Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/2100 E. 2021/2284 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2100
KARAR NO: 2021/2284
KARAR TARİHİ: 30/12/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/09/2021
NUMARASI: 2020/574 E. 2021/645 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ: 30/12/2021
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 09/09/2021 tarih ve 2020/574 E – 2021/645 K kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacı sigorta şirketinin davalıdan alacağını temin için başlatılan Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça icra takibine itiraz edildiğini, davalıya ait … plakalı aracın davacı sigorta şirketince sigorta poliçesi ile teminat altına alındığını, dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki bu araç ile 12/01/2019 tarihinde park halinde bulunan … plaka araca ve bundan başka 2 araca daha çarparak maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davalıya ait araç sürücüsünün kazada asli kusurlu olduğunu, kazadan sonra … plakalı araçta 4.352,00-TL zarar meydana geldiğini ve davacı şirketçe ödendiğini, kazanın meydana gelmesinde davalının asli kusurlu olduğunu, davalının kazadan sonra olay yerini terk ettiğini, alkol raporu temin edilemediğini, bu nedenle rücuen tahsili için davalıya icra takibi başlatıldığını, itiraz nedeniyle takibin durduğunu, arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesi talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; uzun yıllardır araç kiralama işi ile uğraştığını, maliki bulunulan … plakalı aracın dava dışı …’ın sevk ve idaresinde iken kazanın meydana geldiğini, 2918 Sayılı Yasanın 3 ve 85.maddeleri gereğince davanın …’a ihbarını, araç kira sözleşmesi ile aracı kiralayan sürücü olması nedeniyle davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesi talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkeme kararında “… benimsenen bilirkişi kök raporu ve ek raporu çerçevesinde davacı sigortacının davalı sigortalıya rücu edilmesi olanaklı bir tazminat ödemesi bulunmadığı ve bu sebeple başlatmış olduğu icra takibinin yerinde olmadığı kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir. …” şeklinde karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;Mahkeme kararında ağır/asli kusur ayrımı üzerinde durulduğunu, ağır kusur, yargısal kararlarda “aynı durum ve koşullar altında her mantıklı insanın göstereceği en ilkel (basit) dikkat ve özenin gösterilmemesi” şeklinde tanımlandığını, başka bir anlatımla ağır kusurda; hal ve şartların yüklediği özen gösterme ve tedbir alma ödevlerine veya bir hareket tarzı emreden kurallara “tam bir aldırmazlık” söz konusu olduğunu, ağır kusur, bağışlanması kesinlikle olanaksız olan irade eksikliği esasına dayandığını, ancak buna rağmen bu tanımları hiçe sayarak söz konusu olayda davacının asli kusurlu olduğunu ancak ağır kusurlu olmadığı kanaatine varılarak rücu edilemeyeceğinden bahisle davanın reddine karar verildiğini, davacının burada ağır kusurlu olduğu durumu sabitken ilk derece mahkemesince kabulü mümkün olmayan şekilde davacının sadece asli kusurlu olduğu kanısına varılmış olması olduğunu, bu durumun davacı sürücünün ehliyetinin olmaması durumuyla da eşdeğer olduğunu, gerçekleşen sonuca göre kusurun derecesi değişmemesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle davacının olası kastla hareket ettiğinin kabulü gerekmekte olup rücu nedenlerinin haklılığının kabul edilmesi gerektiğini, söz konusu olayın, somut şartları ile de değerlendirilmesi ve davacının ağır kusurlu olduğu kabul edilmeliyken davanın reddedilmesinin hukukla bağdaşmamakta olup kararının kaldırılmasını gerektirdiğini, ağır kusurda kusur şekli olarak objektif bileşenler için genel hayat tecrübelerine göre veya uzmanların yardımıyla sigorta ettiren kimseden beklenebilir bir davranışı ihlal eden vakıaların ispatının kafi sayılması gerektiğini, davacının aslında kaza riskini öngörebilecek durumda olup bu riski göze almış ve olası kastla hareket ettiğini örtülü olarak kabul ettiğini, kırmızı ışıkta geçilmesine ilişkin Yargıtay kararını inceleyen HGK kararlarında da görüleceği üzere “bir anlık dikkatsizlik, sağlık problemleri veya zamanlama hataları mazur görülebilir ancak sigortalının gerekli açıklamaları yapmasıyla” ifadesinin de kendilerini haklı çıkardığını, HGK kararına göre de davacının mazur görülebilir bir mazereti olmadığını, bu nedenle ağır kusurlu olduğunun İlk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Dava; Kayseri Genel İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında 4.352 TL rücun tazminat 239,30 TL işlemiş faiz olmak üzere 4.591,30 TL üzerinden başlatılan takibe yapılan itirazın iptaline ilişkindir. İşbu davada istenen toplam alacak miktarı (Dava değeri) 4.591,30 TL’dir. İstinaf edilen kararda davanın reddine karar verilmiştir.Dolayısıyla reddedilen dava/karar miktarı=4.591,30 TL dir. Davacı işbu ret kararını istinaf etttiğinden istinaf edilen ret dava/karar miktarının 4.591,30 TL olduğu anlaşılmıştır.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İstinaf Yoluna Başvurulabilen Kararlar” başlığını taşıyan 341. maddesinin 2. fıkrasında açıkça; “Miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.” 4. Fıkrasında :”(4) Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü üç bin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.” şeklinde düzenlenmiştir.02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile değişik Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ”istinaf yoluna başvurulabilen kararlar” kenar başlığını taşıyan 341. maddesinin 2-3-4. fıkralarında değişiklik yapılarak “binbeşyüz” Türk Lirası ibaresi “üçbin” Türk Lirası olarak değiştirilmiş, yine 6763 sayılı Kanunun 47. maddesinde kanunun yayımı tarihi ile yürürlüğe gireceği aynı Kanunun “Parasal sınırların artırılması” başlıklı ek 1. maddesinde;”(1) 200 üncü, 201 inci, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırlar her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz.(2) 200 üncü ve 201 inci maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hukuki işlemin yapıldığı, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktar esas alınır.” hükmü getirilmiştir.Mahkemece 09/09/2021 tarihinde nihai karar verilmiş olup, hükmün verildiği tarih itibariyle kesinlik (İstinaf edilebilme) sınırı 5.880,00-TL’dir.Davacı tarafından istinaf kanun yoluna konu edilen karara ilişkin dava değerinin/red edilen miktarının ise 4.591,30 TL’ye ilişkin olduğu görülmüş olup HMK 341/4 maddesi gereğince alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü üç bin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.Hükmün verildiği tarih itibariyle bu miktar 5.880,00 (beşbinsekizyüzseksen) Türk Lirası olup,bu miktarı geçmeyen kararlar kesin olduğundan, mahkemece her ne kadar ilgili istinaf başvuru dilekçesinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 346/1. maddesi uyarınca reddine karar verilmemiş ise de; aynı Kanun hükmü ve 352. madde hükmü uyarınca, istinaf başvuru dilekçesinin miktar itibariyle kesin olan bir karara ilişkin olması sebebiyle davacı tarafın istinaf dilekçesinin/başvurusunun HMK 352/1-b maddesi gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiştir. HMK 352/1-b maddesine göre kesin olan kararların istinafı halinde Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk dairesince ön incelemede öncelikle gerekli karar verilir.
Açıklanan nedenlerle davacı tarafın istinaf ettiği karara ilişkin dava değerinin/reddedilen karar miktarının kesinlik (istinaf edilebilme) sınırının altında olması nedeniyle kesin sayılan kararla ilgili işbu istinaf dilekçesinin/talebinin HMK 341/4 ve HMK 352/1-b maddeleri gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinafa konu dava değerinin/ret karar miktarının karar tarihi itibari ile kesinlik (istinaf edilebilme) sınırı kapsamında kaldığı anlaşıldığından, davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/4 ve 352/1-b maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-İstinaf eden davacının peşin yatırdığı 280,70 TL istinaf karar harcının talebi halinde kendisine iadesine,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf posta/yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvuru harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; HMK’nın 359/4 maddesi gereğince de karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1 bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 30/12/2021