Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/2128 E. 2021/2264 K. 29.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/2128
KARAR NO: 2021/2264
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/10/2021
ESAS NO: 2019/870
KARAR NO: 2021/890
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil-Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/12/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 30/12/2021
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 26/10/2021 tarih ve 2019/870 E – 2021/890 K kararına karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Kayseri’de faaliyet gösteren konut yapı kooperatifi olduğunu, kooperatifin genel kurulu tarafından şimdiye kadar usulüne uygun olarak kesin maliyet bedellerinin belirlenmesine ve üyelerden talep edilmesine yönelik herhangi bir karar alınmamış, davalı üye ve kooperatiften dairesini alan diğer 196 üyeden yalnızca geçici maliyet bedellerinin alındığını, bilirkişi komisyonu tarafından hesaplanan maliyetlerde arsa sahiplerine yapılan dairelerin maliyetleri kooperatif ortaklarına pay edilmemiş, arsa sahiplerine teslim edilen dairelerin maliyetlerine kooperatif üzerine yani hazihazırda evini teslim almamış üyelerin üzerine bırakıldığını, yine maliyet hesabında kat, cephe ve şerefiye bedeli farkları da gerçeği yansıtmadığını, kooperatiften istifa eden üyelere olan borçlar, evlerini teslim alan üyeler için kullanılan banka kredisi borçları, vergi, sgk, vs borçlar dairesini teslim alan üyelerin kesin maliyet bedeli hesabına eklenmemiş ve tüm bu borçlar dairesini teslim almadığını üyelere bırakıldığını, davalı ile yapılan arabuluculuk görüşmesi ve kendisine yapılan ihtara rağmen belirtilen süre içinde müvekkili kooperatife daire ve tapu devrinin yapılmadığını, muaccel hale gelen kesin maliyet bedeli borcunun da ödenmediğini, bunlardan bahisle; dava konusu taşınmaza tapu kaydının beyanlar hanesine davalıdır şerhi konulmasına, tapu kaydının iptali ile müvekkil kooperatif adına tescil edilmesine, tescil taleplerinin reddedilmesi halinde davalının kooperatife karşı kesin maliyet ve diğer hususlardan doğan edim borçları nedeniyle 5.000,00-TL kesin maliyet bedeli alacağının arabuluculuk başvuru tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkili kooperatife ödenmesi, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekillerinin cevap dilekçesinde özetle; davacı kooperatifin 21/02/2010 tarihli genel kurulunun 16. Gündem maddesinde daire kesin maliyetlerinin kooperatif tarafından oluşturulacak bağımsız bir kesin hesap komisyonu tarafından tespit edilmesi ve dairesini teslim alanların kalan borçlarını ödeyerek kooperatifle ilişiği kesilerek tapusunun verilmesi hususunda yönetim kuruluna yetki verildiğini, yönetim kurulunun kesin maliyet tespit ve tebliğ ettiğini, davalının da kesin maliyet bedelini peşin olarak ödediğini, genel kurul gereğince kooperatifle ilişiği kesildiğini ve daha sonraki genel kurul toplantılarına çağrılmadığını, 2018 yılındaki hazirun cetvelinde dahi isminin geçmediğini, davalıya husumet yönetilemeyeceğini, ilişiğin kesilmesinden itibaren yaklaşık 7 yıl geçtiğini ve zamanaşımına uğradığını, davacının 21.04.2019 tarihli genel kurulda alınan kararın kabulünün mümkün olmadığını, davalının kooperatif üyesi olmadığını, bu kararın yok hükmünde olduğunu, davalının kazanılmış hakkını ortadan kaldırdığını, davacının fahiş maliyet çıkardığını, usulüne uygun olarak kesinleşmediğini, davacının yaptırdığı hesaba yönelik Kayseri 8. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarı ile itiraz edildiğini, davacı tarafça alınan kararın ‘4 çoğunlukla alınması gerektiğini, davacının TMK Md. hükmüne göre dürüstlük kuralına aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karat verilmesini mahkemeden talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İddia ve savunmalar, yapılan yargılama, toplanan deliller, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyet raporu ve tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Dosyada mevcut 28/02/2011 tarihli 912 üyeli kooperatifin teslim edilecek 126 dairesi için yapılan kesin maliyet raporunda davalının üye olduğu daire için 122.000,00-TL maliyet belirlendiği görülmektedir. Bahse konu maliyet raporunda tüm üyeler için 104.023,25-TL inşaat maliyeti ile 15.976,75-TL genel gider payı belirlenmiş ve toplam maliyet 120.000,00-TL olduğu, bu tutara ayrıca 2.000,00-TL şerefiye payı eklenmiş ve maliyet 122.000,00-TL olarak belirlenmiştir. Davalının yaptığı ödeme ise 115.500,00-TL olmakta dosyadaki üye ekstresinde 2011/05 döneminde 71.525,00-TL toplu ödemesi görülmekte bu tarihten sonrada davalının yaptığı başka ödeme olmamıştır. Davalı tarafça talep edilen tutarın ek ödeme yükümlülüğünde olduğu, bu bakımdan 3/4 çoğunlukla karar alınması gerektiği düşünülebilir, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında kesin maliyet ve aidat ödemeleri ek ödeme yüklemi olarak kabul edilmemektedir. Ek ödeme yüklemi ancak bilanço açıklarının kapatılması ( zarar durumu) için mümkün olur ki bu da belirli bir sermaye ile faaliyette bulunan yapı kooperatifi dışındaki, üretim, tüketim ve kredi kooperatifi türlerinde mümkün olur. Çünkü, yapı kooperatiflerinde bilanço açığını oluşturacak ticari faaliyet söz konusu olmadığı üyelerden toplanan bedellerle üyelerin konut sahibi yapılması esas alınmakta ve kooperatif bu bağlamda bir organizatörlük görevi üstlenmektedir. Davalı ödemesi müteahhitlik karne katsayısı kullanılarak yeniden endekslemeye tabi tutulmuştur. Yapılan maliyet hesabındaki kooperatif borç payı kesin maliyet ve davalı ödemesinin müteahhitlik karne katsayısı ile endekslenmiş tutarı toplam maliyet tutarından mahsup edilerek davacının davalıdan 202.660,00-TL alacağının olduğu anlaşılmakla, davacının davasının kabulüne karar verilerek 202.660,00-TL alacağının 5.000,00-TL’ sinin dava tarihi olan 17/12/2019 tarihinden, 197.660,00-TL’sinin ıslah tarihi olan 08/04/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir. Davanın kabulü ile; 202.660,00-TL alacağının 5.000,00-TL’ sinin dava tarihi olan 17/12/2019 tarihinden, 197.660,00-TL’sinin ıslah tarihi olan 08/04/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, Tapu iptal ve tescil talebinin reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilin davacı kooperatifin üyesi olmadığını, davacı kooperatifin, müvekkilin üyeliğini 21/02/2020 tarihli genel kurul toplantısının 16 numaralı kararı doğrultusunda, genel kuruldan aldığı yetkiye dayanarak açık bir şekilde sildiği ve yıllarca müvekkili genel kurula çağırmayarak ve bu şekilde genel kurul toplantılarını yaparak bu işlemi açık bir şekilde de tasdik ettiğini, bu süreçti yıllarca müvekkilin isminin hazirun cetvellerinde daha bulunmadığını, müvekkilin kooperatif genel kurul kararı dayanak yapılarak üyelikten çıkartılması eşitlik ilkesine aykırılık oluşturduğunu, müvekkilin ilişiğinin kesilmesi, genel kurul kararı dayanak yapılarak yapıldığını, bu işlemin genel kurul kararı doğrultusunda yapıldığını, davacı tarafın davasına dayanak yaptığı 2.kesin maliyet raporuna noter kanalıyla yapmış bulunduğu itiraza yerel mahkemece hiç değinilmediğini, davacı tarafın davasına dayanak yaptığı 2.kesin maliyet raporu yasal şartları taşımayıp yok hükmünde olduğunu, davanın zamanaşımı geçtikten sonra açıldığını, dosyada yapılan hesaplamaların yanlış olduğunu, rapora yaptıkları itirazların değerlendirilmediğini, davaya dayanak yapılan genel kurul kararının iptali ve butlanı için açılan davanın sonucunun beklenilmesinin gerektiğini, yerel mahkemece usulüne uygun olarak toplanmayan ve usulüne uygun karar alınmayan genel kurul kararı ile tespit edilen yıllık %18 oranında faiz uygulanması gerektiği yönündeki kararı dayanak yapılarak yıllık %18 oranında faize hükmedilmesinin kanuna aykırı olduğunu, yerel mahkeme karanını bu nedenle kaldırılması gerektiğini, genel kurulda alınan yeniden kesin maliyet raporu düzenlenmesi yönündeki kararın, üyelere ek ödeme yükümü getirmediği yönündeki mahkeme kararının da kanuna aykırı olduğunu, müvekkil ucuza konut sahibi olabilmek için kooperatife üye olduğunu, genel kurul kararı doğrultusunda kurada adına konut isabet etmesi sonrası kredi çekerek borçlanarak faiz ödemek suretiyle kooperatife peşin ödeme yaptığını, yaptığı ödemeden daha fazlasını da faiz olarak ödemek zorunda kaldığını, aradan yıllar geçtikten sonra ilişiğinin kesildiğini, genel kurul toplantılarına çağrılmadığını, üyesi olarak kabul edilmediği ve hazirun cetvellerinde adı bulunmayan kooperatiften kendisine fahiş miktarda borç çıkarıldığını, zamanında kredi çekerek ödediği para, inşaat birim fiyatları, döviz kurları vs. Gibi hususlar dikkate alınarak güncellenmiş olsa idi davacı kooperatifin müvekkile borçlu çıkacağı da sabit olmakla, asıl anlatılan bu durum, eşitlik, hukuki istikrar, kazanılmış hak, öngörülebilirlik ve belirlilik gibi anayasayla güvence altına alınmış evrensel hukuki ilkelere aykırılık oluşturmakta olduğunu, yerel mahkemece bu hususlar ve buna ilişkin savunmalara bir cümle ile dahi değinilmeksizin karar verildiğini beyan ederek davanın tamamen reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesini talep etmiştir. Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinafa cevap dilekçesinde özetle; müvekkil kooperatifçe 20.02.2011 tarihinde yapılan genel kurul ile biten ve teslim edilen konutların geçici maliyetlerinin tespiti için komisyon kurulması, belirlenen maliyetin ve şerefiye bedellerinin ilgili üyelere tebliğ edilmesi kararı alındığını, üyelere teslim edilen toplam 196 dairenin geçici maliyeti çıkarılarak üyelerden talep ve tahsil edildiğini, bilirkişi komisyonu tarafından hesaplanan maliyetlerde arsa sahiplerine yapılan dairelerin maliyetleri kooperatif ortaklarına pay edilmediğini, bu dairelerin maliyetleri kooperatif üzerine yani halihazırda evini teslim almamış üyelerin üzerine bırakıldığını, yine geçici maliyetlerin hesabındaki kat, cephe ve şerefiye bedeli farkları da gerçeği yansıtmadığını, eksik ve hatalı maliyetlerle kooperatif ortaklarına kat mülkiyet tapuları ferdileştirme ile verildiğini ve daireleri teslim edilen 197 arsa sahibinin daire maliyetleri hesaplanmayarak ve kooperatiften dairesini teslim almış üyelere yansıtılmayarak 506 dairenin maliyeti (teslim edilen 197 arsa sahibi dairesi, devam eden 152 üye dairesi ve devam eden 157 arsa sahibi dairesi) geriye kalan 109 üyeye yüklendiğini, kooperatiften istifa eden üyelere olan borçlar, evlerini teslim alan üyeler için kullanılan banka kredisi borçları, vergi, sgk vs. borçlar dairesini teslim alan üyelerin kesin maliyet bedeli hesabına eklenmediğini ve tüm bu borçlar dairesini teslim almamış üyelere bırakıldığını, tüm bu sebeplerle evini almamış kooperatif üyeleri açısından büyük mağduriyetler ortaya çıktığını, davalı, istinaf dilekçesinde kendisinin kooperatife ödemiş olduğu miktarların doğru bir denkleştirme hesabı ile hesaplanmadığı iddia etmiş olsa da bu husus tamamen hukuki dayanaktan yoksundur zira endekslemenin nasıl yapılması gerektiği kooperatif ana sözleşmesi 61/b maddesinde düzenlendiğini, hem inşaat maliyetleri hem de üyelerin ödemiş olduğu bedellerin endekslemesi yapılırken kooperatif ana sözleşmesinin 61. maddesinin (b) bendine göre usulüne uygun şekilde müteahhitlik karne katsayısına göre endeksleme yapıldığını, davalı vekili her ne kadar bir kısım üyelere kesin maliyet bedelinin ilanen tebliğ edildiğini ve bu hususun hukuka aykırı olduğunu iddia etse de kooperatif tarafından üyelerin bilinen en son adresine tebligat yapıldığını, ancak bir kısım üyeler adresini güncellemediği için tebligat iade döndüğünü, kooperatif ana sözleşmesinin kesin maliyet şerefiye bedeline ilişkin olan 61. maddenin c bendinde: “…bu rapor yönetim kurulunca taahhütlü mektup veya elden imza karşılığında ortaklara tebliğ edilir…” şeklinde düzenlenmiş olup, kesin maliyet hesabı, kooperatif üyelerinin tamamı hakkında kooperatife bildirdikleri adrese iadeli taahhütlü posta ile tebliğe çıkarıldığını, müvekkil kooperatif tarafından üyelere taahhütlü posta yolu ile tebligat yapılması ile müvekkilin tebliğ yükümlülüğü sona erdiğini, ancak davalı gibi bir kısım üyeler adreslerini güncellemedikleri ve yeni adreslerini kooperatife bildirmedikleri için ve yine bir kısım üyeler gelen tebligatı bilerek ve kötü niyetli olarak iade ettikleri için bazı tebligatlar kooperatife iade döndüğünü, kooperatifin kayıtlarında bulunan adresler, üyelerin kendilerinin bildirdikleri adresler olup, adreslerini güncelleme ve yeni adreslerini kooperatife bildirme yükümlülüğü üyelere ait bulunduğunu, davalı vekilince Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/54 E. Sayılı dosyası ile müvekkil kooperatife karşı Genel Kurul Kararının İptali- yokluğu davası açılmış olduğunu bu sebeple bekletici mesele talep edildiğini ancak mahkemece hatalı şekilde bu talebin reddedildiğini beyan ettiğini, genel kurula bakanlık temsilcisinin katıldığı, toplantı ve karar yeter sayılarının tam olduğu, yokluk halinin bulunmadığını, bu husus dosya arasına alınan bilirkişi raporunda da ayrıntılı şekilde incelenmiş ve değerlendirildiğini, açılan dava kooperatif tarafından açılan kesin maliyet davalarını uzatmaya yönelik olup açıkça kötü niyetli olduğunu, davalının soyut, mesnetsiz, usule, yasaya ve hukuka aykırı istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, davacı Kooperatif tarafından, Kooperatif üyesi olan davalı aleyhine terditli olarak açılan tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde 21.04.2019 tarihli genel kurul kararı uyarınca belirlenen kesin maliyet bedelinin tahsili talebine ilişkindir. Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Dosya kapsamında somut olayın özelliklerine uygun, denetlenebilir bilirkişi kök ve ek raporları, toplanan deliller, ilk derece mahkemesinin olay nitelendirilmesi ve gerekçesi nazara alındığında; davalının halen kooperatif üyesi olması ve daha önceki yıllarda kesin maliyet bedelinin ödenmesi nedeniyle genel kurul tarafından ibra edilmemiş bulunması ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun eşitlik prensibi gereğince belirlenen kesin maliyet bedelinin davalıdan talep edilebileceğine yönelik davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesi kararında yazılı açıklamalara,yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir isabetsizlik ve aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle davalının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı,kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalının istinaf başvurusunun HMK nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 26/10/2021 tarih ve 2019/870 E – 2021/890 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 13.502,15 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davalı tarafından peşin yatırılmış 3.461,00 TL harcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 10.041,15 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 29/12/2021