Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/10 E. 2022/76 K. 12.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/10
KARAR NO: 2022/76
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/10/2021
ESAS NO: 2021/309
KARAR NO: 2021/950
DAVANIN KONUSU:İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/01/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 12/01/2022
KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 26/10/2021 tarih ve 2021/309 E – 2021/950 K kararına karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı … San. Mak. ve İnş. Malz. Tic. ve San. AŞ ile davacı banka …/Kayseri Şubesi arasında Kredi Genel Sözleşmesi imzalandığını ve sözleşmeye istinaden anılan firmaya kredi kullandırıldığını, davalıların söz konusu GKS’ye müşterek ve müteselsil kefil olduklarını, borçlunun ve müteselsil kefillerin kredinin geri dönüşü konusundaki edimlerini yerine getirmemesi üzerine davacı banka tarafından hesapları kat edilmiş ve borçlulara Adana 3. Noterliği’nden keşide edilen… tarih, … yevmiye nolu ihtarname ve eki hesap özeti tebliğ edildiğini, ihtarnamede belirtilen sürede kredi borcunun ödenmemesi sebebiyle, davalılar aleyhine Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesi’nin … Esas sayılı genel haciz yolu ile icra takibine başlandığını, davalıların borca vaki itirazı sonucu takibin durduğunu, davalıların borçları olmadığı yönündeki itirazlarının dayanağı dava dışı asıl borçlu şirket … Şti ile davacı banka arasında Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/386 Esas sayılı dosyasına kayden görülmekte olan menfi tespit davası olduğunu, davalılarca itiraz dilekçelerinde kefillerin sorumluluğunun asıl borçlunun borcuna dair olduğu ve asıl borçlu şirketin borçlu olmadığının tespiti halinde kendileri yönünden de borcun sona ereceği ifade edildiğini, bahsi geçen menfi tespit davasının temelinin dava dışı asıl borçlu şirket hakkında verilmiş olan konkordato tasdik kararına dayandığını, söz konusu davadaki iddiaların da hukuki çerçeveden uzak ve davanın asıl borçlu şirket lehine sonuçlanması halinde dahi kefillerin bu neticeden etkilenmesinin söz konusu olamayacağını, konkordato sürecinde davacı banka projenin tasdiki hususunda olumsuz oy kullandığını, bu halde İİK’nın 303. maddesinin birinci fıkrası uyarınca borçtan birlikte sorumlu olanlara yani kefillere karşı tüm haklarını muhafaza ettiğini, davalıların tamamen süreci uzatmaya yönelik itirazlarının iptaline karar verilmesi gerektiğini, takip dayanağı ihtarnameye konu …, … ve … nolu 3 adet riskin tamamından, -yani dava değeri olan takip çıkış rakamı 390.075,25 TL’den – davalılar … Tek. Ltd. Şti., …, …, … … ve …’nun sorumlu olduğunu, buna karşılık davalı … için huzurdaki davanın yalnız … nolu riskten kaynaklı olarak takip tarihi itibari ile 11.750,00 TL ile sınırlı olarak açıldığını beyan etmiş, davanın kabulü ile davalıların Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesi’nin … E sayılı dosyasına yapmış oldukları iptali ile takibin devamına ve davalıların aleyhlerinde %20’den aşağı olmamak üzere icra-inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davaya esas itiraz edilen alacağının zaten ipotek ile temin edildiğini ileri sürerek Kayseri Gayrimenkul Satış İcra Dairesi’nin… Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlattığını, bu dosya kapsamındaki ipotekli taşınmazın paraya çevrilmesi halinde davacı bankanın alacağı fazlası ile karşılanacağı açık iken davacı bankanın aynı zamanda davalı kefillere karşı da takip başlatmasının yasaya açıkça aykırı olduğunu, davacı bankanın başlatmış olduğu takip alacak miktarının asıl borçlusunun … A.Ş olduğunu, bu şirketin konkordato dosyası olduğunu, halen Kayseri 1. Asliye Ticaret mahkemesinin 2018/886 Esas sayılı dosyası ile derdest olduğunu, davalıların kefil olduğu şirketin konkodato davasının derdest olduğu için hiç bir şekilde şirkete takip başlatılamayacağını, davacı bankanın asıl borçlusu … Şti olan ve hakkında konkordato kararı verilen şirketin kefilleri olan davalılar için takip başlatıldığını, davalıların asıl borçlu ile yaptıkları görüşmede davacı bankaya takip konusu borçlarının bulunmadığına dair taraflarından açılmış ve Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/386 Esas sayılı derdest menfi tespit davası bulunduğunu ve tartışmalı bu alacak iddiasına dair ödeme yapılmamasını davalılara ifade ettiğini, bu hali ile aynı konuda açılmış derdest bir dava olduğunu, asıl borçlu … Şti’nin verdiği bilgi itibarıyla, davalının 07/12/2018 tarihinde konkordato geçici mühlet kararı aldığını ve hakkında konkordato süreci başladığını, mahkemece söz konusu konkordato geçici mühlet kararında tedbirlere de hükmedilmesine rağmen davalı bankaca tedbirlere aykırı olarak davalının bankada bulunan hesabından faiz kesintileri yapıldığını, konkordato sürecinde çek faizi, kredi faizi, KKDF, BSMV veya sair adlar altında kesintiler yapılmasının hukuken mümkün olmadığını, davacı bankanın davalı hakkında Konkordato sürecinden haberdar olduğundan yasal olarak geçici konkordatonun ilanından itibaren rehinle temin edilmiş alacağı dışındaki her türlü alacağı için faiz işletemeyeceği gibi uhdesinde bulunan ve davalıya ait hesaplardan öncelikle alınan konkordato kararının da ruhuna uygun olarak rehinli alacağına ilişkin kesinti yapması gerektiğini beyan etmiş, davacının davasının reddi ile; davacı bankanın, davalılar aleyhine başlattığı Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesinin … E sayılı dosyasındaki takibin iptaline, davalılar hakkında kötü niyetli olarak takip başlatan davacı bankanın Kötü niyet tazminatına çarptırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İddia ve savunmalar, yapılan yargılama, toplanan deliller, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyet raporu ve tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Kredi sözleşmesine dayanılarak yapılan takiplerde alacak hesabı yapılırken; Kredi sözleşmesindeki hüküm nedeniyle davacı bankanın kayıt ve belgelerinin esas alınması hesabın kat edildiği tarih itibariyle davacı banka alacağının belirlenmesi bu miktara kat tarihinden temerrüt tarihine kadar akdi faiz ve faizin gider vergisi hesaplanıp kapitalize edilerek temerrüt tarihindeki asıl alacağın bulunması, bu alacağa takip tarihine kadar temerrüt faizi ve BSMV işletilerek takip tarihindeki toplam alacak miktarının bulunması, takip tarihinden sonra yapılan ödemeler var ise bunların öncelikle masraf ve faizlere mahsubunun yapılması ve dava tarihindeki alacak miktarının belirlenmesi gerekir. Bu genel açıklamalar doğrultusunda somut uyuşmazlık irdelenmiştir. Hesap Kat İhtarnamesinin Denetlenmesi; Davacı banka, kullanılan kredilerin ödenmemesi üzerine Adana 3.Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesin hesapları kat ederek toplam 367.189,02 TL nakit krediden kaynaklanan alacaklarının 1 gün içinde ödenmesini, aksi halde yasal yollara başvurularak tahsil yoluna gidileceğinin ihtar etmiş, hesap kat ihtarnamesi ihtarnamesinin dava dışı asıl borçlu … San.Mak.ve İnş.Malz. Tic.ve San.A.Ş., …San.Tic.Ltd.Şti ve …’na 07.12.2018 tarihinde tebliğ edildiği, bu kişiler yönünden temerrüt tarihinin 09.12.2020 olduğu, ihtarnamenin diğer davalılar …, … ve … …’e 08.12.2020 tarihinde tebliğ edildiği, bu kişiler yönünden temerrüt tarihinin 10.12.2020 olduğu, davalı …’na hesap kat ihtarnamesi tebliğ edilmediği, bu kişi yönünden temerrüt tarihinin icra takip tarihi olduğu, bilirkişi raporunda da aynı tespitlere varılarak hesaplama yapıldığı görülmüştür. Mahkememizce alınan bilirkişi raporuna göre ; İcra Takip Tarihindeki Banka Alacağı; Davalılar …San ve Tic Ltd Şti ve … yönünden; 321.172,57 TL asıl alacak, 45.254,38 TL işlemiş akdi faiz, 18.092,72 TL temerrüt faizi, 904,64 TL BSMV, 1.395,09 TL masraf olmak üzere toplam 385.469,40 TL, davalılar …, … ve … … yönünden; 321.172,57 TL asıl alacak, 45.254,38 TL işlemiş akdi faiz, 17.860,76 TL temerrüt faizi, 893,04 TL BSMV, 1.395,09 TL masraf olmak üzere toplam 385.225,84 TL ve davalı … yönünden 10.053,58 TL asıl alacak, 1.144,99 TL işlemiş akdi faiz, 512,45 TL temerrüt faizi, 25,62 TL BSMV olmak üzere toplam 11.736,64 TL olarak hesaplanmıştır. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davalılar vekilinin rapora itiraz dilekçesi sunduğu görülmüştür. Her ne kadar davalı vekili asıl borçlu … Şti’nin açmış olduğu konkordato davasında tasdik edilen kararın göz önünde bulundurulması gerektiğini ileri sürmüş ise de işbu davada davalıların tamamı kefil olup, asıl borçlunun konkordato talep etmiş olması, konkordato talep etmeyen davalı kefillere sirayet etmeyeceğinden mahkememizce bu itiraza itibar edilmemiştir. Yine davalılar vekili asıl borçlu yararına üçüncü kişi tarafından verilen ipotek nedeni ile davalılar aleyhinde takip yapılamayacağını ileri sürmüş ise de ipotek belgesinin incelenmesinde ipoteğin davalı kefillerin borcunu teminen verilmediği, dolayısı ile davalılar yararına İİK’nun 45.maddesinin uygulanma yerinin olmadığı görülmüştür. Bilirkişi raporu dosya kapsamı ile uyumlu, denetime elverişli ve Yargıtay 19. ve 11. Hukuk Dairesi Başkanlıkları’nın konu ile ilgili içtihatları ile uyumlu bulunduğundan hükme esas alınarak, davalıların sorumlu oldukları miktarlar ile sınırlı olarak; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında davalılar tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin davalılar …San ve Tic Ltd Şti ve … yönünden; 321.172,57 TL asıl alacak, 45.254,38 TL işlemiş akdi faiz, 18.092,72 TL temerrüt faizi, 904,64 TL BSMV, 1.395,09 TL masraf olmak üzere toplam 385.469,40 TL üzerinden, davalılar …, … ve … … yönünden; 321.172,57 TL asıl alacak, 45.254,38 TL işlemiş akdi faiz, 17.860,76 TL temerrüt faizi, 893,04 TL BSMV, 1.395,09 TL masraf olmak üzere toplam 385.225,84 TL üzerinden, davalı … yönünden 10.053,58 TL asıl alacak, 1.144,99 TL işlemiş akdi faiz, 512,45 TL temerrüt faizi, 25,62 TL BSMV olmak üzere toplam 11.736,64 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar vermek gerekmiştir…. davanın kısmen kabul kısmen reddi ile Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında davalılar tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile; Takibin davalılar …San ve Tic Ltd Şti ve … yönünden; 321.172,57 TL asıl alacak, 45.254,38 TL işlemiş akdi faiz, 18.092,72 TL temerrüt faizi, 904,64 TL BSMV, 1.395,09 TL masraf olmak üzere toplam 385.469,40 TL üzerinden, takibin davalılar …, … ve …, … yönünden; 321.172,57 TL asıl alacak, 45.254,38 TL işlemiş akdi faiz, 17.860,76 TL temerrüt faizi, 893,04 TL BSMV, 1.395,09 TL masraf olmak üzere toplam 385.225,84 TL üzerinden, Takibin davalı … yönünden 10.053,58 TL asıl alacak, 1.144,99 TL işlemiş akdi faiz, 512,45 TL temerrüt faizi, 25,62 TL BSMV olmak üzere toplam 11.736,64 TL üzerinden devamına, Her bir davalının sorumlu olduğu asıl alacak yönünden asıl alacağa takip tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar yıllık % 26,00 faiz yürütülmesine ve takip sonrası işleyecek tüm faizlere %5 BSMV yürütülmesine, Davacının fazlaya ilişkin kısımla ilgili itirazın iptali talebinin reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalılar vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacı vekili 16/06/2021 tarihli dilekçesi ile vefat eden …’nun mirasçılık belgesini ve ipotek akit belgesi dosyaya sunduğunu, ancak bankaca verilen krediler …’nun vefatından sonra gerçekleşmiş verilmiş krediler olduğunu, haliyle ödeme planlarında da imzasının bulunmadığını, davacı bankanın alacağı asıl borçlu olan … A.ş. tarafından fazlasıyla ödendiğini, davacı bankanın … A.ş.ne tanımladığı ve kullandırdığı kredi limiti üst sınırının 1.560.000 TL olduğunu, … AŞ. tarafından bankaya tahsile bırakılan çeklerin ve sonradan yapılan ödemelerin toplamı 1.570.000 tl dir. Haliyle bu borç asıl borçlu ve kefiller tarafından ödenmiştir. Son ödeme 17.03.2020 tarihinde gerçekleştiğini, mahkemece asıl alacağın ödendiği halde kefillere takibin devam edilebileceği yönündeki kararına katılmadıklarını, davacı bankanın iddia ettiği gibi asıl borçlu firmanın projesinin tasdikine olumsuz oy kullandığını bu nedenle borçtan kefillerinde birlikte sorumlu olduklarını ve kefillere karşı tüm haklarını muhafaza ettiğini iddia etmesi, asıl borçlunun konkordatosunun onaylanması ve genel kurallar gereğince kefillere asıl borçlunun tabi olduğu hukuktan daha ağır bir sorumluluk yüklenemez kuralı gereğince davacı bankanın alacaklı olduğu yönündeki kararı yanlış olduğunu, davacı banka alacağını tamamen tahsil ettiğini, davacı banka kötü niyetli olarak ödemelerin tamamı tahsil edildikten sonra 21.04.2021 tarihinde kalmayan bir alacağı için kefillere takip başlattığını, kefillerin bu borca itiraz etmelerinin sebebi … A.ş’nin konkordato sürecinde olmadığını, … Aş’nin konkordatoda olduğu için itiraz etmediklerini, bilirkişi raporunda … Aş adına 3. Bir kişi tarafından borca karşılık verilen ipoteğin davalı kefillerin borcuna teminen verilmediği belirtildiğini, buna rağmen söz konusu ipoteği paraya çevirmek için aynı alacak gerekçe gösterilerek banka ayrı bir takip başlattığını, iş bu davaya konu icra takibinde muris …’nun mirasçılarından …’nunda diğer kefillerle aynı miktarda borcun tamamından sorumlu olduğu iddia edildiğini ve borcun tamamı üzerinden ödeme emri gönderildiğini, hem … açısından hemde diğer kefiller açısından nereden kaynaklandığı belli olmayan ve iddia edilen bu borçla alakalı, kefillerin hangi borçtan ne kadar borçlandırıldığı bildirilmediğini ve bu borçlarla alakalı ödeme planlarında herhangi bir imzalarının olduğuna dair herhangi bir belge sunulamadığını, müvekkil …tarafından aynı borca ilişkin Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2020/386 e numarası ile açılan Menfi Tespit Davasından dosya içerisine alınan bilirkişi raporunda aynı bilirkişi müvekkil …yönünden farklı hesaplamada bulunurken bu dosyada farklı bir hesaplama çıkardığını, söz konusu dosyada sayın bilirkişice müvekkilin borcunun 145.149,33 TL olduğu tespit edilmiş ancak tespit edilen tutara yapmış olduğumuz itiraz neticesinde dosya yeni bir bilirkişiye gönderilerek rapor oluşturulması istendiğini, aynı borç nedeni ile Menfi tespit dosyasında hesaplanan miktar ile sayın mahkemece itirazın iptali davasında hesaplanan miktar arasında büyük bir fark bulunduğunu, mahkemece hatalı alınan rapor doğrultusunda 385.469,40 TL üzerinden karar verilmesi müvekkil açısından telafisi imkansız zararların doğmasına sebep olmuştur. Bu konuda farklı kararlar verilmesinin önüne geçilmesi amacıyla Menfi Tespit Dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacı banka davaya esas itiraz ettiğimiz alacağının zaten ipotek ile temin edildiğini ileri sürerek Kayseri Gayrimenkul Satış İcra Dairesi – … İcra Dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlattığını, bu dosya kapsamındaki ipotekli taşınmazın paraya çevrilmesi halinde davacı bankanın alacağı fazlası ile karşılanacağı açık iken davacı bankanın aynı zamanda müvekkil kefillere karşıda takip başlatması yasaya açıkça aykırı olduğunu, davacı banka aynı alacakla alakalı olarak hem mevcut ipoteğin satışını istemiş ve kıymet takdiri olarak 1.100.000 TL ye göre bankanın bu alacağını garanti altında olmasına rağmen menfi tespit davalarının sonucu beklenmeden de yapılan bu aynı alacakla alakalı ipotek teminat altına alındığından öncelikli olarak teminatsız tehiri icra talebimizin de kabul edilmesi gerektiğini, karşı tarafın başlatmış olduğu iş bu takip Yargıtay ilamlarında da da görüleceği üzere kötü niyetli ve hukuka aykırı olduğunu, 6098 S.lı Türk Borçlar Kanunu 586 maddesi ” Alacak, teslime bağlı taşınır rehni veya alacak rehni ile güvenceye alınmışsa, rehnin paraya çevrilmesinden önce kefile başvurulamaz…” düzenlemesi gereğince , alacaklı önce rehinle teminat altına almış olduğu alacakları takip yolu ile tahsiline gitmesi gerektiğini, davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerektiğini, verilen kararda lehimize kötü niyet tazminatı talebinde bulunmamıza rağmen lehimize özellikle … açısından , banka aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerekirdi. Verilen karar da asıl alacak ve miktarı konusunda bir belirsizlik olması sebebiyle müvekkiller aleyhine tazminata hükmedilmesi de hukuka aykırı olduğunu, yapılan istinaf incelemesi neticesinde Usul ve kanuna aykırı Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/309 Esas, 2021/7950 Karar sayılı ve 26/10/2021 tarihli kararının Kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında taleplerimiz doğrultusunda davanın reddine dair karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinafa cevap dilekçesinde özetle; İstinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerektiğini, davalıların kullanılmış olan krediler sebebi ile müvekkil bankaya olan borçları devam ettiğini, bu, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, huzurdaki davaya dayanak takip kefillere karşı başlatıldığını, kefiller konkordato hükümlerinden yararlanamayacağını, ipotekli taşınmaz asıl borçlunun borcunun teminatına verilmiş olup davalı kefillerin kefalet borçlarının teminatı bulunmadığını, davalıların istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir. 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere ve özellikle hükme esas alınan 20.09.2021 tarihli bilirkişi raporundaki tespit ve değerlendirmelerin hukuken isabetli ve yerinde olmasına göre ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamasına göre davalı taraf vekilince yapılan istinaf itirazlarının yerinde olmadığı görülmüştür.Bu itibarla; yerel mahkemece verilen kararda yazılı açıklamalara,yasal sebep ve gerekçelere binaen kararda usul,yasa ve dosya kapsamı yönlerinden herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, kararın hukuka uygun olduğu,bu nedenlerle usul ve yasaya uygun mahkeme kararına karşı davalı vekilince yapılan istinaf itirazlarının reddi gerektiği değerlendirilmiştir.Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nun 355.Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda söz konusu istinaf sebepleri yerine görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nın 353/1-b.1.maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 26/10/2021 tarih ve 2021/309 E – 2021/950 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 26.331,41 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davalı tarafından peşin yatırılmış 6.582,85 TL harcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 19.748,56 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalı taraftan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 361/1 uyarınca, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 12/01/2022