Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/2033 E. 2021/2219 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2033
KARAR NO: 2021/2219
KARAR TARİHİ: 23/12/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Rücuen Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ: 24/12/2021
KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 09/11/2021 tarih ve 2021/737 E – 2021/994 K kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle;Dava dışı …’nın (TC:…) özel güvenlik görevlisi olarak 09.03.2015 – 06.03.2019 tarihleri arasında Kayseri Şube Müdürlüğü’nde özel güvenlik işlerini yürüten çeşitli özel güvenlik şirketlerinde çalışmış ve en son çalıştığı … Koruma ve Özel Güvenlik Hizmetleri Ticaret Limited Şirketi tarafından 06.03.2019 tarihinde iş akdinin feshedildiğini, 4857 sayılı İş Kanunun 112. Maddesi gereğince sorumlu olunan Kıdem Tazminatı; Kamu İhale Kanununa Göre İhale Edilen Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımları Kapsamında İstihdam Edilen İşçilerin Kıdem Tazminatlarının Ödenmesi Hakkında Yönetmenlik hükümleri gereğince Özel güvenlik görevlisi …’ya davacı tarafça 3 yıl 11 Ay 13 günlük hizmeti karşılığı 14.081,40-TL ile 107,70-TL damga vergisi olmak üzere toplam 14.189,10-TL kıdem tazminatı, ayrıca 3.921,50-TL ile 29,99-TL damga vergisi olmak üzere toplam 3.951,49-TL kıdem tazminatı toplu iş sözleşmesi farkı ödendiğini, 01.06.2016-15.06.2016 tarihi arasında doğrudan temin ile hizmet alımı yapıldığından bu sürenin kıdem tazminatı hesaplamasına dâhil edilmediğini, davalı şirketlere yapılan yazılı bildirime rağmen kıdem tazminatı ve TİS farkından sorumlu oldukları parayı ödemediklerini, davacı kurum ile şirketler arasında imzalanan hizmet alım sözleşmelerine göre; davacı kurumun bina ve eklentilerinin güvenlik hizmetleri için çalıştırılacak personelin tüm sorumluluğunun firmaya ait olacağını ve sözleşme konusu işlerin yapılması ve çalıştırılan işçiler bakımından İş Kanunu ve mevzuatın işverenlere yüklediği yükümlülükleri yerine getirmekten şirketlerin sorumlu olacağını, tüm işçilik alacaklarından yüklenici şirketlerin sorumlu olacağı hususunun sözleşmenin eki sayılan teknik, idari ve genel şartnamelerde de belirtildiğini, ayrıca firmalara sözleşme gereğince ödenen, sözleşme bedeli içerisinde tüm işçilik alacaklarının da yer aldığının yine sözleşmelerde belirtildiğini, bu nedenle davacı kurum tarafından özel güvenlik görevlisi …’ya ödenen bedelin davalı firmalardan rücuen tahsilini talep etmek gerektiğini, dava dışı özel güvenlik görevlisi …’nın işten ayrıldığı tarihe kadar, davacı kurum bünyesinde ihale ile özel güvenlik hizmetlerinde bulunan, farklı şirketlerde görev aldığını, sözleşmeler incelendiğinde, sözleşme konusu işlerin yapılması ve çalıştırılan işçiler bakımından iş kanunu veya benzer mevzuatın işverenlere yüklediği yükümlülüklerin yerine getirmekten firmaların sorumlu olduğunu, ayrıca adı geçen firmalar ile davacı idare arasında imzalanan sözleşmelere göre faiz oranları belirlendiğini, faiz oranının belirlenmediği sözleşmelerde ticari faiz uygulanacağını, bu nedenle adı geçen firmalar tarafımızca işçiye ödenen bedelden sorumlu olduğunu, sözleşme ile öngörülen faiz oranı üzerinden davacı tarafa ödeme yapılması gerektiğini, bu nedenlerle …’ya ödenen kıdem tazminatı ve kıdem tazminatı TİS farkının davalı firmalarla imzalanan sözleşmeler gereği ödeme tarihinden itibaren uygulanacak sözleşme faiziyle-faiz belirtilmeyen sözleşmelerde ticari faiziyle birlikte davalı şirketlerden sorumlulukları oranında müştereken ve müteselsilen rücuen tahsilini, davacı tarafça …’ya kıdem tazminatı ve kıdem tazminatı TİS farkı olarak ödenen 18.140,59- TL’ nin; a- 956,11-TL’sinin … Güvenlik Şirketinden, b- 11.001,64-TL’sinin …-… Özel Güvenlik Şirketlerinden, c- 3.824,44-TL’sinin …-… Şirketlerinden, d- 2.358,40-TL’sinin … Koruma Özel Güvenlik Şirketinden, (14.189,10-TL’nin 21.03.2019 tarihinden, 3.951,49-TL’nin 02.08.2019 tarihinden itibaren) uygulanacak sözleşme faizleri, faiz oranı belirlenmeyen sözleşmelerde ticari faiziyle birlikte sorumlulukları oranında müştereken ve müteselsilen davalılardan rücuen tahsilini, yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin davalı taraflara yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar Vekili süresi içinde vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; dava dışı işçiye davacı idarenin ödeme yaptığını, ödeme sonucu müvekkillerine rücu davası açıldığını, davanın hukuka aykırı olduğunu ve reddi gerektiğini, davalı şirketler ile davacı arasında imzalanan hizmet sözleşmelerinde yetkili yer belirlendiğini ve yetkili yer sözleşmesi yapıldığını, buna göre taraflar arasında çıkacak herhangi bir uyuşmazlıkta yetkili yer mahkemesi olarak Ankara Mahkemeleri belirlendiğini, yetkisiz yerde açılan iş bu davanın yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmesini, ayrıca dava dışı işçiye hangi alacaklarına karşılık ne kadar ödeme yapıldığının dava dilekçesinden anlaşılamadığını, bu nedenle dava sonuç talep kısmı belirsiz olan iş bu davanın dava şartı yokluğundan reddini, davacının yaptığı ödemeden huzurdaki dava ile haberdar olunduğunu, alacaklının zararını tanzim eden davacının, tarafa rücu ettiğini, ancak herhangi bir ihbar ve bildirimde bulunmadığını, bu durumun dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiğini, davacının davalı tarafa öncelikle bildirimde bulunması gerektiğini, hangi ücreti ne için ödediğini bildirmesi gerektiğini, davacının dava dışı işçiye ödemeyi ne için, nasıl ne miktarda yaptığının bilinmediğini, davalı şirketin davacıdan ihale ile iş aldığını, ihaleyi kazanan davalı şirketin mevcut işçilerle çalışmaya devam ettiğini, ancak davacının, ihaleye çıktığı işçi sayısını zaman içerisinde düşürdüğünü, mesela 200 işçi ile ihale ettiği iş başladıktan bir müddet sonra, depolarını kapattığını, depolarını kapatınca işçilerin açıkta kaldığını, 200 işçi ile başlayan işin 100 işçiye kadar düştüğünü, davacı tarafın deponun kapanacağını davalı tarafa bir gün önceden bildirdiğini, işçilere bilgi verme, tutanak tutma, ihbar önelleri v.s için davalı şirketin zamanının da kalmadığını, ilk başta ihale ettikleri sayıyı depoları kapatarak azaltmaları sonucu, “işçileri size iade ettik işten çıkartmadık” yönündeki beyanlarının hakkın kötüye kullanılması olduğunu, davalı şirket tarafına hiç bir ihtarda bulunmayan davacının davasının dürüstlük ve iyi niyet kurallarına aykırı olup reddi gerektiğini, bunun yanı sıra davalı şirket ve davacı arasında imzalanan sözleşmelerin ya da teknik ve idari şartnamelerin hiç birisinde asıl işverenin işçilik alacakları yönüyle davalı şirkete rücu edebileceği yönünde bir düzenleme bulunmadığını, davalı şirketin ihale ile iş aldığını ve ihale şartnamesinde yazmayan hiç bir kalemi işçilere ödemesinin mümkün olmadığını, ihale makamının kıdem tazminatı yönünden davalı şirkete herhangi bir ödeme yapmadığını, bu nedenle söz konusu alacağın ihale makamı olan davacı tarafından ödenmesi gerektiğini, aksi durumun ihale şartnamesine de aykırılık oluşturacağını, davacının, ödediği vergileri de talep ettiğini, oysa ki davacının ödediği verginin davalı şirketi ilgilendirmeyip, iş bu dava sonunda haklı çıkmaları şartıyla vergi dairesinden geri ödenmesi yada mahsubu için talepte bulunabileceklerini, ödenen verginin iadesinin talep edileceği görevli mahkemenin de huzurdaki mahkeme olmadığını beyan etmiş, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkeme kararında “…HMK 17.maddesinde “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşme ile yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşme ile belirlenen bu mahkemelerde açılabilir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır. İşbu davanın tarafları tacir olup, taraflar arasında imzalanan sözleşmelerin 37.maddelerinde Ankara Mahkemelerinin yetkili olduğunun kararlaştırıldığı ve başkaca mahkemelerin de yetkili olduğuna dair hüküm bulunmadığı görülmüştür. Kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde mahkemenin yetkisi hakim tarafından re’sen ele alınmayacak ancak davalı tarafından süresi içinde usulüne uygun yetki itirazında bulunulursa yetki hususunda bir karar verilecektir. Davalılar vekili süresi içinde yetki ilk itirazında bulunmuş ve yetkili mahkemeyi usulüne uygun bir şekilde göstermiştir. Taraflar genel veya özel yetkili mahkemelerinde yetkisinin devam etmesini istediklerine ilişkin sözleşmeye herhangi bir ibare koymamışlardır. Bu durumda artık genel yetkili mahkeme yetkili değildir, yetki sözleşmesi uyarınca Ankara Ticaret Mahkemesi yetkilidir. Davalı vekilince yasal süresi içinde yetki itirazında bulunularak yetkili mahkemenin belirtildiği anlaşılmakla, yetki ilk itirazının kabulüne karar verilerek mahkememizin yetkisizliği nedeni ile davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir….” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinafa başvuru dilekçesinde özetle; Dava dışı … (TC.No:…) adlı özel güvenlik görevlisinin 09.03.2015 – 06.03.2019 tarihleri arasında Kurum bünyesindeki Kayseri Şube Müdürlüğünde özel güvenlik işlerini yürüten çeşitli özel güvenlik şirketlerinde çalıştığını ve en son çalıştığı … Güvenlik Hizmetleri Tic. Ltd. Şti tarafından 06.03.2019 tarihinde iş akdinin feshedildiğini, 4857 sayılı İş Kanunun 112. Maddesi gereğince sorumlu oldukları kıdem tazminatının; Kamu İhale Kanununa Göre İhale Edilen Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımları Kapsamında İstihdam Edilen İşçilerin Kıdem Tazminatlarının Ödenmesi Hakkında Yönetmenlik hükümleri gereğince Özel güvenlik görevlisi …’ya kurumlarınca 3 yıl 11 ay 13 günlük hizmeti karşılığı 14.189,10- TL kıdem tazminatı ve 3.951,49-TL kıdem tazminatı toplu iş sözleşmesi farkının ödendiğini, Kayseri Şube Müdürlüğümüzce ödenen kıdem tazminatının rücuan tahsili için ilgili firmalara karşı sözleşmenin uygulama yeri Kayseri’de olduğu için Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/527 esas sayılı dosyası ile rücuen tazminat davasının açıldığını,2021/527 esas sayılı dosyanın Ön inceleme duruşmasında; davalılar … Güvenlik Danışmanlık Eğ. Alarm Cihazları ve Sistemleri Tic.Ltd. Şirketi, … Özel Güvenlik Hizmetleri Limited Şirketi ve S.T.K. Güvenlik Sistemleri Özel Güvenlik Ticaret Limited Şirketi vekilince yetki itirazında bulunulması üzerine Mahkemece bu davalılar yönünden dosyanın ayrı bir esasa kaydı ile talebin değerlendirilmesine karar verildiğini, bu üç davalı yönünden tefrik edilen dosya aynı mahkemenin 2021/737 esasına kaydedildiğini ve dosya üzerinden mahkemenin yetkisizliğine, Ankara Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğuna karar verildiğini, davalılarla yapılan hizmet alım sözleşmelerinde tüm Türkiye çapında Özel Güvenlik Hizmeti alımı yapılmakta ve sözleşmenin ifa yerlerinin de Genel Müdürlüğü ile Şube Müdürlüklerinin olduğunu, dava dışı …’da Kayseri Şube Müdürlüğü Özel Güvenlik işinde çalıştığından HMK .MADDE 10 – Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.” hükmü gereğince sözleşmenin ifa yeri olan Kayseri Mahkemeleri yetkili olduğundan davanın Kayseride açıldığını, mahkemece yetki itirazında bulunan davalılar yönünden dosyanın ayrılarak yetkisizlik kararı verilmesinin yasal dayanağının bulunmadığını, yetki itirazı üzerine dosyanın ayrılmasını HMK 7. maddesinde “Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır. Birden fazla davalının bulunduğu hallerde, davanın, davalılardan birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı, deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme, ilgili davalının itirazı üzerine, onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir.” hükmü ile düzenlediğini, bu da ancak davalılardan birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığını, deliller veya belirtilerle anlaşılırsa mümkün olduğunu, davalıların yerleşim adresi Uşak olduğundan davanın Ankara’da açılmasının davalı yönünden bir faydası olmayacağı gibi usul ekonomisi ilkesine de aykırı olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının ortadan kaldırılarak talepleri doğrultusunda Kayseri mahkemelerinin yetkili olduğuna karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir” şeklinde düzenleme bulunduğundan işbu madde hükmüne göre inceleme yapılmak gerekmiştir. Dava, tacirler arası hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. Yapılan yargılama sonucu mahkemece tarafların tacir oldukları, aralarında 6100 Sayılı HMK 17 hükmü uyarınca yetki sözleşmesi yapıldığı gerekçesi ile davalılardan … GÜVENLİK DANIŞ.EĞT.ALARM CİH. VE S.T.LTD.ŞTİ.,… SİSTEMLERİ ÖZEL GÜVENLİK TİC. LTD. ŞTİ. İle … ÖZEL GÜVENLİK HİZMETLERİ LİMİTED ŞİRKETİ aleyhine açılmış davanın asıl davadan (2019/521 esastan) tefriki ile yeniden işbu esasa kaydı yapılarak bu davalılar yönünden yetkisizlik kararı verildiği görülmüştür.Diğer davalı … KORUMA VE ÖZEL GÜVENLİK HİZ.LTD.ŞTİ hakkındaki dava yönünden ise 2019/527 esas sayılı asıl dava dosyası üzerinden yargılamaya devam edilmiştir.Dava dilekçesinin davalı … Sistemleri Özel Güv. Tic. Ltd. Şti’ ne 04/08/2021 tarihinde, davalı … Özel Güvenlik Hizmetleri’ ne 04/08/2021 tarihinde, davalı … Güv. Danış. Eğt. Alarm. Cih. ve ST. Ltd. Şti’ ne 04/08/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilince 27.08.2021 tarihinde yetki itirazında bulunulduğu dosya kapsamında mevcut bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 17. maddesinde “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” düzenlemesi yer almaktadır. Yetki sözleşmesi tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapıldığı takdirde HMK’nın 17. maddesi uyarınca geçerlidir. Yalnızca tacirler ve kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi yetkili kılabilir. Bu yeni düzenleme, 01.10.2011 tarihinden sonra açılacak davalar bakımından uygulanmakla birlikte, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 19. maddesinin 2. bendi “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmünü içermektedir.Davacı … Genel Müdürlüğü dava dışı …’nın davalı şirketler ile dava dışı Şirket … Güvenlik şirketi bünyesinde 09.03.2015-06.03.2019 tarihleri arasında çalıştığını, dava dışı işçinin iş akdinin son işveren tarafından haksız şekilde fesih edilmesinden dolayı dava dışı işçiye kıdem tazminatı ödemesi yapmak zorunda kaldıklarını ödedikleri bu bedelin davalılardan rücuan tahsilini talep ettikleri görülmüştür. Davacı … Genel Müdürlüğü ile davalılar … Güvenlik Limited şirketi arasında 29.12.2015 tarihli; … Güvenlik Limited şirketi ve … Özel Güvenlik Limited Şirketi İş ortaklığı ile 27.11.2013,08.03.2016,13.06.2016,20.07.2016,29.08.2016, 12.10.2016, 22.08.2017 tarihli; … Güvenlik Limited şirketi ve … Özel Güvenlik Limited şirketi iş ortaklığı 04.10.2017 tarihli hizmet alım sözleşmelerinin imzalandığı, bu sözleşme ve eklerinden doğabilecek uyuşmazlıklar için Ankara Mahkemelerinin yetkili olduğunun kararlaştırıldığı görülmüştür. Taraflar tacir olup somut olayda kesin yetki kuralının bulunmaması, davalıların süresinde verikleri cevap dilekçesi ile yetki itirazlarında bulunması ve 6100 sayılı HMK’nın 17. maddesi uyarınca yetkiye dair yapmış oldukları sözleşmenin geçerli olması hususları birlikte değerlendirildiğinde mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda davacı tarafın söz konusu istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının 6100 sayılı HMK 353/1-b,1 ve 362/1-c maddeleri gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 09/11/2021 tarih ve 2021/737 E – 2021/994 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davacı tarafça peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-c bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 23/12/2021