Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/2117 E. 2021/2309 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2117
KARAR NO: 2021/2309
KARAR TARİHİ: 30/12/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/07/2021
ESAS NO: 2017/1013
KARAR NO: 2021/602
DAVA: Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 31/12/2021
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 13/07/2021 tarih ve 2017/1013 E – 2021/602 K kararına karşı süresi içinde asıl dava davacılar vekili ve davalı kooperatif vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Asıl dava dosyasında davacı … adına vekaleten kendi adına asaleten … dava dilekçesinde özetle; davacıların davalı kooperatifin 136 ve 137 nolu üyeleri olduklarını, davalı kooperatifin 30/06/2017 tarihinde Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan kararların Kooperatifler Kanunu ve Kooperatif Anasözleşme hükümlerine aykırı olduğunu, davacılara usulüne uygun bir çağrı yapılmadığını, toplantıya katılan üyelerin bir kısmının hukuken geçerli bir üyeliklerinin bulunmadığını, toplantı nisabının bulunmadığını, alınan kararların yoklukla malul olduğunu, davacıların kooperatife olan borçlarını tamamen ödedikleri bir borçları kalmadığını, genel kurul toplantısında alınan kararlara davacıların muhalefet şerhi de koyukları denetim kurulu raporunun okunmadığını, okunmuş gibi oylama yapıldığını bildirerek, davalı kooperatifin 30/06/2017 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların yoklukla malul olduğunun tespitine, bunun mümkün olmaması halinde toplantının 6. ve 7. maddeleri ile alınan kararların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.Birleşen dava dosyasında davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı kooperatifin 30/06/2017 tarihinde yapılan genel kurul toplantısına yetkisi kişilerin katıldığı, hukuka ve mevzuata aykırı kararlar alındığı toplantıya vekili vasıtasıyla katılan üyelerin vekaletnamelerinin sahte olduğu, toplantıya asil olarak yahut vekili marifetiyle katılan bir kısım kişilerin kooperatif üyesi olmadıkları, genel kurul toplantısını 2,4,6 ve 7 nolu maddesi ile alınan kararların kooperatif kanununa, kooperatif anasözleşmesine afaki iyiniyet kurallarına aykırı olduğu ve iptallerine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili 29/01/2019 tarihli asıl ve birleşen davaya karşı cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul etmediklerini, davacıların sadece muhalefet şerhi başlıklı bir dilekçe verdiklerini, bunun muhalefet şerhi olmadığını, genel kurulun usule uygun olduğunu, davacıların amacının kooperatifi ve ortaklarını mağdur etmek olduğunu bildirerek davanın reddine karar verilmesi istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkeme kararında “…Somut olayda, genel kurulda alınan kararlarda butlan sonucunu doğuracak bir hukuki sakatlık bulunmadığından davacıların ilk talebi olan 30/06/2017 tarihli genel kurul kararının iptali talebinin reddine karar vermek gerekmiş, ayrıca genel kurulun 7. maddesinde anılan konutunu teslim alanlardan 2017 Temmuz ayından itibaren 500,00-TL bira bedeli alınması kararı, kanuna ve ana sözleşmeye aykırı olmadığı gibi, konutunu teslim alanların teslim almayanlara göre avantajlı olması ve bu avantajın, eşitlik ilkesini bozması nedeniyle dengeleme amaçlı kira kararının dürüstlük ilkesine aykırı olmadığı anlaşılmakla davalı kooperatifin 30/06/2017 tarihli genel kurulda alınan kararlardan 7 nolu maddenin iptali talebinin de reddine karar vermek gerekmiş, asıl dava dosyası yönünden davacıların davasının reddine, birleşen mahkememizin 2017/1011 esas sayılı dava dosyası yönünden davacıların davasının kısmen kabulü ile,…” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı asıl dava davacı vekilleri ve davalı kooperatif vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Birleşen dosya davacılar vekilince sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle;Yerel Mahkeme tarafından verilen kararda hükme esas alınan bilirkişilerce eksik ve hatalı inceleme yapılmış olup, bilirkişi tarafından hazırlanan raporların hükme esas alınmasının hukuka aykırı olduğunu, yerel mahkemedeki dava dosyasına rapor sunmakta olan bilirkişiler tarafından dava konusu genel kuruldan önceki genel kurul olan 25.06.2016 tarihli genel kurulun iptali için açılmış olan Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1279 E. sayılı dosyasına sunulmuş olan 31.01.2018 tarihli raporda sahte üye kayıtlarının varlığının tespit edildiğini ve bu sahte üyelerin genel kuruldan önce kooperatife üye yapıldığını ve genel kurul toplantılarının 60-70 ortağın asaleten veya vekaleten katılımı ile yapılırken genel kurul toplantısı öncesi çok sayıda üye kaydı yapıldığını ve bu yeni kayıtlı üyelerin önemli bir kısmının genel kurul ayı itibariyle aidat yatırmadığı tespitlerinde bulunduklarını, aynı şekilde yine işbu davaya konu genel kuruldan sonra yapılan 29.06.2018 tarihli genel kurul kararlarının iptali dosyasında rapor tanzim eden bilirkişilerin aynı bilirkişiler olup Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/540 E. sayılı dosyasına sunmuş oldukları 30.10.2019 tarihli rapor ile toplam 18 kişinin ortaklık aidatı olarak kooperatife hiçbir ödemesinin bulunmadığını, dolayısıyla bu kişilerin genel kurulda oy kullanması için ortak yapıldıklarını, bunların oylarının geçersiz sayılması gerektiğini, genel kurulda alınan oyların en fazla yedi veya sekiz oy fark ile alınmış olmasından dolayı oyların sakatlandığını ve genel kurulda alınan tüm kararların yoklukla malul olacağı tespitinde bulunduklarını, ancak yerel mahkemeye rapor sunan bilirkişilerin her nasıl oluyorsa işbu davaya konu edilen 30.06.2017 tarihli genel kurul için bu tespitlerinin tam tersi yönünde rapor tanzim ettiğini, bu nedenle bilirkişilerin dosyaya sunmuş olduğu raporların hükme esas alınmasının hukuka aykırı olduğunu, işbu davaya konu genel kurulda da aynı usulsüzlükler yapılmaya devam edildiğini, davalı kooperatif yönetimi genel kurullarda kendi lehlerine kararlar aldırmak için genel kurul toplantısından önce kanun ve ana sözleşmeyi hiçe sayarak yeni üyeler kaydetmekte ve bu üyelerin ana sözleşmeye aykırı bir şekilde hiçbir aidat ödemesinde bulunmadığını, Genel kurul toplantısı yapıldıktan sonra da suni çoğunluk sağlamakta kullanılan üyelerin üyelikten çıkartıldığını, nitekim, bu durumun 30.06.2017 tarihinde yapılan genel kurul toplantısının hazirun cetvelleri incelendiği takdirde açık net bir şekilde görüldüğünü, toplantıda üyeler adına vekaletnameler sunularak toplantıya vekil olduklarını beyan eden kişiler katıldığını ve muhtelif kararlar alındığını, ancak sunulan bu vekaletnamelerin de sahte olduğunun anlaşıldığını, zira, toplantıya katılmak için vekaletname veren bu kişilerin sunmuş oldukları dilekçelerin birbirinin aynısı denilebilecek nitelikte olup birçok vekaletnamede kullanılan yazıların aynı tip ve formatta olduğunu, yani aynı el tarafından (yönetim) düzenlendiğinin açık olduğunu, bu şekilde kooperatif yönetiminin her yıl hukuksuzluğuna yeni birini ekleyerek kooperatifin kendi menfaatleri doğrultusunda yönlendirmeye ve yönetmeye devam ettiğini, Bununla birlikte müvekkillerinin peşin ve sabit ödemeli üye olup müvekkillerinden aidat ve kira ödemesinin talep edilemeyeceğini, davalı kooperatifin 25.06.2011 tarihli genel kurulunun 11. Maddesinde ” Kooperatifin uhdesinde bulunan fazla dairelerin asgari 115.000,00(Yüzonbeşbin) TL bedelle satılması tapuların verilmesine” ve yine “29.06.2013 tarihli genel kurul toplantı tutanağının 8. Maddesinde de; konut bedellerinin karar bağlandığı, buna göre müteahhit ile anlaşılarak zemin kat daireler için 100.000 TL, son katlar için 110.000 TL ve ara kat daireler için 115.000 TL olmak üzere bedel belirlendiğini, bu bedellerin 31.08.2013 tarihine kadar ödenmesini; verilen süre içerisinde ödeme yapılmaması halinde de kendisine ait daire borcunu ödemeyen ortaklar için daire bedellerinin inşaat maliyet bedelleri üzerinden yeniden tespitine maliyetin esas alınması hususunda yönetim kurulunun dilediği şekil ve şartlarda yetkili kılındığı,” şeklinde karar alındığını ve bu genel kurul kararlarının kesinleştiğini, müvekkillerinin, davalı kooperatif genel kurulu tarafından alınan ve onaylanan bu kararlar üzerine 115.000,00- TL ödeyenlerin tapularının verilmesi ve bundan sonra yapılacak konutların yap-sat usulü ile satılması kararı gereği peşin ödemesini yapıp tapusunu aldığını, bu nedenle müvekkillerinin peşin ve sabit ödemeli üye konumunda olup müvekkillerinden aidat ve kira talebinde bulunulamayacağını, bu durumun Kooperatifin Genel kurul tutanaklarından, kooperatifin internet sitelerinde yaptıkları ilan ve yayınlardan ve kooperatif ile üyeler arasında devam eden ve etmekte olan birçok hukuk dosyasında ve ceza dosyasında alınan bilirkişi raporlarında açıkça görüldüğünü, ancak 30.06.2017 tarihli genel kurulun 6. Maddesi ile konutunu teslim alan üyelere 41.000 TL borç çıkarılması hususunun gündemde olmadığı halde oylanmış ve kabul edildiğini, dolayısıyla gündem dışı bir konuda karar alındığını ve bu 41.000 TL tutarın geriye dönük şekilde peşin ve sabit ödemeli üyeler yönünden de kabul edilmesinin Kanuna, Ana Sözleşmeye ve eşitlik ilkesine açıkça aykırı olduğunu, nitekim, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1279 E. sayılı dosyasında 31.01.2018 tarihinde rapor ibraz edilmiş ve 25.06.2016 tarihli genel kurul tutanağının 6 numaralı maddesi ile ilgili değerlendirmede “2013 tarihli genel kurulun 8. nolu maddesi ile alınan karar çerçevesinde ödeme yapanlar için söz konusu ödemelerin istenmesi mümkün olmayacaktır. ancak ödeme yapmayanlar bakımından yeni tespite göre, yeni bedellerin belirtilen şekilde alınması mümkündür… zira, önceki genel kurulda alınan karara istinaden ödemeleri yapanlar için ayrıca bir ödeme zaten olmayacaktır. ödeme yapmayanlar için geçerli olacak bu husus bakımından kanuna esas sözleşmeye iyi niyet kaidelerine bir aykırılıktan bahsedilemez.” şeklinde olup müvekkillerinin peşin ve sabit ödemeli üye olduğu tespitinde bulunduklarını, ayrıca Kooperatifin müvekkillerinin 29.03.2013 tarihli genel kurul toplantısının 8 numaralı kararı ile belirlenen konut bedellerini ödeyerek tapularını aldıklarını ve bu durumun da kooperatif defter ve kayıtlarına işlenmiş olduğunun açık olduğunu, müvekkillerinin 2013 yılında belirlenen daire bedellerini ödediği için davalı kooperatiften alacaklı görünmekte iken, davalı kooperatifçe daireleri teslim edildikten sonra davalı kooperatifin bir sonraki yıla ait defterlerinde kayıtlarının bulunmadığını, kaldı ki, Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/151 E. 2018/707 K. sayılı ceza dosyasında 115.000 -TL peşin ve sabit bedelle Kooperatifin daire sattığını, inşaatların yap- sata çevrildiği yolunda internet çıktısının kendi internet sitelerine ait olduğu yönünde yöneticilerin ayrıca beyanlarının da söz konusu olduğunu, dolayısıyla müvekkillerinin parasını peşin olarak ödediğini ve kendilerine ait dairelerinde malik sıfatıyla oturmakta olup müvekkilleri ve müvekkilleri ile aynı statüye sahip üyelerden aidat, kira talebinde bulunulamayacağını, bir kişinin maliki olduğu taşınmaz için kooperatif tarafından kira alacağının talep edilmesinin kabul edilemeyeceğini, nitekim geçmiş yıllarda konutlara erken oturanlardan kira alınması hususunun görüşülüp esasen reddedilmiş olmakla ve buna göre de maliyet tespit edilmiş olmakla birlikte müvekkillerinden ve benzeri durumdaki üyelerden kira alınmasını öngören 30.06.2017 tarihli genel kurul tutanağının 7 nolu maddesi yok hükmünde olup uygulanması söz konusu dahi olamayacağını, müvekkillerinin peşin ve sabit ödemeli üye olması nedeniyle kazanılmış hakları kooperatif yöneticilerinin keyfi tutumları ile bertaraf edilemeyeceğini, .böyle bir durumun anayasal müykilet hakkının ihlali olduğunu, 30.06.2017 tarihli genel kurul toplantınsın 4 numaralı kararı ile yönetim ve denetim kurulunun ibralarına karar verildiğini, ancak bu ibra kararının da geçersiz olduğunu, zira yönetim ve denetim kurulu hakkında ceza davası açıldıktan sonra ilk genel kurul toplantısı olan 30.06.2017 genel kurul toplantısında gündeme alınıp görüşülmesi gerektiğini, ancak bu konuda genel kurulda gündem maddesi eklenmesini bırakın Kooperatifin 15.06.2019 tarihli 2018 yılına ait dönem denetim kurulu yıllık çalışma raporunda dahi bu durumun “Yönetim kurulu üyeleri hakkında açılmış herhangi bir dava bulunmamaktadır.”şeklinde rapor edildiğini, nitekim, Kooperatif Kanunu m.56 “Haklarında yukarıdaki suçlarla ilgili olarak kamu davası açılmış olanların görevleri ilk genel kurul toplantısına kadar devam etmekle beraber, yönetim kurulunca bu durumdaki üyelerin genel kurulca azli veya göreve devamı hakkında karar alınmak üzere yapılacak ilk genel kurul gündemine madde konulur” emredici nitelikte olup bu madde de belirtilen prosedürün yerine getirilmesi gerektiğini ancak herhangi bir şekilde ne davaya konu genel kurulda ne de daha sonraki hiçbir genel kurulda gündeme madde olarak alınmadığını, Zira, haklarında ceza davası açılmış ve yargılamaları devam ederken yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmesinin hukuka, dürüstlük kuralına ve tüm mevzuata aykırı olduğunu, ileri sürerek Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1013 E. 2021/602 K. sayılı 13.07.2021 tarihli kararının kaldırılarak davalı Kooperatifin 30.06.2017 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların toplantıya katılmaması gereken kişilerin genel kurul toplantısına katılması sebebiyle tümüyle iptaline, aksi kanaat durumunda ise davalı Kooperatifin 30.06.2017 tarihli genel kurul toplantısında alınan 2,4,6 ve 7 numaralı kararların iptaline karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.Davacı asil ve davacı … vekilince sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yukarıda esas ve karar numarası belirtilen kararı ile açmış oldukları davanın reddine karar verildiğini, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, taraflarından açılan iş bu dava ile birleşen dava davacıları tarafından açılan ve iş bu dava ile birleştirilen 2017/1011 E sayılı dava mahiyeti ve içeriği itibarıyla aynı davalar olduğunu, gerek birleşen dava davacıları gerekse taraflarınca açılan davada kooperatif genel kurulunda alınan kararların iptalinin talep edildiğini ve her iki davadaki davacılarda kooperatif genel kurulunda alınan karara istinaden borçlarını yıllar önce peşin olarak ödeyerek ev sahibi olmuş kişiler olduğunu, yani davaların ve taleplerin aynı olduğunu, bu itibarla birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilirken taraflarınca açılan davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, kararın öncelikle bu yönüyle hukuka aykırı olup ortadan kaldırılması gerektiğini, mahkeme kararına esas alınan bilirkişi raporunun yüzeysel olarak hazırlandığını, çelişkilerle dolu ve daha önce aynı bilirkişiler tarafından geçmiş yıllarda yapılan genel kurul kararlarının iptaline yönelik açmış oldukları davada vermiş oldukları raporlara da aykırı olduğunu, zira aynı bilirkişilerce Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1279 E sayılı dosyasına verilen ve ekte ibraz edilen 31.01.2016 tarihli bilirkişi raporunun 3. sayfa 3 numaralı bendinde “davacılar, kendilerinin kesin maliyet ödemesi yaptıklarını beyan etmekte olup, kendilerinin bir bedel ödememesi gerektiğinden bu maddenin iptalini istemektedirler. 2013 tarihli bu genel kurulun ,8. maddesinde konut bedellerinin görüşülüp karar bağlanması maddesine geçildiği ve verilen teklifler sonucu zemin kat daireler için 100.000,00tl. son kat daireler için 110.000,00 tl. , ve normal kat daireler için 115.000 tl. olmasına be bedellerin 31. 08.2013 tarihine kadar ödenmesine, verilen süre içerisinde ödemeyenler için inşaat maliyetinin yeniden tespitine karar verilmiştir. bu alınan genel kurul kararı çerçevesinde ödeme yapanlar için söz konusu ödemelerin istenmesi mümkün olmayacaktır. ancak ödeme yapmayanlar için, yeni tespite göre ,yeni bedellerin belirtilen şekilde alınması mümkündür. .. zira önceki genel kurulda alınan karara istinaden ödemeleri yapanlar için ayrıca bir ödeme zaten olmayacaktır” şeklinde rapor verdiklerini, ancak iş bu davada vermiş oldukları raporda Genel Kurulda alınan 6 numaralı aidat kararının kanuna, ana sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olmadığını belirttiklerini, bu hususun kabul edilebilir olmadığını, zira bilirkişilerin Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1279 E sayılı dosyasına vermiş oldukları raporda da belirttikleri üzere kooperatif genel kurulunda alınan 31.08.2013 tarihli Genel Kurul Kararına istinaden, genel kurulda belirtilen tarih olan 31.08.2013 tarihinden önce ödemelerini yapanlardan aidat talep edilmesinin mümkün olmayacağını, genel kurul kararına istinaden toplu olarak ödemelerini yaptıklarından kooperatife aidat borçlarının kalmadığını, aidat borçlarını peşin olarak ödediklerinden artık müvekkilinin ve kendisinin de aidatlardan sorumlu tutulmalarının mümkün olmadığını, bu itibarla 6 numaralı kararın iptali yönünde ki talep ve davanın reddinin hatalı olduğunu, bilirkişilerce peşin olarak kooperatife olan borcumuzu ödedikleri hususunun inceleme konusu yapılmadığını, oysa geçerli bir genel kurul kararına istinaden 115.000,00TL ödediklerinden müvekkilinin de kendinin de kooperatife aidat borçlarının bulunmadığını, ileri sürerek Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1013 E. 2021/602 K. sayılı dosyasından verilen kararın ortadan kaldırılarak davanın kabulü ile kooperatif genel kurul kararlarının iptaline karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir….Konut Yapı Kooperatifi temsilcileri tarafından sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yapılan yargılama neticesinde, toplamrılan deliller, bilirkişi taporu ve tüm dosya kapsamından hareketle; birleşen dava dosyasında davacılar vekili dava dilekçelerinde özetle davalı kooperatifin 30.06.2017 tarihinde yapılan genel kurul toplantısının iptalini talep ettiklerini, söz konusu talebin gerekçesi olarak; toplantıya yetkisiz kişilerin katıldığını, vekil sıfatı ile katılanların vekaletnamelerinin sahte olduğunu, 2, 4,6, ve 7 nolu maddeler ile alınan kararların kooperatif kanununa, kooperatif ana sözleşmesine, afaki iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu ve iptallerine karar verilmesi gerektiğini iddia ettiğini, dosya kapsamında düzenlenen 17.12.2019 tarihli bilirkişi raporunda mahkemece iptaline karar verilen 6 nolu karar hakkında yapılan değerlendirmelerde “alınan aidat kararının kanuna, ana sözleşmeye ,dürüstlük kuralına aykırı olmadığını ancak evini teslim alanların 2017 yılı için 4100090 TL ödeyeceğine ilişkin kararın ödenecek 2.000,00 TL aidat dışında ayrıca 41.000, 00 TL ödemeyi içeriyorsa bunun ne amaçla ve neden alındığı gerekçelendirilmediği” şeklinde tespit yapıldığını, bilirkişilerce aynı hususta düzenlenen 08.02.2021 tarihli ek raporda ise kök rapordaki kanaatlerinde bir değişiklik olmadığının beyan edildiğini, iptale konu genel kurul toplantı tutanağında muhalefet şerhinin bulunmadığını, dosya kapsamında yer alan iptale konu genel kurul toplantı tutanağında ; muhalefet şerhi bulunmadığının açıkça ortada olduğunu, öncelikle bu nedenle davanın, ki dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, muhalefet şerhinin oylama sırasında oylamaya ilişkin olarak yapılması gerektiğini, huzurdaki dosya bilirkişi raporunda davacıların Yönetim kurulunun ibrası görüşülürken tüm maddelere ilişkin muhalefet şerhi başlıklı bir dilekçe verdiklerini, iptale konu 6. gündem maddesi görüşülmekte iken keyfiyete ilişkin herhangi bir beyanlarını tutanağa geçirmediklerinin belirtildiğini, ancak yerel mahkemece bu hususun muhalefet şerhi şartının sağlandığını benimseyerek dava şartı yokluğu nedeni ile davayı reddettiğini, işin esasına girdiğini, bu hususun kanaatlerince hatalı olup dosyanın bu nedenle de reddedilmesi gerektiğini,GK toplantısında bizzat yada temsilci vasıtası ile hazır bulunan ve muhalefetini zapta geçiren pay sahiplerinin iptal davası açabileceklerini,ancak TTK m. 446 hükmünde aranan muhalefetin, görüşmeler sırasında ve gündeme ilişkin hükmünde aranan muhalefetin, : görüşmeler sırasında ve gündeme ilişkin olarak değil, özellikle oylama sırasında ve oylama sonucuna ilişkin olarak yapılması gerektiğini, aynı şekilde oylama öncesi yapılan görüşmeler sırasında, sonradan alınacak karara esas olması muhtemel bir öneriye karşı olduğunun belirtilmesinin alınan karara muhalif olduğu anlamını taşımayacağını, dolayısıyla muhalefetin alınan karara karşı oylama sırasında yapılması gerektiğini, yerel mahkemece 6 nolu gündem maddesinin iptaline yönelik verilen kararın hukuk ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, söz konusu gündem maddesine hem üyelerin 2.000,00 TL aidat ödemesine ilişkin karar verilmiş olup, hem de evini teslim alanların 2017 yılı için 41.000,00 TL ödeme yapmalarına ilişkin karar verildiğini, söz konusu karara ilişkin düzenlenen bilirkişi raporlarında aidat kararının kanuna, ana sözleşmeye dürüstlük kuralına aykırı olmadığı yönünde kanaate varıldığını, 41.000,00 TL tutarındaki ödemeye ilişkin olarak ise; ne amaçla ve neden alındığı gerekçelendirilmediğinden KK. gereğince var olan nispi eşitliği ortadan kaldırır nitelikte olup, dürüstlük kuralma aykırı olduğu kanaatine varıldığını, yerel mahkemenin düzenlenen gerekçeli kararda; evini teslim alanların 2017 yılı için 41.000,00 TL ödeyeceğine ilişkin kararın ödenecek 2.000,00 TL aidat dışında ayrıca 41.000,00 TL ödemeyi içeriyorsa, bunun ne amaçla ve neden alındığı gerekçelendirilmemiş olup, KK. gereğince var olan nispi eşitliği de ortadan kaldırır nitelikte olup dürüstlük kuralına aykırı olduğu ve bunun yanı sıra evini teslim alanların sadece 41.000,00 TL ödemesi esaslı ise bunun da hangi amaçla alındığı, eşitlik ilkesinin hangi gerekçe ile bozulduğu anlaşılmadığından normal üyenin o yıl ödeyeceği rakam ile evini teslim alan ortak arasındaki farkın fahiş olacağından dürüstlük kuralına aykırılık nedeni ile genel kurul kararındaki 6. maddenin iptali gerektiği kanaatine varıldığını, davalı kooperatifin inşaatlarinin halen devam ettiğini, Kooperatif bünyesindeki üyelerin bir kısmı 100.000,00-130.000,00 TL civarında ödeme yapmış olup, üyelerin bir kısmı da 150.000,00-160.000,00 TL civarında ödeme yaptığını, kooperatifin inşaatlarinin halen devam ettiğinden söz konusu 41.000,00 TL’lik ödeme kararı evini teslim alan üyelerden ödemesi gereken aidatlar haricinde talep edildiğini, her ne kadar mahkemece söz konusu talebin gerekçesizliği ve nisbi eşitlik ilkesine aykırılığı nedeni ile ilgili maddenin iptaline karar verilmiş olsa da 41,000,00 TL tutarındaki ödemeye ilişkin verilen kararın evini teslim alan üyeler ile henüz teslim alamayan üyeler arasındaki eşitliği sağlama amacı taşıdığını, kaldı ki; üyeler arasındaki ödeme miktarındaki farkı kapatma ve evini henüz teslim alamayan üyelerin inşaatlarının devamını sağlama amacını taşıyan işbu kararın iptalinin eşitlik dengesini bozduğunu, Genel kurul toplantısında alınan 6 nolu karar kooperatifin işletmesel meselesi olup toplantı esnasında alınan kararın gerekçelendirilmesi şartının da bulunmadığını, söz konusu kararın kooperatif ana sözleşmesine, afaki iyi niyet kurallarına ve Kooperatif Kanunu’na aykırı olduğu iddiası ile açılan davada her ne kadar 41.000,00 TL’lik ödemenin gerekçesizliği ve nisbi eşitlik ilkesine aykırı olduğu yönünde kanaate varılmış olsa da işbu hususta Yargıtay 11. HD. 15.04.2004 tarih, 2003/9098 E. 2004/4044 K. Sayılı kararı; “Genel kurulda alınan kararların ana sözleşmeye, yasaya Ve objektif iyi niyet kurallarına aykırı olduğu yönündeki iddialarının somut delillerle kanıtlanması gerekmektedir.” şeklinde olduğunu, davacı yanın, yalnızca söz konusu kararın kooperatif ana sözleşmesine, afaki iyi niyet kurallarına ve Kooperatif Kanununa aykırı olduğunu iddia ettiğini, ancak iddialarını hiç bir delille kanıtlayamadığını, yerel mahkeme tarafından iptaline karar verilen 6 nolu karar yalnızca evini teslim alanların 2017 yılı için 41.000,00 EL ödeme yapmalarına ilişkin olmayıp aynı zamanda üyelerin ödemekle yükümlü olduğu aidat miktarına ilişkin olduğunu, iptal kararı gerekçesinde yerel mahkemenin yalnızca bilirkişi raporları kanaati ile hareket etmiş olup karar gerekçesinde de bilirkişilerin değerlendirmelerinde yer alan cümlelere yer verdiğini, 41.000,00 TL’lik ödemenin gerekçesizliği ve nisbi eşitliğe aykırılığı yönünde kanaate varılan ve hükme esas alınan raporda, iptal edilen © nolu maddede yer alan aidat kararının yerindeliği hususunun “aidat kararının kanuna, ana sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olmadığı yönünde kanaate varılmıştır” şeklinde beyan edildiğini, aidat ödeme yükümlülüğünün üyelerin kooperatife karşı temel parasal yükümlülüklerinden olup, genel kurul toplantısında aidat miktarına ilişkin belirlenen 2.000,00 TL’lik tutarın bilirkişi raporlarında kanuna, ana sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olmadığı yönünde kanaate varıldığını, bu nedenlerle 6 nolu maddenin aidat ödemelerine ilişkin kısmının hukuka ve ilgili mevzuata uygun bulunmasına karşın maddenin tamamına yönelik verilen iptal kararının hukuka uygun olmadığını ileri sürerek Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1013 E. 2021/602 K. sayılı dosyasının birleşen 2017/1011 E sayılı dosyası üzerinden verilen kısmen kabul kararının kaldırılmasına ve davanın reddine hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacılara yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Birleşen Dosya Davacıları vekilince sunulan istinafa cevap dilekçesinde özetle; Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1013 E. – 2021/602 K. sayılı kararına karşı davalı kooperatif tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğunu, davalı tarafından yapılan istinaf başvurusunda Mahkemece verilen kısmen kabul kararında kooperatifin 30.06.2017 tarihli genel kurulda alınan kararlardan 6 nolu maddenin iptaline ilişkin verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulduğunu, ancak Yerel Mahkemece genel kuruldaki 6 nolu maddenin iptali kararının usul ve yasaya uygun olup davalı tarafın istinaf başvurusunun haksız ve mesnetsiz olduğunu, ilgili karara karşı reddedilen talepleri yönünden taraflarınca da istinaf yoluna başvurulduğunu beyan ederek davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava, kooperatif genel kurul kararının iptaline ilişkindir.Asıl dava davacıları Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1013 esas Sayılı dosyasında öncelikle davalı Kooperatifin 30.06.2017 tarihli genel kurul kararının yoklukla malul olduğunun tespiti ile iptaline olmadığı takdirde genel kurulda alınan 6. ve 7. Numaralı kararların kendileri aleyhinde hüküm ifade etmemesi açısından iptaline karar verilmesini talep etmişlerdir. Birleşen dava davacıları Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1011 Esas sayılı dosyasında öncelikle davalı Kooperatifin 30.06.2017 tarihli genel kurulunda alınan tüm kararların iptaline şayet mahkeme aksi kanaatte ise genel kurulda alınan 2.4.6. ve 7. Numaralı kararların iptaline karar verilmesini talep etmişlerdir.Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1011 Esas sayılı dosyası Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1013 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmiş olunup yargılamaya 2017/1013 Esas sayılı dosya üzerinden devam ettiği görülmüştür.Dosyada karar örneği sunulan Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/138 Esas 2018/954 Karar sayılı ilamı incelendiğinde; Davacılar …,…, …,…’ın davalı Kooperatifin 30/06/2017 tarihinde yapılan genel kurulunun mutlak butlanla batıl olması nedeniyle iptaline olmadığı takdirde genel kurulda alınan 4. 6. ve 7. Numaralı kararların iptaline karar verilmesini talep etmişlerdir. Mahkemece yapılan yargılama sonucu 03.12.2018 tarihinde davanın reddine karar verildiği, kararın henüz kesinleşmediği görülmüştür.1163 sayılı Kooperatifler Kanunu 53. Maddesinde;” Aşağıda yazılı kimseler kanuna, anasözleşme hükümlerine ve iyi niyet esaslarına aykırı olduğu iddiası ile Genel Kurul kararları aleyhine, toplantıyı kovalıyan günden başlamak üzere bir ay içinde, kooperatif merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemeye başvurabilirler.
1. Toplantıda hazır bulunup da kararlara aykırı kalarak keyfiyeti tutanağa geçirten veya oyunu kullanmasına haksız olarak müsaade edilmiyen yahut toplantıya çağrının usulü dairesinde yapılmadığını veyahut gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmediğini yahut da Genel Kurul toplantısına katılmaya yetkili olmıyan kimselerin karara katılmış bulunduklarını iddia eden pay sahipleri;
2. Yönetim Kurulu;
3. Kararların yerine getirilmesi Yönetim Kurulu üyeleri ile denetçilerin şahsi sorumluluklarını mucip olduğu takdirde bunların her biri;
Bozma davasının açıldığı ve duruşmanın yapılacağı gün, Yönetim Kurulu tarafından usulen ilan olunur.
Birinci fıkrada yazılı bir aylık hak düşüren sürenin sona ermesinden önce duruşmaya başlanılamaz. Birden fazla bozma davası açıldığı takdirde, davalar birleştirilerek görülür.
Mahkeme, kooperatifin isteği üzerine muhtemel zararlarına karşı davacıların teminat göstermesine karar verebilir. Teminatın mahiyet ve miktarını belirtmek mahkemeye aittir.
Bir kararın bozulması bütün ortaklar için hüküm ifade eder.” Düzenlemesi mevcuttur. Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/138 Esas 2018/954 Karar sayılı ilamı henüz kesinleşmemiş olup 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu 53. Maddedeki düzenlemeler ile HMK 165. maddesi karşısında aynı tarihli (30/06/2017) genel kurul kararları aleyhine açılmış Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/138 Esas 2018/954 Karar sayılı dava dosyasının/kararının sonucu/kesinleşmesi, eldeki aynı tarihli genel kurul kararları aleyhine açılmış işbu asıl ve birleşen davaların sonucunu doğrudan etkileyeceğinden Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/138 Esas 2018/954 Karar sayılı ilamının kesinleşmesi beklenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken belirtilen husus yerine getirilmeden yazılı şekilde karar verilmiş olunması usul ve yasaya aykırı olup açıklamalar ışığında asıl dava davacıları ve davalı kooperatifin istinaf talebinin bu yönden kabulüne karar vermek gerekmiştir.Yukarıda belirtilen gerekçelerle sonuç olarak HMK’nun 355. Maddesi uyarınca istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda,istinaf eden asıl davacılar ve davalı kooperatif vekilinin istinaf sebepleri yukarıda belirtilen yönlerden yerinde görüldüğünden, HMK’nın 353/(1)-a.6. maddesi gereğince istinafa konu edilen yerel mahkeme kararın kaldırılmasına, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6. maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl dava davacıları ve davalı kooperatif vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-HMK’nın 353/1-a.6 md. gereğince, KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 13/07/2021 tarih ve 2017/1013 E – 2021/602 K sayılı kararın KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
4-Asıl dava davacıları ve davalı kooperatifçe yatırılan istinaf karar harcının talepleri halinde kendilerine iadesine ,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Asıl dava davacıları ve davalı kooperatif tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve isitnaf kanun yoluna başvurma harcının ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-H.M.K. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirilmlerin, H.M.K. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, KESİN olarak oybirliği ile karar verildi. 31/12/2021