden bir kayyım ya da kayyım heyetinin yönetim kayyımı olarak atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda “…HMK’nun 389/1. maddesine göre mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacak ya da tamamen imkansız hale gelecek ise veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nun 390/2. maddesi göre talep edenin haklarının derhal korunmasında zorunluluk bulunan hallerde hakim karşı tarafı dinlemeden de tedbire karar verebilir. HMK’nun 392.maddesine göre ise mahkeme gerekçesini açıkça belirtmek şartıyla teminat alınmaksızın ihtiyati tedbire karar verebilir. İhtiyati tedbir kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca tarafların dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı hukuki korumadır. İhtiyati tedbir talebinin kabul edilebilmesi için “Yaklaşık İspat” yeterlidir yani çekişmeli vakIanın gerçeğe yakın bir derecede kanıtlanması esastır. Mahkeme mevcut delillere göre tedbir isteyenin hakkını muhtemel görmeli ve tedbir verilmesini icap ettiren sebeplerin de varit görülmesi gerekir. TMK’nun 403/2. maddesine göre kayyım belirli işlemi görmek ve mal varlığını yönetmek için atanır. Kayyım tayinini gerektiren haller başlıklı TMK’nun 426/3. maddesine göre “yasal temsilcisinin görevini yerine getirmesine engel olmaz.” TMK’nun 427/4. maddesinde “bir tüzel kişi gerekli organlarından yoksun kalırsa ve yönetim başka yoldan sağlanamazsa” kayyım atanabileceği düzenlenmiştir. Organlar iş başında olduğu sürece TMK’nun 403. maddesinin uygulama alanı yoktur. Çünkü bu durumda TMK’nun 427/4. maddesinin hükmü uygulanacaktır. Şirket organları (genel kurul, yönetim kurulu, denetçiler) TMK’nun 426/3 maddesi kapsamında olmadığından madde hükmü bu organları kapsamaz. Çünkü bu organlar temsilci değil şirketin bir parçasıdırlar. Şirketin zorunlu organlarından yoksun kalması TTK’nun 435.maddesine göre fesih nedenidir. Şirket ortakları arasındaki ihtilaflar nedeniyle yönetim kurulunun karar alamaması hususu “organsızlık” olarak nitelendirilebilmesi için bu durumun uzun sürmesi ve şirketin çalışamaz hale gelmesi gerekir. Dava dilekçesinden de anlaşılacağı üzere … tarihli genel kurul toplantısında birlik yönetim kurulu organının belirlenmesine yönelik karar da alındığı, dolayısıyla davalı birliğin organsız kalmadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan üçüncü kişilerin haklarını etkileyecek şekilde karar verilemeyeceği de gözetilerek yasal ve gerektirici koşullar oluşmadığından ihtiyati tedbir yolu ile kayyım atanmasını gerektiren bir durum olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle; tedbiren kayyım atanması talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Verilen karar ile; Davacıların, davalı …’ne TEDBİREN KAYYIM ATANMASI TALEBİNİN REDDİNE, Karardan birer suretin tüm taraflara tebliğine, tebligat giderin davacıların yatırdığı avanstan karşılanmasına…” dair karar verilmiştir.
İş bu Müteferrik kararı davacı vekili süreside istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: 03/03/2022 tarihli Genel Kurulun İptali konulu dava dilekçelerinin beraberinde talep etmiş oldukları ihtiyati tedbir taleplerinin Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/03/2022 tarihli kararı ile reddettiğini, verilen red kararının kaldırılması gerektiğini, davalı birlik tarafından hemen hemen birliğin kurulduğu zamandan beri uygulanan bölgesel bazlı ve yönetmelikte belirtilen türde ıslah programı olmayan Kayseri iline ait ıslah projesi hazırlanarak birlik üyelerinden bir kısmı söz konusu projeye dahil edildiğini, dahil edilen asıl üye, dahil olmayan 2500 e yakın üye ise aday üye statüsüne dönüştürüldüğünü, iptali talep edilen genel kurulun ise ıslah projesine dahil edilen 65 kişinin asıl üye kabul edildiğinden diğer üyelerin katılımına engelleme yapıldığını, bir an için müvekkilinin aday üye olduğu değerlendirilse dahi çıkarma işleminin usule ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemenin red gerekçesi hükmünde üçüncü kişilerin haklarını etkileyecek şekilde karar verilmeyeceği de gözetilerek denilmiş ise de açılmış bulunan davada hakları etkilenen kişiler yedek üye statüsüne düşünülerek özlük haklarının elinden alındığını, 2300 e yakın birlik üyesi olduğunu, bu karar ile 65 kişinin keyfiyeti hakları varmış gibi korunup 2300 kişinin görmezden gelindiğini, tüm bu nedenlerle istinaf incelemesi sonucu mahkemenin 08/03/2022 tarihli ihtiyati tedbir taleplerinin reddi kararının kaldırılarak davalı birliğe kayyım atanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekilinin istinafa cevap dilekçesinden özetle; Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/03/2022 tarihli kararının usule ve esasa aykırılık teşkil etmediğini, davacının bu kararının kaldırılmasına yönelik talebinin mahkemece reddedilmesini talep etmiştir. HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Derdest dava, davalı birliğin 05/02/2022 tarihli genel kurulunun iptali talebine ilişkindir. Davacılar dava dilekçesi ile ayrıca öncelikle ihtiyati tedbir yoluyla dava tarihinden karar kesinleşinceye kadar davalı …ne … T.C kimlik nolu, … Mah, … Cad, No … / Kayseri ikamet adresli …’un Kayyım olarak atanmasına aksi taktirde Kayseri Valiliği … İl Müdürlüğüne müzekkere yazılarak kayyım olarak atanabilecek kişilerin isim ve listesinin bildirilmesinin istenmesini, bildirilmesini, bildirilmesi halinde listeden bir kayyım yada kayyım heyetinin yönetim kayyımı olarak atanmasını ihtiyati tedbir olarak talep etmiştir. Mahkeme 08/03/2022 tarihli gerekçeli müteferrik kararıyla davacı tarafın iş bu ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, davacı vekili bu ara kararını süresinde istinaf etmiştir. İstinaf dilekçesinde ileri sürülen istinaf sebepleri, mahkemece verilmiş ve istinaf edilmiş gerekçeli müteferrik kararda yazılı açıklamalar ile bu aşamadaki mevcut derdest dava dosya kapsamı birlikte incelenip değerlendirildiğinde; Derdest iş bu davanın, genel kurulun iptali talebine ilişkin olması, ayrıca davacının dava dilekçesinin netice ve talep kısmında ihtiyati tedbir talebinin kabul görmemesi halinde nihai kararla birlikte davalı şirkete yönetim kayyımı atanmasının da talep edilmiş olması, davalı şirkete tedbiren yönetim kayyımı atanmasına dair söz konusu ihtiyati tedbir talebinin kabulü için yasaca aranan gerekli ve yaklaşık ispata yeterli koşuların (bu aşamadaki mevcut derdest dava dosyası kapsamına göre) bulunmaması, davada netice ve taleple terditli olarak kayyım atanmasına karar verilmesinin de istenmiş olması nedeniyle davada yargılama sonucu ulaşılmak istenen sonucu sağlayacak şekilde ve iş bu talep yönünden esası halleder biçimde ihtiyati tedbir kararının verilmesinin mer’i usul ve yasa hükümlerine uygun olmaması nedeniyle davacı tarafın söz konusu ihtiyati tedbir talebinin reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle ve mahkemece de istinaf edilen 08/03/2022 tarihli müteferrik kararıyla davacı tarafın söz konusu ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş olduğundan, istinaf edilen müteferrik kararda mahkemece yazılı ayrıntılı gerekçe ve yasal sebepler de birlikte gözetildiğinde,istinaf edilen müteferrik kararda usul, yasa ve bu aşamadaki mevcut derdest dava dosya kapsamı yönlerinden herhangi bir isabetsizlik ve aykırılığın bulunmadığı, müteferrik kararının hukuka uygun olduğu, bu nedenlerle davacılar vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından, istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 gereğince reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 08/03/2022 tarih ve 2022/183 E sayılı müteferrik kararının hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davacı tarafça peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının derdest dava sonunda ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirilmlerin, HMK. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-f ile 391/3 maddeleri uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 21/04/2022