Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/2126 E. 2021/2265 K. 29.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/2126
KARAR NO: 2021/2265
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/10/2021
ESAS NO: 2019/760
KARAR NO: 2021/888
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil-Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/12/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 30/12/2021
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 26/10/2021 tarih ve 2019/760 E – 2021/888 K kararına karşı süresi içinde davacı / davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Kayseri’de faaliyet gösteren konut yapı kooperatifi olduğunu, kooperatifin genel kurulu tarafından şimdiye kadar usulüne uygun olarak kesin maliyet bedellerinin belirlenmesine ve üyelerden talep edilmesine yönelik herhangi bir karar alınmamış, davalı üye ve kooperatiften dairesini alan diğer 196 üyeden yalnızca geçici maliyet bedellerinin alındığını, bilirkişi komisyonu tarafından hesaplanan maliyetlerde arsa sahiplerine yapılan dairelerin maliyetleri kooperatif ortaklarına pay edilmemiş, arsa sahiplerine teslim edilen dairelerin maliyetlerine kooperatif üzerine yani hazihazırda evini teslim almamış üyelerin üzerine bırakıldığını, yine maliyet hesabında kat, cephe ve şerefiye bedeli farkları da gerçeği yansıtmadığını, kooperatiften istifa eden üyelere olan borçlar, evlerini teslim alan üyeler için kullanılan banka kredisi borçları, vergi, sgk, vs borçlar dairesini teslim alan üyelerin kesin maliyet bedeli hesabına eklenmemiş ve tüm bu borçlar dairesini teslim almadığını üyelere bırakıldığını, davalı ile yapılan arabuluculuk görüşmesi ve kendisine yapılan ihtara rağmen belirtilen süre içinde müvekkili kooperatife daire ve tapu devrinin yapılmadığını, muaccel hale gelen kesin maliyet bedeli borcunun da ödenmediğini, bunlardan bahisle; dava konusu taşınmaza tapu kaydının beyanlar hanesine davalıdır şerhi konulmasına, tapu kaydının iptali ile müvekkil kooperatif adına tescil edilmesine, tescil taleplerinin reddedilmesi halinde davalının kooperatife karşı kesin maliyet ve diğer hususlardan doğan edim borçları nedeniyle 5.000,00-TL kesin maliyet bedeli alacağının arabuluculuk başvuru tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkili kooperatife ödenmesi, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından dosyaya sunulan arabuluculuk tutanağında anlaşamama tutanağına konu belirtildiğini, bu sebeple de anlaşmama tutanağının dava şartını kapsayıp kapsamadığı konusunda belirsizlik bulunduğunu, müvekkilinin kooperatife olan borcunu ödediğini ve 2011 yılında kat mülkiyeti tapusunu aldığını, müvekkilini davalı kooperatifin üyesi olmadığını, zira 2011 yılında tapuyu aldıktan sonra kooperatif tarafından yapılan genel kurul toplantıları ve hazirun listesinde isminin bulunmadığını, genel kurula davet edilmediğini, davacının da müvekkilinin genel kurula davet etmeyerek müvekkilinin kooperatiften çıktığını ve ilişiğinin kesildiğini onayladığını, müvekkilinin yeniden üye olmak gibi bir talebinin ve başvurusunun bulunmadığını, genel kurul tutanakları ve hazirun cetvellerinin resmi belge olduğunu, yıllarca hazirun listesinde yer almayan kooperatiften çıkan ve tekrar üye olma talebi de bulunmayan müvekkilinin davacı tarafından kendiliğinden hazirun listesine eklenerek genel kurulda borç çıkartılmasının hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafından kesin maliyetler tespit edilerek ve belirlenen kesin maliyet bedellerinin müvekkili tarafından ödenerek taahhütname ve ilişik kesme belgesi ve 12.05.2011 tarihinde kat mülkiyetinin tapusunun müvekkiline verildiğini, 21.04.2019 tarihli genel kurul tutanağında şimdiye kadar belirlenen tüm maliyetlerin iptaline karar verildiğini, ancak söz konusu kooperatif genel kurulunda neden daha önceki kesin hesapların hatalı olduğunun açıkça belirtilmesi ve resmi tespitlerle gösterilmesi gerektiğini, kooperatif ile ilişiği kesilen müvekkiline bu kadar yıl sonra bu kadar borç çıkartılmasının hukuka aykırı olduğunu, ana sözleşmenin 61. Maddesi gereği ayrılmak isteyen ortakların ödemesi gereken kesin maliyet ve şerefiye ödeyerek borcu kalmayan ve ardından yapılan genel kurullara davet edilmeyen hazirunlarda yer almayan müvekkilinin kooperatiften çıktığını, kooperatifin de bunu kabul ettiğini, belirtilen nedenlerle davanın reddine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İddia ve savunmalar, yapılan yargılama, toplanan deliller, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyet raporu ve tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Davacı vekili dava dilekçesinde ilk olarak davaya konu taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili kooperatif adına tesciline bu mümkün olmadığı takdirde kesin maliyet bedelinin tahsiline karar verilmesini talep etmiş olup, dosya arasına celp edilen tapu kayıtları ve alınan bilirkişi raporları da dikkate alındığında davaya konu taşınmazın davalı … adına kayıtlı olduğu da gözetilerek davacının tapu iptali ve tescil talebi yerinde görülmemiş olup ancak kesin maliyet bedelini talep edebileceği kanaatine varılmıştır. Davacı vekili davasında tapu kaydının iptali ile müvekkil kooperatif adına tescil edilmesine, tescil taleplerinin reddedilmesi halinde davalının kooperatife karşı kesin maliyet ve diğer hususlardan doğan edim borçları nedeniyle 5.000,00-TL kesin maliyet bedeli alacağının arabuluculuk başvuru tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkili kooperatife ödenmesini talep etmiş ise de mahkememizce alınan tüm bilirkişi raporları, toplanan tüm deliller ışığında davacı kooperatif kesin hesaptan bakiye kalan alacağı talep edebileceği, yapılan hesaplamalara göre davacı kooperatifin kesin hesaptan dolayı bakiye alacağının 209.299,00-TL olduğu, davacı defterlerinde 2011 yılında davalı adına açılan … isimli hesap üzerinden davalının kooperatife 118.120,00-TL ödeme yaptığı, buna göre, davalının kooperatife ödediği üyelik ödemelerinin güncellenmiş halinin ise 217.487,34-TL olduğu anlaşılmakla, davacının davasının kabulüne taleple bağlılık kuralı gereği 207.571,00-TL alacağının 5.000,00-TL’ sinin dava tarihi olan 21/11/2019 tarihinden, 202.571,00-TL’sinin ıslah tarihi olan 03/03/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilerek, Davanın KABULÜ ile; taleple bağlılık kuralı gereği 207.571,00-TL alacağının 5.000,00-TL’ sinin dava tarihi olan 21/11/2019 tarihinden, 202.571,00-TL’sinin ıslah tarihi olan 03/03/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, Tapu iptal ve tescil talebinin REDDİNE, …” şeklinde karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme her ne kadar gerekçesinde ‘davalı, taşınmazı davacı kooperatife iade etmediği ve davacı kooperatif genel kurulunda davalının istifasının kabul edildiğine dair açık bir karar alınmadığı için davalının üyeliğinin devam ettiği anlaşılmıştır.’ şeklinde gerekçe ile müvekkilin üye olduğu kanaati ile aleyhine borç çıkarmışsa da müvekkil kendisine tebliğ edilen kesin maliyet bedelini ödemiş ilişik kesme belgesi düzenlenerek kendine verildiğini ve tapusunu aldığını, üye olmayan müvekkilin yıllar sonra haziruna eklenerek genel kurulda borç çıkarılması kanuna da aykırı olduğunu, müvekkilin davacı kooperatife borçlu olduğunu kabul etmemekle birlikte her ne kadar davacı kooperatif dava dilekçesinde ve bilirkişi raporunda da daha önce çıkarılan kesin maliyetlerin 2019 yılında yapılan genel kurul kararı ile iptal edildiği,bu kararın üyeler arasında eşitliğin sağlanmaması sebebiyle alındığı, bu sebeple kazanılmış geçerli olduğu ve kazanılmış hakları ihlal etmeyeceğinin değerlendirildiği, bu hususta da Y. 23. H. D. 2011/12 e. 2012/995 k. Sayılı ilamının örnek teşkil ettiğini belirtmişse de davacı kooperatifin halen kaç üyesi olduğu ve 2019 yılı kesin maliyetin kaç üyeye çıkarıldığı tespit edilmediğini, 21.04.2019 tarihli genel kurul tutanağında şimdiye kadar belirlenen tüm geçici ve kesin maliyetlerin iptaline karar verildiği belirtilmişse de kooperatif genel kurulunda; neden daha önceki kesin hesapların hatalı olduğunun açıkça belirtilmesi ve resmi tespitlerle gösterilmesi gerektiğini, aksi bir durumun keyfiliğe yol açacak ve istenilen her durumda yeniden kesin maliyet çıkarılabileceğini, bu yönüyle dahi genel kurul kararına göre yeniden borç çıkarılması hukuken mümkün olmadığını, ayrıca müvekkillerimizden … adına Kayseri 1. ATM’nin 2021/54 Esas sayılı dosyası ile davaya konu 21.04.2019 tarihli genel kurul toplantısında alınan 10 no.lu kararın iptali ve yoklukla malül olduğunun tespiti talepli dava açılmış olup bu davada 2019 tarihli genel kurul toplantısına müvekkil ve müvekkil gibi kesin maliyeti ödemiş ilişiği kesilen bir çok üye 2019 tarihli hazirun listesinde ismi dahi olmadan, genel kurulda borç çıkarıldığını ve dava açılmış olup bu sebeple de 2019 tarihli genel kurulun zaten eşitlik ilkesine aykırı olduğu, alınan kararın yoklukla malül olduğu gerekçesi ile dava açıldığını, müvekkillere kesin maliyet sebebiyle açılan davalarda ise gerek bilirkişi raporlarında gerek yerel mahkeme kararlarında istifa yoluyla kooperatif ortaklığından ayrılarak iliişiği kesilmesinin mümkün olmadığı hatta bu kişilerin genel kurula davet edilmemesinin sehven yahut yönetim kurulunun hatası sonucu davet edilmemiş olabileceği, bu kişilerin sehven hazirunlarda yer almadığı yönünde tespitte bulunulduğunu ve müvekkillerin üye olduğundan bahisle aleyhine alacağa hükmedildiğini, davacı kooperatif 2019 yılı genel kuruluna 304 ortak olduğundan bahisle 304 kişi davet edilmesine rağmen yaklaşık 350 kişiye kesin maliyet yazısı tebliğ edildiğini, bu durumda kooperatifin ortak sayısının 304 kişi olmadığı dolayısıyla 80 kişi ile toplanamayacağı ve genel kurulun yoklukla malül olduğu açıktır. davacı kooperatifin eldeki davada talep ettiği kesin maliyet de ana sözleşmeye göre kesin maliyet olmayıp davacı tarafından talebi mümkün olmadığını, davacı taraf çıkarılan kesin maliyeti üyelere gazetede ilan etmek suretiyle tebliğ etmiş olup yargılama esnasında da defalarca belirtildiği üzere kooperatifin ana sözleşme 61. Maddesinde kesin maliyet raporunun yönetim kuruluna noter vasıtasıyla, taahhütlü mektup yahut elden tebliğ edilmek suretiyle gerçekleştirileceği düzenlendiğini, her ne kadar hükme esas alınan bilirkişi raporunda tebliğin usulüne uygun olduğu belirtilmişse de bu husus hakimin hukuki bilgi ve birikimi ile çözülecek hususlardan olup mahkeme ise bu hususta herhangi bir gerekçe belirtmediğini, yıllarca genel kurula davet edilmeyen müvekkilin üyelik ile ilişkisinin kesildiği açık olup olup Yapı Kooperatifleri ana sözleşmesi ortakların Şahsi Sorumlulukları başlıklı 20. Maddesi, 1163 sayılı yasa gereği de davacının alacak talebi zamanaşımıan uğradığını, davalının yapılan ödemelerinin sepet hesabı yöntemine göre de değerlendirilmesi talep edilmiş yargılama esnasında bilirkişi raporları alınmamış fakat yerel mahkeme neden sepet hesabının uygulanmaması gerektiği yönünde gerekçesinde bir değerlendire yapmadığını, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davacının davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. talep etmiştir.Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinafa cevap dilekçesinde özetle; müvekkil kooperatifçe 20.02.2011 tarihinde yapılan genel kurul ile biten ve teslim edilen konutların geçici maliyetlerinin tespiti için komisyon kurulması, belirlenen maliyetin ve şerefiye bedellerinin ilgili üyelere tebliğ edilmesi kararı alındığını, üyelere teslim edilen toplam 196 dairenin geçici maliyeti çıkarılarak üyelerden talep ve tahsil edildiğini, bilirkişi komisyonu tarafından hesaplanan maliyetlerde arsa sahiplerine yapılan dairelerin maliyetleri kooperatif ortaklarına pay edilmediğini, bu dairelerin maliyetleri kooperatif üzerine yani halihazırda evini teslim almamış üyelerin üzerine bırakıldığını, yine geçici maliyetlerin hesabındaki kat, cephe ve şerefiye bedeli farkları da gerçeği yansıtmadığını, eksik ve hatalı maliyetlerle kooperatif ortaklarına kat mülkiyet tapuları ferdileştirme ile verildiğini ve daireleri teslim edilen 197 arsa sahibinin daire maliyetleri hesaplanmayarak ve kooperatiften dairesini teslim almış üyelere yansıtılmayarak 506 dairenin maliyeti (teslim edilen 197 arsa sahibi dairesi, devam eden 152 üye dairesi ve devam eden 157 arsa sahibi dairesi) geriye kalan 109 üyeye yüklendiğini, kooperatiften istifa eden üyelere olan borçlar, evlerini teslim alan üyeler için kullanılan banka kredisi borçları, vergi, sgk vs. borçlar dairesini teslim alan üyelerin kesin maliyet bedeli hesabına eklenmediğini ve tüm bu borçlar dairesini teslim almamış üyelere bırakıldığını, tüm bu sebeplerle evini almamış kooperatif üyeleri açısından büyük mağduriyetler ortaya çıktığını, davalı, istinaf dilekçesinde kendisinin kooperatife ödemiş olduğu miktarların doğru bir denkleştirme hesabı ile hesaplanmadığı iddia etmiş olsa da bu husus tamamen hukuki dayanaktan yoksundur zira endekslemenin nasıl yapılması gerektiği kooperatif ana sözleşmesi 61/b maddesinde düzenlendiğini, hem inşaat maliyetleri hem de üyelerin ödemiş olduğu bedellerin endekslemesi yapılırken kooperatif ana sözleşmesinin 61. maddesinin (b) bendine göre usulüne uygun şekilde müteahhitlik karne katsayısına göre endeksleme yapıldığını, davalı vekili her ne kadar bir kısım üyelere kesin maliyet bedelinin ilanen tebliğ edildiğini ve bu hususun hukuka aykırı olduğunu iddia etse de kooperatif tarafından üyelerin bilinen en son adresine tebligat yapıldığını, ancak bir kısım üyeler adresini güncellemediği için tebligat iade döndüğünü, kooperatif ana sözleşmesinin kesin maliyet şerefiye bedeline ilişkin olan 61. maddenin c bendinde: “…bu rapor yönetim kurulunca taahhütlü mektup veya elden imza karşılığında ortaklara tebliğ edilir…” şeklinde düzenlenmiş olup, kesin maliyet hesabı, kooperatif üyelerinin tamamı hakkında kooperatife bildirdikleri adrese iadeli taahhütlü posta ile tebliğe çıkarıldığını, müvekkil kooperatif tarafından üyelere taahhütlü posta yolu ile tebligat yapılması ile müvekkilin tebliğ yükümlülüğü sona erdiğini, ancak davalı gibi bir kısım üyeler adreslerini güncellemedikleri ve yeni adreslerini kooperatife bildirmedikleri için ve yine bir kısım üyeler gelen tebligatı bilerek ve kötü niyetli olarak iade ettikleri için bazı tebligatlar kooperatife iade döndüğünü, kooperatifin kayıtlarında bulunan adresler, üyelerin kendilerinin bildirdikleri adresler olup, adreslerini güncelleme ve yeni adreslerini kooperatife bildirme yükümlülüğü üyelere ait bulunduğunu, davalı vekilince Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/54 E. Sayılı dosyası ile müvekkil kooperatife karşı Genel Kurul Kararının İptali- yokluğu davası açılmış olduğunu bu sebeple bekletici mesele talep edildiğini ancak mahkemece hatalı şekilde bu talebin reddedildiğini beyan ettiğini, genel kurula bakanlık temsilcisinin katıldığı, toplantı ve karar yeter sayılarının tam olduğu, yokluk halinin bulunmadığını, bu husus dosya arasına alınan bilirkişi raporunda da ayrıntılı şekilde incelenmiş ve değerlendirildiğini, açılan dava kooperatif tarafından açılan kesin maliyet davalarını uzatmaya yönelik olup açıkça kötü niyetli olduğunu, davalının soyut, mesnetsiz, usule, yasaya ve hukuka aykırı istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. …. Talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, davacı Kooperatif tarafından, Kooperatif üyesi olan davalı aleyhine terditli olarak açılan tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde 21.04.2019 tarihli genel kurul kararı uyarınca belirlenen kesin maliyet bedelinin tahsili talebine ilişkindir.Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Dosya kapsamında somut olayın özelliklerine uygun, denetlenebilir bilirkişi raporu, toplanan deliller, ilk derece mahkemesinin olay nitelendirilmesi ve gerekçesi nazara alındığında; davalının halen kooperatif üyesi olması ve daha önceki yıllarda kesin maliyet bedelinin ödenmesi nedeniyle genel kurul tarafından ibra edilmemiş bulunması ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun eşitlik prensibi gereğince belirlenen kesin maliyet bedelinin davalıdan talep edilebileceğine yönelik davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesi kararında yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir isabetsizlik ve aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle davalının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalının istinaf başvurusunun HMK nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 26/10/2021 tarih ve 2019/760 E – 2021/888 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 13.837,62 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davalı tarafından peşin yatırılmış 3.545,00 TL harcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 10.292,62 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 29/12/2021