Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/2129 E. 2021/2262 K. 29.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/2129
KARAR NO: 2021/2262
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/10/2021
ESAS NO: 2019/567
KARAR NO: 2021/744
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/12/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 30/12/2021
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 01/10/2021 tarih ve 2019/567 E – 2021/744 K kararına karşı süresi içinde davacı / davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle: davacı kooperatifin ilk defa 2010 yılında kesin hesap yapılması ve ortakların borçlarının belirlenerek ferdileştirme suretiyle tapu verilmesi konusunun genel kurulun gündemine geldiğini, 09.05.2010 tarihli genel kurulun 6. Gündem maddesinde bu konuda yönetim kurulunca yapılan hesabın kabul edilmediğini ve yönetime yetki verilmesi teklifinin reddedildiğini, 2015 yılında oluşturulan teknik heyet tarafından kesin hesap yapıldığını ve bu kesin hesabın üyelere noter aracılığı ile gönderildiğini, bahse konu kesin maliyet ve şerefiye hesabının üyelere usulünce tebliğ edilerek itiraz imkanı sağlandığını ve yapılan itirazlar cevaplandırılarak bahse konu kesin hesaba ilişkin borçların kesinleştiğini, ancak bir kısım üyelerin borçlarını ödememesi üzerine banka borçlarının zamanında ödenemediği için inşaatlara devam edilemediğini, üyelerin bu davranışları nedeni ile kooperatifin acze düştüğünü, ödenmesi gereken 19.500.000-TL banka kredi borcunun ve yapılması gereken 98 dairelik 2 blok inşaatın ve ayrılan ortaklara yapılacak 1.500.000-TL geri ödemenin yapılamadığını, alacaklı …’a olan borcun protokole bağlanarak sabitlendiğini, kooperatifin protokole uyarak borcunu ödeyebilmesi, kalan inşaatları yapabilmesi ve çıkan üyelerin borçlarını ödeyebilmesi için daha önce çıkarılan kök maliyete ek maliyet çıkartılmasının gündeme geldiğini, 30.06.2018 tarihli genel kurul toplantısının 8. Gündem maddesi ile kesin maliyet hesabı sonucu belirlenen üye borçlarının 24 eşit taksitte ödenmesinin kabul edildiğini, aynı toplantının 9. Gündem maddesinde …’ın kredinin kat edilmesi ve inşaat maliyetlerinin artması ve inşaatların tamamlanması için kök maliyete ek maliyet çıkartılması, çıkan bu ek maliyetin de kök maliyete ilave edilerek 8. Gündem maddesindeki şartlar dahilinde ödenmesi konusunda yönetim kuruluna yetki verildiğini, son olarak genel kurulun 11. Gündem maddesinde çıkan kesin hesap borçlarını tamamen ödeyen ortakların kooperatif ortaklığından çıkarılmasına karar verildiğini ve herhangi bir itiraza uğramadan ve dava açılmadan kesinleştiğini, alınan genel kurul kararından sonra teknik heyetin çalışmasını tamamladığını ve kooperatifin kesin hesap maliyet borcunu ödememiş her ortağa kök maliyete ilave olarak 16.301,89-TL ek maliyet çıkarıldığını, bu tutarın Koop. Kan. Md. 32 ve 54’de öngörülen ek ödeme niteliğinde olmadığını, ek maliyet hesap cetvelinin her bir üyeye tebliğ edildiğini, alınan genel kurul kararı ve hesap cetveline göre her üyenin kooperatife olan toplam borcunun 01.02.2019-31.01.2021 tarihleri arasında toplam 24 taksitte ödenmesinin gerektiğini, ilk taksitin son ödeme tarihinin ise 28.02.2019 olduğunu, 24.05.2019 tarihli 24 sayılı kayyım onaylı kooperatif yönetim kurulu kararı ile toplamda 4 taksit ödemeyi geciktiren kooperatif üyeleri aleyhine yasal işlem başlatılması için kooperatife yetki verildiğini, huzurdaki, davanın kök ve ek maliyet borçlarının ilk 4 taksitini ödemekte temerrüde düşen ve takibe haksız itiraz eden ortağa açıldığını, davalı ile aynı durumda olan bir kısım kooperatif ortaklarına karşı, kesin hesap şerefiye bedeli borçları için 2016 yılında takip başlatıldığını, yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasının davacı lehine sonuçlandığını ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf incelemesinin devam ettiğini, davalının kooperatifin halen üyesi olduğunu, peşin bedelli ortak olmadığını, diğer üyelerle eşit statüde olduğunu ve borcunu ödemesi gerektiğini ileri sürerek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekilinin cevap dilekçesinden özetle; davanın usulden reddi gerektiğini, davacının belirtmiş olduğu Kayseri 1. ATM’nin kararının henüz kesinleşmediğini ve istinaf incelemesinde olduğunu, davacının davalı kooperatife üyeliğinin yıllar önce sona erdiğini, mevcut durumda üyeliğinin söz konusu olmadığını, kooperatif ile davalının karşılıklı ibralaşması sonucunda üyeliğinin sonlandığını, birkaç yıl genel kurul toplantılarına dahi çağrılmadığını, kooperatif avukatının iflas erteleme davasında verdiği dilekçede 310 ortağın tapusunu aldığını ve üyelikten ayrıldığını kabul ve ikrar ettiğini, netice itibariyle davalının davacı kooperatifte bir üyeliğinin olmadığını bu sebeple borç çıkarılamayacağını, davalının eski defter karıştırdığını ve üyeliği sona erenleri tekrar hazirun listesine alarak borç çıkarmaya çalıştığını, davalının 2010 yılında kendisine çıkan dairenin bedelini ödeyerek tapusunu aldığını ve kooperatifçe ibra edildiğini, davalının mahkeme önündeki ikrarı ile bunun sabit olduğunu, davacının kötü niyetli olarak davalıya borç çıkardığını ve üyeliğin devam ettiğini ileri sürdüğünü, konut kesin maliyet bedelinin bir kez belirlendiğini, bunun üyeler yönünden kazanılmış hak olduğunu, kesin maliyet çıkarılmadan ferdileştirmeye gidilemediğini, davalının 2015 yılında tekrar kesin maliyet ve şimdi de ek maliyet çıkardığını iddia ettiğini, maliyet bedellerinin ardı arkasının kesilmediğini, kooperatifin kötü yönetiminin yapılmayan inşaat bedellerini müteahhide ödediğini, bundan eski yönetimin sorumlu olması gerektiğini, davacının talebinin fahiş olduğunu, davacının talebinin zamanaşımına uğradığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İddia ve savunmalar, yapılan yargılama, toplanan deliller, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyet raporu ve tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Genel kurul kararları, üyeler ile kooperatif arasında yapılmış bir sözleşme niteliğinde olup, kooperatif ve üyeler arasında ayrıca faiz oranları ile ilgili sözleşme yapılmasına gerek olmadan genel kurullarca kararlaştırılan parasal yükümlülüklere ilişkin kararlar daha sonraki yıllarda değiştirilmediği ve iptal edilmediği sürece genel kurula katılmasa dahi tüm üyeleri bağlacağı, davacı kooperatifin 30/06/2018 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararın iptal edildiğine dair itirazın olmadığı gibi bu hususta dosya kapsamında bir delilin de bulunmadığı,bu nedenle alınan genel kurul kararının tüm üyeleri bağlayacağı,Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda davalının kooperatife yaptığı ödemeler toplamının kooperatif ana sözleşmesinin 61. Maddesine göre endekslenmesi sonucu ödemesi gereken kesin maliyet borcunun 49.432,66 TL olduğunun, 4 aylık kesin maliyet taksit tutarının ise 8.238,78 TL olduğu ve bu alacağa yıllık %9 faiz oranı üzerinden 113,76 TL faiz işlediğinin tespit edildiği ve davalının belirlenen bu kesin maliyet alacağından sorumlu olacağı anlaşıldığından Kayseri 5. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına davalı borçlunun yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile 8.238,78- TL asıl alacak ve 113,76-TL işlemiş faiz üzerinden icra takibinin devamına, asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar %9 yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Her ne kadar davacı vekili icra takibinde yıllık % 18 oranında faiz üzerinden hesaplama yapıp, takip tarihinden sonra da yıllık % 18 oranında faiz talep etmiş ise de davacı kooperatifin genel kurullarında daha önceden alınan gecikme faizi oranına ilişkin kararların aidata yönelik olduğu, kesin maliyet tutarına ilişkin olmadığı, kesin maliyet bedelinin ödenmemesi halinde uygulanacak faiz oranına ilişkin bir karar alınmadığı anlaşıldığından davacının alacağına yasal faiz uygulanması gerektiği kanaate varılmıştır. Davacı tarafça takip dosyasında ek maliyet alacağı da talep edilmiş ise de alınan bilirkişi raporlarından, kök maliyetin 492 kişi için ek maliyetin ise 378 kişi için hazırlandığı tespit edildiğinden bir kısım üyenin ek maliyet hesabına dahil edilmemiş olması nedeniyle kooperatif üyeleri arasında eşitlik ilkesine aykırı olacak şekilde karar alınarak hesaplama yapıldığı anlaşıldığından davacının ek maliyet talebinin reddine karar verilmiştir. … Davanın Kısmen Kabul Kısmen Reddi ile; Kayseri 5. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına davalı borçlunun yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile 8.238,78- TL asıl alacak ve 113,76-TL işlemiş faiz üzerinden icra takibinin devamına, asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar %9 yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, İtirazın iptaline karar verilen asıl alacak miktarı olan 8.238,78- TL’nin % 20’si oranında (1.647,75-TL) icra inkâr tazminatının davalı-borçludan alınarak davacıya verilmesine,…” şeklinde karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin kooperatif üyesi olmadığını, Müvekkilinin 2010 yılında çıkarılan kesin maliyet bedelini ödediğini ve tapusunu aldığını, müvekkil hakkında da yönetim kurulu kararı ile kooperatiften ilişiğinin kesilmesine karar verildiğini, ancak davacı kooperatif müvekkilimi o tarihten sonra hiçbir genel kurula çağırmadığını, hazirun listesinde adını yazmadığını, müvekkilinin tapusunu aldıktan sonra yapılmış olan hiçbir genel kurul toplantısına çağrılmamış olup sadece 30/06/2018 tarihli genel kurula çağrıldığını, bunun dışında hiçbir hazirun cetvelinde adı bulunmadığını, hazirun cetvelinde davacının adının bulunmaması tarihine kadar davacının üyelik hak ve yükümlülüklerini ifa ya da dava konusunda her hangi bir girişiminin olmaması karşısında davacının daire teslimi ya da bunun bedelini talep edemeyeceği, üyeliği kalmadığı gerekçesiyle davacının ödediği aidat bedellerinin güncel değerinin davalıdan tahsiline karar verildiğini, üyenin hazirun cetvelinde adının olmaması, üyelik hak ve yükümlülüklerini ifa konusunda bir girişiminin olmaması durumlarında üyeliğin kalmadığı kabul edildiğini, Yargıtay kararıyla sabit olduğu üzere genel kurula davet edilmeyen kişinin ortak olduğunu düşünmek mümkün olmayıp kooperatifin kabulü gerekmese de zımni olarak kooperatif ile ilişiğinin kesildiğinin kabulü gerektiğini, zira Yargıtay kararında üyelik için açık bir karar olmasına gerek olmadan yapılan işlemler ile ortaklığın gerçekleştiği kabul edildiğine göre çıkma durumunun da aynı olduğunun kabulü gerektiğini, müvekkilinin tapusunu aldıktan sonra hiçbir ödemeye davet edilmediğini, aidat borcu istenmediğini, aynı zamanda 5 yıllık süreç içerisinde davacı kooperatifin müvekkilimden herhangi bir maliyet talebi de olmadığını, müvekkilinin ortaklıktan çıktıktan sonra kooperatife giriş için yeniden yazılı bir beyanda bulunmadığını, bu nedenle 2018 yılında yeniden ortak olduğu yönünde de bir belge mevcut olmadığını, davacı kooperatif açık kapı ilkesini ihlal ettiğini, aynı zamanda davacı kooperatif … A.Ş. ile olan bir davasında tapusunu alan üyelerin ortaklıktan çıktığını açıkça belirttiğini, davacı taraf kendi bilanço açığını kapatmak adına müvekkilime ve diğer üyelere ek maliyet adı altında borçlar çıkardığını, iş bu dosya kapsamında da kooperatif her ne kadar ek ödeme olmadığını savunmuş olsa da dosya kapsamında davacı kooperatifin bilanço açığı olup olmadığının araştırılması gerektiğini, bilanço açığından maksat; menfi gelir- gider farkı olduğunu, yine aynı şekilde ek ödeme konusunda ana sözleşme ana sözleşmede hüküm bulunsa ve menfi tespit gelir gider farkı doğsa bile, eğer kooperatifin yedek akçeleri varsa, menfi fark önce bu yedek akçelerden kapatılması gerektiğini, aynı zamanda genel kurulda ek ödeme kararı alınabilmesi için kooperatife kayıtlı bütün ortakların 3/4ünün olumlu reyi gerektiğini, ancak iş bu dosya kapsamında kooperatifin bilanço açığı olup olmadığı bilirkişilerce araştırılmadan dosyada karar verildiğini, 30/06/2018 tarihinde yapılmış olan genel kurulun 8. Maddesinde alınmış olan ek ödemeler Kooperatif Kanunu m.52 kapsamında olduğunu, bu nedenle genel kurulda iş bu kararın alınabilmesi için kooperatif üyelerinin ¾ ünün olumlu oyu gerektiğini, ancak genel kuruldaki bu karar ¾ ünün oyu ile alınmış bir karar mevcut olmadığını, müvekkilimin bir alacağı olduğu kabul edilse dahi bu alacaklar zamanaşımına uğradığını, yalnızca üyelik aidat alacağına ilişkin taleplerde zamanaşımı işlemeyeceği, müvekkilden talep edilenin de her ay ödenecek olan üyelik aidat alacağı olmadığını, TBK 147/4 maddesi uyarınca 5 yıllık zamanaşımı süresi de geçtiğinden davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığının kabulü gerektiğini, .dosyada endeksleme yapıldığında müvekkilinin yapmış olduğu ödemelerin fazla olduğu ve müvekkilinin davacı kooperatife bir borcunun kalmadığının anlaşılması gerektiğini, kooperatifin müvekkilinin istifa dilekçesinden sonra eylemleri ile müvekkilinin üyelikten çıktığını zımnen kabul ettiğinin kabulü ile müvekkilinin kooperatif üyesi olmadığının anlaşılması gerektiğini, bunun yanında kooperatifin genel kurulda almış olduğu ek maliyetlerin bilanço açığını kapatmak için olduğunun anlaşılması gerektiğini, zira ilk derece mahkemesinde de bilanço açığının olup olmadığı konusunda bilirkişi raporu alınmadan hüküm kurulması da yasalara aykırı olduğunu, aynı zamana yukarıda izah edilen nedenler ile müvekkilimin kooperatif üyesi olmadığının anlaşılması adına yönetim kurulu kararlarının incelenmesi gerektiğini, davacının talep etmiş olduğu alacak Kooperatif Kanunu m.52deki alacak kalemlerinden olup yeterli nisap ile alınmadığından geçerli bir karar olmadığını, müvekkilinin kooperatif üyesi olmaması, müvekkiline karşı başlatılmış olan alacak takibini genel kurulda usulüne uygun alınmaması ve aynı zamanda müvekkilimin kooperatif üyesi olduğu kabul edilse dahi alacağın zamanaşımına uğradığı, yapılan eskalasyonların ise tamamen hakkaniyete aykırı olduğunun anlaşılması gerektiğini, istinaf talebinin kabulüne, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/567 E – 2021/744 K sayılı ilamında müvekkil aleyhine verilen hükmün kaldırılmasını ve davanın tamamen reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir. Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinafa cevap dilekçesinde özetle; davalı yanın Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/10/2021 tarih ve 2019/567 E – 2021/744 K sayılı ilamına yönelik istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, kooperatif alacağının tahsili istemiyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.Somut olayda; Kooperatifin 30/06/2018 tarihli Genel kurul toplantısında alınan 8. numaralı kararda; kesin maliyet sonucu (tapusunu alan dairenin teslimi alan ve almayan üyeler itibariyle ayrı ayrı veya birlikte) belirlenen üye borçlarının 24 eşit taksit halinde ödenmesinin kabul edildiği, 9. maddesinde ise 2014 yılında yapılan kesin maliyet hesabından sonra … A.Ş’ nin başlattığı icra takipleri ve işletilen temerrüt faizleri sebebiyle çıkan ek maliyet ve ek ödemelerin görüşülüp karara bağlandığı, bu doğrultuda …’ ın kooperatif için kullanılan kredinin kat edilmesi ve inşaat maliyetlerinin artması nedeniyle yönetim kuruluna kök maliyete ek olarak ek maliyet çıkartılması, çıkan bu ek maliyeti de kök maliyete ilave edilerek 8. madde şartlarında ödenmesi konusunda yönetim kuruluna yetki verildiği görülmüştür.Mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda; davacı Kooperatifin davalıdan 8.238,78- TL kesin maliyet taksit alacağı, 113,76-TL işlemiş faiz alacağının alacağının olduğunun belirtildiği görülmüştür.Bilindiği üzere Kooperatif üyesi, kooperatiften edindiği taşınmazı iade etmeden istifa etmesi halinde, istifadan önce veya sonra olmasına bakılmaksızın inşaat maliyetine ilişkin aidatlardan sorumludur. (Yargıtay 23. HD 2016/6738 Esas 2019/4723 Karar)
Açıklamalar ışığında ilk derece mahkemesi kararının usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olduğu, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırı bir isabetsizliğin bulunmadığı, kamu düzenini ilgilendiren başkaca bir aykırılık da tespit edilemediğinden davalı tarafın istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmakla, davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 01/10/2021 tarih ve 2019/567 E – 2021/744 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 570,56 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davalı tarafından peşin yatırılmış 143,00 TL harcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 427,56 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 29/12/2021